MakalelerTeknoloji ve İnovasyon Haberleri

Çağımızın Olmazsa Olmazı: Yenilikçilik

Ar-Ge Harcamaları: Yenilikçilik Ar-Geden beslendiği için ülkelere ait Ar-Ge harcamalarını da incelemekte fayda var. Bu nedenle GSYİH’nin ya da bir diğer deyişle üretilen tüm niha-i mal ve hizmetlerin para birimi cinsinden değerinin ne kadarını Ar-Ge’ye harcadığımız hayli önemli. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından hazırlanan veriler, son 10 yıl içinde Türkiye’nin Ar-Ge harcamalarının GSYİH’ye oranında büyük bir artış olduğunu gösteriyor.

Bu artışta özel sektörün ve devlet desteklerinin büyük payı 45 var. Her ne kadar bu artış bizi yenilikçilik sıralamalarında üst sı- 40 ralara taşımaya henüz yetmese de uzun vadede olumlu etkiler 35 göstereceği şüphesiz.

Dünyadaki Ar-Ge harcamalarındaki durumun ne olduğunu görmek için aşağıdaki grafiği incelemekte fayda var. Bu grafikteki yatay eksende Ar-Ge harcamalarının ülkelerin GSYİH değerine oranı, dikey eksende ise ülkelerdeki bilim insanı ve mühendis 15 sayısının nüfusa oranı bulunuyor. Dairesel alanlar ise o ülkedeki Ar-Ge harcamalarının miktarını gösteriyor. Dünyanın en büyük Ar-Ge bütçesine sahip ABD’yle Ar-Ge yatırımları açısından rekabet edebilecek ülkeler arasında Çin, Japonya ve Almanya sayılabilir. Bununla birlikte son zamanlarda gelişmekte olan ülkeler de Ar-Ge harcamalarını artırarak dünya liderlerine meydan okuyacak bir yükselme hızına sahip olmaya başladı.

Ar-Ge’nin önemi her geçen gün daha da iyi anlaşılıyor, buna bağlı olarak Ar-Ge yeteneklerini geliştirmek için artık sadece şirketler değil ülkeler bile aralarında işbirliği yapıyor.

Burada ele almamız gereken bir diğer konu da Ar-Ge yapacak yetişmiş insan sayısı. Türkiye 70 milyonun üzerindeki nüfusuna rağmen bilim insanı ve mühendislik mevcudu açısından 35. sırada yer alıyor. Son yıllarda araştırmacı sayısında büyük artış olsa da bu sayının çokluğundan ziyade yetişen personelin niteliği ve çalışma alanları önemli.

Ülkemizde yenilikçilik finansmanı için çeşitli destek mekanizmaları hayata geçirilmiştir. Bunlar arasında TÜBİTAK tarafından yürütülen Ar-Ge destekleri, Küçük ve Orta Ölçekli işletmeleri Geliştirme ve Destekleme idaresi Başkanlığı’nın (KOS-GEB) KOBİ’lerin rekabet güçlerini artırmaya yönelik sunduğu farklı destekler, kalkınma ajanslarının sağladığı destekler vardır. Ayrıca Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca yürütülen Sanayi Tezleri (SANTEZ) projeleri, Maliye Bakanlığı’nca uygulanan Ar-Ge vergi teşvikleri, Hazine Müsteşarlığı tarafından sağlanan yatırım destekleri, Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından sağlanan ihracat destekleri ve Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) tarafından sağlanan destekler gibi pek çok farklı yenilikçilik desteği de sayılabilir.

Yenilikçilikte Kaçma Sıradayız?

Ülkelerin jeopolitik konumları, doğal zenginlikleri gibi dünya üzerinde güçlü olmalarını sağlayacak önemli parametrelerden biri olan yenilikçilik, artık sayısal değerlere bağlanarak hesaplanıyor. Bununla birlikte yenilikçiliği bir girdi olarak kabul eden Dünya Bankası da bilgi ekonomisi kavramı kapsamında performanslarını analiz ettiği ülkeleri bir sıralamaya koyuyor.

Yenilikçilik sadece teknoloji üretmek anlamına gelmediği için bu değerler hesaplanırken Ar-Ge araştırmaları tek başına değerlendirilmez. Eğitim harcamalarından patent başvurularına, YouTubea yüklenen video sayısından Wikipedia’ya hangi aralıkta dizin girildiğine kadar pek çok farklı kıstas değerlendirilir.

Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (World Intellectu-al Property Organization, WIPO), Cornell Üniversitesi ve INSEAD tarafından hazırlanan ve en kapsamlı sıralamalardan biri olan 2013 Küresel Yenilikçilik İndeksine (Global World Index) göre, Türkiye 142 ülke arasında 68. sırayı aldı. (Merak edenler için, bu sıralamanın son bir kaç yılma bakarsak 2009’da 51., 2010’da 67., 2011’de 65., 2012’de ise 72. sırada yer almıştık.)

Yenilikçilik ile ilgili verileri değerlendiren önemli bir diğer çalışma da Avrupa Birliği, INSEAD ve The Economist Intellegent Unit tarafından ortak olarak yapılıyor. Son yayımlanan raporda (Innovation Scoreboard 2013) esasta Avrupa Birliği üyesi olan 27 ülke (Hırvatistan Temmuz 2013’te Avrupa Birliğine üye oldu) ve Avrupa Birliğine üye olmayan Türkiye, Hırvatistan (o tarihte Avrupa Birliğine henüz üye değildi), İzlanda, Norveç, İsviçre hatta Güney Kore, Rusya ve ABD gibi farklı ülkeler karşılaştırılıyor. Bu karşılaştırmaya göre, Türkiye birçok alanda AB ortalamalarının altında kalsa da hızlı bir gelişim göstermesi göze çarpan sonuçlardan biri.Bütün bu verilere bakarak yenilikçilik kapasitesini artırmak için yapılacak çok iş, gidilecek çok yol olduğunu görebiliyoruz. Ancak biliyoruz ki “muhteşem bir şey, bir yerlerde keşfedilmeyi bekliyor” (Cari Sağan).

Dr. Zeynep Bilgici

Önceki sayfa 1 2 3

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu