Makaleler

Düşünce Yapınızı Değiştirin,Inovasyonu Körükleyin

Düşünce Yapınızı Değiştirin,Inovasyonu Körükleyin

Eski nesil düşünce sistemine sahipseniz korumacı, bilgiyi saklamaya meyilli, gücünüzü koruyabilmek için ekibinizi bilgiden uzak tutmayı tercih eden bir yapınız var demektir. Fikir alışverişlerini ancak kendi istediğiniz zamanlarda ve istediğiniz kişilerden alıyorsunuz demektir.

Yeni nesil düşünce sistemine sahipseniz, bilgiyi paylaşmaya açık, bilgiyi almaya açık ve katılımcı bir yaklaşıma sahipsiniz demektir. Fikir alışverişlerine her yaştan ve seviyeden insanla yapmaya doğal bir eğiliminiz var demektir.

Günümüzde şirketlerin “kuşak savaşları” dedikleri durumun özünde bu yatmakta. Eğer kurumunuzda inovasyonun yeşermesini ve ilerlemesini istiyorsanız, yeni nesil düşünce sistemine sahip çalışanlarınızın çoğunlukta olmasına özen gösterin. Çünkü eski nesil düşünce sistemindekiler çoğunlukla statüyü koruma endişesiyle hareket etmeyi tercih ederken, yeni nesil düşünceye sahip olanlar, anlam buldukları ve tutkulu oldukları konularda kurumlarını ilerletmek peşinde koşuyor.

Hangi nesile ait olduğunuzu ise yaşınız değil düşünce ve hareket tarzınız belirler.

Inovasyonun temelinde araştırmacı ve sorgulayıcı bir kişilik yatar. Aynı zamanda paylaşımcı bir eğilimde vardır çünkü fikir jimnastiği yapmak düşüncelerini pekiştirmeye ve geliştirmeye yardımcı olur. Eski nesil düşünce sistemleri yeniliğe ve dolayısıyla inovasyona kapalı bir yapı sergiler. Bu yüzden de işleri kurallar ve yönetmelikler çemberinde yürütme ihtiyacı hisseder, çünkü kontrol sahibi olmalarının tek yolu budur.

Bireyselliği çok kuvvetli olanlar, bilgiyi paylaşmadan tüm gelişmeleri kendileri yapmak ister. Böylece, kontrolun sürekli onlarda kalacağına ve konumlarını koruyabileceklerine inanırlar. Türkiye’de çok sık görülen bir durumdu bu. Ancak yeni nesil düşünceye sahip olanlar için bu tür davranışlar pek de önemli değil, çünkü bilgiye sahip olmak konusunda diğerlerinden çok daha üstün bir durumdalar. Daha açık süreçlerle hareket edebiliyorlar. Bu durumsa kapalı iletişim kültürüne sahip şirketlerde sorun yaratabiliyor. Bunun en önemli sebebin, eski nesil düşüncedekilerin açık ve paylaşımcı davranışı kendi konumlarına “tehditkar” bir yaklaşım olarak görmeleri.

Internet dünyasındaki gelişmeler ve özellikle de Sosyal Medya, bizleri “bilgi ekonomisinden” “Relationship Economy” dediğimiz “ilişkiler ekonomisine” geçirmeye başladı. Yeni nesil düşünceye sahip olanlar, sosyal mecralarda kazandıkları yeni bilgileri ve kişileri hayatlarına katarak, eski nesil düşüncelilerden çok daha yüksek enerji ve kaynak seviyesine ulaşmakta. Bu yüzden de son dönemlerin en büyük inovasyonlarını yeni nesil düşünce sistemlerine sahip olanlar getiriyorlar.

Kurumlar, kültürlerinin içine inovasyonu yerleştirmek istiyorsa, fikirlerin paylaşılmasına, tartışılmasına, hiyerarşi iletişiminin kaybolmasına, kendi kendini organize eden (self organizing) yapılanmaların oluşumuna artan oranda önem vermelidir.

Günümüzde yönetim kademelerinde yer alanların ezici bir çoğunluğunun hala sosyal medya gerçeğinden uzakta yaşıyor olması, dünyanın değişen dinamiklerini anlamakta ve dolayısıyla kurum kültürlerini geliştirmekte zorlanmalarının arkasında ki en önemli nedenlerin başında gelir. Dönem kurallarla yönetilen değil, güvene dayalı sistemlerle yönetilme dönemidir. Get used to it.

Fatmanur Erdogan / Kariyeryolculuğu

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu