Kariyer ve İş

Duygusal zekâ 2020 yılında en önemli iş becerisi sayılacak

EQ PARADOKSU

Dubai, American University in the Emi-rates’de yönetim dersleri veren yönetim danışmanı Prof. Uğur Zel, başarının izafi bir kavram olduğundan bahsediyor. Çalışanlarla ilişkilerinde liderlik tanımının çok dışında davranışları olan, duygusal zekâ ile hareket etmeyen yöneticilerin de üst düzey iş başarısı gösterebildiğini ve bunun bir paradoks olduğunu söyleyen Zel, “Örneğin General Elec-tric’in efsane CEO’su Jack Welch’in toplantılarda çok sert olduğu bilinir. Çalışanlarını karar verme sürecine katmayan, hata yapmalarına izin vermeyen, otonom hareket etmelerini istemeyen, delegasyon yapmayan ama sonuçlara baktığınızda şirketi başarıdan başarıya götüren bunun gibi çok yönetici var. Akademik olarak baktığımızda bu kişilerin başarılı olması beklenmez. Demek ki duygusal zekâ iş piyasasında başarı için en önemli kriter değil” diyor.

10 ve EO arasında dengeli kullanımın önemli olduğuna, bir başına ikisinin de başarıya götürmeyeceğine değinen Zel’e göre mekanik işlerle meşgul olan, hesaplama, analiz, raporlama gibi sol beyin ağırlıklı çalışılan fonksiyonlarda IQ ön planda. İnsan kaynakları ve müşteri İlişkileri gibi fonksiyonlarda ise EO, IO’dan daha gerekli olabilir.

İŞE ALIMDA YENİ DÖNEM

Neredeyse hiç IQ testi kullanılmadan sadece EQ envanterleri sonuçlarına bakarak personel alımı yapılan bir döneme girildiğine işaret eden Zel, iki örnek paylaşıyor.

Zel’in anlattığına göre, ABD Hava Kuvvetleri Komutanlığı 2000’lerin başında, havacı asker yetiştirmek üzere seçerek aldığı adayların yüzde 50’sine yakınının bir yıldan önce ayrılmasından dolayı ciddi anlamda zarar görüyor. 2002 yılında personel temin merkezinin alım sürecini tekrar gözden geçirmesi isteniyor. Sonuç olarak daha önce uygulamadıkları özel tasarlanmış bir duygusal zekâ testinin eski sisteme ilave olarak uygulanmasına karar veriliyor.

1171 adaya pilot uygulama yapılıyor ve bu adaylardan başarılı görülenler istihdam ediliyor. Sonuç; ordudan ayrılanlarm oranı yüzde 92 oranında azalırken, personelin yetiştirilmesi için harcanan bütçeden 2 milyon 700 bin dolar tasarruf ediliyor.

İkinci örnek ise dünya çapında üst düzey yönetici alımları yapan danışmanlık firması Egon Zehnder’den. Firma EO’nun etkisiyle ilgili bir deneme yapmak üzere 515 üst düzey yöneticiyi sadece duygusal zekâ envanterlerine göre seçiyor. Bu adayların sadece CV’leri-ne bakılıyor, bunun dışında mülakat, değerlendirme merkezi uygulamaları, yetenek testleri, simülasyon veya vaka çalışmalarının hiçbiri uygulanmıyor. Üç yıl sonra, bu yöntemle alımı yapılan bu kişilerin işteki başarılarına bakılıyor. Sonuç, yüzde 74 çok başarılı olarak raporlanıyor.

DÖRT UNSURDAN OLUŞUYOR

Entek İK işe alım yöneticisi Ceyda Özkan Arıcan, duygusal zekânın öz bilinç, öz yönetim, sosyal bilinç ve sosyal beceri olmak üzere dört temel unsurdan meydana geldiğini anlatıyor. Firmalarm artık IQ’nun yanında EG’nun önemini de kavradıklarını belirten Arıcan, “Bunu değerlendiren küçük işletmeler kısa sürelerde üst sıralara tırmandıkları gibi, kurumsal büyük ölçekli firmalar da bulundukları rekabetçi ortamda fark yaratıp başarı elde edebiliyorlar” diyor.

Arıcan duygusal zekâ unsurlarından öz bilincin duyguları okuma anlama, güçlü ve zayıf yanları gerçekçi bir şekilde değerlendirme ve kendi değerini bilme konusunda işe yaradığını belirtirken, öz yönetimin ise yıkıcı duygu ve dürtüleri kontrol altına alma, fırsatları yakalama, tutarlılık ve değişkenlere karşı uyarlanma yeteneği olduğunu ifade ediyor.

POZİSYON YÜKSELDİKÇE EQ DÜŞEBİLİR

İnsan ilişkilerinde karşımızdakini anlama ve bu anlayışa uygun davranma sanatının, bize hangi işte olursa olsun beraberinde başarıyı getireceğini söyleyen eğitim ve yönetim danışmanı Eray Beceren, “Yönetmek, değişen duygu durumlarımıza rağmen tutarlı davranabilmek demektir. Duygusal zekâ kavramının olmadığı bir yöneticilik, beraberinde kişinin kendi ve karşı-smdakilerin duygu durumlarını tanımadığı, anlamadığı, empati besleme becerisini geliştiremediği bir ilişkiler yumağından ibaret olacaktır” diyor. Beceren’e göre yüksek duygusal zekâ seviyesine sahip olmak, yöneticilerin olaylar karşısında değişen duygu durumlarım anlayabilmeleri ve belli bir çizgiyi tutturarak idare edebilme yeteneklerini geliştiriyor. Ancak pozisyon yükseldikçe duygusal zekâda bazen düşüşler yaşanıyor. Bunun nedeni ise kişilerin yetki ve sorumluluklarında meydana gelen değişiklikler.

“Yüz yüze geldikleri problemler, sorunlar, karar vermeleri gereken durumlar farklılaşıyor, zorluk dereceleri artıyor. Tüm bunlar kişilerin duygu durumlarını ve duygularmı ifade etme şekillerim de etkiliyor” diyen Beceren, duygusal zekâyı zayıflatan etkenler hakkında şunları söylüyor:

“Duygusal zekâmızı geliştirebilmemiz iç dünyamızı anlamaya çalışmayı, duygularımızı yönetebilmeyi gerektirir. İş hayatımızda çoğu zaman dinlemeyi bilmediğimizden dolayı anlamıyoruz, anlamadığımız için kendimizi anlatma çabasına giriyoruz ve kendimizi gereksiz tartışmaların içinde buluyoruz. Dinlemeyi bilmeme duygusal zekâmızı zayıflatan bir unsur.”

SONRADAN GELİŞTİRMEK MÜMKÜN

Duygusal zekânın zaman içerisinde geliştirilebileceğini söyleyen İK danışmam Selçuk Arıcı, “Bir kişinin duygusal zekâsı yaşamının her anında gelişebilir. Yaşadığı zorluklar, tecrübeler, deneyimler, sevinmeler, üzülmeler, kaygılar bir kişinin duygusal zekâsının gelişimini sağlar. Yani duygusal zekâ, kişisel zekâdan farklı olarak sonradan geliştirilebilir” diyor.

İş hayatında ideal olanın hem IQ hem de EQ’nun yüksek olduğu adaylar olduğunu söyleyen Arıcı, bunun her zaman bir arada olmasının mümkün olmadığım da vurguluyor. “Bu yüzden özellikle iş başvurularında pozisyonun tipine ve gerektirdiği tecrübeye göre düşünülüyor. Kimi pozisyonlarda sadece yüksek IQ yeterli olabilir. Örneğin Ar-Ge, mühendislik ve teknik konularda. Satış, pazarlama, müşteri ilişkileri ve medyada da EQ yeterlidir” diyen Arıcı, büyük, çok uluslu şirketlerin çalışanlarında her ikisini birden aradığına işaret ediyor ve ekliyor: “Tabii buna göre de ücret politikaları belirliyorlar. Sonuç olarak IQ ve EQ şirketler için birer maliyet meselesi.”

EQ DEZVANTAJ DA OLABİLİR

Duygusal zekânın dezavantaj olabileceğine inanan uzmanlar da var. Psytech Türkiye Başkam Psikolog Resul Tura, analitik becerilerle desteklenmeyen yüksek duygusal zekânm, stratejik düşünme, karar alma, planlama, etkili müzakere gibi yetkinliklerde kısıtlı kalınmasına neden olacağını belirtiyor. “Böyle liderler çevrelerindeki diğer insanlar açısından zor olan ancak almması gereken kritik kararları almakta zorluklar yaşayabilirler veya en iyi ihtimalle bu kararları erteleyebilirler. Ekip üyelerinin gelişimi açısından çok kritik olan negatif geribildirimleri aktarmakta yavaş kalabilirler” diyen Tura, müzakere süreçlerini iyi analiz edilmiş veri ve bilgilerle desteklememeleri durumunda masada yeterince zorlayıcı olamayacaklarını belirtiyor. 2015 yılında Amerikan Uygulamalı Psikoloji Dergisi’nde yayınlanan “A Meta-Analysis of the Relationship Between Individual Assess-ments and Job Performance” (Bireysel değerlendirmelerle iş performansı arasındaki ilişkiye dair bir meta-analiz) araştırma sonuçlarına da göndermede bulunan Tura, sözlerini şöyle tamamlıyor:

“Araştırma özellikle yönetsel seviyede gerçekleştirilen değerlendirme merkezi uygulamalarında hangi ölçüm aracının ve faktörünün yöneticilerin daha sonraki iş performanslarını daha güçlü bir şekilde öngördüğüne yoğunlaşmıştı. Yine sürprize yer olmayacak şekilde, bu araştırma da daha önce yapılanlarla benzer şekilde yönetsel iş performansıyla en güçlü ilişkinin bilişsel zekâ yani IQ olduğunu gösterdi. Bütün bunlardan duygusal zekânm önemsiz bir faktör olduğu sonucu çıkarılmamalı tabii ki. Duygusal zekâ, iş performansı üzerinde çok önemli ve belirleyici bir faktördür. Özellikle yönetsel seviyede duygusal zekâsı düşük kişilerin yarattıkları tahribat çok yüksek seviyelerde olabiliyor. Benim itiraz ettiğim nokta, duygusal zekânın iş performansı için bilişsel zekâyı geride bırakacak şekilde en önemli faktör olduğu tezidir. Duygusal zekânm fazla abartıldığım düşünüyorum.”

“TAKIM RUHU KOLAY OLUŞUYOR”

Duygusal zekası yüksek çalışanların kurumlara pek çok katkısı bulunduğunu belirten Kariyer.net Genel Müdürü Fatih Uysal, “Yöneticileriyle ve çalışma arkadaşlarıyla iyi ilişkiler kurabilmeleri, başarıyı daha kolay yakalayabilmeleri, zorluklarla diğer çalışanlara oranla daha kolay baş edebilmeleri, kendileriyle barışık olmaları ve üretken olmaları bunlardan bazıları. Bunun farkında olan kurumlar duygusal zekası yüksek çalışanlarla birlikte yol almayı tercih ediyor” diyor.

Duygusal zekânm önemini kavrayarak uzun vadede kurumlan hedeflerine ulaştıracak olan profilleri işe alım sürecinde belirlemenin önemine değinen Uysal’a göre, kurumlarda duygusal zekaya ilişkin farkındalık artırılması ve çalışanların duygusal zekalarını destekleyecek gelişim programlarının şirketlerin gündemlerine ve eğitim takvimlerine alınması gerekiyor. Duygusal zekaya sahip çalışanların yer aldığı şirketlerde takım ruhu oluşturmanın da kolay olduğuna işaret eden Uysal sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu durum ekiplerin başarısını ve performansını artırıyor. Çalışanlar için ise daha huzurlu ve pozitif çalışma ortamları oluşuyor. Tüm bunlarm sonucunda da şirketler kazanç elde ediyor ve hedeflerine ulaşıyor.”

Kadınlar doğal lider

Dünyanın önde gelen insan kaynakları ve organizasyon danışmanlık şirketi Korn Ferry Hay Group’un 2016 araştırmasına göre, kadınlar etkin liderlik ve üstün iş performansı için gerekli olan duygusal zekâ yetkinliklerde erkeklerden daha iyi. 90 ülkede, yönetimin her seviyesinden 55 bin profesyonel üzerinde yapılan araştırmaya göre, kadınların etkin liderlik ile ilişkili olan duygusal ve sosyal yetkinlikleri erkeklere oranla daha iyi kullandıkları ortaya çıktı. Araştırmanın ezber bozan bulguları ise özetle şöyle:

Kadınlar ve erkekler arasındaki en büyük fark duygusal öz farkındalık yetkinliğinde kendini gösteriyor. Kadınlar bu yetkinliği erkeklere göre yüzde 86 oranında daha fazla kullanıyor. Tutarlı empati konusunda da kadınlar erkeklere göre yüzde 45 oranında daha yetkin. Kadınların erkeklere göre nispeten daha üstün oldukları diğer yetkinlikler ise, koçluk ve mentorlük, ilham veren liderlik, çatışma yönetimi, organizasyonel farkındalık, uyum, ekip çalışması ve başarı yönelimi.

Esra KEMER TÜLÜ / Kariyer ve İK danışmanı
Duygularımızla çalışıyoruz

Ne tek başına IQ ne de EQ kariyer yaşamında ilerlemek için öncelikli değildir ama duygusal zekâsı yüksek olan profesyonellerin kariyer hayatlarında daha başarılı olduğunu düşünüyorum. Çünkü gün içinde duygularımızla beraber çalışıyoruz.

Günümüzün büyük bir bölümünü iş yerinde çalışma arkadaşlarımızla, iş ortaklarımızla birlikte geçiriyoruz.

Günlük iş süreçlerine baktığımızda sürekli farklı duygularımızı harekete geçiren ve değişen duyguların davranışlarımıza yansıdığı değişik olaylar yaşıyoruz. Problemin çözümünde inisiyatif alıyor, projeyi yetiştirmek için iç motivasyonumuzu yükseltiyor, çalıştığımız sürece iletişime geçiyor, kendimizi ifade etmeye çalışırken iç ve dış müşterilerimizi anlamaya çalışıyoruz. Bu ve benzeri birçok farklı olayı yaşarken duygularımız da çalışmaya devam ediyor.

Sevilay Pezek YANGIN / İnsan Yönetimi Derneği (PERYÖN) Genel Başkanı ve Merck Yetenek ve Gelişim Bölge Direktörü
IQ tek başına yeterli değil

Başarılı bir lider ve çalışan olmak için sadece !Q değil duygusal zekanın da gelişmiş olması gerekir. IQ tüm karmaşayı ve insanlar arası ilişkileri yönetmede tek başına değil, bilginin tek elde toplandığı tek lider sisteminden, insanları ortak değerlerle birbirlerine bağlayan, güçlü ilişki ağına sahip bir liderliğe geçiş yaşanıyor. Aartık liderin değil takipçilerinin gücünün konuşulduğu bir dönemdeyiz. Bu da hem liderlerin hem de çalışanların duygusal zekasının gelişmiş olmasını gerektiriyor. Giderek karmaşıklaşan iş dünyasında kendini iyi tanıyan güçlü yönlerini, gelişim alanlarını bilen, duygularını yönetebilen, karşıdaki insanların duygularını okuyabilen ve anlayabilen, değişime hızlı adapte olabilen ve belirsizlikleri yönetebilen liderlere ve çalışanlara ihtiyaç var.

Önceki sayfa 1 2

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu