Elektrikli Motorlarda Büyük Atılım
Otomobil üreticileri daha az yakıt tüketip daha çok konfor sunan araçlara öncelik tanıyarak çevreye duyarlı ama teknolojik açıdan kusursuz otomobiller yaratmaya başlıyorlar.
İnovasyon, son zamanlarda sıklıkla duyduğumuz bir kelime, Çünkü küreselleşme tüm dünyanın ekonomik düzenini değiştirip yeni alanlar ve fırsatlar yarattı. Yenilikçi anlayış öylesine büyük önem kazandı ki, ülkeler ulusal önceliklerine göre kendi inovasyon alanlarını belirlemeye başladılar. Tabii bu durum en yaratıcı endüstrilerin öne çıkmasını, gelişimin hızlanarak devam etmesini sağladı. Alternatif yakıt kullanan otomobiller de bu listenin ilk sıralarında yer alıyor. Otomobil üreticileri daha az yakıt tüketip daha çok konfor sunan araçlara öncelik tanıyarak çevreye duyarlı ama teknolojik açıdan kusursuz otomobiller yaratmaya başltyorlar. Bu alandaki liderlerden biri de çığır açıcı inovasyonların gücüne inanan ve bunları kullanarak 2020’ye kadar araçlarındaki karbon salınımını yüzde 30 seviyesine düşürmeyi hedefleyen Renault yetkilileri, geçtiğimiz ay Paris’teki inovasyon merkezinde gerçekleştirdikleri tanıtımda, teknolojik açıdan beklentilerin üzerindeki yeniliklere odaklanan otomobiller üreteceklerini açıkladılar. Markanın hayatı kolaylaştırma stratejisi iki adımdan oluşuyor: Kabinde konfor ve çevreye duyarlı üretim.
Yeni Nesil Elektrikli Motor 2015’te Üretimde
Renault Teknoloji Merkezi’nde yapılan tanıtımda tüm dikkatleri üzerine çeken elektrikti motor, daha verimli ve daha kompakt. Motorun hacmi öncekilere oranla yüzde 10 azaltılmış. Böylece daha küçük otomobillerde kullanılabilmesinin de önü açılmış. Elektronik yönetim ve şarj sistemleri de gözden geçirilip düşük güç ve elektrik üretimiyle şarj süreleri yeniden optimize edilmiş. Tamamen Renault tarafından tasarlanan bu yeni motor, 65kW güç ve 220Nm maksimum tork üretiyor. Ayrıca şarj cihazı Chamelon da baştan tasarlanarak tek bir sisteme entegre edilmiş ve bu sayede ebatları yüzde 25 oranında küçülmüş. Bu sistemin şarj süresi daha kısa ve verimliliği daha yüksek. Markanın iddialı olduğu elektrikli otomobiller, 2015’te bu yeni motorla üretilmeye başlanacak.
BİRBİRİNDEN YARATICI 3 PROTOTİP
Hibrit Araç Lor Çağ Atlıyor Renault, işbirlikçi projeler kapsamında teknolojik ortaklarıyla bazı araştırma projeleri de geliştiriyor. Bunlardan biri hafif ticari araçlarda daha düşük yakıt tüketimini hedef atan bir hibrit model. Prototipte elektrikli ve dizel bir hibrit motor kullanılarak uzun mesafelerde yüzde 10’a varan yakıt tasarrufu sağlanmış.
Minyatürleştirme Geri Döndü Bir diğer prototip ise minyatür bir dizel motor. Büyük konteyner gemilerinde kullanılan ve en iyi performansa sahip olduğu bilinen iki zamanlı dizel motorlar küçültülerek ekonomik ve kompakt bir motor elde edilmiş. Renault, otomotiv endüstrisinde uzun zamandır kullanılmayan minyatürleştirme teknolojisini tekrar gündeme getiriyor. “GÜÇLÜ” (POVVER-FUL: Powertrain for Future Light-duty Vehicles) adı verilen proje, tamamen bu alana adanmış durumda. Amaçsa basit: Her açıdan ekonomik olan motorlar yaratmak.
Şehiriçi TesLimata Yönelik Çözümler Şehiriçi lojistiğini baştan yapılandırıp çevreye verdiği zararları azaltmak mümkün mü? İşte bu soruya bir yanıt olarak başlatılan VELUD (Sürdürülebilir Kentsel Lojistik için Elektrikli Araç) projesi kapsamında dikkat çekici bir deney gerçekleştiriyor.
Deneyde, pilot kent olarak seçilen Paris’te elektrik motorlu hafif bir araçla alternatif bir teslimat planı yürütülüyor. Amaç; kargo ve posta taşımacılığının hava kirliliği üzerindeki etkisini azaltmak. Renault Twizy’nin temel alındığı bu prototipte teslimatlar için yeni çözümler geliştirilmekte. Örneğin; aracın arkasına 15 adet konteyner alabilen bir römork modülü eklenmiş ve böylece araç boyutlarını büyütmeye gerek kalmadan modüler kargo alanı yaratılmış. Bu tür değişimler sayesinde optimum faaliyet ve verimli teslimat öne çıkarılıp yeni bir filo yönetim modeli sunulmuş oluyor. Araştırma devam ettikçe kentsel lojistik haritası da ortaya çıkarılarak soruna uygun çözümler bir araya getirilmiş olacak.
HERKES İÇİN İNOVASYON!
Birçok dünya devi gibi Renault da ino-vasyonu bir adım öteye taşıyarak çeşitli yaratıcılık araçlarına dönüştürmekte. Yeni fikirlerin değerlendirileceği, herkese açık olan İnovasyon Odası yaratıcılığı teşvik etmek amacıyla hayata geçirdikleri yeni bir proje. Hedefleri; geleneksel programların çerçevesinden çıkmak ve orijinal fikirler için yeni bir zemin hazırlamak.
Teknolojinin ilginç yönlerinden biri de çoğu keşif ve buluşların tesadüfen ortaya çıkıyor oluşu. Ama tabii rastlantı sonucu keşif yapabilmek için bile şanslı olmak yeterli değil; bunları değerlendirebilecek altyapıya da sahip olmak gerek. Tıpkı Arşimet’in banyosunda tamamen rastlantısal bir şekilde suyun kaldırma kuvvetini keşfetmiş olması gibi, bu oda da “mutlu tesadüfler” yaratmaya adanmış. Bu amaçla, her alandaki yenilikçi nesneleri tanıtmak için yılda iki kez temalı sergiler düzenleniyor, konferanslar ve yaratıcı toplantılar gerçekleştiriyorlar. Mühendislik İnovasyonu Direktörü Remi Bastien; “İnovasyon bizim için bir meydan okuma. Bu ekip 24 ay içinde yeni bir ürün ortaya çıkarabilecek güce sahip. Müşterilerimizin beklentilerini anlamaya çalışıyoruz. Daha otonom araçlar üretmek istiyoruz. Sürücünün ne durumda olduğunu ve ne kadar dikkatli olduğunu görebilecek sistemler üzerinde çalışıyoruz. İnovasyon genlerimizde var” diyor.
Renault’nun yaratıcı beyinleri sadece inovasyon merkezinde değil, tüm dünyaya yayılmış durumda. Çünkü görevi ne olursa olsun, her bir personel inovasyona yönelik fikirleri ortaya atmak ve uygulama sırasında aktif rol üstlenmek adına sürece dahil edilmiş.
Bunun için bir de Yaratıcı Laboratuvar kurulmuş. İsteyen herkes burada bir araya gelerek fikir alışverişinde bulunabiliyor. Örneğin, burada sunulup uygulanmış olan fikirlerden biri şu; sürücülerin içten yanmalı motorlardan elektrikli otomobillere geçtiklerinde neler kazanacaklarını görecekleri bir akıllı telefon uygulaması. Strateji ve Yaratıcılık Müdürü Dominique Levent; “Amaç geleceğin vizyonunu birlikte oluşturmak ve ekosistemimizi yenilikçi inovas-yonlara hazırlamak” diyor. Tabii bunların yanı sıra teknolojiyi yaratan beyinlerin olduğu yerde bulunup önemli trendleri takip etmek de gerekiyor. Bunun için Silikon Vadisi’nde bir izleme grubu kurarak gelişmeleri yakından takip etmeye de başladılar.
Tüm bu atılımlar önümüzdeki yıllarda inovasyon gündemini bir hayli besleyip geliştirecek gibi görünüyor.
