Kariyer ve İşPazarlama ve Satış Taktikleri

Eski köye yeni adet getiren danışmanlar

Buluşçuluk ürünle ilgili bir kavram olmaktan çıkıyor. Yeni tip ‘inovasyon danışmanları’ şirketlerin yaratıcı kapasitelerini ortaya çıkarmaları için onlara yol gösteriyor…

İŞ dünyasında dillendirilen hoş bir fıkradır: Şimdi tam olarak anımsayamıyorum; yıllar önce ülkemizin başarılı yönetim danışmanlarından Ulaş Bıçakçı’nın bir konferansında dinledim ya da bir eserinde okudum.

yonetim danismanligi

Fıkra şöyle: Bozkırdan geçen yolun kenarında elinde kavalı, sırtında kepeneği, gariban bir çoban koyunlarını otlatıyormuş. Derken, yanı başında son model bir araba durmuş. İçinden sinekkaydı tıraşı, briyantinli saçları, beyaz gömleği, ipek kravatıyla pahalı giysiler içinde havalı bir beyefendi inmiş. Etrafına yaydığı pahalı parfüm kokuları arasında yaklaşmış çobana, kendinden emin bir ifadeyle sormuş: “Şu sürüde kaç koyun olduğunu bilirsem bana helalinden birini verir misin?”

Çoban geniş arazideki koyunlarına şöyle bir göz atmış “peki, veririm” demiş. Havalı adam gurur dolu bir ifadeyle arabasına yönelmiş hemen. Bilgisayarını alıp açmış, sağ kaşı havada kendinden emin, hızla tuşlarda gezinmeye başlamış. Konum belirleme, GPRS, uydu filan derken, korelasyon yüzdeleri, sapma katsayılarıyla kesin rakamı ortaya çıkarmış. Yüksek perdeden ses tonuyla “Burada tam 1753 koyun var arkadaş!” demiş çobana. Çoban, “Vay anasını be doğru” diye haykırmış: “Helal olsun sana bey. Sözümde duruyorum, haydi al koyunlarımdan birini!”

Havalı adam sürüyü süzmüş, gözüne kestirdiği en iri hayvanı kaptığı gibi arabasının bagajına atmış. Bu kez çoban sinsice gülmeye başlamış. Bir karşı teklifte bulunmuş havalı adama: “Bey, senin ne iş yaptığını bilirsem benden aldığın hayvanımı bana geri verir misin?” Havalı adam kendinden emin pozda okkalı bir “Okey” çekmiş. Ve çoban havalı adamı beklemeden lafı yapıştırıvermiş hemen: “Bey, sen olsa olsa bir yönetim danışmanı olabilirsin!”

Havalı adam gözleri hayretten açık sormuş: “Yahu sen nasıl bir çobansın, nereden bildin benim yönetim danışmanı olduğumu?” Gariban çoban, “Gayet basit” diye yanıtlamış havalı adamı: “Buraya gelir gelmez acayip derecede hava attın bu bir… İkincisi çok iyi bildiğim bir şey için benden talepte bulundun bu iki… Ve üçüncüsü yaptığın işin daha farkında bile değilsin, indir çabuk şu köpeğimi arabanın bagajından!”

DANIŞMANLIK BİR UZMANLIK İŞİ

Fıkra işe mizah tadıyla ufak bir eleştiri dozu katsa da yönetim danışmanlığı bugün Ulaş Bıçakçı gibi uzman insanlar sayesinde epey kurumsallaştı ülkemizde. Ben başta KOBİ’ler olmak üzere her şirketin ancak yönetim danışmanları sayesinde yön bulacağı kanısındayım.

Esasa geleyim: Şimdi yönetim danışmanlığı kendi içinde çeşitleniyor, dünyada başlı başına bir uzmanlık alanı haline geliyor. Dallanma çok geniş… Danışmanlığın onlarca alt katmanı var.

Ama önce danışman nedir üzerinde biraz duralım: Danışmana eski dilde ‘müşavir’ deniyor. ‘Müşavir’ lafını daha çok maliyeciler kullandığı için bu sözcük günlük hayatta fazla geçmiyor. Müşavir, Arapça açılımıyla ‘müşavere’ ve ‘meşveret’ten türemiş bildik bir kelime. Danışılan kişi ya da kurum demek.

Danışmanlık; literatür, yayınlar, yasalar, yönergeler gibi yazılı metinleri açıklamakla geçiştirilen bir iş değil. Yoğun bir deneyim, mesleki bilgi, etik kurallara uyum ve sorunları saydam olarak görebilme yeteneği gerektiriyor. Tümüyle analitik beceri isteyen en üst düzeyde bir uzmanlık işi…

Ve ‘at gözlüğü sendromu’na yakalanmış karar vericiler için önemli bir kurum aynı zamanda.

BULUŞÇULUĞUN DANIŞMANI OLUR MU?

Tam da burada yeni bir danışmanlık türünden bahsedeceğim: İnovasyon Danışmanlığı…

Malum, dilimize orijinal şekliyle mal olmuş bir sözcük inovasyon. Buluşçuluk ile yenilikçiliğin bileşiminden doğmuş yaratıcı bir kavram. Ünlü deyimiyle ‘eski köye yeni adet getirme’ sanatı!

Bugün batıda birçok şirketin bünyesinde inovasyon danışmanları bulunuyor.

İşin ilginç olan tarafım ise bizde Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Sayın Mehmet Büyükekşi açıklamış bulunuyor. Büyükekşi, yakın bir tarihte yaptığı bir konuşmada Ar-Ge faaliyetlerimize değinmiş; isabetli bir değerlendirmeyle “Ar-Ge’nin ‘Ar’ı var, ‘Ge’si yok bizde” demişti. Bu sıra dışı betimlemeye ben de aynen katılıyorum.

İnovasyon danışmanlığı şirketlerin kendi olanakları içinde var edilmiyor bugün. Dışarıdan deneyimli birinin olayları analiz edip yenilik yolunu açması gerekiyor. Bu nedenle ilk bakışta sadece Ar-Ge faaliyeti içinde yorumlanmaması gereken bir iş bu.

İnovasyon danışmanları kendi birikim ve yetenekleriyle Ar-Ge’nin ‘Ge’ sini bir başka bakış açısıyla değerlendiriyor, buluşçuluğa yeni bir soluk getiriyor.

HER ALANDA BULUŞSAL FAALİYET

Peki, neden klasik ‘Ar-Ge’ faaliyetinden farklı bir bakış açısı gerektiriyor inovasyon danışmanlığı? Çünkü buluşçuluk sadece ürünle ilgili bir kavram değil artık. Faaliyetin ana merkezi üretim ve ürün geliştirme gibi görünse de inovasyon danışmanı başka açılardan sıra dışı yenilikleri öne çıkarıyor: ‘Buluşsal pazarlama’, ‘buluşsal kalite’, ‘buluşsal imaj’, ‘buluşsal konumlandırma’, ‘buluşsal iletişim’, ‘buluşsal satış!’ Kısacası pazarlamanın her katmanına yansıyan onlarca yenilik…

Türkiye’de örneği var mı derseniz henüz yok. Ama yakında kimi kurumsal firmalar bu işe el atıp şirketlerin hem Ar-Ge bölümüne hem de diğer yönetim katmanlarına buluşsal odaklı danışmanlık hizmeti verebilirler. Bekleyelim görelim.

  • ‘Ben bilirimcilik’ yolları tıkayan en büyük engel. Özellikle de patron ve aile şirketlerinde…
  • Kurumsallaşmış firmalarda inovasyon yönetimin işi değil. İnovasyon gerçek bir bağımsızlık gerektiriyor.
  • İnovasyon danışmanlarının kendileri buluş yapmıyor, sadece buluşsal düşüncenin kilidini açıyor.
  • İnovasyon danışmanlarının önemli silahı hedef aldıkları birimin yöneticilerini yüksek düzeyde esinlendirmeleri.
  • Esinlenme zamanla gerçekleşiyor, buluşsal sonuçlar ise aniden ortaya çıkıyor.
  • Önce nedenler bulunuyor, sonra nedenlerin nedeni irdelenerek buluşsal düşünce harekete geçiriliyor.
  • Danışmanlar ‘Ar-Ge’yle yakın temas halinde. Ürün geliştirme işin başlangıcı. Buradan diğer yönetim kademelerine geçerek uyumlaştırma yapılıyor.
  • En iyi buluşlar tüketiciyi gözlemekle gerçekleşiyor. Buluşsal fikirleri ateşleyen en önemli şey ise tüketicinin fark edemediği beklentisidir…

Nur Demirok

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu