Başarılı Girişimcilik

Fark Yaratan Girişimciler

250 KADINA İŞ YARATTI
FADİME ZEYBEK

Kayseri’de evde başlattığı ‘mantı sıkma’ işini aldığı 750 liralık mikro krediyle profesyonel bir işe dönüştüren Fadime Zeybek, bugün 250 kadına iş sağlıyor. GayseriMantı’yı evinin bir odasında kadınları toplayıp mantı yaparak kuran Zeybek, daha sonra kiraladığı işyerinde 50 kadına iş vererek mantı işini büyüttü. Zeybek, “Sıradan bir ev kadınıyken 750 liralık mikro krediyi kullanarak bu işe başladım. Üç çocuğumu bu sayede okuttum. Kayseri’de 100’e yakın kadın benden görüp mikro kredi kullanarak küçük çaplı da olsa kendi işinin sahibi oldu” diyor.

KEÇİ YATIRIMI MODELİ
FUNDA ÖZER BALTALI

Türkiye’nin ilk keçi sütü çiftliğini yedi yıl önce İzmir’in Seferihisar ilçesinin Düzce köyünde kuran Funda Özer Baltalı, bu yatırımıyla yalnız bölgesine değil tüm Türkiye’ye model oldu. Manisa, İsparta, Antalya, Burdur bölgesindeki 17 çiftlikten keçi sütü alıp işleyen Baltalı, çiftliğinde de Türkiye’ye özel saf bir keçi ırkı yarattı. Yüksek süt verimi olan, 365gün sağım yapılabilen bu keçi ırkından oluşan Baltalı Çiftliği, bugün Avrupa’nın en büyük ve modern keçi çiftliklerinden biri olarak gösteriliyor. Türkiye’nin yüzde 100 keçi sütü ve ürünlerini üreten ilk çiftliği olan Baltalı, Keçi Bruselloz Hastalığı’ndan Ari Çiftlik Belgesi ile Avrupa Birliği onaylı Türkiye’deki ilk çiftlik oldu. 2014 yılında çiftlikten Azerbaycan, Kuveyt ve KTTC’ye 250 bin dolarlık ihracat yapıldı. 201/de Trakya’da yılda 2 milyon litre süt işleme kapasiteli bir tesis daha kurulması planlanıyor.

İPEĞE HAYAT VERİYOR
GÜLFER KESKİN

Menderes Havzası’nda ipek-böceği yetiştiriciliğinin yaygınlaştırılması girişimleri, 2011 yılında Ödemiş Kadın Kooperatifi’nin kurulmasını sağladı. Yedi kadın tarafından kurulan kooperatif bugün Gülfer Keskin’in önderliğinde bölgedeki 100 kadına iş kapısı oldu. Ödemiş Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi Gülfer Keskin,”İpeği ön plana çıkarıp kadınlara katkı sağlamak, onları ekonomik ve sosyal hayatta var etmek üzere yola çıktık. Bu konuda aktif çalışmalar yapıyoruz” diyor.

DADAY’IN YAŞAM İKSİRİ İKSİR
SEMA AYDIN

Emekli matematik öğretmeni iksir Sema Aydın, memleketi Kastamonu Daday’da bölge ekonomisini geliştirmek üzere 10 milyon liralık yatırımla iksir Resort Town Tatil ve Yaşam Kasabası’nı kurdu. Daday’ı turizm des-tinasyonuna dönüştüren Aydın, 10 bin yıllık Siyez bulguru gibi unutulmaya yüz tutan yöresel ürünlerin yeniden üretilmelerini sağladı, iksir Aydın, Kastamonu’nun yedi bin yıllık tarihini, doğal güzelliklerini Türkiye’ye ve dünyaya tanıtmayı hedefleyerek böyle bir yatırım yaptığını belirtiyor. Aydın, iksir Resort Town Yaşam ve Tatil Kasabası’nda mantar şenliğinden biniciliğe kadar 50’nin üzerinde aktiviteye imza attıklarını söylüyor.

Bölgede oluşturduğu ekosistemle yıllık1,5 milyon liralık büyüklük yaratan Aydın, otelinde yerli ve yabancı turistleri ağırlamanın yanı sıra yöresel ürünlerin satıldığı dogalurunler.com sitesiyle de bölge halkının geçim kaynağı oldu. Türkiye’nin yanı sıra Hollanda’dan da sipariş aldıklarını belirten Aydın, “Dadaylı kadınlarımızla işbirliği yapıyoruz. Kastamonu el sanatlarının, el dokumalarının, ahşap sanatının, sepetçiliğin yaşaması için çalışıyorum” diyor.

500 KADINA İSTİHDAM
LEYLA KARABULUT

Halk Eğitim Merkezi’nde mesleki eğitim veren bir öğretmen iken Bayburtlu Kadınlar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ni kuran Leyla Karabulut, yörede bin 100 kadının mesleki eğitim almasını, 500 kadının da iş hayatına kazandırılmasını sağladı. Bayburt’ta ekonominin kısıtlı olması, kadının çalışma hayatında olmaması nedeniyle bu derneği kurduklarını söyleyen Karabulut, şöyle konuşuyor: “Kadınları istihdam edebilmek için iktisadi işletme olduk. Kursiyer kadınlar 600-650 TL aylık ücret alıp harçlıklarını çıkarıyor. Aşçılık, yöresel dokuma (ehram), iğne oyası gibi kurslar veriyoruz. İşkur ile birlikte hareket edip daha çok kadına ulaşıyor, sonrasında kursiyerlerimize iş de bulabiliyoruz.”

TOBB’un Bayburt Kadın Girişimci Kurulu Başkanı da olan Leyla Karabulut, şimdiye kadar ikisi Sosyal Destek Programı, biri AB projesi, biri de içişleri Bakanlığı projesi olmak üzere dört proje geliştirdiklerini söylüyor.

ÜRÜNLERİYLE UMUT OLDU
MEHMET KEMİK

Bartınlılara istihdam yaratmak, bölge ekonomisine katkı sağlamak hedefiyle, 2003 yılında Bartın Girişim Grubu Ekolojik Gıda Sanayi şirketi kuruldu. Mehmet Kemik önderliğinde Bartın Ticaret ve Sanayi Odası üyesi 123 ortakla kurulan şirket, defne, kekik, ıhlamur, meyan kökü, anason, mazı, mahlep, palamut, çöven, kimyon, ada çayı gibi odun dışı orman bitkilerini köylüye toplatıyor ve kurutma işleminin ardından ihraç ediyor. Ayrıca hazır çorba yapan gıda kuruluşları için havuç, pırasa, lahana, biber gibi sebzeler kurutuluyor, ilk yıllarda 400 ton ürün işlenirken artık 2 bin tonlara kadar çıkılmış durumda. Bartın, Amasra, Sinop, Kastamonu, Zonguldak gibi çevre illerden de 2 binin üzerinde köylüden defne yaprağı alınıp Avrupa ülkeleri, Çin ve ABD’nin de aralarında yer aldığı 56 ülkeye yılda 2 bin tonluk ihracat yapılıyor.

BÖLGELERİ KALKINDIRIYOR
MUSTAFA BEKTAŞ

Kırsal turizm ve kırsal kalkınma uzmanı olan ve uzun yıllar sivil toplum örgütlerinde gönüllü olarak çalışan Mustafa Bek-taş, Ankara’daki hayatını bırakıp küçük bir yerde yaşama fikri ile Nallıhan’a yerleşti. Bölge halkının kalkınmasına destek olmak için Nallıhan Turizm Gönüllüleri Derneği’ni kuran Bektaş, “Kaymakamından belediye başkanına, sivil toplum örgütlerinden Nallıhanlı kadınlara kadar geniş bir kitlenin emeği ve katılımıyla bölgemizi kalkındırdık. Bugün bölgemizde bin 200 kişiye iş yaratılmış durumda” diyor.

Mustafa Bektaş, Artvin Yusufeli, Muğla Bafa Gölü, Fethiye Yeşil Üzümlü ve İncirli köyleri, Tunceli Pülümür ve köylerinin de aralarında yer aldığı 31 il ve 78 ilçeye de giderek aynı sistemi kurup insanların ekonomik hayata katılmalarına destek verdi. Bektaş, her bölgenin kendi dinamiğini belirleyip ona göre sistem kurmaya çalıştıklarını söylüyor.

ZEYTİNYAĞINDAN DOĞAN GİRİŞİM
NAZLIGÜL ÜNAL-ASLIHAN YILDIRIM

Tek kişi gibi uyumlu hareket eden iki kardeş, iletişim sektöründeki kariyerlerini bırakıp girişimci olan Nazlıgül Ünal ve Aslıhan Yıldırım kardeşler, XI.XI Sonsuzluk markasını yaratarak taş baskı yöntemiyle zeytinyağı üretmeye başladılar. Mudanya Kumyaka’da aileden miras zeytinliklerinde zeytin üreten ve bölgedeki altı üreticiden de yılda 80 ton zeytin alan kardeşler, bu atımları her geçen yıl artırdılar. Böylece son üç yılda bölgeye 1 milyon 125 bin liralık katkı sağladılar.

Nazlıgül Ünal, zeytinyağını araştırırken en saf halinin taş baskıyla elde edildiğini öğrenip bu yöntemi bulduklarını belirtiyor. Ünal, ispanya, İtalya, Yunanistan,Tunus’a seyahatleryaparak buradaki ücra köyleri gezip yöntemi öğrendiklerini, Mudanya’daki eski Rum köyü Kumyaka’da tek tük kullanılan taş baskıyı yeniden canlandırdıklarını söylüyor.

DOĞU ANADOLU’NUN UMUDU
NAZMİ ILICALI

Erzurumlu Nazmi İlıcak, 25 yıllık öğretmenlik kariyerinin ardından 2003 yılında Daphan Ovası Sözleşmeli Organik Tarım Projesi ile Erzurum’da 663 çiftçiyi bir araya getirmeyi başardı. Bu çiftçilerle birlikte Doğu Anadolu Tarımsal Üreticiler Birliği’ni (DA-TÜB) kurdu. Ilıcalı, bu birlikle Doğu Anadolu’daki dokuz ildeki 20 ilçede organik tarım, besicilik, süt üretimi, organik un, organik bakliyat, organik keten tohumu, otlu peynir üretimi gibi faaliyetlerin yapılmasına ve geliştirilmesine ön ayak oldu. Böylece bölgeden büyük şehirlere göçün önüne geçti.

BALONLA TANIŞTIRDI
ÖMER TOSUN

Peri bacaları ile dünyanın ender doğal güzelliklerine sahip olan Kapadokya, turizmci Ömer Tosun’un 1993 yılında bölgede balon turizmini başlatmasıyla dünyaca ünlü bir turizm destinasyonu haline geldi. Bugün balon-culuk yapmayan Tosun, “Dostlarım Lars Eric Möre ve eşi Karli ile Kapadokya Balon firmasını ilk kurduğumuzda talep azlığından haftada birkaç uçuş yapılırdı.

Kapadokya şimdi her gün yüzlerce balonun uçtuğu dünyanın en önemli balon operasyonlarına ev sahipliği yapıyor” diyor.

Turizmde her geçen yıl büyüyen Kapadokya, bugün birbirinden başarılı 220 butik oteli, farklı aktiviteleri, festivalleri, doğası ile yılda 2,5 milyon turisti ağırlıyor. Her gün binlerce kişinin kullandığı balonlar, yıllık 85 milyon Euro iş hacmi yaratıyor.

Ömer Tosun’un bölgede yarattığı ilkler balonculuk ile bitmiyor. Yörenin ilk müze otelini kurarak, dünyada yeri olan farklı bir konsepti de bölgeye taşıdı. Ayrıca bölgede en fazla 50 dolara oda satışının yapıldığı bir dönemde Museum Hotel’i açarak ortalama 510 Euro’dan oda satışı yapıp lüks turizmin de yolunu açtı. Amerikalı bir şirketle beş yıldır jeo-termal çalışmaları yaptıklarını, 40 ile 110 derece arasında mineral olarak oldukça zengin termal sıcak sulara ulaştıklarını belirten Tosun, Kapadokya’ya uluslararası alanda değer katacak lüks termal SPA ve sağlık turizmini kazandıracaklarını vurguluyor.

NAZİLLİ’NİN HANIM AĞASI
PINAR KAFTANCIOĞLU

Aydın Nazilli’de kurduğu ipek Hanım Çiftliği ile bugün 139 kişiye SGK’lı istihdam sağlayıp tarım sigortasını uygulayan Pınar Kaftancıoğlu, Nazilli ile birlikte Türkiye’nin birçok köyüne ekonomik katkı sağlıyor. Türkiye’nin dört bir yanındaki insanlardan oluşan 50 bin kişilik listesinde yer alanlara, taze sebze ve meyveden köy ekmeğine, evyapımı reçele kadar toplam 580 çeşit doğal ürün yolluyor. Aylık 1,5 milyon lira ciro yaparak yüzlerce insana ekonomik katkı sağlıyor.

Nazilli’den Karadeniz’e kadar Türkiye’nin çok farklı yörelerinde üretilen ürünleri büyükşehirlerde yaşayanlara gönderdiklerini belirten Pınar Kaftancıoğlu, “Türkiye çapında bir organizasyon kurarak, üretim yapan insanların ürünlerini kolayca satıp yaşadıkları yerlerde gelir elde edebilmelerini hedefliyorum. Sistemimize dahil ettiğimiz kişilerin ürünlerini bizim üretmediğimizi belirterek isteyenlere gönderiyoruz” diyor. Pınar Kaftancıoğlu, baba toprağı Kars’ta da yöresel ürünler ve peynir ürettiriyor. Doğu Anadolu’da 55 köyde 11 bin köylüye proje yaratmaya hazırlandıklarını söyleyen Kaftancıoğlu, Kars’ta 3 milyon liralık yatırım yapmaya hazırlandıklarını da vurguluyor.

HANLARI TURİZME KAZANDIRDI
SELAMİ ÇELEBİOĞLU

2008 yılında Kurşunlu Han’ı Kastamonu’ya kazandıran turizmci Selami Çelebioğlu ve ortağı Kemal Çiçek, kentin turizm anlayışını değiştirdi. Kurşunlu Han Hotel, konaklama tesisi ve restoran işletmesi olmaktan çok Kastamonuluların bir araya geldikleri bir mekan haline geldi. Kurşunlu Han Hotel’in ortağı Selami Çelebioğlu, 2008 yılından önce Kastamonu’ya pekfazla turist gelmediğini belirtiyor. Çelebioğlu, “İstanbul’da turizmle uğraşan bir turizmci olarak Kastamonu’nun ve Kurşunlu Han’ın doluluk kapasitesini yükseltmek için çalışmalar yaptık. Kastamonu Valiliği, Kastamonu Belediyesi, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği ve diğer ilgili kurumlarla işbirliğiyle kenti tanıtıyoruz. Bu çalışmalarla yıllık 130 bin olan konaklama sayısı geçtiğimiz yıl 400 bini aştı” diyor. Kurşunlu Han, doğrudan 26 kişilik istihdam yaratırken, tedarikçilerle birlikte 100 kişinin üzerinde bir istihdam sağlıyor. Selami Çelebioğlu, Kastamonu ekonomisine doğrudan ve dolaylı olarak yılda 2,5 milyon liranın üzerinde katkı sağladıklarını vurguluyor.

KAHRAMANMARAŞ’IN NAKKAŞ’I
SIDIKA GÜRKAN

Çeyizlik işleme örtüler ararken kaybolan nakış işlemelerini yeniden yaşatma fikri ile yola çıkan ev hanımı Sıdıka Gürkan, Kahramanmaraş’tan Şırnak ve Ankara’ya kadar çeşitli kentlerde 150’nin üzerinde kadına iş fırsatı yarattı. Kahramanmaraş’a özgü 21 farklı el nakış tekniğiyle işlemeler yaptıran Gürkan, yurtiçinde veyurtdışında her yıl sergiler açarak Türk işlemelerini tanıtıyor.

Gürkan, Kahramanmaraş Nakkaş ve Nakkaş markalarının marka tescilini alarak bu alanda ilk marka tescilini de yaptırıldı. Osmanlı padişahları Yıldırım Bayezid ve Fatih Sultan Mehmet’in Maraşlı eşlerinin de uğraşı olan nakkaş geleneğinin yaşatılmasını hedeflediğini belirten Sıdıka Gürkan, amacının nakış kültürünü müzelerde değil, hak ettiği şekilde evlerde yaşatmak olduğunu vurguluyor.

KÖYLERE MODEL OLDU
SÜHEYLA ÜNAL

Çanakkale Ayvacık ilçesinin Nusratlı Köyü’nün kaderi Süheyla-Mecit Ünal çiftinin emekli olup köye yerleşmesiyle değişti. 2002 yılında Dış Ticaret Müsteşarlığındaki (DTM) görevinden emekli olan Süheyla Hanım, köydeki kadınların evlerinde ürettikleri ürünleri köy içinde kurdukları Doğal Ürünler Satış Merkezi’nde satmalarına ön ayak olup kadınların ekonomik hayata girmelerini sağladı. Ünal, köyün erkekleri zeytin ve zeytinyağı üretip yol üzerinde satarken kadınların pazardan uzak kaldığını belirtiyor.

Süheyla Ünal, Güney Marmara Ajan-sı’nın 80 bin TL’lik Sosyal Kalkınma hibesini alarak, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ayvacık Meslek Yüksek Okulu’nun yürütmesinde, köy içindeki eski okul binasını kadınların ürettikleri salça, tarhana, erişte, reçel ve marmelatların satıldığı Doğal Ürünler Satış Merkezi haline getirdiklerini söylüyor. 2005yılında kurulan köyün derneği NUSRAT-DER’in 98 üyesinin yüzde 40’ı kadınlardan oluşuyor. Kadınların ekonomik özgürlükleriyle birlikte sosyal hayata katıldıklarına dikkat çeken Süheyla Ünal, “Yurtiçi gezileri yaptık, çocuklara ve kadınlara İngilizce, bilgisayar eğitimleri verdik. 143 üyesinin yarısı kadınlardan oluşan Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’ni kurduk” diyor.

Süheyla Ünal, yaklaşık 100 çeşit ürünü internet üzerinden ulaşıp kargo ile sipariş verenlere gönderdiklerini belirtiyor. Ünal, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden projelerini model almak isteyenlerin kendileriyle iletişime geçtiğini, onlara destek olduklarını söylüyor.

ABD’Lİ İYİLİK MELEĞİ
TARA HOPKİNS

1989 yılında ABD’den Türkiye’ye gelen Tara Hopkins, uzun yıllar öğretmenlik yaptı, birçok sosyal projede yer aldı, Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri Koordinatörlüğü’nü yürüttü. 2008 yılında Ayvalık, Diyarbakır ve İstanbul’da Çöpmadam adıyla çevreye ve kadın istihdamına yönelik bir projeyi hayata geçirdi. Proje başladığından bu yana yaklaşık 400 kadına ulaştıklarını belirten Tara Hopkins, bu projeyle kadınlara iş imkanı yaratmanın mutluluğunu yaşadığını söylüyor.

1,4 MİLYON ÇİFTÇİYE ULAŞIYOR
TÜLİN AKIN

Tülin Akın, tarımsal gelişim ve çiftçilerin desteklenmesi için kırsaldaki çiftçinin teknolojiden uzak kalmaması gerektiğini fark etti. 2004 yılında Tarımsal Pazarlama Platfor-mu’nu kurdu ve bugün 1,5 milyon çiftçiye ulaşıyor. Akın, www.tarimsalpazarlama.com üzerinden, tarım firmaları ve çiftçilerin ücretsiz olarak tanıtım sayfası oluşturup, ürünlerinin satış ilanlarını, tarımsal haberlerini, fikirlerini ve ürünlerinin fotoğraflarını paylaşmalarına aracılık ediyor. Bu siteyle çiftçileri tarımdaki yeniliklerden ve ürün fiyatlarından haberdar ediyor. Böylece alıcı ve satıcılar site üzerinden kolaylıkla iletişim kurup iş bağlantıları yapabiliyor.

ALAÇATI’NIN TURİZM ÖNCÜSÜ
ZEYNEP ÖZİŞ

Uluslararası bir şirketteki pazarlama kariyerini bırakıp eski bir Rum konağını 14 yıl önce Taş Otel’e çeviren Zeynep Öziş, küçük bir kasaba olan Alaçatı’nın adeta kaderini değiştirdi.

2000’li yılların başlarına kadar İzmirliler dışında Alaça-tı’nın tanınmadığını söyleyen Öziş, “Yatırımcılar, belde sakinleri, yerel yönetim ile ‘korumacı turizm’ adıyla Alaçatı’ya özgü, belki de Türkiye’de ilk kez bu kadar bilinçli yapılan bir modeli uygulamaya koyduk” diyor.

Alaçatı’nın 2005yılında kentsel sit alanı ilan edilmesini sağladıklarını belirten Zeynep Öziş, bugün Alaça-tı’da 3 bin yatak kapasiteli 350 otelin faaliyet gösterdiğini söylüyor. Dünyada adı geçen gurme destinasyonların-dan biri haline gelen Alaçatı’da faaliyet gösteren 350 otel, 150 kadar restoran/cafe, rüzgar sörfü kulüpleri ve dükkanlarda yaz döneminde 3 bin kişiye istihdam sağlanırken, yılda en az 200 milyon liralık ciro yaratıldığı tahmin ediliyor.

Alaçatı’nın otelleri bir araya gelerek, turizmin 12 aya yayılması, pastanın büyütülebilmesi için İngiltere pazarına yönelik tanıtım çalışması da yapıyor. Zeynep Öziş, geçtiğimiz yıl The Sunday Times, The Telegraph, Conde Nast Traveller, Metro, Cosmopolitan, Elle gibi İngiltere’nin önemli yayınlarının yazarlarını konuk edip bu yayınlarda Alaçatı’nın yer almasını sağladıklarını belirtiyor. Öziş, bu yıl söz konusu çalışmaya Almanya ve İsveç’i de dahil ettiklerini söylüyor.

LAVANTA DEVRİMİ YAPTI
ZİYA DOĞAN

Bir Fransız yatırımcının İsparta’da 1970 yılında başlattığı lavanta üretimi, emekli olduktan sonra köyüne dönüp lavanta üretimine başlayan Ziya Doğan’ın girişimiyle ‘lavanta devrimi’ne dönüştü. Köyü tanıtmanın yanı sıra lavanta bal üretimine başlayarak bölgede fark yaratan Doğan, yapılan tanıtımla birlikte, üç yıl önce kilogramı 3,5 liraya satılan lavanta tohumunun bugün 20 liradan satılmaya başladığını söylüyor. Bugün Kuyucak, Aydoğmuş ve Güney köyleri geçimini lavantadan sağlıyor.

Ziya Doğan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi dışında Türkiye’nin her yerinde kolayca lavanta üretimi yapılabildiğine dikkat çekiyor. Doğan, “Başka bölgelerden gelen insanlara da lavanta yetiştiriciliği konusunda destek oluyoruz. Köyümüzde hepatit B gibi hastalıklara iyi gelen lavanta balı üreticiliğine de başladık. İsparta Arıcılar Birliği’ne üye yedi üretici, bu işi bin koloni ile profesyonel olarak yapıyoruz. Kargo masrafları dahil kilosunu 60 liradan satıyoruz”diyor.

Fransa’nın güneyinde bulunan Rhone Vadisi ve Provence bölgesindeki lavanta tarlalarına düzenlenen turlarla her yıl on binlerce turist ağırlanıyor. İsparta’nın da temmuz ayında lavanta turlarına ev sahipliği yapması mümkün.

Scan0016 Scan0017

Önceki sayfa 1 2

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu