Giyilebilir teknoloji yeni modaya odaklanacak

Mobil telekomünikasyon konusunda uzmanlaşmış bir firma olan Juniper Research un araştırmasına göre önümüzdeki dört yıl içinde giyilebilir aygıt pazarı 1,8 milyar dolar hacme erişecek. Sorun şu ki, üstünüze elektronik bir aygıt giydiğiniz her yanınızdan anlaşılıyor. Fitbit ya da Nike Fuelband gibi plastik veya silikon fitness monitörleri adeta “aktivite takip cihazım var!” diye haykırıyor. Akıllı kol saatleri de ağır, kocaman ve çok bariz. Neredeyse 21. Yüzyılın hesap makineli saatleri gibi.

Fakat bu hantallık dönemi tarihe karışıyor olabilir. Algılayıcılar küçülüp ucuzladıkça, düşük sarfiyatlı Bluetooth veri paylaşımı koca bataryaları gereksiz kıldıkça tasarımcılar akıllı bileşenleri hiç göze çarpmayacak biçimde kıyafetlere ekleyebiliyor. Söz gelimi Misfit Shine aktivite takip aygıtı tek bir saat piliyle dört ay çalışabiliyor ve tıpkı mücevhere benziyor. Cuff adlı teknoloji şirketi ise bir dizi bileklik ve kolyeye konum algılayıcı yerleştirecek. Hatta Fitbit, ürünlerine aksesuar yaratması için tasarımcı Tory Burch’le masaya oturmuş.

Akıllı bileşenleri kıyafetlere, aksesuarlara eklemek giderek kolaylaşıyor. Mart ayında Google, Android Wear adlı işletim sistemini duyurdu. Kısa mesaj ya da randevu gibi bilgileri bir bakışta sunmak üzere tasarlanmış bu sistem sayesinde tasarımcılar, aylar boyu özel kod geliştirmekle cebelleşmeyecek, onun yerine hep yapmış olduklarını yapabilecek; yani modaya odaklanacak.