İş Fikirleri ve İş Kurmak

İşte birbirinden ilginç yepyeni iş fikirleri

Eski Teknolojiden Kurtulup Rekabet Avantajı Sağlamak İçin İleri Teknoloji Transferi: AreGE Etkinliği Örnekleri

Günümüzde rekabet koşulları giderek daha da zorlaşıyor ve şirketlerin başarılı olabilmesi için Ar-Ge, inovasyon ve teknoloji transferine odaklanmaları gerekiyor. Üstelik bu alanlarda işbirliği yapan şirketler, hedeflerine daha hızlı ve etkili bir şekilde ulaşabiliyorlar. Üniversiteler ve araştırma kurumları da bu noktada büyük bir rol oynuyor. Zengin bilgi birikimi, yetenekli araştırmacı insan kaynakları ve teknik altyapılarıyla şirketlere destek sağlıyorlar.

Bu gerçekler doğrultusunda, Ege Üniversitesi geçtiğimiz hafta “1. Ege Ar-Ge ve Teknoloji Günleri – AreGE” etkinliğini düzenledi. AreGE etkinliği, Ar-Ge ve teknoloji transferi alanındaki önemli projeleri bir araya getirdi. Proje Pazarı, Proje Sergisi ve Proje Yarışması gibi etkinliklerin yanı sıra, çeşitli panellerde “Yeni nesil üniversite kavramı”, “Ar-Ge destekleri ve mekanizmaları”, “Bilginin korunması” gibi konular tartışıldı.

Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, açılış konuşmasında rekabet koşullarının zorlaştığını ve sanayicilerin artık Ar-Ge çalışmalarına daha fazla önem vererek yeni teknolojilere dayalı ürünler geliştirmeye yönelik adımlar attığını belirtti.

AreGE etkinliği kapsamında toplamda 239 proje, girişimci ve yatırımcılarla buluştu. Ayrıca 35 birim tarafından kurulan stantlarda AB projeleri, teknoloji transferleri, inovasyon ve Ar-Ge konularında bilgilendirme yapıldı. Etkinlikte sergilenen projeler, geleceğin teknolojilerini ve inovasyonunu öne çıkarıyor. Bu tür etkinlikler, iş dünyası ile akademik dünyanın işbirliği yaparak daha ileri teknoloji transferi ve inovasyonun sağlanmasına yönelik bir adım olarak öne çıkıyor.

Yeni bir üzüm kurutma tekniği

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğrencisi Utku Şanver’in geliştirdiği yeni üzüm kurutma tekniği, geleneksel yöntemlere kıyasla daha sağlıklı ve hızlı bir alternatif sunuyor. Özellikle çekirdeksiz üzüm kurutmak amacıyla kullanılan tel sergi yöntemine yapılan modifikasyonlarla geliştirilen bu yöntem, mikrobiyal aktiviteye bağlı olarak oluşabilecek mikotoksinlerin -örneğin okratoksin- oluşumunu engelliyor.

Evde topraksız bostan

Diğer bir yenilikçi proje ise Ege Üniversitesi’nden Gökhan Çekinmez’e ait. Çekinmez, tarım alanındaki topraksız bostan uygulamasını ev ortamına taşıyan bir çalışma gerçekleştirmiş. Bu çalışma sayesinde, evde topraksız kültür uygulamasıyla organik ürünler yetiştirme imkanı sunuluyor. Geleneksel toprak tabanlı tarım yerine, topraksız bostan sayesinde evde bitki yetiştirme ve ürün elde etme süreci daha kolay hale getiriliyor.

Hassas zeytin hasat makinesi

Ahmet Çınar Örün, Mehmet Efe Ekiner, Koray Özcan, Ahmet Avcı, Yasin Yiğit, Töre Berk Mırnak ve Gencer Sevinç gibi araştırmacılardan oluşan bir ekip, hassas zeytin hasat makinesi geliştirdi. Bu yenilikçi makine, özellikle sofralık zeytin hasadında kullanılmak üzere tasarlandı. Makine sayesinde, zeytinlerin toprağa temas etmeden toplanması mümkün hale geliyor.

Bu yeni zeytin hasat makinesi, geleneksel hasat yöntemlerinden farklı olarak zeytinleri yere düşürmeden toplama yeteneğine sahip. Bu sayede, zeytinlerin kalitesi korunuyor ve hasat sonrası işlemler daha az zaman ve emek harcayarak gerçekleştirilebiliyor. Ayrıca, zeytin ağaçlarına minimum zarar verilerek verimlilik artırılıyor.

Bu projenin zeytin tarımı alanında önemli bir yenilik olduğu söylenebilir. Geleneksel hasat yöntemleri sıklıkla zeytinlere ve ağaçlara zarar verebiliyor ve kaliteyi düşürebiliyor. Yenilikçi zeytin hasat makinesi, daha sürdürülebilir ve verimli bir hasat süreci sunarak hem üreticilerin hem de tüketicilerin lehine bir çözüm sunuyor. Bu tür projeler, tarım sektöründe teknolojik gelişmelerin ve inovasyonun ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Traktörde denge problemine son

Ege Üniversitesi öğrencileri Yousef Saeidilighvan ve Adnan Değirmencioğlu tarafından geliştirilen proje, traktörlerin denge sorununu çözmek amacıyla özel bir hidrolik ön aks konum değiştirme sistemi tasarlamıştır. Bu sistem sayesinde traktörlerin stabilitesi arttırılarak dengesi sağlanmıştır.

Geleneksel olarak, traktörlerde denge sorunu özellikle eğimli arazilerde veya ağır yük taşınırken problem oluşturabilir. Bu yeni sistem, traktörün denge sorununu minimum ek ağırlık kullanarak çözme fırsatı sunuyor. Aynı zamanda, tarlada toprak sıkışmasını önlemek suretiyle enerji tasarrufu da sağlıyor.

Bu proje, tarım sektöründe teknolojik yeniliklerin nasıl sorunları çözebileceğini gösteren bir örnek olarak ön plana çıkıyor. Tarım makinelerinin daha dengeli ve verimli bir şekilde çalışabilmesi, hem üreticilerin maliyetlerini azaltmasına hem de daha sürdürülebilir tarım uygulamalarına katkı sağlamasına yardımcı olabilir. Bu tür yenilikler, tarım endüstrisindeki verimliliği ve sürdürülebilirliği artırmak için önemli bir role sahip.

Kongreler için yeni bir sunum tekniği

Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Ali Doğan Bozdağ, kongreler için yenilikçi bir sunum tekniği geliştirmiş. Geleneksel olarak bilimsel içerikli kongre ve sempozyumlarda sunumlar sözlü veya poster şeklinde gerçekleştirilirken, Doç. Dr. Bozdağ, bu iki farklı sunum yönteminin avantajlarını birleştirerek “Videoposter” adını verdiği yeni bir sunum tekniği oluşturduğunu açıklıyor.

Videoposter tekniği, geleneksel poster sunumunun sınırlamalarını aşarak daha etkili ve dinamik bir sunum olanağı sunuyor. Bu yöntemde, sözlü sunumların canlı ve etkileyici öğeleri ile poster sunumlarının görsel destekleyici özellikleri birleştiriliyor. Bu sayede sunum yapan kişi, izleyicilere metin, resim ve videoları kullanarak daha etkili ve etkileyici bir sunum sunabilir.

Bu tür yenilikler, bilimsel toplantılarda ve kongrelerde sunumların daha etkili bir şekilde iletilmesini sağlayabilir. Videoposter tekniği, bilimsel içeriklerin daha çarpıcı ve anlaşılır bir şekilde sunulmasına yardımcı olarak akademik topluluğun daha fazla ilgisini çekebilir. Bu da araştırmacıların ve bilim insanlarının çalışmalarını daha geniş bir kitleye aktarabilmelerine ve daha fazla etki yaratmalarına yardımcı olabilir.

Tekstilde karmaşık üretimi kolaylaştıran çözüm

Ege Üniversitesi’nden Prof. Dr. Urfat Nuriyev ve ekibi tarafından geliştirilen proje, tekstil üretiminde karmaşık üretim süreçlerini kolaylaştırmayı hedefliyor. Bu projede, tam zamanlı üretim ve stoksuz üretim kavramlarının birleştirildiği yalın üretim teknikleri kullanılmış. Bunun sonucunda, tekstil üretim hatlarında kullanılmak üzere yeni bir yazılım modülü oluşturulmuş.

Bu modül, üretim süreçlerini daha etkin ve verimli hale getirmeyi amaçlıyor. İdeal üretim miktarını belirlemek için matematiksel bir model kurulmuş ve çözüm algoritması tasarlanmış. Bu algoritma, üretimdeki iş istasyonlarında oluşabilecek boş zamanları en aza indirerek hat dengelemeyi sağlamayı hedefliyor.

Bu tür bir yazılım modülü, tekstil üretimindeki verimliliği artırarak üretim hatlarının daha düzgün bir akış sağlamasına yardımcı olabilir. Aynı zamanda, stoksuz üretim yaklaşımıyla gereksiz envanter maliyetlerini azaltarak daha sürdürülebilir bir üretim süreci sunabilir. Bu tür projeler, endüstriyel üretimde teknolojik inovasyonun nasıl uygulamaya dökülebileceğini gösteren örnekler olarak önem taşıyor.

Şantiye yerleşim problemi için karınca koloni

Ege Üniversitesi’nden Prof. Dr. Orhan Yüksel ve Araştırma Görevlisi Dr. Gülben Çalış tarafından gerçekleştirilen bir çalışma, şantiye yerleşim probleminde karınca koloni optimizasyonunu kullanarak önemli bir çözüm sunmuştur. Bu çalışma sayesinde, bir inşaat şantiyesindeki tesislerin en uygun yerlere yerleştirilmesiyle proje maliyetlerinde büyük ölçüde taşıma giderleri azaltılmıştır.

Karınca koloni optimizasyonu, karıncaların yiyecek kaynaklarına olan davranışlarını modelleyen bir algoritma türüdür. Bu algoritma, yerleşim problemi gibi karmaşık optimizasyon problemlerinde etkili bir şekilde kullanılabilir. Bu projede, inşaat şantiyesindeki tesislerin yerleşimini optimize etmek için karınca koloni optimizasyonu tabanlı bir algoritma geliştirilmiştir.

Bu algoritma sayesinde, tesislerin en uygun konumları belirlenerek taşıma maliyetleri minimize edilmiştir. Bu da projenin genel maliyetini düşürerek daha verimli ve ekonomik bir çözüm sunmuştur. Karınca koloni optimizasyonu gibi yapay zeka tabanlı yöntemler, karmaşık problemlerin çözümünde etkili bir araç olarak kullanılarak endüstriyel süreçleri optimize etmede büyük potansiyele sahiptir.

Görme engelliler için akıllı gözlük

Dicle Üniversitesi’nden Atilla Gümüş tarafından geliştirilen bir proje, görme engelli bireylerin kendi başlarına istedikleri adrese kolayca ulaşmalarını sağlayacak bir akıllı gözlük tasarlamıştır. Bu yenilikçi gözlük, görme engelli kullanıcıların günlük yaşamda bağımsızlıklarını artırmalarına yardımcı olmayı amaçlar.

Gözlüğün üzerinde bulunan kamera, görme engelli kullanıcının etrafındaki çevreyi algılamasına yardımcı olur. GPS ve yön haritası desteği sayesinde kullanıcı, istediği yönü belirlemekte ve hedefine ulaşmakta kolaylık sağlar. Kullanıcı, gözlüğe bağlı olarak taktığı kulaklık ve mikrofon sayesinde iletişim kurarak gitmek istediği adresi tarif edebilir ve rehberlik alabilir.

Bu proje, teknolojinin insan yaşamını nasıl kolaylaştırabileceğini gösteren bir örnektir. Görme engelli bireylerin günlük hayatta karşılaştığı zorlukları azaltarak bağımsızlıklarını artırma amacı taşır. Teknolojinin erişilebilirlik ve katılımı artırmada nasıl bir araç olarak kullanılabileceğini gösteren bu tür projeler, toplumsal farkındalığı artırarak daha kapsayıcı bir dünya yaratmaya yardımcı olabilir.

Fiziksel engelliler için özel kıyafet

Ege Üniversitesi’nden Emine Tarın tarafından geliştirilen bir proje, fiziksel engellilere yönelik özel kıyafetlerin tasarımını içermektedir. Bu kıyafetler, tekerlekli sandalye kullanan veya baston ve protez gibi yardımcı araçlarla yaşamlarını sürdüren bireylerin günlük ihtiyaçlarını daha kolay bir şekilde karşılamalarına yardımcı olmayı amaçlar.

Bu özel kıyafetler, günlük yaşam aktivitelerini daha bağımsız bir şekilde gerçekleştirmeyi kolaylaştırır. Yemek yeme, tuvalet ihtiyacını giderme gibi temel yaşamsal faaliyetler, bu kıyafetler sayesinde daha rahat bir şekilde yapılabilir. Kıyafetlerin tasarımı, engelli bireylerin ihtiyaçlarına ve fiziksel zorluklarına uygun şekilde düşünülerek gerçekleştirilmiştir.

Bu tür projeler, engelli bireylerin günlük yaşamda karşılaştığı zorlukları azaltmak ve bağımsızlık düzeylerini artırmak amacı taşır. Teknoloji ve tasarımın bir araya geldiği bu tür inovasyonlar, toplumsal farkındalığı artırarak daha kapsayıcı bir yaşam alanı oluşturmada önemli bir rol oynar.

Türkiye için yeni bir gıda: Sülünez

Ege Üniversitesi’nden Doç. Dr. Berna Kılınç ve Arzu Burcu Yavuz tarafından gerçekleştirilen bir çalışma, Türkiye için yeni bir gıda maddesi olan sülünezi gündeme getiriyor. Sülünez, ülkemizde genellikle balık yemi olarak kullanılan kabuklu deniz canlısıdır ancak yurtdışında gıda olarak tüketilmektedir. Bu fikirden ilham alan araştırmacılar, sülünezi gıda maddesi olarak kullanımı için bir çalışma yapmışlardır.

Sülünez, çeşitli işlemlerden geçirilerek tüketim için hazır hale getirilmiştir. Bu işlemler arasında haşlama, ayıklama, yıkama ve süzme gibi aşamalar bulunmaktadır. Sülünez, farklı soslarla tatlandırılarak tüketime uygun hale getirilmiştir. Bu sayede, sülünez gıda olarak tüketilmek üzere çeşitli lezzetler ve sunumlarla hazırlanmıştır.

Bu tür projeler, yeni gıda kaynakları ve alternatif beslenme seçeneklerinin keşfi açısından oldukça önemlidir. Sülünezin Türkiye’de gıda olarak kullanımının yaygınlaştırılması, hem yerel ekonomiye katkı sağlayabilir hem de çeşitli beslenme alternatifleri sunarak gıda çeşitliliğini artırabilir. Bu tür inovasyonlar, tarım ve gıda sektöründe sürdürülebilirlik ve çeşitlilik hedeflerine katkıda bulunabilir.

Duruş bozukluğunu tedavi eden cihaz

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Murat Pehlivan ve Alsancak Devlet Hastanesi Kulak Burun Boğaz Kliniği’nden Uzman Dr. İlter Denizoğlu tarafından geliştirilen bir cihaz, alışkanlığa bağlı duruş bozukluklarının tedavisine yönelik bir çözüm sunuyor. Bu cihaz, taşınabilir bir uyarı cihazı olarak tasarlanmıştır.

Hatalı duruşlarda, vücudun doğru pozisyonunu koruma yeteneği zayıflayabilir ve bu durum eklemlere fazladan baskı uygulayabilir. Bu cihaz, postürometre adını taşımakta olup, boyun açısını sürekli olarak ölçer ve belirlenmiş sınırlar aşıldığında kullanıcıya sesli, ışıklı veya titreşimli uyarılar göndererek duruşunun bozulduğunu bildirir.

Cihaz, düzenli kullanım sonucunda hatalı duruş alışkanlıklarını düzeltebilir. Aynı zamanda, farklı duruş bozukluklarının tedavisinde de kullanılabilecek bir potansiyele sahiptir. Bu tür teknolojik çözümler, insanların sağlık ve refahını artırmada önemli bir rol oynar. Daha iyi duruş alışkanlıkları geliştirerek kas ve iskelet sağlığını korumak, cihazın sağlayabileceği faydalardan sadece biri olabilir.

Gıda sektörü için yeni ürünler

Ege Üniversitesi’nden Özlem Yeşil Çeliktaş ve ekibinin gerçekleştirdiği çalışma, gıda, ilaç ve kozmetik sektörlerine yönelik olarak orijinal ve yeni materyallerin geliştirilmesine odaklanmıştır. Bu çalışma kapsamında, tamamen bitkisel kökenli biyolojik materyaller, farklı endüstrilerde yeni ürünler geliştirmek isteyen şirketler için kullanıma hazır hale getirilmiştir.

Biyolojik materyaller, bitkilerin kökleri, gövdeleri, yaprakları ve meyvelerinden elde edilmiştir. Bu materyaller, süperkritik akışkan teknolojisi kullanılarak işlenmiştir. Bu teknoloji, yüksek basınç ve sıcaklık altında bir akışkanın süperkritik fazda bulunduğu bir süreçtir. Bu şekilde materyallerin özgün özellikleri korunurken farklı endüstrilerde kullanılabilir hale getirilmesi amaçlanmıştır.

Bu tür çalışmalar, gıda, ilaç ve kozmetik sektörlerinde inovasyon ve yeni ürün geliştirme arayışında olan şirketler için büyük bir potansiyel taşır. Bitkisel kaynaklı biyolojik materyallerin farklı endüstrilerde kullanılması, sürdürülebilirlik ve doğal kaynakların daha verimli kullanılması açısından da önemlidir. Bu tür araştırmalar, bilim ve endüstrinin işbirliği ile yeni ürünlerin ve çözümlerin geliştirilmesine katkı sağlayabilir.

Dinlendiren ayakkabı tabanı

Abant İzzet Baysal Üniversitesi öğrencisi Yasin Kazanan tarafından geliştirilen bir proje, dinlendirici bir ayakkabı tabanını içerir. Bu proje kapsamında, titreşimli bir ayakkabı tabanı tasarlanmıştır. Bu inovasyon sayesinde, uzun süre ayakkabı giyilmesi gereken durumlarda ya da seyahatlerde ayaklarda oluşabilecek ağrı ve rahatsızlıklar en aza indirilerek rahatlama sağlanması amaçlanmıştır.

Ayakkabıların içerisine yerleştirilen bu titreşimli taban, ayakları rahatlatmak ve rahatsızlıkları azaltmak amacıyla tasarlanmıştır. Özellikle uzun süre hareketsiz kaldığımız ya da yürüdüğümüz durumlarda ayaklarda oluşan ağrıları hafifletmeye yardımcı olabilir. Bunun yanı sıra, ayak sağlığını koruma ve rahatlatma amacıyla da kullanılabilir.

Bu tür inovasyonlar, günlük yaşamın farklı alanlarında insanların rahatlığını artırmak ve sağlıklarını korumak amacıyla kullanılabilecek çözümler sunar. Ayakkabı tabanı gibi basit bir bileşenin bile yenilikçi bir yaklaşımla geliştirilerek fayda sağlaması, teknolojinin hayatımızın her alanında nasıl etkili olabileceğini gösteren bir örnektir.

Tasarruflu yol aydınlatması

Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nden Onur Çağrı Tosun tarafından geliştirilen proje, tasarruflu ve akıllı bir yol aydınlatma sistemi konseptini sunuyor. Bu sistem, yolda sadece otomobillerin geçtiği anlarda aydınlatma sağlayarak enerji tasarrufu yapmayı amaçlar. LED lambalar kullanılarak ışıklandırma gerçekleştirilir ve yol üzerindeki sensörler sayesinde otomobillerin konumlarına göre aydınlatma kontrol edilir.

Bu proje sayesinde yol aydınlatması, trafiğin yoğunluğuna göre dinamik olarak ayarlanır. Sensörler, yolda bulunan araçları algılayarak sadece bu bölgeleri aydınlatırken, yolda hiçbir araç olmadığında lambalar otomatik olarak sönerek enerji tüketimini minimuma indirir. Bu yaklaşım hem enerji tasarrufu sağlar hem de trafik yoğunluğuna bağlı olarak daha güvenli bir yol aydınlatma sağlar.

Bu tür akıllı aydınlatma sistemleri, sürdürülebilirlik ve enerji tasarrufu hedeflerine yönelik önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Teknolojinin bu şekilde kullanılması, hem çevre üzerindeki etkileri azaltmak hem de enerji kaynaklarını daha etkili bir şekilde kullanmak amacıyla büyük potansiyele sahiptir.

Hava temizleyen reklam tabelası

Akdeniz Üniversitesi’nden Fevzi Şevik tarafından geliştirilen proje, hava temizleme özelliğine sahip ve solar enerji destekli bir reklam tabelasını içeriyor. Bu yenilikçi reklam tabelası, içerisinde bulunan bir filtre sayesinde havadaki kirletici partikülleri yakalar ve temizler. Bu proje, özellikle yoğun trafikte bulunan otoyollar, sokaklar ve caddeler gibi alanlarda hava kalitesini artırmayı amaçlamaktadır.

Reklam tabelası, geleneksel reklam panolarının ötesine geçerek çevresel fayda sağlamayı amaçlar. Tabela içerisindeki filtre, havadaki kirleticileri tutarak çevrenin temiz kalmasına katkı sağlar. Ayrıca, tabela üzerinde yerleştirilen güneş panelleri sayesinde güneş enerjisi kullanılarak sürdürülebilir bir enerji kaynağı sağlanmış olur.

Bu tür projeler, çevresel sorunlarla mücadele ve sürdürülebilirlik amacıyla teknolojinin nasıl kullanılabileceğini gösteren örneklerdir. Çevre dostu teknolojilerin geliştirilmesi, hem kentsel alanların daha temiz ve yaşanabilir olmasına katkı sağlar hem de enerji verimliliği ve çevre koruma hedeflerine yönelik önemli adımlar olarak değerlendirilir.

Antimikrobiyal ambalaj malzemesi

Ege Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü öğrencileri Berna Kaya ve Öznur Akçam tarafından geliştirilen bu projede, antimikrobiyal özelliklere sahip bir ambalaj malzemesi üretimi amaçlanmıştır. Bu malzeme, nişasta, çitosan ve pektin gibi doğal katkı maddeleri kullanılarak oluşturulmuş ve mantar, bakteri gibi mikroorganizmaların büyümesini engelleyici özelliklere sahiptir.

Bu ambalaj malzemesinin temel hedeflerinden biri, gıda ürünlerinin raf ömrünü uzatmaktır. Antimikrobiyal özelliği sayesinde, gıda maddelerinin üzerinde bulunan mikroorganizmaların çoğalmasını engellemek mümkün olur, bu da gıdaların daha uzun süre taze kalmasını sağlar. Aynı zamanda, çevre dostu bir malzeme olarak tasarlanmış olması, sürdürülebilir ambalaj çözümlerine yönelik önemli bir adımdır.

Bu tür projeler, hem gıda israfını azaltmak hem de çevre üzerindeki olumsuz etkileri minimize etmek amacıyla büyük bir potansiyele sahiptir. Teknoloji ve kimya alanında yapılan inovasyonlar, günlük hayatımızın farklı alanlarında sürdürülebilirlik ve çevre koruma hedeflerine katkı sağlayabilir.

Özel tip kelebek vana

ECA Valfsel Armatür’ün Mustafa Ömer Demirok tarafından geliştirilen yenilikçi özel tip kelebek vana, yüksek basınçlı hatlarda kullanım için tasarlanmıştır. Bu vana, özellikle 16 bar ve 25 bar gibi yüksek basınçlarda, düşük torklarda açma ve kapama işlemlerini gerçekleştirebilme yeteneği ile dikkat çekmektedir.

Bu yenilikçi tasarım, yüksek enerji tasarrufu ve maksimum sızdırmazlık sağlama amacını taşımaktadır. Geleneksel vanalara göre daha düşük torkla çalışabilmesi, enerji verimliliğini artırabilir ve işletme maliyetlerini düşürebilir. Aynı zamanda sağladığı maksimum sızdırmazlık, sistem güvenliği ve performansını artırarak sızıntı riskini minimize eder.

Bu tür özgün valf tasarımları, endüstriyel süreçlerde verimlilik ve güvenilirlik sağlamak amacıyla büyük önem taşır. Yüksek basınçlı sistemlerde çalışabilen, düşük torkla açılabilen ve enerji tasarrufunu artıran vanalar, endüstriyel işletmelerin ve tesislerin performansını ve sürdürülebilirliğini artırabilir.

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir Yorum

ahmet cet için bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu