Makaleler

Kadınlar ve İş Hayatı

Diğer konu, neden kadın çalışanların erkek çalışanlardan az olduğu. Bu konuya eğilirken radikal feminist önyargılardan kaçınmak gerektiğini düşünüyorum. Bütün kadınların ille de çalışmak istediği ve sadece çalışırsa mutlu olabileceği görüşü birçok kimsenin bireysel tercihiyle uyumlu olmayabilir. Şahsen televizyonlardaki evlendirme programlarının kadın katılımcıları üzerindeki gözlemlerim bunu doğruluyor. “Kesinlikle çalışmak isterim” diyen kadınlar olduğu gibi, “kesinlikle çalışmak istemiyorum” diyen kadınlar da var. Annelik, yaşlı bakımı ve bunlara benzer sebepler yanında, bizim bilemeyeceğimiz bireysel sebepler de kadınları çalışma hayatından uzak tutabilir.

Kadınların çalışma hayatında daha az yer alması, İslam ülkeleri üzerinden tartışıldığında, hemen söylenen bir şey İslam’ın veya egemen mahalli İslam yorumunun kadını çalışma hayatının dışında tutmada en önemli faktör olduğu. Ne var ki, bu görüşü doğrulayan yeterince araştırma yok. Meselâ İran’da kadınların sosyal hayatta ve iş dünyasında Arap ülkelerindekinden çok yer aldığını biliyoruz. Türkiye’de eğitim sektöründe kadın çalışan daha fazla. Bilinçli dindar kadınlar arasında çalışma oranı da geleneksel dindar kadınlardakine nispetle daha yüksek.

The Economist’in son zamanlarda yayımlanan, konuyla ilgili bir bilimsel makaleden aktardığı bilgiler ve onlara dayanarak yaptığı yorumlar dikkatimizi uzak geçmişte vuku bulan bazı olaylara ve değişikliklere çekiyor. Buna göre, insanlık tarımsal faaliyete geçtikten sonra tarımsal üretimde kullanılan aletle kadınların çalışma hayatında yer alma derece ve biçimleri arasında bir ilişki olabilir. Burada söz konusu olan iki alet çapa ve saban. Hem bu aletlerin dillerdeki tarihiyle ilgili bilgiler hem de geçmişteki tarımsal faaliyetin niteliği ve niceliği hakkında bugün elimizde bulunan veriler, çapa kullanılan durumlarda tarımsal üretimde sorumluluk ve kontrolün kadınlarda olduğunu gösteriyor. Saban kullanılmasıyla durum değişiyor. Saban daha büyük fizikî güç gerektirdiğinden, erkekler öne çıkıyor. Tabii ki, hangi aletin kullanılacağı toprağın niteliklerine ve hangi ürünlerin yetiştirileceğine de bağlı. İklim de alet seçiminde önemli bir faktör. Netice itibarıyla kadınların iş hayatında ne ölçüde ve nasıl yer alacağı bir taraftan sözü edilen faktörlerin tesiriyle belirlenirken, diğer taraftan zamanla bununla ilgili bir kültür oluşuyor ve kendi kendini sürdürme gücü kazanıyor. Meselâ, saban bölgesinden çapa bölgesine geçen kadınlar çalışmayla ilgili alışkanlıklarını sürdürüyor.

Tarımsal faaliyet yanında olağanüstü durumlar, özellikle savaş da kadın işgücü istihdamında etkili olabiliyor. İkinci Dünya Savaşı, birçok kadının “erkek işi”ne girmesinin yolunu açmıştı. Buna rağmen problem yakın gelecekte ortadan kalkacağa benzemiyor. OECD ülkelerinde kadınların işgücü içindeki oranı erkeklerinkinden % 16 az. Yani kadınların iş hayatında daha az görülmesi, bir dine veya bölgeye özgü olmayan genel bir problem. Çözüm kanun yoluyla pozitif ayrımcılıklarla topluma müdahale etmek yerine hayatı kendi akışına bırakmaktan ve insanların tercih yelpazesinde yer alan her şıkka saygı gösterip, bizimkilere uymayan tercihleri problem olarak görmemekten geçiyor.

Atilla Yayla

Önceki sayfa 1 2

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu