Teknoloji ve İnovasyon Haberleri

Kognitif devrim

“SEKTÖR 15.1 MİLYAR DOLAR”

Türkiye’de elektronik haberleşme sektörünün 2001 krizinin ardından yaşanan olumlu ekonomik gelişmelere bağlı olarak büyüdüğünü belirten TELKO-DER Başkanı Yusuf Ata Arak, “Ancak 2008 yılından beri büyüme yok. Döviz kurunda yaşanan dalgalanmaların da etkisiyle yaklaşık 15-16 milyar dolar düzeyinde seyrediyor. Sektör gelirleri 2016 yılında 15.1 milyar dolar oldu” diyor. Türkiye’de telekomünikasyon sektörünün, ülkemizdeki genç nüfusun büyüklüğü, Telekom hizmetlerine ve veriye olan talebin fazlalığı gibi faktörler nedeniyle hızlı bir büyüme potansiyeline sahip olmasına rağmen, rekabet eksikliği, sektör üzerinde mali yükler, yatırımın önündeki hukuki ve rekabet engelleri neticesinde sahip olması beklenen büyüklüğün gerisinde kaldığına işaret eden Arıak, bu duruma bağlı olarak son 8 yıldır büyüme olmadığım belirtiyor.

62 MİLYON İNTERNET ABONESİ

Arıak, 2000’li yılların başından bugüne uzanan elektronik haberleşme sektöründeki gelişmeyi gösteren rakamları şöyle açıklıyor: “İnternet abone sayısı 1.5 milyondan, sabitte 10.5 milyon, mobilde 51.7 milyon olmak üzere toplam 62.2 milyona çıktı. 2009 yılında 3G’ye ve 2016 yılında 4.5G’ye geçen ülkemizde bugün toplam, 4.5 milyon 2G, 18.9 milyon 3G ve 51.7 milyon 4.5G abonesi bulunuyor. Buna karşılık sabit telefon abone sayısı yaklaşık 27 milyon iken, 13.9 milyona geriledi.”.

Arıak, elektronik haberleşme sektöründe atılım yapılması için de şu önerilerde bulunuyor: “Rekabet önündeki engeller kaldırılmalı, fiber altyapı hızla ve yaygın olarak tesis edilmeli. Sektör üzerindeki vergiler azaltılmalı, alternatif işletmecilerin pazar payları AB seviyelerine çıkartılmalı. Genişbant internet hizmetleri yaygınlaştırılmalı ve uydu internet teşvik edilmeli. Veri merkezlerinin yasal durumu iyileştirilmeli, mali teşvikler vergi indirimleri uygulanmalı ve ülkemizde birden fazla İnternet Değişim Noktası (İDN) bulunmalı. İnternet Tabanlı Hizmetler, ITH (OTT) hususunda yerli oyuncuları teşvik edecek, yabancı ITH’ler karşısında ayakta durabilmesine olanak sağlanacak adımlar atılmalıdır.”

“ÇALIŞANLAR DİRENÇ GÖSTERİYOR”

Türkiye’de bilişim teknolojileri alanında son 17 yılda ciddi bir tecrübe ve yetişmiş insan kaynağı yaratıldığım belirten DellEMC Türkiye Genel Müdürü Sinan Dumlu, artık BT alanındaki her türlü çözüme anında erişimin mümkün olduğunu ifade ediyor. “Artık genel müdürlerin BT’yi tamamlayıcı bir birim değil, kurumlarm omurgası, fark yaratan ana birim olarak görmesi gerekir. BT yöneticilerinin (ClO’larm) ise, bu beklentiyi karşılayacak bakışa sahip olması ve organizasyonu kurması şart” diyen Dumlu, çağm dijital transformasyonu mecbur kıldığına değiniyor. “Burada geçmişe göre temel fark rekabet gücünü artıracak, fark katan inovatif yazılımlar ile yeni deneyimler ve hizmetler yaratma gereksinimidir” diyen Dumlu, ClO’larm geçtiğimiz 15 yıl içinde yaşadığı sorunlara ilişkin şu bilgileri aktarıyor:

“Türkiye’de IDC ile birlikte gerçekleştirdiğimiz araştırma kapsamında ClO’larm teknik ve tecrübe anlamında iyi eleman bulmak ve tutmak konusunda sıkıntı yaşadığını gördük. Ayrıca çalışanların yeni teknolojilere karşı direnç göstermesi de bir diğer sorun. Bulut, büyük veri gibi yeni teknolojilerin standart olmaması da önemli sorunlardan biri. Özellikle yeni teknolojilerin benimsenmesi konusunda şirket içi eğitimler işleri kolaylaştıracaktır. Yeni nesil teknolojilerle çok daha verimli ve hızlı olunabileceğinin anlatılması ve inovasyonun şirket kültürü haline getirilmesi gerek. Aslında yeni nesil çalışanlar da buna çok açık. Yaptığımız bir araştırmaya göre Y kuşağı çalışanların yüzde 42’si akıllı teknolojilerin kullanılmadığı bir şirketten her an ayrılmaya hazır. Dijital transformasyon çağında önemli olan yeni kuşağa doğru liderlik edebilmek.”

“GÜNDEMİMİZ SANALLAŞTIRMA”

Son 10 yılda şirketler için en önemli konulardan birinin veriyi korumak olduğunu ifade eden Veeam Software Ülke Müdürü Ozan inan ise, “Son yıllarda sanallaştırma sıklıkla duyduğumuz bir teknoloji olmakla beraber, donanım kapasitelerinin oldukça arttığı günümüzde özellikle verimlilik açısından bakıldığında önemli bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor” diyor. Küreselleşme ile birlikte internetin yükselişinin ardından bulut hizmetlerinin benimsenmesi ve sanallaştırmanın şirketler için devrim niteliği taşıdığına işaret eden inan şunları söylüyor:

“Bu teknoloji, şirketinizin sisteminin hiç ummadığınız bir anda çökmesi halinde sanallaştırdığını sistem üzerinden kaldığınız yerden devam etme imkanı sunuyor, tş sürekliliği ve felaket kurtarma planlaması eskiden zaman ya da veri kaybına tahammülü olmayan şirketlerin önceliğindeydi.

Şimdi ise bu durum tüm sektörler ve hizmet sağlayıcılar için geçerli. Mobil cihazların yayılması ile bu büyük verinin nasıl yönetileceği ve her an her yerden kullanmaya hazır olmasının nasıl sağlanacağı soruları da beraberinde geliyor. Sadece son kullanıcıya hizmet veren hizmet sağlayıcılar değil kurumlar da operasyonlarmı sorunsuz bir şekilde devam ettirmeleri ve her zaman ulaşılabilir olmalarının artık bir seçenek olmadığının, pazarda bir adım önde olmak için bir zorunluluk olduğunun farkında.”

“SİBER SALDIRILAR YOĞUNLAŞTI”

10 yıldır Türkiye’de faaliyet gösteren siber güvelik firması Trend Micro Akdeniz Ülkeleri Genel Müdürü Yakup Börekcioğlu, son üç yılda ekibi üç katma, kamudaki müşteri sayısını da 10 katma çıkardıklarım söylüyor. “Özellikle hedefli saldırılara karşı korumada her yıl yüzde 200 büyümekteyiz. Veri merkezi korumasında ise her yıl yüzde 150 büyüyoruz” diyen Börekcioğlu, Türkiye’de önceki yıllarda Truva atı başta olmak üzere birçok zararlı yazılım hüküm sürerken, son yıllarda bu tehditlerin daha da karmaşık hale geldiğini ifade ediyor. “Zombi bilgisayar sorunu Türkiye’de oldukça yaygın. Siber saldırganlar Truva atı kullanarak ele geçirdikleri bu zombi bilgisayarları kimliklerini gizlemek için paravan olarak kullanıyorlar” diyen Börekcioğlu, son yıllarda yükselişe geçen saldırıları şöyle sıralıyor:

“Siber saldırganların maddi çıkar sağlama eğilimleri arttıkça tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de online bankacılık alanındaki saldırılarda yoğunluk oluşmaya başladı. Türkiye en çok online bankacılık saldırısına uğrayan ülkeler arasında Avrupa’da birinci sırada. POS cihazları ve ATM’leri hedef alan siber saldırılar da Türkiye’de sık görülüyor. Fidye yazılımları olarak nitelendirdiğimiz Ransom-ware ve Cryptolocker ise son yıllarda maddi kazanç sağlamayı hedefleyen siber saldırganların en gözde saldırıları arasında yer alıyor. Türkiye’de 2014 yılından beri Cryptolocker gibi fidye yazılım çeşidini içeren saldırılarda ciddi oranda artış yaşanıyor. Siber saldırganların fidye yazılımlar aracılığıyla 1 milyar dolara yakın maddi kazanç elde ettikleri görülüyor. Türkiye’de DDoS saldırılarının yanında Şirket E-Pos-taları Dolandırıcılığı (BEC) gibi yöntemler de son 10 yılda öne çıkıyor.”

Önceki sayfa 1 2 3 4Sonraki sayfa

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu