Giyim Sektörü ve Moda HaberleriGüncel Ekonomi Haberleri

Tekstil ve konfeksiyon ihracat ve istihdamın lokomotifi

YATIRIMLAR 5. BÖLGE’YE

Sektörün üretim kapasitesinde miktar olarak sınırlı bir artışa rağmen üretim değerinde çok daha ciddi bir artış gözlemlediklerini ifade eden Fayat, şunları söylüyor: “Hazır giyim sektöründe yatırımlar üç alanda gerçekleşiyor. Bunlardan ilki ilave kapasite yatırımları ki bu alanda ihtiyaç azaldı. İkinci yatırım alanı olarak ortalama üretim maliyetlerini düşürmek için teşvikli bölgeleri sayabiliriz. Sektör burada daha çok 5. Bölge illerini tercih ediyor. Üçüncü yatırım alanı olarak yüksek katma değerli üretim, tasarım, koleksiyon, markalaşma, teknolojik alt yapı, e-ticareti sayabiliriz. Sektör bu alanlara daha çok öncelik veriyor. Üçüncü alana yönelik yeterli kamu teşviki de var. Yatırımların kapasite olarak artması için sektörün bulunduğu yerde desteklenmesinin daha uygun olacağını düşünüyorum.”

“MEVCUT PAZARLARA ODAKLANALIM”

Moda ve Hazır Giyim Federasyonu Başkanı Hüseyin Öztürk ise sektörün Türkiye ekonomisinin lokomotifi olma özelliğini sürdüreceğini söyleyerek sözlerine başlıyor. Bunun için ihracata ağırlık verilmesi gerektiğine işaret eden Öztürk, yeni pazar arayışları yerine mevcut pazarlardan daha fazla pay almanın yollarının araştırılmasını savunuyor. Öztürk, sözlerine şöyle devam ediyor:

“Sektörün önündeki en büyük tehlike fiyat baskısı. Fiyat baskısı idare edilebilecek noktaya kadar geldi, bundan sonrası zarar yazar. Bu sorundan kurtulmanın yolu Avrupa pazarına hakim olmaktan geçiyor. Oradaki perakende zincirlerinin içinde olmak zorundayız. Avrupa’nın normalde basic ürünlerde bizden alması gereken miktar bu kategorideki toplam ithalatının yüzde 20’si civarında. Oysa biz yüzde 12’sini karşılıyoruz. Yani basic ürünlerde bile almamız gereken büyük bir pay var.

Olmamız gereken yerde değilsek, bu kadar kanaat önderi ne yapıyor? Demek ki bir şey yapılmıyor. Yeni pazar sevdasından vazgeçelim. Çünkü dünyada yeni bir pazar yok. Devletin belki de üretimde değil, pazarlama konusunda firmalara teşvik vermesi gerekiyor. Bir birimizin rakibi değil, partneri olmayı başarmalıyız. Hazır giyim sektöründe de bir tanıtım grubu olabilir.”

ÇORAPTA DÜNYA İKİNCİSİYİZ

Federasyon olarak fermuar, nakış, etiket, dar dokuma gibi konfeksiyonun alt sektörlerinde verimliliği artırmak için Tekstil Makine ve Aksesuar Sanayicileri Derneği (TEMSAD) ile bir çalışma başlattıklarını belirten Öztürk, böylece mevcut makine parkıyla hem üretimin hem de verimliliğin artmaya başladığını ifade ediyor. Rapsodi Çorap’ın patronu olan Öztürk, çorap sektöründe son 15 yılda çok büyük ilerleme kaydedildiğinin de altını çiziyor. 2001 yılında 324.4 milyon dolar olan çorap ihracatının 2016 yılında 1 milyar 44 milyon dolara çıktığını belirten Öztürk, dünyada Çin’in ardından en büyük çorap tedarikçisinin Türkiye olduğunu hatırlatıyor. Öztürk’ün verdiği bilgilere göre 12.6 milyar dolarlık dünya çorap ticaretinin yüzde 45’ini Çin, yüzde 10’unu Türkiye, yüzde 9’unu da İtalya gerçekleştiriyor. 2016 yılında 60’ın üzerinde ülkeye 1 milyon çiftin üzerinde çorap ihraç edildiğini belirten Öztürk, en büyük pazarlarının halen İngiltere, Almanya ve Fransa olduğunu vurguluyor. Öztürk, sözlerini şöyle sonlandırıyor:

“2000 yılından günümüze sektör genel itibariyle istikrarlı bir ihracat artışı performansı gösteriyor. En büyük artış yüzde 34.1 ile 2003 yılında ortaya konulurken, 2004 yılında yüzde 24.7,2002 yılında yüzde 21.3’lük yine ciddi bir ihracat performansı kaydedildi. 16 yıllık süreç içinde biri 2012 yılında yüzde 6.1’lik, diğeri ise 2015 yılındaki yüzde 15.9’luk olmak üzere iki kırılma noktası var. 2015 yılındaki kaybın arkasında Rusya’daki devalüasyon ve iki ülke arasında uçak düşürme olayı sonrası ortaya çıkan kriz yatıyor.”

“TÜRK HAVLUSU” MARKA OLACAK

Türkiye’nin önde gelen tekstil ve konfeksiyon merkezlerinden Denizli, 2001 yılında 518 milyon dolarlık tekstil ve konfeksiyon ihracatı gerçekleştirdi. Aynı yıl ilin toplam ihracatı ise 643 milyon dolardı. 2016 yılma gelindiğinde Denizli’nin tekstil ve konfeksiyon ihracatı 1 milyar 379 milyon dolara ulaştı. Bunun yüzde 75’ini ev tekstili oluşturuyor.

Denizli İhracatçılar Birliği Başkanı Süleyman Kocasert, son yıllarda gıda, mermer, bakır gibi sektörlerde ihracatm arttığım ancak ilde dış satımda ilk sırada halen ev tekstilinin geldiğini belirtiyor. Kocasert’in verdiği bilgilere göre, Türkiye’den ihraç edilen havlu ve bornozun yüzde 70’i, çarşafın ise yüzde 35’i Denizli’de üretiliyor. Son yıllarda organik ürünler, bebek grubu ürünleri, sağlık ürünleri, teknik tekstil ürünleri, döşemelik kumaş, hazır giyim ve plaj giyim ürünlerinin üretiminde artış olduğunu belirten Kocasert, şunları söylüyor:

“İlimizin tekstil ve konfeksiyon sektörü başta olmak üzere birçok sektörde rekabetçi gücü oldukça fazla. Son yıllarda birçok projeye odaklanmış durumdayız. Bu projelerden en önemlilerinden birisi “Türk Havlusu” markasının dünyada bilinirliğinin artırılmasını amaçladığımız çalışmalar. Bu kapsamda, son beş yıllık süreçte 10’un üzerinde ülkede yaklaşık 20 fuar katılımı sağladık. Var olan pazarlarda etkinliğimizi sürdürürken, yeni pazarlarda da yer alabilmeyi hedefliyoruz ve ihracatımızı hem miktar hem değer yönünden üst seviyelere çıkarma gayesindeyiz.”

“HIZLI BİR İVME YAKALADIK”

Tekstil ve konfeksiyon sektöründe Türkiye’nin önde gelen kuruluşlarından Kipaş Holding, 2001 yılında 48 milyon dolar olan ihracatını 2016 yılında 85 milyon dolara çıkardı, istihdamını da büyük ölçüde artıran holdingin sadece tekstil grubunda beş bin çalışanı var. Bu rakamın 2001 yılında iki bin civarında olduğunu hatırlatalım. Aynı yıllar itibariyle kumaş üretimini 15 milyon 600 bin metreden 45 milyon metreye, iplik üretimini ise 25 milyon kilogramdan 60 milyon kilograma çıkarmış durumda.

Kipaş Holding Başkan Vekili Ahmet Öksüz, 2001 krizinden sonra uygulanan doğru politikalar sonucu hızla gelişen ve büyüyen bir ivme yakaladıklarını belirtiyor. Öksüz şöyle devam ediyor: “Tekstil ve hazır giyim sektörlerinde başta kalite olmak üzere, hızlı ve kısa terminli taleplere cevap verebilme, üretimde ve pazarlamada esneklik, Avrupa piyasalarına olan yakınlık ve iyi işbirlikleri sayesindehem bölgesel hem küresel alanda önemli bir aktör olma konumunda güvenli bir ülkeyiz. Fakat dünya piyasasının üçte ikisini neyazıkki uzakdoğu’nun ele geçirmesi ieriki dönemlerde Türkiye tekstil sektörü açısından sorun yaratabilir. Holding olarak başta tekstil olmak üzere birçok sektörde yatırım yapmaya devam ediyoruz. Bu yıl itibari ile 1.5 milyar TL’lik yatırım yapacağız ve yıl sonuna kadar yaklaşık bin kişiye daha istihdam sağlayacağız.”

“GÜNEYDOĞU’DA FABRİKA KURACAĞIZ”

Türkiye’nin önde gelen tekstil ve hazır giyim üreticilerinden Yeşim Tekstil, 2001 yılında 160 milyon dolar olan ihracatını geçen yıl 260 milyon dolara çıkardı. Dünyanın önde gelen markalarına üretim yapan şirket, son 15 yılda 60 milyon dolarlık yatırım yaptı.

Yeşim Tekstil Genel Müdürü Şenol Şankaya, Türkiye’nin yanı sıra Mısır ve Moldova’da da üretim yaptıklarını, önümüzdeki beş yıl içinde farklı bir ülkede daha yatırım yapacaklarını belirtiyor. Bunun yanında Güneydoğu Anadolu’da da mutlaka bir tesis kuracaklarını vurgulayan Şankaya, “Üç bin kişilik bir konfeksiyon fabrikası kurmayı hedefliyoruz. İnşallah şartlar müsaade eder.

Yeşim Tekstil olarak belki doğuda fabrikamızı kurmadık ama o bölgede beş büyük fasoncu ile bölgeyi destekledik. Güveni tesis edersek Türkiye’nin önünde muazzam fırsatlar var” diyor.

Kotalar kaldırıldıktan sonra Avrupa ve Amerika pazarından gelen basic ürün siparişlerinin büyük ölçüde Çin’e kaydığını hatırlatan Şankaya, bu yüzden birçok üreticinin tasarıma ve Ar-Ge’ye daha fazla önem verdiğini, bunda da başarılı olduklarını ifade ediyor. Şankaya, şöyle devam ediyor:

“Sektörün bugün ucuz iş gücü, hammadde avantajı ve devlet destekleri bulunan Bangladeş, Vietnam, Kamboçya, Pakistan, Sri Lanka gibi ülkelerle rekabet etmesi zor; fakat katma değeri yüksek, tasarıma dönük üretimlerle bu açığı kapatabiliriz. Sadece Türkiye olarak bakarsak ileride bu sektörde tıkanabiliriz. Hükümetimiz de yurtiçindeki yatırımlar kadar yurtdışındaki yatırımları da destekleyici formüller bulmak. Firmalar yurtdışında büyüdüğü sürece merkezleri olan Türkiye’de de büyüyecekler.”

ÖZBEY MEN

Önceki sayfa 1 2

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir Yorum

  1. biz iki kardeş bi dükan açtık işimiz çok iyi marka yapıyoruz büyük bi markaya foson iş yapıyoruz işimiz iyi elaman sıkıntımız var biraz makinalarıma harcadıgım sermayem bitti ve bir sene dayana bildim işim iyi makinalarım bozuldu gücümün yettiyi kadar dayanıyorum ama bi destek göremiyorum destek derken makinamı yaptırcam kıredi kartı alamıyorum kıredi alamıyorum hayrınıza verin demiyorum hibede demiyorum sadece bi fırsat verin yıldan 100.000 parca kot ihracat eden bi ufak atölyeciyim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu