Makaleler

Türkiyede Bal Üretimi

Bal Üretiminde dünya 2.’siyiz ama…

Çin’den sonra balı en çok üreten ülkeyiz. Üstelik dünyada Türkiye’den başka çam balı üreten ülke yok. Anzer balının şöhretini yabancılar da biliyor. Ama ihracat rakamlarımız, önemsiz denecek kadar düşük

DÜNYADA bal ticareti 800 milyon dolara inmiş durumda. 2003 yılında 1 milyar dolar seviyesine yaklaşan bal ticareti, piyasaya yeni üreticilerin girmesine rağmen geriliyor. Bu ticarette gelişmekte olan ülkeleri üretici, sanayileşmiş ülkeleri de tüketici olarak görüyoruz.

Dünyanın bir numaralı bal üreticisi olan Çin’de üretim geçen yıl, 300 bin tonu aştı. İkinci sırada 85 bin tonla Türkiye, üçüncü sırada da 84 bin tonla Arjantin yer alıyor.

Türkiye’de 240 bin kişi arıcılık sektöründe çalışıyor.

Ayrıca dünyada çam balı üreten tek ülkeyiz. Çam balının yüzde 95’i ihraç edilmekle birlikte Türkiye, önemli ihracatçı ülkeler arasında değil. İhracat potansiyelimiz yılda 6 bin tonu geçmiyor.

Ukrayna, Brezilya, Hindistan, Tanzanya, Etiyopya, Meksika. Kenya, ABD ve Angola da önemli üreticilerden. Sanayileşmiş ülkelerden Kanada, Almanya ve İspanya, son zamanlarda gelişen bal endüstrilerine sahip oldular. En büyük tüketici ise Avrupa. Yılda 340 bin tonla, bütün dünyada üretilen balın yaklaşık yüzde 22’sini tüketiyor. 1960’lardan bu yana organik tarım, bütün dünyada yayılmaya başladı. Kimyasal maddeler kullanılmadan, sürdürülebilir ürün almayı hedef alan bu tarım yöntemi, bal için de uygulanıyor. Balın organik olarak yetiştirilmesi, diğer besin maddelerine göre daha önemli. Çünkü kovana sıkılan kimyasal maddeleri daha sonra balı yıkayarak temizlemek mümkün değil. 1998’de 13 milyar dolar olan uluslararası organik bal pazarı, geçen yıl 30 milyar doları buldu. Ancak bu rakam oldukça yetersiz. Yine de Avrupa Birliği’nin katı kuralları, gelecek için umut veriyor. Organik bal üretiminde, sadece kovanın kimyasal maddelerden uzak tutulması yetmiyor. Arıların bal topladığı çiçekler de ilaçlanmamalı. Arıların sert kış koşullarında hayatta kalmaları sağlanmalı, ortalıkta emebilecekleri şekerli sıvılar bırakılmamalı.

Kovanların yakınında havaalanı ya da işlek karayolları bulunmamalı. Arılar da hasta olabiliyor. Onlar, tıbbi ilaçlarla değil, organik özlerle tedavi edilmeye çalışmalı. Her şeyden önemlisi, peteklerden bal toplanırken arılar, dumanla yatıştırılmaya çalışılmamalı.

Avrupa Birliği içinde organik balın fiyatının, standart ballardan sadece yüzde 15 oranında fazla olmasına izin veriliyor. Bal, organik olduğu için pahalıya satılamı-yor. Almanya ve Ingiltere, kıtanın en büyük organik ürün alıcıları. Çin en büyük üretici olmasına rağmen Avrupa pazarına giremiyor. İçeriğinde antibiyotik olduğundan Çinli bal ihracatçılarına Avrupa kapıları kapalı. Bu, Türkiye için bir şans, ancak bu konuda hemen hemen hiç girişimimiz yok.

Bal’ın Faydaları

■    Bağışıklık sistemini güçlendirir. Vücudu, bakteri ve virüs saldırılarından korur, içinde bulunan flavonoidler ve askorbik asit sayesinde anti-oksidan özelliklere sahiptir.
■    Mideyi ince bir tabaka ile kaplayarak spazmları rahatlatır. Karın ağrılarını keser. Ülserli hastalar, eğer şeker hastası değillerse, haftada 4 kilo bal yiyor ve bunu bir ay boyunca sürdürebiliyorlarsa, iyileşme ihtimalleri yüzde 95’tir.
■    Anti-fungal özelliği nedeniyle bakteri ve mantar oluşumunu engeller, üzerine sürüldüğünde yaraları iyileştirir.
■    Kalp çarpıntılarını azaltır, yüksek tansiyonu düşürür.
■    Mikrop barındırmadığından gribe karşı koruyucudur.
■    Demlenmiş çay içine bal ve tarçın konarak alındığında kolesterol seviyesi az da olsa düşer.
■    Sinir sistemini olumlu etkilediğinden uykusuzluk çekenler için ideal bir yardımcıdır.
■    Ilık, nemli bir bezle sürüldüğünde boğaz ağrılarını iyileştirir.
■    Vücutta yağın birikmesine engel olduğundan zayıflamaya faydası olur.
■    Kan yapar, kanın temizlenmesine yardım eder, kan dolaşımını düzenler.
■    Böbrek yetmezliği tedavilerinde önemli bir yere sahiptir. Karaciğeri temizler.
■    Limon suyuyla birlikte içildiğinde öksürüğü giderir.
■    Tarçınla karıştırılıp sürüldüğünde ağrıyan yerleri rahatlatır. Diş ağrısına bile iyi gelir.
■    Bal, tarçın ve zeytinyağı karışımı başa sürüldüğünde saç dökülmelerini önler.
■    Vücudun direncinin düşmeye başladığı saat 15.00 sularında bir bardak su içinde bal ve tarçın karışımı alınırsa zindelik verir.
■    Spor yapanlar, enerji sağlamak ve yorgunluklarını gidermek için bal yiyebilirler.

Bal Hakkında Not

■    Bal, insanlığın kullandığı en eski besin maddelerindendir. ispanya’nın Arana Mağaraları’nda, MÖ 8000 yılına ait, bal toplayan insanlar resmedilmiştir.
■    Balın yüzde 34’ü glikoz, yüzde 2’si sakaroz, yüzde 39’u früktoz, yüzde 18’si su, geri kalan yüzde 7’si polen, demir, fosfor, manganez, protein, sodyum, çinko, bakır, iyot gibi elementlerdir. Balın kalitesini bu yüzde 7’lik karışım belirler.
■ Bal, doğrudan kana karışan iki besin maddesinden biridir. Diğeri süttür.
■    Yarım kilo bal yapmak için 900 bin arının bir gün çalışması gerekir.
■    Bal içinde su ne kadar az olursa kalitesi o kadar yüksek olur. Yüzde 18’den az sulu bal, A kalitedir. Bal içindeki su miktarı yüzde 20’den az ise C kalitedir.

Sahte bal nasıl anlaşılır?

Ne yazık ki gerçek balı sahtesinden ayırmanın tek yolu, laboratuvarlarda kimyasal olarak analiz etmektir. Tüketici, balın gerçek mi sahte mi olduğu konusunda yüzde yüz güvenli bir ipucuna sahip değildir. Her şeyden önce “sahte bal”ı tanımlamak gerekir.

Şeker şuruplarıyla yapılan, aroma ve boya katılan, arılarla ilgisi olmayan bal elbette sahtedir. Bazı üreticiler kovanların yanına şekerli sıvı bırakır. Arılar, bu sıvıyı emerek bal yapar. Bu bal da sahtedir. Bazen de kovanlara insan yapımı petekler konur. Arılar bu peteklerin içini doldurur. Bu bal da sahtedir. Hatta gerçek bala, miktarının artması için su, nişasta, şeker şurupları bile katılabilir.

Yine de tüketici, bazı konulara dikkat ederek kendini sahte baldan büyük ölçüde koruyabilir:

1- Süzme olsun petek olsun, balın üzerinde yer yer çok  ince, beyaz bir toz tabakası varsa o bal gerçektir.

2- Bal, buzdolabında şekerleniyorsa sahte olamaz. Ayrıca bal soğukta krem kıvamına gelmelidir. Çok soğuk havada bıçakla kesilecek hale gelmeyen bal sahtedir.

3- Balın akışkanlığı sürekli olmalıdır. Kesik kesik akıyorsa sahte olabilir.

4- Balı ilk kez tattığınızda genzinizde yanma olmuyorsa gerçektir. Fazla yendiğinde ise hafif bir yanma olabilir. Zaten fazla yenmesi de hastalık tedavisi dışında tavsiye olunmaz.

5- Kristalleşmiş bal, ağızda tereyağı gibi eriyorsa gerçektir.

6- Bal, bakteri üretmediğinden, bozulmayan bir besin maddesidir. Bozuluyorsa sahtedir.

7- Petek bal, düzgün geometrik şekilli ise insan yapımıdır.

8- Bal, uzun yıllar bu işin ticaretini yapan dükkanlardan alınmalıdır.

9- Piyasada kilosu 20 liraya da 80 liraya da bal bulunmaktadır. Ucuz bal, sahte olduğunun bir göstergesidir. Fakat çok pahalı ballar da sahte olabilir. Anzer Balı’nın üretimi 1.5 ton, satışı 2.5 tondur.

10- “Petek balın sahtesinin yapılması zordur” düşüncesi yanlıştır. Bu ballar, arıya şeker yedirilmek suretiyle yapılır. Arıcılıkta kullanılan ilaç uygulamaları da doğrudan petek üzerine olmaktadır. Peteklerde kalıntı riski yüksek olur. Bu nedenle süzme bal tercih edilmelidir.

11- Bir kaşık bal ateşe tutulduğunda hemen yanıp kömürleşiyorsa sahtedir.

12- Balın özgül ağırlığı 1.36’dır. 1 litre saf bal, 1 kilo 360 gram gelmelidir.

13- Gerçek bal, şeker hastalarında şeker değerini sadece birkaç puan artırır.

14- Markalı ballar satın alınmalıdır. Etikette, dolum tarihi, parti numarası, firma adı, adresi ve telefonu gibi bilgiler yazılı olmalıdır. Açıkta satılan balda risk tüketicinin, markalı balda ise risk firmanındır.

Alev Rigel

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

3 Yorum

  1. bazı notlar gerçeğe uymuyor bir bal üreticisi olarak gerçek bal acıdır yendiğinde genizi yakar acımsıdır hafif siz yakmaz diyosunuz gerçek bal yakar demekki sizde bilmiyorsunuz …kestane balı yiyecen ve genzi yakmıyacak olacak işmi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu