Emlak ve Gayrimenkul Haberleri

Yeşil Bina Nedir?

Dünyanın tükenen kaynaklarına “yeşil binalar” bir ölçüde çare olacak. Enerji ve su tasarrufu sağlayan bu binaların sayısı Türkiye’de de artıyor. Sertifika almak için çok sayıda bina sırada. ÇEDBİK ilk yerli yeşil bina sertifikası için çalışma yapıyor.

yesil binaDÜNYADA olduğu gibi Türkiye’de de “Yeşil Bina” bilinci her geçen gün artıyor. Bilinç arttıkça yeşil bina yatırımı yapan inşaat firmalarının sayısı da çoğalıyor. Türkiye’de bugüne kadar 40 firma, ürettiği 58 projeye LEED ve BREEAM sertifikası aldı.

Yeşil bina kriterlerine uygun 142 proje daha sertifika almak için başvuru yaptı. Bu projelerden bir kısmı sertifika almak için yasal prosedürlerin tamamlanmasını beklerken bir kısmının inceleme süreci devam ediyor.

Peki inşaat firmaları neden “Yeşil bina” üretmek için harekete geçti? Yeşil bina kriterleri nelerdir? Bu kriterlere uygun bina üretmek için ne yapmak gerekiyor? Kimler “Yeşil bina” sertifikası veriyor? Kaç tane “Yeşil bina” sertifikası var? Bu sertifika ne işe yarıyor?

İşte bu soruların yanıtlarını sizler için araştırdık…

Yeşil bina nedir?

Doğa ile uyumlu, arazi seçiminden başlayarak İhtiyacı kadar tüketen, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan, doğal ve atık üretmeyen malzemelerin kullanıldığı, ekosistemlere duyarlı yapılar ‘Yeşil Bina’ olarak tanımlanıyor. Binaların “yeşil” olup olmadığı birtakım standartlar çerçevesinde tescil ediliyor. Bu standartlar, yeşil bina tasarlamak isteyen mimar ve mühendisler için kılavuz niteliği taşıyor. Ayrıca doğaya saygılı şirketler için de geçerli bir etiket sağlıyor. Binalar ve yerleşimler, küresel ısınmaya sebep olan sera gazı (karbondioksit) saliminin yüzde 40’ından sorumlu tutuluyor. Sadece bu rakam bile mimar, mühendis, şehir plancıları ve yönetmelikleri belirleyen devlet yetkililerinin bu konuda ne kadar büyük sorumluluklara sahip olduklarını ortaya koyuyor. Bina ve yerleşimlerin çevreye olan etkileri salgıladıkları sera gazıyla da sınırlı değil. Kullanım suyunun yaklaşık yüzde 12’si, atıkların yüzde 65’i ve elektrik tüketiminin yüzde 71’ini binalar ve yerleşim alanları tüketiyor. Amerika’da yapılan bir araştırma, yeşil veya çevreci olarak tabir edilen binaların, enerji tüketiminde yüzde 24-50, karbondioksit şahmında yüzde 33-39, su tüketiminde yüzde 40 ve atıklarda da yüzde 70’e varan bir düşüş sağlayacağını ortaya koyuyor. Yeşil binalara yapılan yatırımlar, uzun vadede yatırımcıya fazlasıyla geri dönüyor.

BİNALARIN ÖZELLİKLERİ

Geleneksel yöntemlerle inşa edilen binalar, üretilen enerjinin yüzde 70’ini, su kaynaklarının yüzde 17’sini, kesilen ağaçların yüzde 25’ini tüketirken karbondioksit emisyonunun da yüzde 33’üne neden oluyor. Geleneksel binalarda sadece yüzde 5 oranında geri dönüşümlü malzeme kullanılıyor. ‘Yeşil binalarda ise başta enerji ve su tasarrufu olmak üzere çevresel duyarlılık ön plana çıkarılıyor ve bununla da yetinilmiyor. Atıkların azaltılması, iç mekan hava kalitesinin artırılması, yaşayanların rahatının ve veriminin artırılması, çalışanların sağlık giderlerinin azaltılması, işletme ve bakım maliyetlerinin düşürülmesi gibi unsurlara da dikkat ediliyor. Yeşil binalarda, klasik binalara göre ortalama yüzde 30 oranında daha az enerji tüketiliyor.

Susuz pisuar, verimli rezervuar, lavabo ve duş bataryaları ile yüzde 50’ye yakın su tasarrufu sağlanabiliyor. Projelerin peyzaj alanlarında da yüzde 50 oranında su tasarrufu yapılabiliyor.

LEEDVE BREEAM

Binaları çevresel etkilerine göre değerlendiren pek çok sistem geliştirildi ve geliştirilmeye devam ediyor. Dünyada birçok yeşil bina sertifika sistemi var. Bu sistemlerden en bilinenleri ise 1990’da tngiltere’de ortaya çıkan BREEAM (Building Research Establishment Environmental Assessment Met-hod) ve 1998’de ABD’de verilmeye başlanan LEED (Leadership in Energy and Environmental Design) sistemi. 1998’de gelişmiş ülkelerin bir araya gelmesiyle kurulan IISBE (International Initiative for Sustainable Built Environment), 2003’de BREE-AM’den uyarlanarak Avustralya’da oluşturulan Greenstar,

2004’de Japonya’da ortaya çıkan CASBEE (Comprehensive Assessment for Building Environmental Efficiency) ve 2009’da Almanya’da ortaya çıkan DGNB (Deutsche Ge-sellschaft fur Nachhaltiges Bauen) gibi sertifika sistemleri de var. Amerikan Yeşil Binalar Konseyi (USGBC) tarafından geliştirilen ve gönüllü başvuru yapılarak sahip olunan LEED sertifikası, tasarım sürecinden başlayarak binanın tamamlanmasına kadar devam eden uzun bir süreci kapsıyor. Projelerin inşaatı sırasında ve sonrasında kaynakların sürdürülebilirliğine dikkat ediliyor.

KENDİ SERTİFİKAMIZ OLACAK

Türkiye de daha az enerji tüketen yeşil bina sertifikası için başvuru yapmıştı. Bu başvurular sonucunda Türkiye gayrimenkul sektörü yeşil bina sertifikasına kavuşmaya hazırlanıyor. Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) yerli sertifika uygulaması hazırladı. ÇEDBIK’in hazırladığı sertifikaya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da destek veriyor. Çevre Dostu Yeşil Binalar sertifikasının 2014’te hayata geçirilmesi planlanıyor. İsmi henüz belirlenmeyen yerli sertifika programı, yurtdışıııda bu sertifikayı veren kurumlarla eşdeğer olacak. Avrupa Birliği (AB) normları dikkate alınarak hazırlanan sertifikayı verecek kurumlan, uluslararası bağımsız gözetim, uygunluk kontrolü, kalite, çevre, sağlık ve risk önleme hizmeti veren Bureau Veritas şirketi denetleyecek.

Türkiye’de yabancı yatırımcıya satış yapmak isteyen inşaat şirketleri, uluslararası değerlendirme sistemlerinden en çok LEED ve BREEAM sertifikası almak için başvuru yapıyor. Bu sertifikalara sahip olmak için firmaların ödediği para ise projenin büyüklüğüne göre değişiyor. 15-20 bin metrekarelik bir inşaat projesinde, LEED ya da BREEAM sertifikası almak için firmalar 35-40 bin dolar civarında bir bedel ödemek zorunda.

İKİNCİ ZİRVE YAPILIYOR

İlk kez geçtiğimiz yıl düzenlenen Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi’nin İkincisi bu hafta 18-19 Şubat tarihlerinde İstanbul Swissotel’de gerçekleştirilecek. Zirvede, 21’inci yüzyılın şehirleri ve toplumları, sürdürülebilir kent planlaması için işbirliği, yeşil ekonomi ve yeşil dönüşümün finansal modelleri, Türkiye’de yeşil dönüşüm: Yeşil politikalar ve stratejileri, yeşil binalarda malzeme, dünyada yeşil binalar konseyleri aracılığı ile yeşil dönüşüm, Sürdürülebilir gelecek için yeni teknoloji ve  inovasyon konulu oturumlarda sunumlar yapılacak.

UZUN VADEDE AVANTAJLI

Binaların değerlendirme sistemleri de kendi içinde kategorilere ayrılıyor. “Yeşil Bina” kriterlerine uygun bir inşaat projesi yapmak için daha en başından, yani arazi seçiminden ve projelendirme aşamasında işe başlamak gerekiyor. Sürdürülebilir arazi, su kullanımında etkinlik, eneıji ve atmosfer, malzeme ve kaynaklar, iç hava kalitesi, inovasyon ve tasarım gibi farklı kategorilerde değerlendirilen inşaat projeleri, dört ayrı alanda sertifika alabiliyor. 52-69 puan kazanan projelere platin, 39-51 puan kazan projelere altın, 33-38 puan kazan projelere gümüş sertifikası, 26-32 puan kazanan projelere sadece sertifika veriliyor.

“Yeşil Bina” kriterlerine uygun inşa edilen bir binanın maliyeti yüzde 2 ile 7 arasında daha yüksek oluyor. Ancak tasarrufla bu maliyet uzun vadede kat be kat geri dönüyor.

Bülent Ekimci / Para

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu