Geleceği Parlak İlginç İş Fikirleri

Gelecekte popüler olabilecek iş fikirleri alanlarından bahsedeceğiz. Radyoaktif ışıma canlılar için tehlikeli. Yarı değerli taş ve kristallerin yaydığı düşük enerji ise bitkiler için yararlı. Her iki konuda gerçekleştirilecek girişimler geleceğin ilginç işleri arasına girmeye aday…

ÇEVRESEL sorun deyince akla çevre kirliliğine neden olan unsurlar geliyor. Bunları kategorilere ayırmak mümkün. Çevresel sorunların çoğu elle tutulur gözle görülebilir atıklardan oluşuyor. Buna karşın gözle görülmeyenleri de var. Örneğin radyoaktif kirliliğe neden olan zararlı ışımalar.

Genel toplum algımızda fazla yer bulmasa da bugün dünyada en önemli tehlikelerin başında radyoaktivite geliyor. Radyoaktivite ve zararlı düzeyde elektromanyetizma geniş bir konu.

Etrafımızdaki atıklardan jeolojik oluşumların yaydığı ışımalara kadar her an radyoaktivite tehlikesiyle yüz yüze gelmemiz mümkün. Kimi zaman nedeni bilinmeyen bazı ölümcül hastalıkların temelinde yine radyoaktif ışımaların bulunduğu bir gerçek.

Dünyamızda çeşitli kaynaklardan gelen doğal ışımalar var. Bazıları kozmik ışınlar olarak uzaydan geliyor. Diğer radyasyon ışımaları ise radon gazı başta olmak üzere kimi bozunuma uğrayan moleküllerden kaynaklanıyor. Örneğin basit bir diş çekimi sırasında uygulanan röntgen ışıması insan organizmasını etkilemezken, yalıtımı iyi yapılmamış nükleer santrallerin yaydığı gizli ışımalar ölümcül sorunlara neden olabiliyor.

YENİ GİRİŞİM ALANLARI

Peki, bireysel ve toplumsal sağlık söz konusu olduğunda alacağınız evin, arsanın, arazinin ya da satılık bir tesisin radyoaktivite ve zararlı düzeyde elektromanyetik ışımayla bulaşık olmadığını nasıl anlayacaksınız?

Daha da önemlisi besinlerinizin tehlikeli ışımalara maruz kalıp kalmadığını nasıl öğreneceksiniz?

Olaya girişimsel açıdan bakınca bu konuda mobil ya da sabit istasyon ve tesis kurarak hizmet vermek mümkün. Basit sayaçlarla yetinmeyip daha donanımlı teknik analizler yapabilecek sistemin kurulması kesin sonuçları elde etme açısından önemli.

Böyle bir yapılanmayla konut inşaatlarına, okullara, toplu yaşam birimlerine, müteahhitlere, belediyelere hatta şahıslara yaşamsal bir tarama hizmeti sunmak mümkün. En büyük talebin ise sanayi işletmeleri ve fabrikalardan geleceği düşünülebilir. Unutmamak gerekir ki gelecekte toplum ve birey her konuda bilinçlenecek, kendi yatırım alanında zararlı ışıma riski olup olmadığından emin olmak isteyecektir.

Büyük elektrik santralleri, rüzgâr enerjisi çiftlikleri ve bazı jeolojik alanların temiz ya da kirli olup olmadığını anlamak ise yine önemli bir süreç. Buna hızla yaygınlaşan güneş enerjisi sahalarının da eklenmesi gündeme gelebilir.

Önerimiz bu işin bilimsel yönleri yanında ticari potansiyelini araştırıp girişimsel faaliyetlerde bulunmak. Kurulacak istasyonların bazı bölgelerimizde kamu yararına katkısı olacağını daha şimdiden söyleyebiliriz.

OLUMSUZDAN OLUMLUYA DOĞRU

Bir başka paradoksal gelişme değişik iş alanları yaratabilir. Ürpertici tehlikelerin yanında olumlu ışımalar da var. Önemli olan şu; ışıma deyince sadece zararlı olanlar akla gelmemeli. Son yıllarda zararlı ışımaların dışında bazı manyetik alanların bitkiler üzerinde olumlu etkileri olduğu söylenmeye başlandı. Birçok ülkede şimdi sera yetiştiriciliğinde manyetik karakterli ışımaların yararlı olduğu konuşuluyor.

Bu konuda yoğun spekülasyonlar yapılmasına rağmen uygulanan yöntemin seracılık tarımında devrimsel bir buluş olduğu konusunda uzmanlar sürekli tartışıyor. Anladığımız kadarıyla söz konusu yöntemle sera içinde özel kontrollü manyetik alanlar yaratılıp bitkiler iyonize ediliyor, böylece onların gelişmesi çabuklaşıyor hem de daha sağlıklı büyümeleri sağlanıyor.

însan sağlığında önemli soru işaretleri yaratan elektromanyetik dalgaların özellikle insan fizyolojisi üzerindeki etkileri konusunda ciddi kaygı taşıyanlar da yok değil. Buna rağmen deney aşamasında olan projeler bitkiler üzerinde epey başarılı bulunmuş durumda. Yine de manyetik ışımaların bitki biyolojisindeki ilginç etkileri tam olarak kanıtlanmcaya kadar beklemekte yarar var.

Özellikle mineral bazlı kristallerin yaydığı konsantre hale getirilmiş ışımalar bitki metabolizmasına hızlı bir şekilde transfer edilerek potansiyel verimin artırıldığı önemli iddialar arasında.

Yöntemin diğer ilginç tarafı, hormon kullanımına gerek bırakmaması ve hormonların yan etkilerinden bitkiyi arındırması. Ortaya çıkacak sonuçlara göre orijinal girişim projelerini şimdiden düşünmek mümkün.

SERA ÜRETİCİLİĞİNDE YENİ BİR GELİŞME

Dahası da var… Giderek talep eğrisi yükselen organik seracılıkta pestisit ve kimyasal kullanımı hep önemli bir sorun. Özellikle hormon kullanımını azaltmak ya da önlemek için yeni metotlar araştırılmakta. Son yılların en önemli araştırma konusu serada manyetik alanlar yaratarak pozitif sonuçlar almak.

Bu manyetik alanların tehlikesiz yapay yöntemlerle oluşturulabileceği şimdi sıkça konuşuluyor. Örneğin halen deney aşamasında olan konulardan biri bazı doğal kristal oluşumların sera içinde yaydığı enerjiden yararlanmak. Araştırmacılar özellikle kuartz türü kristallerin bu deneyler için kullanıldığım söylüyor. Bunlar genelde kolayca elde edilebilecek bildiğimiz yarı değerli taşlardan ibaret.

Ancak bu türden metotların şimdilik ‘pseudo Science’ türü bir gelişme olduğunu savunanlar çoğunlukta. Araştırmacıların buna verdikleri yanıt ise sonucun önemli olduğu yönünde. Kapalı alanlarda yetişen bitkilerin manyetik alanlardan daha çok etkilenmesinin doğal olduğu savunuluyor. Hangi doğal kristalin ne şekilde ve daha çok hangi bitki türü için kullanılacağı şimdilik deneme yanılma yoluyla araştırılıyor.

Kısacası tüm bu gelişmelerin teknik ve bilimsel diyagramı tam olarak açıklanamasa da manyetik enerji alanlarının bitkilerin sağlıklı gelişimine katkısı olası görülüyor. Hatta araştırmacılar bu metodu organik tarım yetiştiriciliğinde özellikle asalaklara ve mantarlara bağlı bitki hastalıklarının önlemesinde kullanmayı düşünüyor. Ayrıca bitkilerde hormon kullanımının azaltılabileceği de gündemde.

ARAŞTIRMA SONUÇLARINI BEKLEYİN

Bitkilerin gelişimine katkı sağlayacak bu türden yararlı manyetik alanları oluşturmak için mutlaka sera gibi kapalı izole alanların kurulması gerekiyor. Gerçekten bu türden ışıma yayan kristallerin yarattığı manyetik alanlar bitkilerin çoğunu etkiliyor. Volkanik ve kristal açısından zengin topraklarda yetişen bitkiler farklı reaksiyonlar gösteriyor.

Tüm bunları bilimsel temele oturtabilecek uzmanların görüşleri alınarak gerçekleştirilecek yatırımların yeni bir girişim rüzgârı yaratabileceğini düşünmek olası. Özellikle de tarımsal üretimdeki daralmayı önleyecek yeni metotlar kırsala yönelecek girişimciler için ideal bir fırsat olabilir.

Ancak şunu da hemen ekleyelim; buraya kadar tehlike ve yarar konusuna değinmiş olduk. Aradaki çizgi çok ince. Bilimsel veriler netleşmeden özellikle kristal takviyeli seracılığa hemen girmeye gerek yok. Şimdilik çok kısıtlı olan literatürü inceleyip gerekli yatırımı tam zamanında yapmakta yarar var.

Yakın gelecekte önemli sürprizler hiç de şaşırtıcı olmayacak gibi görünüyor.

Para Kazandıracak İş Fikirleri

Nur Demirok