Güncel Ekonomi Haberleri

Geleceğin bize hazırladığı sürprizler

HSBC’NİN TAHMİNİ

Dış dünyada Türkiye’nin geleceği için yapılan projeksiyonlar ve tahminlerde de hükümetlerin gelecek

yıllarda ekonomik altyapıyı geliştirecek yeni önlemler alacağı varsayılıyor. Bu çalışmalarda Türkiye’nin milli gelirinin dünya ülkeleri içindeki sırasının gelecek 35 yılda, bugünkü düzeyinden çok daha iyi noktalara geleceği vurgulanıyor.

Dünyanın büyük bankalarından HSBC’nin 2012 yılında yayınladığı The World in 2050 adlı raporda Türkiye’nin gayri safi yurtiçi hasılasının 2010-2020 döneminde yılda ortalama olarak yüzde 5.3 oranında artacağı tahmini yapılıyor.

Sonraki on yıllarda ortalama yıllık oranların sırasıyla yüzde 4.7, yüzde 4.0 ve yüzde 3.5 oranında olacağı öngörüsü yapılıyor.

Rapora göre bu artış oranları Türkiye’yi 2030 yılında dünyanın 12. büyük ekonomisi yapacak ve sıralamadaki bu yer 2050 yılma kadar korunabilecek. Raporda Türkiye’nin bu performansı ile 2050 yılında milli gelirin büyüklüğü sıralamasında İtalya’dan ve Ispanya’dan daha üst sırada bulunabileceği belirtiliyor.

Raporu hazırlayanlar hesaplama yaparken en başta ekonomik ve demografik potansiyeli dikkate alıyor. Diğer önemli bir faktör olan ekonomik altyapı potansiyeli için yetişkinlerin ortalama eğitim süresi, kamu tüketiminin düzeyi, ülkede hukukun üstünlüğü ve demokrasi uygulamaları, ortalama ömür ve yıllık enflasyon gibi kriterlere bakılıyor.

Raporda Türkiye’de nüfusun 2050’ye kadar artışını sürdürecek olması olumlu bir faktör, ortalama eğitim süresinin mevcut 7 yıllık düzeyi ise olumsuz bir faktör olarak gösteriliyor.

PWC DE 12. SIRA DİYOR

PricewaterhouseCoopers danışmanlık şirketinin hazırladığı raporda Türkiye’nin ekonominin büyüklüğü açısından 2030’da 15. ve 2050’de ise 12. sıraya yükselebileceği belirtiliyor. Şirket uzmanlarının tahminlerini yaparken çalışabilir nüfus sayısındaki artış, yetişkin nüfusun ortalama eğitim düzeyi, fiziki sermayenin artış potansiyeli ve toplam faktör verimliliği kriterlerini kullanıyor. Tahminlerin gerçekleşmesi için Türkiye’de yatırımların milli gelire oranının yüzde 20 olacağı ve zamanla kurulacak kurumsal yapıların teknolojik gelişmeyi hızlandıracağı varsayılıyor. Her iki kuruluş farklı performans kriterlerinden hareket etse de Türkiye’nin ekonomik geleceği için olumlu bir tablo çiziyor.

Her iki raporda da nüfus dinamiklerinin ve eğitim düzeyinin büyüme potansiyelinin hayata geçirilmesinde önemli bir rol oynayacağı vurgulanıyor.

NÜFUS AVANTAJI DEVAM EDECEK

Türkiye’nin nüfusu gelecek 35 yıl içinde artışını sürdürecek. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜÎK) projeksiyonlarındaki temel senaryoya göre nüfusumuz, 2030’da 88.4 ve 2050’de 93.5 milyonu bulacak. TÜ-IK’in hükümetin nüfus artış hızını artırma politikasına uygun olarak hazırladığı iki farklı senaryonun birinde 2050 nüfusu 104.3 milyon, diğerinde ise 110.5 milyon kişi olarak hesaplanıyor.

Birleşmiş Milletler Nüfus Bölümü’nün (UNPD) orta düzey nüfus artışı projeksiyonları da TÜİK’in temel senaryosuna yakın tahminler içeriyor. UNPD’nin hesaplarına göre Türkiye’nin nüfusu 2030’da 86.8 milyon ve 2050’de 94.6 milyon kişiye yükselecek.

ABD Sayım Bürosu’nun (US Census Bureau) projeksiyonlarında ise 2050 nüfusu için 100.9 milyon kişilik bir tahmin yer alıyor.

Demografi uzmanları bu tahminleri yaparken en başta doğurganlık hızını dikkate alıyor. Doğurganlık, kadınların 15 ile 49 yaş arasında sahip oldukları ortalama çocuk sayısı olarak tanımlanıyor. Bu sayı 2.05’in üstünde olduğunda nüfus artışı hızlanıyor. Doğurganlık 2.05’in altına düştüğünde nüfus artış potansiyeli geriliyor ama, nüfustaki sayısal azalma eğilimi ancak 50-60 yıl sonra ortaya çıkıyor.

UNPD 2010-2015 döneminde 2.1 olan doğurganlık hızının, 2040-2050 döneminde 1.75’e kadar gerileyeceğini tahmin ediyor. Bu gerilemeye paralel olarak 2010-2015’te yüzde 1.22 olan yıllık nüfus artış hızının 2045-2050’de yüzde 0.24 (binde 2.4) düşeceği hesaplanıyor.

Doğurganlık hızı, bireylerin tercihleri ve toplumdaki genel eğilimin bir bileşkesi olarak ortaya çıkıyor. Ülke geliştikçe ve insanların eğitim ve gelir düzeyi yükseldikçe doğurganlık hızı düşüyor. Bu düşüşün hükümetlerin aldığı kararlarla tersine çevrilmesi ise çok zor görünüyor.

Önceki sayfa 1 2 3 4Sonraki sayfa

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu