Başarılı Girişimcilik

Girişimci Fabrikası Teknokentler ve Teknoparklar

Teknokentler ve Teknoparklar

îlki 2001 ’de kurulan teknoparkların sayısı bugün 52. Bünyelerinde çoğu Ar-Ge uzmanı 40 binden fazla personel istihdam ediliyor ve 30 bin 317 Ar-Ge projesi yürütülüyor. Buralardaki şirketlerin teknolojik ihracatları 2.4 milyar dolara ulaştı…

DÜNYADA bine yakın teknopark bulunuyor, bu sayı kuluçka merkezleriyle birlikte 4 bine ulaşıyor. Türkiye’de de 2001 yılında 4691 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi ile kurulmaya başlanan Teknoloji Geliştirme Bölgesi sayısı bugün 64’e ulaştı. Bunlardan 52 tanesi faaliyette. 52 teknopark/teknokent 4 binin üzerinde firmaya ev sahipliği yapıyor, gayri safi yurtiçi milli hasılaya, teknoloji girişimciliğine, üniversite-sanayi iş birliğine ve istihdama çok ciddi katkılar sağlıyor. Ayrıca global firmaya dönüşme potansiyeli olan birçok start-up firmaya da destek oluyor. Teknokentlerde başta yazılım, bilgisayar ve iletişim teknolojileri, elektronik, makina ve teçhizat imalatı olmak üzere, uzat, tarım, medikal, eneği, kimya, gıda, savunma, otomotiv gibi birçok sektörden firmalar Ar-Ge faaliyetleri yürütüyor.

Teknoparklar toplamda 2017 Şubat sonu itibariyle 4 bin 308 firmaya ev sahipliği yaparken, buralarda toplam 41 bin 720 personel istihdam ediliyor. Bu firmaların yüzde 37’sinin yazılım, yüzde 17’sinin bilgisayar ve iletişim teknolojileri, yüzde 8’inin elektronik ve yüzde 6’sının makina ve teçhizat imalatı sektörlerinde faaliyet gösteriyor. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nde yürütülen toplam Ar-Ge proje sayısı ise 30 bin 317. Tcknoparklardaki şirketlerin yaptığı teknolojik ürün ihracatı Şubat 2017 itibariyle 2.4 milyar dolara ulaştı. Yabancı sermaye açısından baktığımızda Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde toplam 185 adet yabancı/yabancı ortaklı firma yer alıyor. Bölgelerde faaliyet gösteren firmalar tarafından tescil ettirilen patent sayısı 640. Başvuru süreci devam eden patent sayısı ise bin 121.

Son 15 yılda sayıları hızla artan ve ülke ekonomisinin en yaratıcı bazı firmalarına yuva olan önde gelen teknokentleri sizin için derledik…

İTÜ ARI TEKNOKENT

2500 projeyi hayata geçirdi

İTÜ’nün tarihsel misyonuna uygun olarak Ar-Ge ve inovasyona dayalı teknolojik birikimini güçlendirmek ve teknolojik girişimlerin başarılarına katkı sağlamak amacıyla 2002 yılında kuruldu.

Ülkemizde teknokent yapılanmalarının ilklerinden biri olan İTÜ ARI Teknokent, geride bıraktığı 15 senede, gerçekleştirdiği yatırımlar, öncü projeler ve programlarla, ülkemizde teknokent yapılanmalarının öncüsü ve rol modeli oldu. İTÜ ARI Teknokent’in Ayazağa Kampüsü’nde toplam 120 bin metrekarelik kapalı alan içinde 10 binası var. 239 teknoloji şirketi, 6 bin 290 çalışan ile 148’i patentli 2 bin 500’ü aşkın projenin hayata geçirildiği teknokent, her ölçekte firmayı desteklediği gibi sıfırdan girişimlere de destek oluyor.

ARI’yı diğer teknokentlerden ayırt eden bazı özelikler olduğuna işaret eden İTÜ ARI Teknokent Genel Müdür Yardımcısı Gökçe Tabak, “İTÜ Çekirdek Erken Aşama Kuluçka Merkezi, İTÜ GATE programı ve İTÜ MAGNET ile bir girişimcinin ihtiyaç duyabileceği her türlü desteği sağlıyoruz” diyor. İTÜ Çekirdek’in Türkiye’nin en önemli girişimcilik destek programları arasında yer aldığını vurgulayan Tabak şunları aktarıyor:

“İTÜ Çekirdek, ticarileştirilebilir bir teknoloji fikri ya da projesi olan girişimcilere şirketlerini kurup, geliştirmelerine olanak tanıyacak her türlü desteği sağlıyor. UBI Global Kuluçka Merkezleri sıralamasında Avrupa’da en iyi sekizinci dünyada ise en iyi 18’inci kuluçka merkezi olan İTÜ Çekirdek aynı zamanda içeriğinde sunduğu eğitimlerle bir hızlandırma programı özelliği taşıyor. İTÜ GATE programımız ise ürünü ve servisleri uluslararası piyasalarda yer almaya hazır teknoloji tabanlı firmalara, iş geliştirme desteği, uluslararası müşteri ve yatırımcılarla bir araya gelme fırsatlarını sunuyor. İTÜ GATE kapsamında, yoğun bir iş modeli kurgulama ve geliştirme eğitimi alan seçilmiş firmalar, ABD’de ofislerimizin bulunduğu Chicago ve San Francisco’da satış kanalları, kurumlar ve yatırımcılar ile buluşuyor. Bu program kapsamında 27 firmayı ABD’ye taşıdık. Buradan 13 firmamız ticari faaliyetlerini ABD’ye taşımayı başardı. Son olarak hayata geçirdiğimiz ileri aşama girişimcilik merkezi İTÜ MAGNET ise girişimcileri bir sonraki aşamaya taşımayı hedefliyor. 2 bin metrekare üzerine kurulu İTÜ MAGNET, yatırımını almış ve ticarileşmeyi başarmış firmaların büyümek, gelişmek ve yeni pazarlara ulaşmak için ihtiyaç duyduğu tüm altyapı hizmetlerini veriyor.”

Ülkenin öncü teknokentlerinden biri olarak yatırımlara devam edeceklerini, Chicago ve San Francisco ofislerinin yanı sıra farklı noktalarda da ofisler açmayı hedeflediklerini belirten Tabak, “Bu kapsamda yakın zamanda Berlin ofisimizi hayata geçireceğiz. Dubai’de ise ticari hızlandırma yapabileceğimiz bir model üzerinde çalışıyoruz” diyor. Otomotiv ve hareketlilik konusunun da gündemlerinde olduğunu ifade eden Tabak, bununla alakalı bir tematik bina açmayı planladıklarının müjdesini veriyor. Binanın mimari proje çalışmaları başlamış durumda. Öte yandan Sanayi 4.0’ın merkezinde yer alan teknolojilere odaklanarak bu dönüşüm sürecine katkı sağlamayı arzu ettiklerine değinen Tabak, “İTÜ ARI Teknokent olarak Türkiye’nin ihtiyacı olacak milli çözümlerin oluşması ithalat yerine yerel teknolojilerin kullanılabilmesi için çaba sarf edeceğiz” diyor.

ODTÜ TEKNOKENT

1.1 milyar dolar ihracat yaptı

125 bin metrekare kapalı alana sahip olan ODTÜ Teknokent‘te 300’ün üzerinde firma Ar-Ge çalışmalarını yürütüyor. Burası Türkiye’nin ilk teknokenti. 1992’de KOSGEB işbirliğiyle açılan ODTÜ TEKMER, 2000’de ODTÜ Teknokent’e evrildi. 2003 yılında toplamda 80 şirket faaliyet gösterirken, 2007 yılında bu sayı 180’e, 2014’de 300’e, 2016’da 330’a ulaştı.

Teknokent’te 5 bin 500’ün üzerinde personel istihdam ediliyor. Akademik bilgi altyapısı ile sanayinin yetenekli ve yaratıcı iş gücünün bir araya geldiği ODTÜ Teknokent’te yer alan şirketler 2016 itibariyle 10 milyar TL’nin üzerinde teknoloji satışı ve 1.1 milyar doların üzerinde teknoloji ihracatı gerçekleştirerek ülke ekonomisine önemli katkılar sağladı.

Teknokent bünyesinde teknoloji şirketleri ve girişimciler için çok çeşitli programlar yürütülüyor. Teknoloji tabanlı girişimciliğin desteklenmesi kapsamında “Yeni Fikirler Yeni İşler Hızlandırma Programı” ve “Animasyon Teknolojileri ve Oyun Geliştirme Merkezi [ATOM]”, kuluçka merkezleri ODTÜ KOSGEB TEKMER, Teknogirişim Kuluçka Merkezi ve ODTÜ-Halıcı Yazılımevi Kuluçka Merkezi, bir f inansal araç olarak geliştirilen İş Melekleri Ağı “METUTECH-BAN Teknoloji Yatırımcıları Derneği”, akademik bilginin ticarileşmesi için “Teknoloji Transfer Ofisi”, şirketler arası işbirliklerinin geliştirilmesini amaçlayan savunma sanayi ve ICT kümeleri ile uluslararası işbirliklerini desteklemek üzere kurulan T-Jump San Francisco Hızlandırma Merkezi ile yurtiçi ve dışı birçok program yürütülüyor. ODTÜ Teknokent’in 2017-2021 yıllarını kapsayacak şekilde hazırlanan stratejik planı çerçevesinde 20 yılını doldurmuş olarak gireceği 2021 yılında ulusal liderliğini uluslararası arenaya taşımayı, dünya çapında kendisinden söz ettiren, sürdürülebilir bir inovasyon ekosistemi olmayı hedeflediğini vurgulayan ODTÜ Teknokent Genel Müdürü Mustafa Kızıltaş, üniversiteden çıkan buluşların ticarileştirilmesine yönelik çalışmalara hız vereceklerini belirtiyor. Bu doğrultuda Teknokent Savunma Sanayi Kümelenmesi [TSSK] ve Teknokent Bilişim ve Telekomünikasyon Kümelenmesi [T.ICT] yanı sıra gittikçe büyüyen sağlık teknolojileri alanındaki kümelenme çalışmaları da hızlandırılacak. Girişimcilik programları kapsamında ön kuluçka ve kuluçka programları yeniden yapılandırılacak olup, T-Jump SF Hızlandırma Merkezi’nin yeni fon mekanizmaları ile girişimcilere daha yakından dokunarak büyüme sürecini hızlandırması ve küresel ölçekte başarılı teknoloji girişimleri yaratılmasında aktif rol alınacak. 2017 yılında faaliyete geçecek yeni Savunma Sanayi Teknoloji Geliştirme Alt Bölgesi [SATGEB] binası ve Bilişim İnovasyon Merkezi ile ODTÜ Teknokent daha da büyüyecek.

YILDIZ TEKNOPARK

Tüm sektörlere kapısı açık

Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Davutpaşa ve İkitelli yerleşkelerinde faaliyet gösteren Yıldız Teknopark, 250 Ar-Ge firmasına destek veriyor. Bununla birlikte 56 kuluçka firması ve 5 binden fazla Ar-Ge ve yazılım personeliyle firmaların üretim ve gelişim potansiyelini arttırıyor.

Türkiye’de son beş yılda teknopark sayısının iki katına çıktığını ifade eden Yıldız Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Mesut Güner, “Aynı dönemde teknoparklarda faaliyette bulunan Ar-Ge firmalarının sayısı yüzde 112, bu firmalardaki Ar-Ge personeli sayısı yüzde 80, Ar-Ge projelerinin sayısı da yüzde 97’lik bir artış kaydetti. Böylelikle Türkiye’de Teknoloji Geliştirme Bölgeleri kanununa göre kurulan ve inovatif girişimleri buluşturan teknoloji merkezleri olan teknoparklar, hem girişimcilere, hem üniversitelere, hem de ülke ekonomisine sağladıkları katkılardan dolayı, ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşmadaki lokomotifi haline geldiler” diyor.

Yıldız Teknopark’ın başlıca hedefinin, aynı çatı altında toplanan büyük şirketlerin, start-upların, kuluçka ve ön kuluçkaların faaliyetlerini en verimli şekilde yürütebilmesini sağlamak olduğunu ifade eden Güner, diğer teknoparklardan farklı olarak belli sektörlere değil, tüm sektör ve firmalara kapılarının açık olduğunu belirtiyor. Yıldız Teknopark bünyesinden globale açılan girişimler olduğunu da ekleyen Güner şunları söylüyor:

“Bunlardan biri NASA’da kullanılacak olan ‘dokunma hissine sahip suni cilt’ ile çığır açan HTMSS yüksek teknoloji firması. Bir diğeri de MIOPS firmasının ürettiği, fotoğraf makinelerine harika tetikleme özellikleri ekleyen MIOPS Smart. Bu sene dört girişim yüksek değerlemeler ile yatırım aldı.”

Özellikle yeni kurulma aşamasında olan şirketlere, somut bir mekan sağlamaktan çok daha fazlasını sunduklarını ifade eden Güner, “Bu anlamda Türkiye’nin en ayrıntılı ve büyük kuluçkası olan Yıldız Kuluçka, henüz kurulma aşamasında olan veya gelişmekte olan şirketlerin, yenilikçi fikirlerini hayata geçirebilecekleri ortamı sağlayarak, hedeflerine ulaşmalarına takviyede bulunuyor” diyor.

Yıldız Kuluçka bir girişimcinin ihtiyaç duyabileceği hemen her şeyi sunuyor. Burada girişimcilere ücretsiz egzersiz alanları, eğitim, hızlandırma ve mentörlük programları, şirketleşme desteği, temel cihaz ve teçhizatın bulunduğu Prototip Atölyesi, süper bilgisayar, YTÜ merkez laboratuvarını faydalanma hakkı gibi çok değerli imkanlar sunuluyor. Sunulan tüm bu imkanlar sayesinde geliştiren girişimler için, yatırım kapıları daha kısa bir sürede açılabiliyor. Yıldız Teknopark bünyesinde bulunan firmalar Ar-Ge alanında faaliyetlerini sürdürebilir kılabilmeleri için Ar-Ge altyapısını, Ar-Ge insan kaynağını ve katma değerli ürün nicelik ve niteliklerini geliştirebilecekleri TÜBİTAK, KOSGEB ve Kalkınma Ajansları Destek Programlarından faydalanabiliyor. KOSGEB ve Sanayi Bakanlığı Yatırım Programları ve Ar-Ge çalışmaları tamamlanmış prototiplerin, AB pazarında ve global pazarda yer alabilmeleri noktasında girişimciler H2020/SME Programlarından yararlanabiliyor. Bu programların yanı sıra devlet bu ekosistemlerin içinde yer alan firmaları çeşitli şekillerde destekliyor. Buralarda yer alan firmalar gelirler ve kurumlar vergisinden, yazılım yapıyorsa KDV’den muaf tutuluyor. SGK primlerinin yüzde 50’si de devlet tarafından karşılanıyor. Firmalar hem bilimsel ortamın içinde yer alıyor hem de teşviklerden yararlanarak yüksek katma değerli çıktılar oluşturuyor. Teknoparkın fiziki alanlarından faydalanan firmalara kira indirimleri yapılıyor.

BOĞAZİÇİ TEKNOPARK

32 firmanın yuvası

2010 yılında faaliyete geçen Boğaziçi Üniversitesi Teknopark, deprem mühendisliği, medikal, iletişim teknolojileri, yazılım, tasarım, kimya gibi pek çok alanda 32 firmanın yer aldığı ofislere rekabet üstünlüğü sağlamak adma çalışmalar sürdürüyor. Şirketler için teknoparkta bulunmanın akademik ve teknik altyapı avantajlarını sunuyor. Teknoparkta yer alan firmalar laboratuvar, toplantı odası, oturma alanı, altyapı, internet ve telefon ağı gibi iletişim hizmetleri, su, elektrik ve ısıtma hizmetlerinden yararlanabiliyor.

Boğaziçi Teknopark’ın temel hedefleri arasında üniversite ve araştırma merkezlerindeki akademik bilgi ve araştırma potansiyelinin teknolojik ürünlere dönüştürülüp ticarileştirilmesi olduğunu belirten Boğaziçi Tek-nopark Genel Müdürü Bülent Öktem, “Teknoloji odaklı firmaların oluşmasmı ve gelişmesini teşvik etmek, firmalar ve kurumlar arası sineıji ve işbirliği fırsatlarım arttırmak, nitelikli kişilere iş ve girişimcilik imkanları yaratarak beyin göçünü önlemek amacındayız” diyor. Boğaziçi Teknopark’m kuruluşundan bu yana başarılı projelere imza attığını vurgulayan Bülent, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Örneğin teknoparkımızda bulunan REC Uluslararası Mühendislik, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Deprem Mühendisliği bölümü işbirliğinde, Abu Dhabi Emirliği Deprem Tehlike ve Riskinin Belirlenmesi projesi kapsamında, ülkenin deprem tehlike, mikro bölgeleme ve sıvılaşına haritalarmı başarıyla hazırladı. Gökdelen tipi yapılar için yapısal sağlık izleme sistemlerini tasarladı. Ülkedeki tüm bina tiplerini kapsayacak şekilde deprem riski ve kayıplarını belirledi. ENGY Biyoteknoloji firması da ‘Boğaz Sürün-tüsünde A Grubu Beta Hemolitik Streptokok Tespiti îçin PCR Tabanlı Bir Kit Geliştirilmesi’ projesi ile gereksiz antibiyotik kullanımının önüne geçilmesi konusunda önemli çalışmalar yürütüyor.”

BİLKENT CYBERPARK

3 bin kişi çalışıyor

2002 yılında kurulan Bilkent Cyberpark, bugün 3 binden fazla Ar-Ge çalışanı, 250’ye yakın teknoloji firması ile girişimcilik konusunda ülkemizin vizyonunu genişleten önemli teknoparklardan biri.

Cyberpark’ta şirketler kuluçka ve benzeri temel programlardan faydalanabilmenin yanı sıra, gelişen dijital teknolojilere göre mobil uygulama geliştirme, girişimcilik kampı, mentor destekli araştırma kapasitesi arttırma gibi alternatif ve detaylı programlarla iş geliştirmelerini bir üst seviyeye taşıyabiliyor. 13 binada 100 bin metrekare alanda faaliyet gösteren Bilkent Cyberpark bünyesinde, Ulusal Nano-teknoloji Araştırma Merkezi, Uzay Teknolojileri Araştırma Merkezi, Bilişimsel Elektromanyetik Araştırma Merkezi, İleri Araştırmalar Laboratuvan, Ulusal Manyetik Rezonans Araştırma Merkezi, İletişim ve Spektrum Yönetimi Araştırma Merkezi, Akustik ve Sualtı Teknolojileri Araştırma Merkezi ile Üniversite Sanayi İşbirliği Araştırma Merkezi yer alıyor. Teknoparktaki firmalar ağırlıklı olarak bilişim teknolojileri, enformasyon ve yazılım alanlarında faaliyet gösteriyor. Onları elek-trik-elektronik, telekom, uzay ve havacılık teknolojileri, savunma sanayii, medikal-biyomedikal sektörleri izliyor.

GAZİ TEKNOPARK

Eğitim desteği sağlıyor

Gazi Teknopark, 20 bin metrekare kapalı alanda sürdürdüğü çalışmalarıyla vergiye yönelik teşviklerin yanı sıra girişimlere altyapı zenginliği ve nitelikli destekler sunuyor.

Düzenlenen yarışmalar kapsamında dereceye giren kuruluşlara maddi destek, ödüller ve benzeri teşvikler sağlanıyor. Ayrıca Gazi Teknopark bünyesinde girişimlere, işyeri imkanı, eğitimler ve daha pek çok gelişime yönelik destekler var. Ankara’daki Gazi Üniversitesi bünyesinde 2008 yılından bu yana faaliyete başlayan Gazi Teknopark’ta 100’den fazla firma faaliyet gösteriyor. Teknopark bünyesindeki yaklaşık 300 kilovat-saatlik güneş enerjisi uygulaması örnek bir proje olarak dikkat çekiyor.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TEKNOKENT

Yazılım firmaları ağırlıkta

Cumhuriyet tarihinin ilk üniversitesi olma özelliğini taşıyan Ankara Üniversitesi bünyesinde bulunan Ankara Üniversitesi Teknokent, 2009 yılından bu yana Ar-Ge çalışmalarını sürdürüyor.

4 bin metrekare alanla faaliyetlerine başlayan Teknokent, Kuluçka Merkezi, Teknoloji Transfer Ofisi, konferans salonu, yeni ofisler, sosyal alanlar ve benzeri ek bina ve alanların da katılımıyla bugün 15 bin metrekarelik bir alanda çalışmalarına devam ediyor. 70’den fazla firmanın faaliyet gösterdiği merkezde ağırlık yazılım firmalarında. Onu sağlık, tasarım, yer bilimleri, mühendislik ve tarımsal geliştirme çalışmaları yapan girişimciler takip ediyor.

1 2 3 4Sonraki sayfa

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu