Dünyadan ve Türkiyeden Güncel Haberler

Kavun Üreticileri Rekolteden ve Fiyatlardan Memnun

Birçok tarım ürününün üreticisi dert yanarken kavun üreticileri rekolteden ve fiyatlardan memnun. Tarlada 1.5 TL, tüketici fiyatı ise 4 TL’nin altında.

Kırkağaç’tan Araban’a kavunuyla ünlü bölgelerdeki son durumu ve fırsatları araştırdık…

MEYVECİLİKTE dünyanın sayılı ülkelerinden biriyiz. Kiraz, elma, çilek, incir, fındık, kayısı gibi birçok üründe ya dünya lideri ya da ilk üçte yer alıyoruz. Coğrafi özellikleri nedeniyle çok geniş bir zaman diliminde üretim kapasitesine sahibiz. Son dönemlerde meyve ve sebzelerdeki fiyat artışları malum. 5 TL’nin altında neredeyse meyve yok. Son büyüme rakamlarında da tarım sektörünün küçüldüğü açıklandı. Sektördeki bu daralmaya karşı bir meyve dikkatimizi çekti. Kavundan bahsediyoruz. Tarlada 1.5 TL seviyesinde olan kavun, marketler ve manavlar vasıtasıyla tüketiciye 3-5 TL arasında ulaşıyor. Yani birçok meyve ve sebzede yaşanan fiyat istikrarsızlığı kavunda yaşanmıyor. Tarladaki fiyat çiftçiyi sevindirirken, market fiyatları da tüketiciyi çok üzmüyor. Tarla ile satış noktası arasında en az fiyat farkı kavunda yaşanıyor. Biz de bu tablodan yola çıkarak Türkiye’de kavun üretimini ve çeşitlerini araştırdık, bölgelerdeki üreticilerle konuştuk. Kavun üreticileri bu yıl kazançlarından memnunlar. Gelecek yıl da kavun üretmeye devam edeceklerini belirtiyorlar.

ÜRETİMDE DÜNYA İKİNCİSİYİZ

Türkiye yıllık 1.8 milyon tonun üzerinde kavun üretimiyle Çin’den sonra dünyanın ikinci büyük üreticisi. Akdeniz’den Karadeniz’e, Ege’den Trakya’ya, îç Anadolu’dan Doğu ve Güneydoğu’ya geniş bir coğrafyada üretim yapılıyor. İklime bağlı olarak ilk ekim ve hasat Akdeniz’de başlıyor. Bunu Ege ve diğer bölgeler takip ediyor. Birçok bölgede sadece kavun ile geçimini sağlayan ilçe ve köyler mevcut.

Kavunuyla meşhur bölgelerin başında Manisa’nın Kırkağaç ilçesi gelir. Kırkağaç kavununun tarihi de çok eskilere dayanır. İlçede Osmanlı’dan bu yana kavun üretimi yapılır. Dillere destan Kırkağaç kavununun ekimi mayıs ayında yapılır. 15 Ağustos’tan sonra da hasat dönemi başlar. Hasat ekim ayına kadar devam eder. 15 Ağustos’tan önce manavlar size Kırkağaç kavunu sattıklarını iddia ederlerse sakın inanmayın. Onlar Kırkağaç’ta üretilmeyen ama Kırkağaç kavununun tohumuyla üretilmiş kavunlardır. Onlarda aynı aroma ve tadı yakalayamazsınız.

KIRKAGAÇ’IN PATENTİ ALINDI

Kırkağaç Ziraat Odası, Kırkağaç Belediyesi ve Kaymakamlığı bu konudaki kafa karışıklığına son verebilmek için Kırkağaç kavununun patentini ve coğrafi işaretini de almışlar. Bundan sonra Kırkağaç dışında üretimi yapılan kavunlar menşei belirtilerek satılmak zorunda. Tüketicilerin ayrım yapabilmesi için de Kırkağaç’ta üretilen kavunlar etiketlenecek. Kırkağaç kavununun gerçek tadım bulmak isteyenler bu etiketi mutlaka görmeli.

Kırkağaç Ziraat Odası Başkam Süleyman Boğaz, bu yıl hasat döneminin çok iyi geçtiğini söylüyor. 10 bin dekar alanda 30 bin tonluk rekolte beklendiğini belirten Boğaz, Kırkağaç kavununun bu yıl üreticisi-nin yüzünü güldürdüğünü belirtiyor. Dekarda 3 ton verim elde edildiğini belirten Boğaz, “Bir dekarın maliyeti 1.000 TL bile tutmaz. En az 4 bin 500 TL gelir elde ediliyor. Dekarda karımız 3 bin – 3.500 TL. Bu fiyatlar üretici için güzel” diyor.

Kavunlar bu dönemde tarlada satılırken, bir de askıya alınıp bekletilenleri var. Bu kavunlar da aralık, ocak ve şubat aylarında satışa çıkıyor. Ürününü askıya alanlar bu mevsimde kilosunu 5 TL’nin üzerinde fiyata satma şansı elde ediyor. Boğaz, “Üretici sıkışık değilse askıya alıp daha iyi şartlarda değerlendiriyor” diyor. Kırkağaç kavununun en önemli özelliği dayanıklı olması ve aroması. Boğaz, aynı tohumla başka bölgelerde yetiştirilse de aynı tadın yakalanamadığını vurguluyor. “Kırkağaç kavununu tescillettik. Ağustos 15’ten önce bu ürünün hasadı yapılmaz. Bu tarihten önce çıkmış ürünleri Kırkağaç kavunu diye satıp tüketicileri kandırıyorlar. Ürünlerin etiketine bakarak alın” diyor. Kırkağaç kavununun ticari olarak sarı dilim, siyah dilim, Alibey ve Dalaman çeşitleri üretiliyor.

ATA TOHUMLARI KULLANILIYOR

Kırkağaç kavunu tohumunun hibrit olma-dığıııa dikkat çeken Kırkağaç Ziraat Odası Başkanlığı Genel Sekreteri Emin Özarı ise şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Ürünümüzün bir özelliği içinin daha kavuniçi renge bakan bir tonda olmasıdır. Kavunumuzun üzerindeki beneklerin siyah değil, koyu yeşil olması da yine farklı bir özelliğidir. Türkiye’nin birçok yerinde kavun tüketimi biterken, Kırkağaç’ta daha yeni kavun hasadına başlanıyor. Bugüne kadar pek anlatılmadı ama kavunumuzun en büyük özelliği hibrit olmayışıdır. Yani bundan 200-300 yıl önce atalarımız hangi şartlar ve koşullarda tohum elde ettilerse, biz de o şartlarda tohum elde edip ekimini yapıyoruz. Dolayısıyla kavunun genetiğiyle oynanmamış.”

ADANA TURFANDA ÜRETİMDE ÖNDE

Adana birçok tarım ürününde erken hasadı ve turfanda üretimiyle öne çıkıyor. Bir bölgede hasat yeni başlarken, Adana’da hasat tamamlanmış, hatta yeni ekim dönemi başlamış oluyor. Kavunda da durum böyle.

Adana kavunda da yüzde 10’luk bir paya sahip. Yıllık üretimi 180 bin ton seviyesinde. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, “Çukurova Türkiye’nin turfanda ürünlerini karşıladığı bölge. Kavun ve karpuz bizim ovanın en önemli ürünlerinden” diyor.

Kabak aşılı kavun hakkında da bilgi veren Doğan, “Eskiden kabak aşılı karpuz üretimi vardı ama şu anda kabak aşılı karpuzlar orijinal karpuzlar gibi ama kavunda hiç aşı yok. Kavun orijinal ekildiği gibi. Fide ve çekirdek olarak ekilmekte. Kavunda aşılama sistemi yok” diyor.

ARABAN’DA ALTERNATİF ÜRÜN

Kavunuyla meşhur bir başka ilçe ise Gaziantep’in Araban ilçesi. Bu ilçede üretilen kavunlar Türkiye’nin her bölgesinden talep görüyor. Arabanlı üreticiler genelde kavunu ikinci ürün olarak yetiştiriyor. Buğday, nohut ve mercimeğin arkasına ekim yapılıyor.

O nedenle de hasat dönemi ekim ayını buluyor. Arabanlı üreticiler böylece tarlalarından iki ürün alarak daha iyi bir gelir elde etmiş oluyor. Bu kavunlar bölgede “Araban Baklavası” diye biliniyor. Araban Ovası’nda yaklaşık 6 bin dekar alanda üretim yapılıyor. Araban Ziraat Odası Başkam Mehmet Doğan, ilçede kavunların tarlada 1.5 TL’den kamyona yüklendiğini belirtiyor. Üreticinin bu fiyatlardan memnun olduğunu belirten Doğan, “Bu yıl ekim biraz azdı. Kavun geçen yıl az kazandırınca üreticiler nohut ve sarımsağa döndü. Bu yıl kavun iyi kazandırıyor. Gelecek yıl ekim alanlarında artış bekliyoruz” diyor.

ACIPAYAM AKALAN KAVUNU

Denizli’nin Acıpayam ilçesi verimli bir ovadadır. Burada ağırlıklı olarak yem bitkileri ve meyvecilik yapılıyor. İlçenin Akalan kasabası ve köylerinin en önemli geçim kaynağı ise kavun. Acıpayam Ziraat Odası Başkanı Ercan Yıldırım, kavun üretiminin özellikle Akalan bölgesinde yaygın olduğunu belirterek, “İlçede üretilen kavunlar Türkiye’nin dört bir yanına gönderiliyor. Akalan kavunu bölgemizde markadır. Bu markanın Türkiye çapında duyulması için çalışıyoruz. Kavun festivali yapıyoruz. İlçe genelinde yem bitkilerinden sonra en fazla ekimi yapılan ürün kavun. Üretici bu yıl hem verimden hem de fiyattan memnun” diyor.

ARGUVAN VE BİGA KAVUNLARI

Kavunuyla ünlü bir başka yöremiz de Malatya’nın Arguvan ilçesi. Her yıl kavun festivali düzenlenen Arguvan’da da hasat yeni başlıyor.

Bugün Arguvan kavunu diye bilinen kavunun orijinal ismi Narmikan kavunu. Yıllık bin ton civarında üretim söz konusu. Bu kavunu da yakında manavlarda görmek mümkün. İlçedeki üretim her geçen yıl artıyor. Bu v noktada ilçe idarecilerinin güç birliği dikkat çekici. Festivalle bu üretimin artmasını hedefleyen yöre halkı, kavunun marka olması için elbirliği ile çalışıyor.

Çanakkale’de son dönemlerde domates, şeftali, nektarin ve elma ile öne çıksa da kavun üretimi de yaygın olarak yapılıyor. Özellikle Biga, kavunuyla öne çıkan bir ilçe. İlçeye bağlı Koruoba Köyü ve civar köylerde yaygın olarak üretim yapılıyor. Bu bölgede üretilen kavun, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi metropollerde “Biga Kavunu” ya da “Biga Koruoba Kavunu” adlarıyla özel olarak aranıyor.

KAVUN YETİŞTİRİCİLİĞİ

Kavun Türkiye’nin her bölgesinde yetiştirilebilir ama öne çıkan iller var.

Manisa Kırkağaç, Balıkesir, İzmir, Aydın, Konya, Denizli Acıpayam, Konya Çumra, Malatya Arguvan, Gaziantep Araban kavun üretiminde öne çıkıyor. Kavun tek yıllık bir bitki.

Ekim dönemi bölgeye göre değişiyor. Güneyde şubat ayında başlayan ekim iç bölgelerde mayıs ayını bulur. Ekimden önce sıra arası 2 metre olacak şekilde karıklar çekilir. Bu karıkların kenarına tek taraflı olarak ve sıra üzeri 75 cm olacak şekilde tohum ekimi yapılır. Her ocağa 3-4 adet tohum konur. Tohumların üzeri 5-6 cm toprakla örtülerek hafifçe bastırılır. Tohumlar 5-15 gün içinde çimlenerek toprak yüzeyine çıkar. Çıkıştan sonra ilk etapta iki adet bitki ocakta bırakılır. Daha sonra bu bire indirilir. Fide ile yetiştiricilik yapılırsa 15-20 gün kadar erkencilik sağlanabilir. Fideler kaplarından çıkarılırken fide toprağının dağılmamasına özen gösterilir. Zira kavun köklerinin kendini yenileme kabiliyeti düşüktür. Dikimden sonra mutlaka can suyu verilir. Solgunluk gibi hastalıklardan korumak için münavebe (nöbetleşme) uygulanır. Aynı alanda iki yıldan fazla üst üste kavun yetiştirilemez.

Türkiye’de yetişen kavun çeşitleri

Araban kavunu, Arguvan kavunu, Akalan kavunu, Balıkesir Altınbaş kavunu, Biga kavunu, Hasanbey kavunu, Kırkağaç kavunu, Kırkağaç Dalaman kavunu, Kırkağaç Altınbaş kavunu, sarı dilim kavunu, siyah dilim kavunu, yuva kavunu

Kavunun kullanıldığı yerler

Taze olarak, salata olarak, reçel yapımında, pasta yapımında, dondurma yapımında, meyve suyu olarak, meyveli yoğurt yapımında, meyve salatası olarak, turşu yapımında, çorba yapımında ve kozmetikte kullanılır.

Dillere destan Kırkağaç kavunu

Kavun denince ilk akla gelen ilçe hiç kuşkusuz Manisa’nın Kırkağaç ilçesi. Hatta Kırkağaç’a gidip gitmemekle ilgili bir deyiş de vardır:

“Kırkağaç’a gittin mi? Gittim. Kavun yedin mi? Yedim. Kaşıkla kavunun dibini sıyırdın mı? Hayır. O zaman sen Kırkağaç’a gitmemişsin” derler. Kırkağaç kavunu ile ilgili bir başka hikaye de Osmanlı dönemine ait. Yıl 1861, Ahmet Vefık Paşa Paris’e büyükelçi atanır.

Paşa bir akşam başka ülkelerin elçilerinin de olduğu bir yemeğe davet edilir. Yemek faslından sonra tatlı bölümü başlar. Ortaya kavun gelir. Fransız kavunlarını bizimkiler gibi yumuşak sanan paşa kaşık ister. Ancak sert kavunları kaşıkla yiyemez. Tabii diğer elçiler çatal, bıçak yerine kaşıkla kavun yemeye çalışan paşayı alaycı gülümsemelerle izler. Paşa bir süre sonra kendisi bir davet verir. Aynı kişiler davet edilir. Bu arada İstanbul’a bir telgraf çekerek ‘kavun’ ister. Kavunlar gelir. Ve yemek akşamı servis edilir. Paşa dışındaki diğer konukların önlerine çatal bıçak konur. Paşa sulu kavuna kaşığı daldırıp yemeye başlar. Diğer elçiler bıçakla kesmeye çalıştıkça kavun üzerlerine başlarına dökülür. Gecenin sonunda paşadan özür dilerler…

İDRİZ ÇOKAL

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu