Başarılı Girişimcilik

Savunma Sanayii KOBİ’ler İçin Büyük Girişim Fırsatı

Girişimciyi Savunmaya Çekecek Fırsatlar

Yakın geçmişe kadar savunma sanayine yönelik neredeyse her şeyi ithal eden Türkiye artık olgunluk dönemine girdi. Türk savunma sanayi kendi tankını, helikopterini, gemisini, insansız hava uçağını üretebilir konuma çok yaklaştı. Sektörün büyüklüğü 3.5 milyar dolar, yarattığı istihdam ise 50 bini geçiyor. İhracat rakamı da bu yıl 1 milyar doları aşacak. Sektörde KOBİ’lere yönelik birçok fırsat da mevcut. Savunma Sanayi Müsteşarlığı ana yüklenici şirketlere KOBİ’lerle işbirliği zorunluluğu getiriyor. Şu anda yüzde 52 olan savunma sanayiinde yerli mamül kullanım oranının, yüzde 70-80’lerin üzerine çıkarılması hedefi var. Tüm bunlara baktığımızda savunma sanayi, önümüzdeki 10 yılda KOBİ’ler için büyük bir girişim fırsatı olarak öne çıkıyor.

1980’lerin başına kadar savunma sanayiine yönelik neredeyse her şeyi ithal eden Türkiye, katma değeri artıncı önlemlerin alınarak tasanma odaklanıl-ması ve yoğun Ar-Ge çalışmalannın desteklenmesiyle birlikte farklı bir noktaya ulaştı.

Öyle ki 2003 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ihtiyaçlarının yerli kaynaklardan karşılanma oranı yüzde 25 iken bugün yüzde 52’lerde. Sektördeki yerli payının yürütülen yoğun projelere paralel olarak yüzde 70-80’lere çıkması amaçlanıyor. Türk savunma sanayii; Makine ve Kimya Enstitüsü (MKE), Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı ve Savunma Sanayi Müsteşarlığına bağlı şirketler, askeri fabrikalar, TÜBİTAK Enstitüleri ve özel sermayeli firmalardan oluşan karma bir yapıyı sergiliyor, â

SEKTÖRÜN BÜYÜKLÜĞÜ

Savunma Sanayi Müsteşarlığının verilerine göre bugün toplam 3.5 miyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşan sektör, 50 bin kişiyi istihdam ediyor ve ihracatı da her geçen yıl artıyor. 2003 yılında 331 milyon dolar olan savunma sanayi ihracatının geçen yıl 850 milyon dolara ulaştığı görülürken, bu yıl ise 1 milyar dolan bulması hedefleniyor. Savunma sanayi alanında yapılan toplam Ar-Ge harcaması ise 666 milyon dolara ulaşmış bulunuyor.

Artık milli tankı ‘Altay’, milli helikopteri ‘Atak’, milli insansız hava aracı ‘Anka’, milli gemisi ‘milgern’, milli uydusu ‘Göktürk’e sahip olan Türkiye, son dönemde milli piyade tüfeğini geliştirmeye odaklanmış durumda. Son yıllarda bu alanda yaşanan gelişmeler Türkiye’yi uluslararası arenada da farklı bir konuma yükseltiyor. Örneğin; ABD ve İsrail’den sonra Türkiye, insansız hava aracı geliştiren ülke olma özelliği taşıyor, insansız hava aracı ‘Anka’nın olgunluk testlerinden sonra bu yıl kullanıma uygun hale gelmesi planlanıyor.

HEDEF 2023’TE ‘İLK 10’

Türk savunma sanayi firmaları Malezya, BAE, Suudi Arabistan, Endonezya, Cezayir, Azerbaycan, Bahreyn Pakistan, Bangladeş, Makedonya, Türkmenistan, Gürcistan, Mısır, Katar, Güney Kore, Ürdün gibi birçok ülkeye savunma ürünleri ihraç ediyor. Önümüzdeki dönemde ihraç ürünleri içerisinde yurt içi katılımın artırılması ve ihracatın daha sistematik bir hale getirilmesi hedefleniyor. Gelişmiş ülkelerde savunma bütçelerinin yüzde 5-15 arasındaki bir oranının Ar-Ge’ye ayırıldı-ğım belirten SSM Müsteşan Murad Bayar, ülkemiz için yüzde 5 oranı bile esas alınsa, yıllık 500 milyon dola-nn üzerinde bir kaynak ihtiyacının ortaya çıkacağını söylüyor.

2023 yılında Türk savunma sanayini ilk 10 ülke arasına sokmayı hedeflediklerini dile getiren Bayar, “Bu yolda, 2016 yılı savunma ve havacılık ihracatının 2 milyar dolar, sektör cirosunun 8 milyar dolara ulaşmasını öngörüyoruz. Tüm kara ve deniz araçla-n ile helikopter ve insansız hava araç-lannın yurtiçinde geliştirilmesi için çaba sarf ediyoruz” diyor.

KOBI’LERE STARETJİK ÖNERİLER

•     Savunma projelerinin uzun soluklu projeler olduğu biliniyor. Bir alanda, konseptlerin geliştirilmesinden tedarik çalışmalarına kadar geçen hazırlık süresi bazen 10 yılı geçebiliyor. Bu sürecin çok iyi izlenmesi, ilişkilerin çok önceden kurulması ve KOBİ’lerin gereken zamanda, gereken nitelikte bilgi, ürün ya da hizmetle projeye katılmaya hazır olması gerekiyor.

•    Firmaların bilgi ve teknoloji varlıklarının, ürünlerinin ve üretim altyapılarının mevcut ya da gelecek projeler açısından ne ifade ettiğini değerlendirmeleri gerekiyor.

•     KOBİ’lerin başarılı olmaları için; teknoloji yönetimi, sistem mühendisliği, proje yönetimi ve sözleşme yönetimi alanlarında uzmanlaşmaları gerekli.

•    KOBİ’lerin çift-kullanımlı ürün ve teknolojilere yönelmeleri, üretim hizmeti veriyorlarsa alıcılarını da bu şekilde çeşitlendirmeleri öncelikli bir stratejik tercih olmalı.

JET MOTORU GELİŞTİRİYOR

Sektörün gelişmesinde bu alanda önemli yatınmlar yapan ve yoğun Ar-Ge çalışmalan yürüten şirketlerin payı büyük. 1989 yılında Stinger füzelerinin parçalarının üretimi ile savunma ve havacılık sektörüne giriş yapan ve bugün dört ayn şirket ile dört alanda faaliyet gösteren Kale Gaıbu bunlann başında geliyor.

Kale Kalıp piyade tüfeği, makina-lı tüfek, otomatik bombaatar gibi hafif silahlar ve roket, füze rampalan geliştirme ve üretimi konulannda faaliyet gösterirken, Kale Baykar, değişik tip ve boyutlarda insansız Hava Araçlan (İHA) üretiyor. Kale Havacılık ise Boeing, Lockheed Martin, PFW-Airbus, Northrop Grumman ve Pratt and Whitney gibi dünyanın en büyük havacılık şirketlerine binlerce uçuş kritik parça ve montaj gruplan üretimi gerçekleştiriyor.

Öyle ki şirket, dünyanın en büyük savunma sanayi firması olan Lockheed Martin’in 2004 yılından beri ‘yıldız tedarikçisi’ konumunda.

SSM’in 2012 gündemindeki araçlar   

Modern Tank:    2015 yılı sonuna kadar 1 adet ALTAY tank prototipi üretilmiş olacak.

Muharip Gemi:    2016 sonuna kadar, MİLGEM-S seri üretim projesi kapsamındaki ilk gemi DzKK envanterine alınacak; Özgün Denizaltı geliştirilmesine ilişkin fizibilite çalışması tamamlanacak.

Helikopter:    2013 yılı sonuna kadar ATAK, 2016 yılı sonuna kadar Genel Maksat helikopterleri envantere alınacak; Özgün Hafif Genel Maksat Helikopteri tasarımı tamamlanacak.

Uçak:    2014 yılı sonuna kadar Jet Eğitim Uçağı ve Muharip Uçak konsept tasarımı tamamlanacak; 2015 yılı sonuna kadar Hürkuş envantere alınacak.

İnsansız Hava Aracı:    2014 sonuna kadar Taktik İHA ve ANKA envantere alınacak.

Güdümlü Füze:    Uzun Menzilli Tanksavar Füze Sistemi 2012 yılı sonuna kadar, Orta Menzilli Tanksavar Silah Sistemi 2013 yılı sonuna kadar envantere alınacak; Cirit Füzesi seri üretime alınarak 2013 yılı sonuna kadar ATAK Helikopterine entegre edilecek; Alçak ve Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemleri 2016 yılı sonuna kadar tasarlanacak.

Uydu:    Radar Gözlem Uydusu geliştirilecek ve 2016 yılı sonuna kadar fırlatmaya hazır hale getirilecek.

Radar:    2016 yılına kadar değişik platformlarda kullanılabilecek Faz Dizinli bir radar geliştirilecek.

Dizel Güç Grubu:    Yüksek güç ihtiyacı olan kara platformları için Milli Güç Grubu (Motor ve transmisyon) geliştirilecek olup, 2016 yılı sonunda Kritik Tasarım (CDR) aşaması tamamlanacak.

Jet Motor:    2016 yılı sonuna kadar Turbojet Motor prototipi üretilmiş olacak. Bunun yanında, test merkezi ihtiyaçları bütünsel olarak planlanacak; ihtiyaç duyulan ilave tesisler projelendirilecek. Özgün ürünlerin ömür devri yönetimine yönelik lojistik sözleşmelerinin, SSM tarafından yurtiçi üretici firmalar ile yapılması hedefleniyor.

YÜZDE 100 İHRACAT

Dünyanın en büyük savunma sanayii projesi olan, ABD’nin liderliğinde ve aralarında Türkiye de dahil 6 Avrupa ülkesi, Kanada ve Avustralya’nın da bulunduğu toplam 9 iilkeli bir konsorsiyumdan oluşan ‘F35 Müşterek Taarruz Uçağı’ projesinde de, Kale Havacılık bugün en önemli partnerlerden birisi. Tuzla’daki 18 bin metrekarelik kapalı alanda üretim yaptıklarını belirten Kale Grubu Teknik Bölüm Başkanı Osman Okyay, üretimlerinin yüzde 100’ünü ihraç ettiklerini söylüyor.

Son olarak SSM ile ‘Turbojet Motorlarının Geliştirilmesi Projesi’ni geliştinnek üzere çalışmalara başladık-lannı ifade eden Okyay, Turbojet motorlan; güdümlü füzelerin, insansız hava araçlarının ve küçük uçakların sevk sistemi olarak kullanılacak” diyor.

‘YAŞAM’ DENİZE İNECEK

1997’de Koç Holding bünyesine katılan RMK Marine de savunma sanayi alanının önde gelen şirketlerinden. Askeri gemi, ticari gemi ve yatların; tasarım, inşaat, proje yönetimi, bakım ve onanını konularında ulusal ve uluslararası pazarlarda anahtar teslimi çözümler sunan bir tersane haline gelen RMK, iki adet askeri lojistik gemisini Deniz Kuvvetleri’ne teslim ettikten sonra Sahil Güvenlik Arama Kurtanna Gemisi Projesi’ni de üstlenmiş bulunuyor.

Dost, Güven ve Umut’u denize indiren şirket, projenin son gemisi Yaşam’ı da önümüzdeki günlerde denizle buluşaıracak. 95 bin metrekarelik toplam alanıyla Tuzla Bölgesi’nin en büyük kuru kızaklarından birine sahip olan RMK, 50 bin DWT ‘a ve 200 metreye kadar gemiler, 80 metreye kadar alüminyum ve çelik süper yatlar, 40 metreye kadar kompozit süper yatlar inşa edebiliyor.

622 çalışanı bulunan şirketin en büyük müşterisi ise Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM). Halen ihale sürecinde olan Havuzlu Çıkarma Gemisi’nin (LPD), ana yüklenicisi olmayı hedeflediklerini söyleyen RMK Marine Genel Müdürü İlhami Can Öz-türk, diğer taraftan, Milgem-S projesi için de SSM’ınca teklif istenen iki tersaneden biri olduklarını ifade ediyor. 60 kişilik bir Ar – Ge ekibine sahip olduklarını söyleyen Öztürk, “2011’de ciromuzun yüzde 1.9 ‘unu Ar-Ge çalışmalarına ayırdık. Geçen yılki ciromuz 243 milyon liraydı. Halen devam etmekte olan askeri projeler hariç üretimimizin tümü ihracata dönük. 2011 yılında 11 milyon Euro olan ihracatımızın 2012 yılında 40 milyon Euro’ya çıkmasını bekliyoruz” diyor.

İHA’LAR İLGİYLE BEKLENİYOR

Bu alanda faaliyet gösteren Vestel’in savunma grubu şirketleri ise Vestel Savunma Sanayi ve Amerikan L3-Communications ile ortak olduğu Ayesaş. Ayesaş, 20 yılı aşkın süredir Türk savunma sanayine hizmet verirken, Vestel Savunma dokuz yıllık bir geçmişe sahip. JSF (F35) savaş uçaklannın devre kartı tasarım, üretimi ve test alt yapısı, üretim tesisi, sistem mühendisliği ve yazılım gruplarının çalışma alanları ve laboratuvarları, mini ve taktik seviyedeki insansız hava araçlarının Ar-Ge’si ve geliştirilmesi ile yakıt pili çalışmaları için, iki şirketin son beş yılda toplam 40 milyon dolarlık yatırım yaptığı belirtiliyor. Faaliyetlerini Sincan Organize Sanayi Bölgesi, ODTÜ Teknokent, Gebze Tübitak MAM ve tncek Ankara’da yürüten iki şirket, toplam 340 kişiye istihdam sağlıyor.

İHA BEKLENİYOR

Seri üretim yapılmadığından üretim miktarının hesap edilemediğini söyleyen Vestel Savunma ve Ayesaş Genel Müdürü Aziz Sipahi, Ayesaş’ın üretiminin yüzde 90’ını ABD’ye yönelik yaptığını, önümüzdeki yıllarda Avrupa payının arttırılmasının hedeflendiğini belirtiyor. Lockheed Martin, Skorsky, Boeing, Thales gibi dünyanın en büyük savunma ve havacılık şirketlerine ihracat yaptıklarını kaydeden Sipahi, şunları ekliyor:

“Vestel Savunma henüz ihracat yapmıyor. Taktik İHA ürünümüzün silahlı kuvvetlerimizin envanterine girmesini takiben ciddi ihracat şansı * görünüyor. Savunma ve havacılık * alanında yuıt dışında da söz sahibi olmayı hedefliyoruz. Özellikle İHA’ların çok geniş bir yurt dışı pazarı bizim hazır olmamızı bekliyor.

Yeni bazı alanlara veya ‘kardeş’ sektörlere girmek üzere araştırmalar, süreçlerimizde yeni iyileştirme çalışmaları da yapıyoruz. Iş hacmimizin yüzde 5’ini Ar-Ge’ye ayırıyoruz.”

KOBİ’LERE 4 KATMANLI YOL HARİTASI

Savunma sanayi zincirine dahil olmak . isteyen KOBİ’lerin dört katmanlı yol haritası izlemeleri gerekiyor.

•    En üst katmanda pazar ve ürün hedefleri bulunuyor. Burada KOBİ’lerin, ‘Kime ne satacağım, alıcıda çeşitlenmeyi nasıl sağlayacağım?’ gibi sorulara gerçekçi cevaplar verebildiği bir iş planı olması gerekiyor.

•    ikinci katmanda, istenen ürünlere ulaşmak için gereken teknolojileri ve altyapıları edinmeye yönelik çalışmalar yer alıyor. Kümelenme, işbirlikleri, AR-Ge projeleri bu katmanda önem kazanıyor.

•    Üçüncü katman amaca uygun örgüt ve insan kaynaklarının oluşturulması çalışmalarını içeriyor. İleri teknoloji alanlarında çalışacak insan kaynağı konusunda önemli sıkıntıların olduğu Türkiye’de, nitelikli iş gücünün tercihi genellikle savunma sanayi alanında faaliyet gösteren ana yükleniciler lehinde oluyor. Bu nedenle KOBİ’ler için insan kaynakları istihdam stratejileri diğer sektörlerden daha fazla öneme sahip.

•    Son katmanda ise tüm bu yapıyı işletecek ve yönetecek, alıcının idari taleplerine cevap verebilecek nitelikte bir kurumsallaşmayı hedefleyen çalışmalar yer alıyor. Sektörün mevcut deneyiminden yararlanmak için ilişkiler ve işbirliklerine önem verilmesi gerekiyor.

HABERLEŞME SİSTEMLERİ

Netaş da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla savunma iletişim ağının modernizasyonunda önemli rol oynuyor. 2004’ten itibaren askeri alanda önemli yatırımlar yaptıklarını söyleyen Netaş CEO’su Müjdat Altay, savunma iletişimine odaklandıklarını, bu çerçevede Aselsan’ın alt yüklenicisi olarak TSK’nın elektronik, yazılım gibi ihtiyaçlarını karşılamak için yüksek teknoloji ürünleri geliştirdiklerini ifade ediyor.

Netaş’ın Ümraniye’deki toplam 95 bin metrakelik tesisleri içinde üretim, test alanları ve 75 Ar – Ge laboratuva-rı yer alıyor. Yaklaşık bin 500 kişiye istihdam sağladıklanm söyleyen Altay, şöyle konuşuyor:

“Netaş, Türkiye’nin en büyük Ar -Ge ihracatçısı konumunda. Son 4 yılda, bilgi ve iletişim teknolojileri alanında, toplam 218 milyon dolarlık yazılım ihracatı gerçekleştirdik. Savunma iletişimi alanında, şu anda sadece Türk Silahlı Kuvvetleri’ne hizmet veriyoruz. Ancak bu alanda sunduğumuz çözümlerimiz, son dönemde farklı ülkelerin silahlı kuvvetleri tarafından da yakından takip edilmeye başlandı.”

SEYYAR HÜCUM KÖPRÜSÜ

Türkiye’nin savunma sanayiinde ilk özel girişimlerinden biri olan ve 1989 yılında zırhlı muharebe aracı üretimiyle yola çıkan FNSS ise bugün Avrupa ve Amerikalı savunma ürünleriyle yarışıyor. Yüzde 51’i Nurol Holding A.Ş. yüzde 49’u ise BAE Systems’e ait olan FNSS, balistik yelekler, zırhlı muharebe araçlan ve toplumsal olayları yatıştırmak üzere kullanılan zırhlı, su püskürtmeli, TOMA araçlarını üretiyor. Şirket son olarak geçtiğimiz aylarda seyyar hücum köprüsü de üretti. Bu seyyar hücum köprüsünü 8×8 özellikte üreterek dünyada Almanya’ya kafa tutan FNSS, TSK’nın yanı sıra, ürünlerini Malezya, Suudi Arabistan, Endonezya gibi ülkelere de ihraç ediyor. Nurol Holding CEO’su Uğur Doğan, “Ankara’da 550 kişinin çalıştığı fabrikamızda üretilen ürünlerimiz Amerikalılar’dan geri değil. Bu askeri araçları ihraç ediyoruz” diyor.

TABANCA ÜRETİMİ

Üretim tesisi Giresun’da bulunan Girsan da, 18 yıldır savunma sanayi alanında faaliyet gösteren bir şirket. Savunma sanayine yarı otomatik tabanca imalatı gerçekleştiren şirket, son olarak yan otomatik yivsiz setsiz av tüfeği geliştirdi. 150 kişiyi istihdam ettiklerini söyleyen Girsan Yönetim Kumlu Başkanı Veysel Cürgiil, firmanın gelişimi hakkında şunları anlatıyor:

“Firmamız Makine Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE) desteği ile Karadeniz Silah Projesi kapsamında kuruldu. Yıllar içinde emniyet genel müdürlüğü ve TSK başta olmak üzere birçok kamu ve özel kuruluşun tabanca ihtiyacını zorlu ihale testlerini geçerek karşıladık. Polisin ve askerin kadrolu silahı oldu. ABD ve Güney Amerika olmak üzere 40 farklı ülkeye ihracat da yapıyoruz. Ürünlerimizin yüzde 40’ını ihraç ediyoruz. Hafif silah üretmeyi hedefliyoruz.”

OTOKAR IN ‘COBRA’SI

Türkiye’nin öncü otomotiv şirketlerinden Koç Topluluğu bünyesinde yer alan Otokar da savunma sanayi için çeşitli tiplerde 4×4 arazi tipi araçlar üretiyor. İlk Türk ana muharebe tankı olan ALTAY Projesi’nde de ana yüklenici olarak görev alan şirket, yaptığı taktik zırhlı araç ihracatlan ile uluslararası arenada da adından söz ettiriyor. TSK’nın lider tedarikçilerinden olan Otokar, son olarak Birleşmiş Milletler güçlerinde kullanılmak üzere 12.5 milyon dolarlık Cobra siparişi aldı. Şirket, Cobra tipi taktik tekerlekli zırhlı araçlar ile bu araçların yedek parça, eğitim ve özel ekipmanlarını 2012 yılı ilk çeyreğinde teslim edecek. Cobra, birçok farklı ülkenin silahlı kuvvetlerinin görev ve ihtiyaçlarını karşılayacak özellikleri üzerinde taşıyor.

YERLİLER GÜÇLENİYOR

Savunma sistemlerinde yüzde 50’nin biraz üzerinde olan yurt içi katkı oranının artırılması hedefi, büyüyen ana yüklenicilerin daha fazla dış kaynak kullanımına gitme ihtiyacı ve uluslararası pazarlara açılma yönünde yapılan büyük atılımların, önümüzdeki 10 yılda savunma sanayiine KOBİ katılımını artıracağı belirtiliyor.

SSM’nin tedarik tabanını KOBİ’lere yaygınlaştırma stratejisi önemli bir fırsat olarak ortaya çıkıyor. Müsteşarlık ana yüklenicilerle yaptığı büyük sözleşmelere, KOBt’lerle zorunlu işbirliği yapma ve proje bedelinin belirli bir oranını KOBl’lere yönlendirme konusunda yaptırımlar koyarak bu stratejisini hayata geçiriyor. Savunma alınılan bu bakımdan Türkiye’deki tek örnek. 2007-2011 döneminde projelerde yerli yan sanayiye zorunlu pay verme oranı yüzde 20 olarak belirlenmiş bulunuyor. Bu oranın 2012-2016 döneminde yüzde 30’a çıkarıldığı gözleniyor.

SAVUNMACI 300 KOBİ VAR

Türkiye’de savunma alanında faaliyet gösteren KOBl sayısı ise 300’e yakın. Bu sayıya savunma firması olarak görülmeyen ancak yan sanayi olarak sektöre ürün ve üretim hizmeti sunan firmalar dahil değil. Önümüzdeki dönemde sektöre sürdürülebilir ve rekabetçi bir yapı kazandırmak için, ihtiyaçların yurtiçinden karşılanma oranını tabana yayılmış bir tedarik zinciri oluşturarak arttırmayı hedeflediklerine de değinen müsteşarlık yetkilileri, “SSM olarak toplamda 27 milyar dolar bedelli 280’in üzerinde proje yiirütü-yonız. Bunların büyük bir bölümü 2000’li yıllarda sözleşmeye bağlandı. Son birkaç yıl içerisinde tamamlanma aşamasına gelen veya teslimatı gerçekleştirilen projelerin sayısı hayli fazla” diye ekliyor.

SSM orta vadede sektörün cirosunun, yaklaşık 8 milyar dolara çıkacağını öngörüyor. Bu rakam, projelere yüzde 30 yan sanayi katılımının sağlanması hedefiyle birlikte değerlendirildiğinde KOBÎ’lerin savunma projelerinden aldığı payın hızla artacağını beklemek doğal.

HANGİ ALANLARDA FIRSAT VAR?

•    Siparişe dayalı hassas mekanik imalat ya da elektronik cihaz paketleme, endüstriyel tasarım ve hızlı prototipleme, güç elektroniği ve elektrik motorları, kara, deniz ve hava araçları için alt sistem üretimi ya da parça imalatı potansiyel alanlar. Bu alanlarda ana savunma sistemi üreticileri önemli oranlarda alt yüklenici ya da dış kaynak kullanımına gitmeye başladı.

•    Savunma sanayinde, ileri teknolojili savunma sistemleri tasarımlarına girdi olacak nitelikte ürünlere sahip olan KOBİ’lere yönelik fırsatlar da var. Öyle ki ileri teknolojili elektronik ve elektromekanik ürün ya da ileri teknolojili imalat ve test cihazlarına odaklanmış başarılı firma örnekleri bulunuyor. Bu teknolojiler arasında mikro-elektromeka-nik aygıtlardan fiber-optik lazer cihazlarına kadar çok ileri teknoloji örnekleri mevcut. Bu tür özel odak konuları olan KOBİ’lerin sektördeki ana sistem üreticileri ile temas kurmalarında yarar görülüyor.

•    Orta ve uzun vadede savunma sektörü ile sağlık ve ulaştırma gibi alanlarda ortak kullanımın çok fazla artacağını düşünülüyor. Bilişim teknolojileri alanında gerek bilgi paylaşım, gerekse işbirliği düzeyinin diğer alanlara oranla çok yüksek olması, bu alanın sektöre giriş açısından daha rahat bir kapı olduğu izlenimini doğuruyor. Ancak bilişimin toplam savunma cirosundan aldığı payın yüzde 5 olduğu dikkate alınmalı. Elektronik alanı ise toplam savunma cirosundan yaklaşık yüzde 30 pay alıyor ve çift-kullanım açısından en büyük potansiyele sahip.

16 İLDE KÜMELENME

KOBl’lerin değer zincirlerinde yoğun bir şekilde yer aldığı bir savunma sektörünün daha fazla verimli, daha yüksek rekabet gücüne sahip bir sektör olacağı düşünülüyor. SSM’nin tedarik stratejileri de bu gerçek çerçevesinde şekilleniyor. Mevcut duruma bakıldığında savunma ürünü kataloglarına girmiş firmaların yüzde 60’ının Ankara’da olmak üzere 16 ilde kümelendiği görülüyor.

2008 yılında Ankara OSTÎM Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü çatısı altında konum- \ lanan OSSA bunların başında geliyor. Bölgesel kalkınma modellerinden biri olan kümelenme ile birlikte savunma sanayiine iş yapan yan sanayi finnalarının cirolarını arttırmak ve ortak projeler ile savunma sanayiinde yerli üretimin payını artırmak amacıyla kumlan ilk kümelenme faaliyeti olan OSSA’da 98 firma faaliyet gösteriyor. Bu fimıalar bin 800 kişiye istihdam sağlıyor.

ESBAŞ ÖRNEĞİ

Küme üyesi fimıalarda, cirosunun önemli bir bölümünün savunma sanayimden gelmesi ya da Aselsan, TAI, Roketsan, FNSS, Boeing, Skorsky gibi ana sanayi firmalarının onaylı alt tedarikçisi olması kriterleri aranıyor. Faaliyet gösteren firmaların dağılımına bakıldığında ise savunma sanayi alanında talaşlı imalat, sistem entegrasyonu, kompzozit, elektromekanik, plastik ve kauçuk sektörlerinin öne çıktığını söyleyen OSSA Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Ertuğ, “Bölgede faaliyet gösteren firmalar ABD, Almanya, Ingiltere, Rusya, Macaristan gibi pek çok ülkeye ihracat yapıyor” diyor.

Ege Serbest Bölgesi de (ESBAŞ) savunma sanayi alanında kümelenme örneği gösteriyor. 76’sı yabancı olmak üzere toplam 240 firmanın faaliyet gösterdiği ve 19 bin 500 kişiye istihdam sağlayan bölge, savunma sanayi sektöründe özellikle havacılık alanında bir üs haline gelmiş durumda. Hollandalı Stork Fokker Elmo, Fransız Lisi Aerospace, Alman PFW ve Tiirk-ABD ortaklığıyla kurulan Kale Pratt & Whitney gibi önde gelen fimıalar faaliyet gösteriyor. Öte yandan Eskişehir Sanayi Odası gibi havacılık ve savunma sanayi endüstri bölgesi kurulması için çalışmalar yürüten kurumlar da bulunuyor.

GİZLİ KAHRAMANLAR

Savunma sanayi alanında başarılı çalışmalara imza atan pek çok KOBİ mevcut. OSSA’da faaliyet gösteren Küçükpazarlı Havacılık bunlardan biri. 2005 yılından beri havacılık alanında varlık gösteren ve 17 milyon lira ciroya sahip olan şirket, uçak gövde detay parça üretimi ve montajı yapıyor. TAI’nin en büyük yan sanayi üreticisi olan finna, Boeing ve Airbus sivil uçaklan ve F35 askeri uçağı başta olmak üzere 14 farklı program için kritik parçalar üretiyor. EMGE Elektro ise savunma – havacılık sektörün talaşlı imalat, plastik enjeksiyon, ultrasonik kaynak, enjeksiyon ve kesme kalıpla-n tasannu ve imalatı, ve mekanik montaj alanlannda faaliyet gösteriyor.

TSK Güçlendimıe Vakfı’nın bütün şirketlerine hizmet veren şirket, Aselsan’m yaklaşık 30 yıldır alt yüklenicisi konumunda. TAI, Havelsan, Havelsan Teknoloji Radar, Roketsan, Mikes de hizmet verdiği firmalar arasında yer alıyor. Ortadoğu ülkeleri ve Fransa’ya ihracat yapan EMGE, bu yıl İtalya’ya da ürün satacak.

KOBI’LERE YÖNELİK DESTEKLER

Ülkemizdeki destek uygulamaları açısından bakıldığında savunma sanayiinde yer alan KOBİ’lere özel bir programın varlığından söz edilemiyor. Ancak, Milli Savunma Bakanlığı Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) savunma teknoloji yol haritasına uygun ürün ve teknoloji geliştirme hedefli AR-Ge projelerini destekliyor. Ayrıca, KOBİ’lerin, SSM’nin tedarik tabanını KOBİ’lere yaygınlaştırma stratejisi ile offset uygulamasını bir destek ve teşvik unsuru olarak değerlendirmelerinde yarar var. Eğer uygun ürünle SSM’nin karşısına çıkarlarsa güçlü bir pazarlama desteği bulacaklarına kesin gözüyle bakılıyor. Uluslararası tanıtım, fuar katılımları gibi konularda da SSM ile birlikte hareket etme fırsatı önemli bir pazarlama desteği olarak değerlendirilebiliyor.

KOBİ’lere sağlanan Ar-Ge desteklerini işletme ve proje destekleri olarak iki sınıfta değerlendirmek gerekiyor. Birinci grupta; teknoparklarda sağlanan kurumlar ve gelir vergisi avantajları, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Tekno Girişim Sermayesi’ desteği, KOSGEB aracılığıyla sağlanan hibe destekler, girişimcilik destekleri ile eğitim, enerji verimliliği gibi alanlarda verilen genel destekler sayılabiliyor. Ar-Ge Merkezleri desteği daha çok büyük ölçekli firmalara veriliyor.

ikinci grupta ise; TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları (TEYDEB projeleri), Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Sanayi Tezleri (SAN-TEZ) Programı, KOSGEB proje destek programları yer alıyor. Ayrıca KOBİ’lerin, AB Çerçeve Programları ve Eureka gibi pazar odaklı, kısa sürede ticarileşebilecek ürün ve süreçlerin geliştirilmesine yönelik projelerin desteklendiği uluslararası Ar-Ge destek programlarını da hedeflemesi gerektiğinin altı çiziliyor.

BÜYÜKLERLE ÖNEMLİ İŞBİRLİĞİ

2001 yılında kumlan Mega Teknik de kara, deniz, hava ve uzay sanayiinde elektronik iletişimi sağlayan her türlü kablo takımı, panel ve elektrik kutularının; tasanmı, dokümantasyonu ve seri imalatını yapıyor. Müşterileri arasında Aselsan, TUSAŞ, Roketsan, FNSS, Selex, Eta gibi şirketler yer alıyor.

Savunma sanayinde toplumsal müdahale aracı üretimi yapan Katmerciler, 2011 yılında 52 adet aracın teslimini gerçekleştirdi.

Katmerciler Yönetim Kurulu Başkan Vekili Furkan Katmerci, “2011’de bir aracı yurt dışına satmıştık. 2012’de daha fazla toplumsal müdahale aracı ihracı yapmak istiyomz” diyor. Mili Savunma Müsteşarlığı ihalelerine gimıe hazırlıklannın olduğunu söyleyen Katmerci, bu alanda daha fazla büyümek istediklerini kaydediyor.

TEKNOPARK VE SAVUNMA

Savunma sanayi alanındaki KOBİ’lerin teknoparklardan en çok yararlananlar olduğunu söylemek mümkün. Bunun temel nedeni ise savunma alanında çalışan KOBİ’lerin ileri teknoloji ile uğraşmaları ve bunun teknoparklann kuruluş amacıyla uyuşması. Savunma alanına girmeyi hedefleyen KOBl’ler için teknoparklarda yer almak mutlaka değerlendirilmesi gereken bir seçenek.

Teknoparklann, özellikle ileri teknolojili ürün ve hizmetler sunmak üzere yola çıkan girişimciler için gerek kurumlar ve gelir vergisi açısından, gerekse öğretim elemanlarının çalıştırılmasında sağladığı kolaylıklar açısından çok teşvik edici bir ortam olduğunu söyleyen Teknolojik ve Kurumsal İşbirliği Merkezi (TEKİM)’in kurucusu Mehmet Zaim, “Aynca teknoparklann, bir bilgi paylaşım ve işbirliği ortamı ol-malan nedeniyle, KOBİ’lerin bilgi varlıklarına önemli katkı yaptığı, bunun da rekabet güçlerine önemli katkısı olduğu bir gerçek. Öte yandan KOBl’ler belki tek başlarına asla sahip olamayacakları tanıtım gücüne de teknoparklarda yer almalan nedeniyle sahip olabiliyor” diyor.

ANKARA ŞANSLI

Savunma sanayiinin kalbi olan Ankara’daki teknoparklarda çok sayıda savunma finnası yer alıyor. ODTÜ Teknopark bu açıdan merkez duııı-munda ve OSTÎM Organize Sanayi Bölgesi’ndeki savunma kümelenmesi ile yakın ilişki içinde başarılı çalışmalar yapıyor. Hacettepe Teknokent ağırlıklı olarak sağlık ve sağlık bilişim alanında faaliyet gösteriyor olsa da, bu yıl Ankara Kalkınma Ajansı desteğinde başlattığı ‘S2B Savunma, Sağlık ve Sağlık Bilişim Sektörleri Bilgi Paylaşım ve işbirliği Platfonnu’ projesi ile disiplinler arası işbirliğini hedefleyen ve Türkiye’de bir ilk olan adımı atmış bulunuyor. Onun da İvedik Organize Sanayi Bölgesi ile başarılı işbirliği faaliyetleri ve projeleri var. Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere teknoparklann fiziksel olarak içinde olmak kadar faaliyetlerin içinde olmak da çok yararlı.

İstanbul Ticaret Üniversitesi de İstanbul Kurtköy’de Türkiye’nin en büyük Avrupa’nın sayılı teknoparkların-dan birini inşa ediyor. 2 milyon 500 bin metre karelik alana kurulan Teknopark’ın proje çalışmaları, Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) ana ortaklığında yürütülüyor. Teknopark İstanbul’da önemli savunma sanayi projelerinin geliştirilmesi hedefleniyor.

BAŞARILI ÖRNEKLER

Teknokent’lerden savunma sanayine yönelik çalışmalar yürüten pek çok başarılı şirket çıkıyor. Mesela Bilkent Cyberpark’ta çıkan Atel savunma sanayi konusunda Türkiye’nin önde gelen firmalarından. RF karıştı-ncı / körelticiler konusunda son yıllarda yaptığı büyük atılımlar ile 25 milyon dolan aşan bir ciro sağlayan şirket, bu alanda ülkemiz savunma sanayisinin önemli şirketleri arasında yerini alıyor. Atel aynca, zor koşullar için tasarlanmış kapsamlı haberleşme ve anayurt güvenliği çözümleri konusunda da önemli tedarikçilerden. Eskişehir’deki Anadolu Teknoloji Araştırma Parkı’ndan (ATAP) çıkan ATARD Savunma ve Havacılık Sanayi İleri Teknoloji Uygulamalan Araştırma ve Geliştirme Merkezi de hava, deniz ve kara kuvvetleri için insansız araç ve savunma sistemleri tasarlıyor.

ATAP’taki diğer bir şirket ise uçak gövde yapısal parçaları imalat sürecinin tasarım ve uygulaması, elektronik salon satış otomasyonu alanlarında faaliyet gösteren Alpata Teknoloji Yazılım ve Bilişim. Uçakhelikopter sistemleri dinamik model geliştirme ve simülasyonları, uçak-helikopter kontrol sistemleri geliştirilmesi, sabit- dönen-kanatlı İHA’lar geliştiren AeroTIM Mühendislik ise ODTÜ Teknokent’ten çıkan bir şirket. TÜBİTAK – MAM’daki tesislerinde bu zamana kadar dünyada sadece iki ülkede bulunan yüksek hassa-siyetli hedef tespit cihazının araştırma ve geliştirmesini tamamlayıp 800 adedini TSK’ya teslim eden Forum Mühendislik de başarılı şirketlerden. Bugüne kadar TSK ihtiyacı için zırhlı araç ve tanklarda halen kullanılan yaklaşık 2 bin 700 adet personel ısıtıcı ve bin 200 adet otomatik yangın – infilak tespit ve söndürme sistemi teslim eden 10 milyon dolar cirolu şirket, bu sistemleri Suudi Arabistar^ Malezya gibi ülkelere de ihraç ediyor.

YURT DIŞI FIRSATLARI

Türk kuruluşları için önemli bir ihracat fırsatı da yabancı savunma firmalarının Türkiye’de gerçekleştirdikleri projelerden doğan offset yükümlülükleri. 2010 yılı sonu ‘itibariyle yabancı firmaların (görüşmesi süren projeler hariç) yaklaşık 8 milyar dolarlık offset yükümlülüğü bulunuyor. Savunma ürünlerinin yurt dışı satışları uluslararası anlaşmalarla düzenleniyor ve bazı izin ve sınırlamalara tabi. Bu sınırlamalar dışında savunma ürünlerinin yurt dışı satışında en önemli koşulun, ürününüzün kendi silahlı kuvvetleriniz tarafından kullanılıyor olması olduğunu belirten yetkililer, şunları ekliyor: “Eğer alt yüklenici iseniz ve ürününüz ana yüklenicinin sağlayacağı ürünün bir parçası ise yurt dışı açılım için önemli bir adım atmışsınız demektir. Bu nedenle KOBİ’lerin çok iyi bir ürün ve pazar analizi yapmaları, tedarik zincirlerini anlamaları, uluslararası tedarik mekanizmaları ve standartlar konusunda bilgi sahibi olmaları gerekiyor. Bu sektör, yalnız fiyat rekabetiyle satış ve ihracat potansiyelinin artırılabileceği bir sektör değil, ancak bir kez tedarik zincirine dahil olduğunuzda ürününüzün standart ürün haline gelmesi ve örneğin, tüm NATO ülkelerinde kullanılmaya başlanması gibi bir potansiyeli de var.”

ÖZLEM BAY YILMAZ

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu