Kariyer ve İş

Uluslararası Şirketlerde Çalışan Türk Kadın Yöneticiler

Uluslararası şirketlerde çalışan Türk kadın yöneticilerin sayısı her geçen gün artıyor. Türkiye’yi ve Türk yöneticileri radarına alan global şirketler, özellikle bilişim, gıda, hızlı tüketim ürünleri, ilaç ve kimya sektörlerinde Türk kadın yöneticilere küresel roller veriyor…

turk kadin yoneticiler

TÜRKİYE’DEN yurtdışma giden üst düzey yönetici sayısı son yıllarda artan bir grafik izliyor. Dünyada direktör ve müdür pozisyonları dahil olmak üzere bine yakın üst düzey Türk yöneticinin görev yaptığı tahmin ediliyor. Türk yöneticilerin global düzeyde göstermiş olduğu başarı, bir istisna olmaktan çıkmış durumda. Son birkaç yıldır ise Türkiye’den çıkan kadın yöneticilerin global arenada yükselişine tanık olmaya başladık. Hala şirketlerin üst düzey yönetimlerinde ve yönetim kurullarında kadm yönetici sayısının yetersiz olmasını konuşuyor olsak da, son dönemde özellikle yabancı şirketlerde Türk kadm yöneticilerin sayısının arttığını gözlemliyoruz. Bu gurur verici tabloda örnek kadınlar arasında hem birden fazla ülkeyi yönetip hem fahri konsolos olan da var, iş hayatının en alt kademesinden başlayıp zirveye tırmanan da…

ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEM ARTACAK

Kariyer basamaklarını hızla çıkan kadınların, performanslarım farklı coğrafyalara taşıması şaşırtıcı değil, ancak asıl kayda değer olan nokta bu sayısının son zamanlarda giderek artması. Üstelik Türkiye’de üst düzey konumda görev yapan kadın yönetici sayısı düşerken… Grant Thornton’un her sene yaptırdığı araştırmaya göre, 2013 yılında Türkiye, kadm yönetici bulundurma bakımından yüzde 30’luk bir oran yakalamışken 2014 tahmini sonuçlarına göre bu oranda 5 puanlık bir düşüş sergiledi. Türkiye bu ortalama ile Avrupa Birliği, G7, Kuzey Amerika ve global ortalamanın üzerindeyken; BRIC ve Doğu Avrupa’nın sırasıyla yedi ve 12 puan gerisinde. “Türkiye’de üst düzey kadm yönetici oram arttıkça, dünyaya kazandırdığımız kadm yönetici sayısı da artacaktır” diyen Pedersen&Partners Finansal Hizmetlerden Sorumlu Şirket Ortağı Neslihan Akan, Türk kadın yöneticilerin çoklu görev yapabilmesinin, empati kurabilmesinin ve ürün ve dağıtım kanallarına müşteri gözü ile bakabilmesinin erkek yöneticiler karşısında üstünlük sağladığını belirtiyor. Akan, küresel rol alan kadınların önümüzdeki dönemde daha da artacağına inanıyor.

DÜNYADA DA AYNI TREND VAR

Dünyanın en büyük ‘üst düzey yönetici seçme ve yerleştirme’ ağlarından IRC Global Executive Search Partners tarafından 18 ülkede yapılan anket sonuçlarına göre, dünya çapında üst yönetimdeki kadın sayısı son beş yılda arttı ve artmaya devam ediyor. Kadınların yüzde 33’ü direktör, yüzde 23’ü genel müdür yardımcısı, yüzde 18’i genel müdür, yüzde 18’i yönetim kurulu üyesi olarak çalışıyor.

Human Group Türkiye Genel Müdürü Gaye Üzcan’a göre, kadın yönetici eksikliği sadece Türkiye değil, toplumsal ve ekonomik gelişmişlik düzeyi oldukça yüksek ve demokrasinin daha etkin olduğu ülkeler için de önemli bir sorun. “Farkı yaratan cinsiyet değil iş sonucudur.

“ÇEŞİTLİLİK ETKİLİ”

Son yıllarda Türk kadın yöneticilerin uluslararası arenada sayısı artmakla kalmıyor, Egon Zehnder Türkiye Yönetici Ortağı Murat Yeşildere’ye göre performan sı da artıyor. Yeşildere, “Türkiye’den çıkarak uluslararası arenada faaliyet gösteren Türk kadın yöneticilerin önemli bir kısmı, Türkiye’de yabancı sermayeli şirketler tarafından istihdam edilerek profesyonel kariyerlerini geliştiren ve başarıları ile doğru orantılı olarak Türkiye dışına taşan görevler üstlenen kadınlardır” diyor.

Kadın yöneticilerin daha fazla tercih edilmesinin uluslararası şirketlerin gündemine Türkiye ve Türk yöneticilerin daha fazla girmesiyle ilişkili olduğunu söyleyen Yeşildere, uluslararası şirketlerde çeşitlilik konusundaki bilinçli hassasiyetin de bu noktada etkili olduğunu belirtiyor.

BÖLGENİN KONUMU ÖNE ÇIKIYOR

Yönetimde çeşitlilikle birlikte Türkiye’nin son yıllarda yükselen pazarlar içinde yer alması da yönetici ithalatında etkili. Murat Yeşildere, Türkiye’nin son 10 yılda uluslararası şirketlerin gündeminde daha büyük öneme ve boyuta sahip bir ülke haline geldiğini, bunlara ek olarak yöneticilik ve liderlik kültürünün de giderek yerleştiğini söylüyor. Yeşildere’ye göre, artan sayıda Türk yöneticin: önemli rollere gelmesi, onların Tüı meslektaşlarım davet ve tercih etmesi tetikliyor.

Neslihan Akan ise, Türkiye’nin birçok uluslararası şirketin ‘hub’ı haline gelmesini bu artışta önemli buluyor. “Yöneticiler çok hızlı olarak sorumluluk alıp, farklı fonksiyonları ve değişik ülkeleri yönetme fırsatı buluyor” diyen Akan, Türkiye’deki yöneticilerin kriz yaşamış olmaları nedeniyle, kriz dönemlerinde maliyet düşürücü tedbirlerin alınması, kısa bir zamanda yol haritası çıkarılması gibi konularda avantajlı olduklarını söylüyor.

“Hayatımı burada kurdum”
Elif ARAL / Pfizer Türkiye Gn. Müdürü

İstanbul Üniversitesi İngilizce iktisat Bölümü’nden mezun olduktan sonra 1995 yılında Pfizer Türkiye’de yönetici adayı olarak işe başlayan Elif Aral, 23 yaşında gencecik bir yönetici adayı olarak girdiği şirketin bugün genel müdürü. Bulunduğu konuma gelene dek tıbbi satış mümessili, ürün müdürü, grup pazarlama müdürü, grup satış ve pazarlama müdürü gibi görevlerde bulunan Aral, son 10 yıldır da Pfizer Türkiye’nin direktör ekibinin bir üyesi. Bu süre içinde ise Kafkaslar ve Orta Asya’daki 10 ülkeden oluşan CauCAR bölgesinin liderliğini, kurumsal strateji ve iş geliştirme direktörlüğünü ve Türkiye organizasyonunda çeşitli satış ve pazarlama direktörlük görevlerini yürütmüş.

“Ben Pfizer’e 23 yaşında ilk işyerim olarak girdim. Bütün hayatımı burada çalışırken kurdum. Evlilik hazırlıklarımı, hamileliklerimi, doğum izinlerimi burada çalışırken, pozisyonlar değiştirip yeni işlere adapte olurken yaşadım. Iş ve özel hayatımı paralel şekilde yürüttüm” diyen Aral, Pfizer’de bir kadın olarak çalışmanın avantajlarından şöyle bahsediyor: “Sanırım anneler için en kritik konu evi ve işi iyi planlayabilmek, işteki odağı kaybetmemek, eve de gerekli zamanı ayırdığından emin olmak. Pfizer sunduğu olanaklarla annelerin bu dengeyi en iyi şekilde sağlamasına yardımcı oluyor.”

Şu an şirkette 250’yi aşkın kadın çalışan mevcut. Üst düzey yönetim ekibinin yüzde 50’si kadınlardan oluşuyor ve hepsi de anne.

İş hayatında çözüm odaklılığm ve değişim yönetiminin önemini vurgulayan Aral, hakim olunan alanda bir ekibe liderlik edebilmenin de kariyer basamaklarını hızla çıkabilmek için önemli olduğunu söylüyor. “Bunların yanı sıra Türkçe ve İngilizce olarak kendini iyi ifade edebilmek de önem taşıyor” diyen Aral, şöyle devam ediyor: “Önemli olan kendinize ve geleceğinize yatırım yaparken çok çalışmak ve elinizden gelenin en iyisini yapmak. Bu nedenle tüm adaylara kendileri için bir kariyer planı hazırlamalarını ve bir hedef koyup bu plan doğrultusunda çalışmalarını tavsiye ediyorum.”

Türklerin çok da stabil olmayan gelişen pazarların yönetiminde tercih edildiğini söyleyen Aral, sonuç odaklı ve pratik düşünebilme özellikleri sayesinde özellikle Balkanlar, Ortadoğu, Orta Asya ve Kafkasya gibi gelişen pazarlarda Türk yöneticilerin öne çıkmaya devam edeceğini belirtiyor. Aral’dan aldığımız bilgilere göre, Pfizer Türkiye, bugüne kadar 70’ten fazla yöneticiyi yurtdışı Pfi-zer’lere gönderdi. Hala da Türkiye’de görev yapmış 60’ın üzerinde üst düzey Türk yönetici uluslararası Pfizer’lerde başarıyla görevlerini sürdürmekte.

Hem müdür, hem konsolos
Candan ÇORBACIOĞLU / Amway Avrupa Dış İlişkiler Bölge Müdürü

Candan Çorbacıoğlu da mezuniyetinden hemen sonra müdür olarak işe başlayanlardan. Boğaziçi Üniversitesi idari Bilimler Fakültesi’nden mezun olan Çorbacıoğlu, aynı üniversitede pazarlama yüksek lisansı yaptıktan sonra Coca Cola Corpotation’ında Türkiye’den Sorumlu Reklam ve Satış Geliştirme Müdürü olarak çalışmaya başlamış. Coca-Cola macerası evlenip çocuk sahibi olma kararı verinceye kadar sürmüş. Ancak hamilelik dönemlerinde yaşadığı sağlık sorunları ve çocuklarıyla ilgilenebilmek için iş hayatına hiç de az sayılmayacak bir süre boyunca, 14 yıl ara vermiş.

1994 Mayıs ayında, Amway’de Türkiye Pazarlama Koordinatörü olarak iş hayatına dönen Çorbacıoğlu, “Her zaman almış olduğum eğitimi değerlendirebileceğim bir kariyerimin olmasını arzu ettim. Amway’de kariyerim, çok kısa sürede hızla ilerledi” diyor. Bu sene Amvray’de 20’nci yılı dolduracak olan Çorbacıoğlu, firmanın Estonya, Letonya, Litvanya, Polonya, Macaristan, Slovenya, Hırvatistan, Bulgaristan, Yunanistan, Romanya ve Türkiye’yi kapsayan bölgedeki çalışmalarını yönetiyor.

Çorbacıoğlu’nun hızlı yükselişi Am-way’le de sınırlı değil. Firmanın yanı sıra aynı zamanda 2005 yılında Hırvatistan Cumhuriyeti’nin İzmir Fahri Konsolosu olarak atanan Çorbacıoğlu bu görevini halen sürdürüyor. Öyle ki, bu alandaki çalışmalarından dolayı 2010 yılında Hırvatistan Cumhurbaşkanı Stjpe Mesic tarafından yüksek düzeyde devlet nişanı ile ödüllendirilmiş.

Başarı için belirlenmiş bir formülü olmadığını ancak ulusal ya da uluslararası hangi şirkette olunursa olunsun düzenli, disiplinli ve çok çalışmanın gerekli olduğunu savunan Çorbacıoğlu, “Uluslararası bir şirkette çalıştığınız için kültürel farklıklar ve iş yapış şeklindeki değişik görüşleri dikkate almanız ve kendi ülkenizdeki alıştığınız normların dışına çıkabilme esnekliğini göstermeniz gerekiyor. Tabii ki sık seyahat etmeyi kabullenmeniz, saat farklılıklarını yok sayarak iş gününüzü doğru planlamanız çok önemli. Ayrıca elbette mükemmel yabancı dil bilgisi gerekiyor” diyor.

Global bir şirkette bir kadın olarak çalışmanın avantajları konusunda ise Çor-bacıoğlu, iş hayatında dünyanın hiçbir yerinde kadın olmanın avantaj sağladığını düşünmüyor. Ona göre, donanımlı ve lider vasıflarına sahip kadınların iş hayatında kendilerini kanıtlama süreleri daha uzun ve daha zor. “Özellikle Türk pazarının şirketimdeki önemli yeri benim öne çıkmamda rol oynuyor” diyen Çobanoğ-lu, iyi eğitim almış, kendini bilgi ile besleyerek donanım edinmiş her Türk yöneticisinin global şirketlerde yükseleme şansı olduğuna inanıyor.

Sorumluluktan zirveye
Faika ergüder / Publicis worldwide Türkiye CEO’su

Publicis Worldwide’m çiçeği burnunda Türkiye CEO’su Faika Ergüder, tam anlamıyla en alttan en tepeye yükselmeyi başarmış bir isim. Amerika’da doğmuş olan ve anne tarafından yarı İsviçreli olan Ergüder, çocukluğunu İsviçre’de geçirmiş. 14 yaşındayken matbaa mücellitliğinden ofislerde getir götür işlerine çeşitli işler yaparak para kazanma, hayatını planlama, zorluklarla baş etme kavramlarıyla tanışmış. Üniversitede grafik tasarım okuyarak bugünkü kariyerini belirlemiş. Türkiye’ye geldiğinde, çocuk yaptıktan sonra iş hayatına kendi işinin sahibi olarak dönen Ergüder o dönemi şöyle anlatıyor: “Nişantaşı’nda Bojar isimli bir ev tekstili dükkanım ve bir atölyem vardı. O dönemde Printemps gibi büyük zincirlere özel tasarım parçalar üretirdik, ayrıca bazı İtalyan tasarım markalarının Türkiye temsilcisiydim. 1991 yılı hayatımın dönüm noktalarından biri oldu; Saatc-hi&Saatchi’de reklamcılığa başladım. Beni ilk olarak matbaa sorumlusu olarak işe aldılar. Kısa sürede müşteri ilişkilerine geçtim ve bu yolda devam ettim.” Önceki ticaret deneyimi nedeniyle meslektaşlarından yaşça büyük olan ancak gocunmadan işi en temelinden öğrenen Ergüder, her gün fazlasını yaparak kısa sürede basamakları çıkmaya başladığını söylüyor. Hayıtmm ikinci dönüm noktası ise 1998 yılında o zamanki adıyla Yorum (Publicis) ajansa geçişi olmuş. Coca-Cola’dan sorumlu müşteri direktörü olarak işe başladığı ajansta 16 yıl sonra CEO olmayı başarmış.

Global ortaklı bir şirketi yönetirken yerel bakış açısını hep öne çıkardığını söyleyen Ergüder, “Yerel bakış açısı, daha hızlı ve kıvrak karar mekanizmaları ile network’ün kurallı ve sistematik çalışma yapısı arasında ortayı bulmayı, bu iki bakışı sentezleyerek en verimli yöntemi bulmaya çalıştım hep. Bugün sorumluluklarım Türkiye’deki tüm Publicis Worldwide şirketlerinin üst yönetimini kapsıyor.”

Ergüder’e göre, global ortaklı yerel bir şirketi yönetirken her iki tarafın anlayışını, hedeflerini, bakış açılarını anlayarak yönetmeniz, her iki tarafı da tatmin edecek şekilde, ince dengeleri gözeterek, şirketin geleceği için doğru olduğunu düşündüğünüz yolda ilerlemeniz gerekiyor. Malum, pazarlama iletişimi dünyasında kadınlar çok daha kalabalık. Ancak reklam ajanslarının birçoğu hala erkekler tarafından yönetiliyor, pazarlama şirketlerinin büyük çoğunluğunun en üst düzeyinde erkekler var. “Bu anlamda bir kadın olarak bu koltuğa sahip olmak bu konuda kadınlara karşı kalan olumsuz önyargıları kırmaya yardımcı olur umarım” diyor ve ekliyor: “Önemli olan cinsiyet değil, azim ve vizyon. Kadın ya da erkek farketmez.” Türkiye’de de temsil edilen çokuluslu pazarlama şirketleri ya da reklam grupları artık merkezlerde çok daha göz önünde. Ergüder, bu anlamda uluslararası bir kariyer yapmak isteyenlere buralarda olanak açmanın mümkün olduğunu söylüyor.

“Yeni yüzyılın liderleri”
Yaprak SAPANü GÖRÜR / 3M Orta ve Doğu Avrupa’dan Sorumlu İK Direktörü

Boğaziçi Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık Bölümü mezunu olan Yaprak Sapanlı Görür insan kaynakları koordinatörü olarak girdiği 3M’de bugün Orta ve Doğu Avrupa Bölgesinden Sorumlu İK Direktörlüğü görevini sürdürüyor. 1999-2007 yılları arasında 3M Türkiye’de insan kaynakları uzmanı olarak çalışırken, mevcut işine ek olarak şirket bünyesinde yürütülen birçok 6 Sigma projesine liderlik etmiş olan Görür, bunun kendisi için İK dışında da farklı iş fonksiyonlarını görme ve işi modellerini tanıması için önemli fırsatlar yarattığını söylüyor. 2007 yılında Doğu Avrupa Bölgesi Ücretlendirme Lideri pozisyonuna geçen Görür, 2009 yılında ücretlendirme pozisyonuna ek olarak EMEA Global Çalışan Servisleri pozisyonuna gelmiş.

“Bu tecrübeler farklı kültürlerden kişilerle çalışma, anlama ve iletişim becerilerimi geliştirdi” diyen Görür, 2010 yılında 3M Türkiye İK Lideri, hemen akabinde 2010 Temmuzu’nda Doğu Avrupa Bölgesi İK Lideri ve aynı zamanda hem Doğu Avrupa Bölgesi Yönetim Kurulu üyesi hem de Global İK Operasyonlar Kurulu üyesi olmuş. Kısa zamanda birden fazla bölgenin sorumluluğunu üstlenen Görür, global bir şirkette yönetici olmanın formülünü şöyle açıklıyor: “Öncelikle iyi bir takım oyuncusu olmak ve ekibi geliştirmek lazım. Global piyasayı ve gelecek trendleri takip etmek, müşteriyi ve işin ihtiyaçlarım doğru anladıktan sonra, orta ve uzun vade stratejiyi koyabilmek ve sonrasında planı gerçekleştirmek gerekiyor. İşe ve organizasyona ek değer getirebilmek, yeniliklere açık olmak, değişimi avantaj olarak görmek de şart.” Görür’e göre, farklı tarzlar ve kültürlerle güçlü bir iletişim, çok çalışmak, kuvvetli şirket içi ve dışı sosyal ağa sahip olup bunu işe yansıtabilmek global bir şirkette yöneticinin olmanın formülleri arasında.

Ona göre yakın geçmişimizde yaşanan ekonomik krizlerin Türklere kazandırdığı en önemli şey, krizlere karşı soğukkanlı durabilmek, belirsizlik karşısında yılmadan sonuç getirebilmek ve kolay kolay pes etmemek… “Global gerçekliğe baktığımızda bu tip özellikler yeni yüz-yıllın liderlerinde aradığımız şeyler. Bu özellikleri gösterebilen liderlerin global bir şirkette yükselme imkanı oldukça yüksek” diyen Görür, yeni fırsatlara, deneyimlere, kültürlere ve farklı bir ülkeye deneyim kazanmak için gitmenin, kişinin dünya arenasında bu özeliklerini daha rahat göstemesine ve parlayabilmesine fırsat tanıdığını söylüyor.

Silikon vadisi’ndeki yönetici
Ayşegül İLDENİZ / Intel Yeni Teknolojiler Bölümü Dünya Başkan Yardımcısı

Ayşegül İldeniz, Türkiye’nin gurur duyduğu, global arenada birbirinden başarılı projeleriyle adını duyurmayı başarmış kadın yöneticilerin başında geliyor.

1998 yılında Intel’e Akdeniz, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’nden Sorumlu Pazarlama Müdürü olarak katılan İldeniz, bugün Intel’in Yeni Teknolojiler Bölümü Dünya Başkan Yardımcısı. 2001-2004 arasında Intel Türkiye Genel Müdürü olan ildeniz, 2004 yılından sonra IntePin, aralarında Türkiye, Mısır, Güney Afrika, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’ın da bulunduğu, 67 ülkeyi kapsayan Türkiye, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Başkanı ve Intel’in EMEA (Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi) Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptı, ildeniz halen birden çok şapka taşıyor. OECD’de Teknoloji Komitesi Başkan Yardımcılığı ve TÜSIAD’da Teknoloji ve İnovasyon Grubu Başkanlığı görevlerini de yürüten yönetici aynı zamanda, Türkiye Bilişim Vakfı Yönetim Kuru-lu’nda ve KAGIDER (Türkiye Kadın Girişimciler Derneği) Danışma Kurulu’nda yer alıyor. İldeniz, Boğaziçi Üni-versitesi işletme Bölümü mezunu, ayrıca San Francisco State Üniversitesinden dijital iletişim konusunda mastır derecesi var. Şimdilerde Intel’in yeni nesil ve giyilebilir teknolojiler vizyonuna liderlik eden başarılı yönetici, şirketin Silikon Vadisi’ndeki merkezinde gelecek teknolojilerinin geliştirilmesi ve yönetilmesinden sorumlu.

İldeniz, diğer tüm üst düzey global kadın yöneticiler gibi insanı başarıya götüren en önemli şeyin çok çalışmak olduğunu düşünüyor ve şunları söylüyor: “Aldığım görevlere ve bulunduğum ekiplere değer katmak için elimden geleni yaptım. İş hayatına başladığımda, tabii ki bir gün uluslararası bir mikroişlemci şirketinin üst düzey bir yöneticisi olacağımı bilmiyordum. Ama dinamik, uluslararası bir ortamda çalışmak istediğimi, farklı ülkelerden ve kültürlerden birçok insanla beraber bir şey yapmayı istediğimi çok iyi biliyordum. Intel hem global bir şirket olması açısından hem de bu dinamizmi yaşayabileceğim şirket olması itibariyle benim için çok doğru bir tercihti.”

İldeniz’e göre, kariyer planlamasının doğru yapılmış olması başarıda büyük önem taşıyor. Başarılı bir yönetici olabilmek için uluslararası deneyim de olmazsa olmaz. Uluslararası ortamlarda yöneticilik yapabilmek için öncelikle esnek bir yapıya sahip olmak, global düşünmek, dinlemeyi bilmek gerekiyor. Kültürel açıdan uyumlu, kültürel değişiklikler konusunda bilinçli ve dikkatli olmak, kültürel farklılıkları iyi kavramak gerekiyor. Değişik kültürlerden gelen çalışanların farklılıklarını avantaja dönüştüre-bilmek için esnek düşünmek ve esnek hareket etmek şart. “Bana göre en iyi yönetici ‘Kaf Dağı’mn arkasını en iyi kestiren kişi’dir” diyen İldeniz’e göre, öne geçmek için en fazla geliri getirmek ya da personeli en iyi yönetmek değil, uzağı en iyi kestiren olmak gerekiyor. Ayrıca risk almak ve doğru anlarda doğru kararları cesaretle, kararlılıkla vermek gerekiyor.

“Yerelleşmeyi başarıyoruz”
Canan TAŞAR / HTC Türkiye Ülke Md.

1999 yılından bu yana telekomünikasyon sektöründe birçok farklı fonksiyonda çalışarak farklı sektör deneyimleri edinen Canan Taşar, bugün mobil akıllı telefon devlerinden HTC’nin Türkiye Ülke Müdürü. Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişikler Bölümü mezunu olan Taşar, kariyerine telekomünikasyon sektöründe başlamış ve o gün bugün mobil iletişimin dinamik dünyasından kopamamış. HTC’ye 2011 yılında Türkiye Pazarlama Direktörü olarak katılan Taşar, Ocak 2013’te Güneydoğu Avrupa Pazarlama Direktörlüğü görevine getirildi. Şubat 2014 itibariyle de HTC’nin Türkiye Ülke Müdürlüğü görevini yürütüyor. “Bu dinamik sektörde farklı sorumluluklar üstlenmek ve çok başanlı ekiplerle çalışma fırsatım yakalamış olmak bana çok değer kattı” diyen Taşar, global bir şirkette başarılı bir yönetici olmanın formülünü dört ana unsurla açıklıyor: “iletişim, liderlik, disiplin ve iyi bir ekip”. Başarısında HTC’nin kurum kültürüne de vurgu yapan Taşar, “HTC’de çok kültürlü, erkek kadın eşitliği maksimum düzeyde kanımız var. Bu olumlu noktalar işimizi daha severek yapmamız konusunda çok büyük etki yaratıyor. HTC’nin CEO’su Cher Wang de dünyanın en önemli kadm yöneticileri arasında bulunuyor. Bu bileşenler, vizyon geliştirmek, yenilikleri takip etmek ve stratejik planlama gibi konularda yaratıcı ve başarılı olmamızı sağlıyor” diyor.

Günümüzde global şirketler çalışmalarını her bir ülkeye/bölgeye göre lokalleştirerek daha verimli ve başarılı bir performans yakalamak istiyorlar. Taşar’a göre, Türklerin çalışma konusunda en önemli özellikleri, değişime hızlı ayak uydurabilmeleri, geniş vizyonları, çalışkanlıkları ve disiplinleri. Türkler bu özellikleriyle global şirketlerin ‘lokalleştirme’ politikalarında başarılı sonuçlar üretebiliyorlar.

“Amatör ruhunuzu yitirmeyin”
Halide AYDINLIK / DuPont Türkiye Ülke Müdürü

İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültesi İngilizce İktisat Bölümü’nden mezun olduktan sonra satış temsilcisi olarak iş hayatına atılan Aydınlık, 2004 yılında bilim ve mühendislik şirketi DuPont’a katıldı. 2004’ten bu yana DuPont’ta sırasıyla Ortadoğu, Türkiye İş Geliştirme Müdürü ve Ticari Araç Boyaları Satış ve Pazarlama Müdürlüğü yaptıktan sonra, Endüstriyel Boya Grubu Ülke Müdürü oldu. 2011 yılından bu yana DuPont Türkiye Ülke Müdürü.

“Sevdiğim işi, iş olarak değil tutkuyla yaşamımın bir parçası olarak görüyorum. Buna ulaşmak için de düzenli ve disiplinli olarak çok çalışmak gerek. İşin sırrı bence vazgeçmemekte… Her gün aynı istekle kalkıp bugün ne öğreneceğim heyecanmı hiçbir koşulda kaybetmeyerek çalışmak, üretmek, sevdiğimiz işi tutkuyla yapmak… İşte bence yönetici olmanın formülleri bunlar” diyerek başarısının sırrını veren Aydınlık, bir profesyonel olarak amatörlük heyecanını hiç yitirmediğini söylüyor.

DuPont Türkiye çalışanlarının yüzde 53’ü, yönetici grubunun ise yüzde 57’si kadınlardan oluşuyor. Kadm çalışanların esnek çalışma saatleri gibi uygulamalarla hayatları kolaylaştırılıyor. Kadınların üst düzey bir yönetici olarak global arenada her geçen gün daha fazla yer alacağına inanan Aydınlık, “Türkiye gelişen ekonomisi nedeniyle birçok global şirketin odak noktası haline geldi. Türk yöneticiler ise eğitimleri, disiplinli çalışma şekilleri ve kazandıkları başarılarla uluslararası şirketlerde önemli pozisyonlarda yer alıyor. Önümüzdeki dönemde bunun daha da artacağına inanıyorum” diyor.

“Kadınlar analitik düşünür”
Berna ÜLMAN / Visa Europe Güneydoğu Avrupa Bölge Genel Müdürü

Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olan Berna Ülman, sonrasında Amerika’da finans konusunda MBA yüksek lisans derecesini alarak kariyerine 1987 yılında New York Toka-i Bank’ta başladı. Ardından finansal analist ve danışman olarak ABD’de farklı kuramlarda çalışarak tecrübesini pekiştirdi.

1995 yılından bu yana profesyonel hayatına Türkiye’de devam eden Ülman, Visa Europe Türkiye’ye 2000 yılında genel müdür yardımcısı olarak katıldı. 2003 yılında genel müdür olduğu Visa Europe’ta, 2007 yılında Visa Europe Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Bölge Genel Müdürlüğü görevine getirildi. Kısa süre önce ise Visa Europe Güneydoğu Avrupa Bölge Genel Müdürü olarak atandı.

“Her zaman çok çalışmanın ve kâğıt üzerindeki sorumlulukların ötesinde yüksek değer yaratmanın önemine inandım” diyen Ülman, global düzeyde başarısının sırrmı şöyle veriyor: “Farklı pazarların yönetimi söz konusu olduğunda, aynı anda birden çok kültürel ve ekonomik yapıyı anlamak, her birinin iş hedeflerini ve planlarını değerlendirmek, hızlı düşünmek ve karar almak…”

Kadınların hayatında işe, kendilerine, çocuklarına, evine ilişkin farklı boyutlar var ve bütün bunları yönetebilmek için zamanı çok iyi planlamak zorundalar.

“Bu bazen zor görünse de, kadınların iş ve özel hayatlarını yönetmede edindikleri çok boyutluluğun, kariyer yolculuklarında avantajlarına işleyen bir zenginlik olduğunu düşünüyorum” diyen Ülman, kadın yöneticinin analitik düşünce ve birçok işi aynı anda yönetebilme özellikleri ile kariyer yolunda başarılı olabileceğine inanıyor. Ülman’a göre Türklerin global arenada yükselme şansı oldukça yüksek. Yaşadığımız toplum, sosyal ve kültürel durumumuz gibi etkenler yüzünden Türk yöneticiler hızlı karar alma, çabuk adapte olma ve baskıya direnç gibi özelliklere sahip. En önemlisi ülkemizde dev krizlerle baş ederken soğukkanlılığını koruyan ve yaşadığı süreçlerden ders almayı öğrenen başarılı bir yönetici profili var. Ülman, “Kağıt üzerindeki sorumluluklarının ötesinde değer yaratabilen yöneticilerin global şirketlerde yükselme şanslarının oldukça yüksek olduğuna inanıyorum” diyor.

“İhtiyaçlar iyi analiz edilmeli”
Nil BAĞDAN / Softvvare AG Türkiye Genel Müdürü

1997’de Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olan ve 2010’a kadar Oracle Türkiye’de çalışan Nil Bağdan bilişim sektörünün yakından tanıdığı bir isim. Başta telekomünikasyon olmak üzere pek çok sektörde satış deneyimi kazanan Bağdan, Türk Telekom Grubu, Turk-cell Grup ve Vodafone’da satış direktörü olarak çalıştıktan sonra 2010-2013 yılları arasında HP Yazılım Grubu Ülke Müdürü oldu. Bu süreçte HP’de finans, sigorta ve kamu sektörlerine yönelik yazılım ve hizmet ekiplerini yöneten Bağdan, ERP, CRM, BT altyapı yönetimi, güvenlik, ve-ritabanı, entegrasyon, kurumsal mimari, uygulama geliştirme araçları, bulut ve iş zekası ürünleri alanlarında çalıştı. Kendisi satış tecrübesi, takım oluşturma, ekip yönetimi, yüksek performanslı ekiplerle çalışma, müşteri ilişkileri yönetimi, stratejik planlama ve iş ortakları yönetimi konularında deneyimli. Şimdi ise 70 ülkede faaliyet gösteren Almanya merkezli yazlım şirketi Softvvare AG’nin Türkiye Genel Müdürü.

Erkeklerin ağırlıkta olduğu bir sektörde bir kadın olarak hızla basamakları tırmanan Bağdan, global bir şirkette üst düzey pozisyona gelmek için global şirket yapısı ve dinamiklerini, lokal pazarın ihtiyaçlarıyla en doğru şekilde birleştirmek gerektiğini söylüyor. Bağdan, “Bu da, doğru ve deneyimli bir ekip oluşturup müşterilerin ihtiyaçlarını en doğru şekilde analiz etmekten ve bu ihtiyaçları, global şirketlerin imkanlarıyla karşılamaktan geçer” diyor. Türklerin yüksek iş disiplini ile yaratıcı iş yapış şeklini güzel bir şekilde harmanlayarak daha sonuç odaklı ve pratik yaklaşımlarla sonuca ulaştığını söyleyen Nil Bağdan, geçtiğimiz 10 yıla göre kadın yöneticilerin artık çok daha rahatlıkla üst düzey yönetici konumuna geldiğini ve bu durumun devam edeceğini belirtiyor.

“Ben değil, biz dili şart”
Jale AKYEL / IBM Orta ve Doğu Avrupa Üniversite İlişkileri Lideri

Uzun yıllara dayanan bir iş tecrübesi olan Jale Akyel, yıllarca teknik ve satış organizasyonlarında yöneticilik yapmış bir isim. Şu anda IBM’in Orta ve Doğu Avrupa Üniversite İlişkileri Lideri. Sadece Türkiye için değil, bölge organizasyonlarına da liderlik ediyor. IBM Üniversite İlişkileri kapsamındaki projeler, Ar-Ge çalışmalarını geliştirmek ve beceri anlamında yetenekleri keşfetmek üzere kurgulanıyor.

ODTÜ mezunu olan ve halen aynı bölümde doktorasını sürdüren Akyel, global bir pozisyona gelmesinde IBM’in kurum kültürünün öne çıktığını şöyle aktarıyor: “Din, dil, ırk, cinsiyet eşitliği IBM’in 103 yıllık tarihinde bir gelenektir. Şirket, gelişmeye açık herkese eşit fırsatlar sunuyor.” Başarılı yönetici global bir şirkette yönetici olmanın formülünü ise pek çok etkene bağlıyor. Ona göre, iş disiplini, ekip ruhu oluşturmak, ekibin bir parçası olmak, değişikliklere ayak uydurabilmek ve sürekli değişen dünyada vizyon oluşturup gerektiğinde bunu tekrar gözden geçirebilmek global düzeyde yönetici olmanın öncelikli kriterleri.

Türk yöneticilerin çok değişken ve inişli çıkışlı ortamlarda yönetim becerisi gösterdiği için yurt dışında rahatlıkla belirsizlikleri yönettiğini söyleyen Akyel, “Uluslararası arenada yalnızsınız. Kendi rahat alanınızdan farklı bir alandasınız. Burada en önemli şey o ortama en kısa sürede ayak uydurmanız, netvvork oluşturmanız, ekiple en kısa zamanda bütünleşmeniz” diyor. Akyel’e göre ‘ben’ değil ‘biz’ dili, ekip ruhu, koçluk, güven ilişkisi, iş odaklı ama aynı zamanda sosyal olma, ülke vizyonundan çok evrensel vizyona sahip olmak gerekiyor.

Ezgi Güler

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu