Dünyadan ve Türkiyeden Güncel Haberler

Katalonyada bağımsızlık ne getirip ne götürecek?

Rakamlarla Katalonya

7.5 milyon

Katalonya nüfusu. İspanya’nın 46.6 milyonluk nüfusunun yüzde 16.1’ini oluşturuyor.

Yüzde 85

Bölgede Katalanca konuşanların yüzdesi. Valencia bölgesi, Balear Adaları ve Fransa’da yaşayan Katalanlar bu yüzdenin dışında.

9’uncu

Katalanca, Avrupa’da en çok konuşulan diller arasında dokuzuncu sırada. Ama Avrupa Birliği’nin 24 resmi dili arasında değil.

Yüzde 2.6

Katalonya’nın bu yılın ilk çeyreğindeki büyüme oranı. İspanya’nın ise yüzde 2.7.

217 milyar euro

Katalonya’nın geçen yılki gayrisafi iç geliri. İspanya’nın bir trilyon 120 milyar euro.

5.5 milyar euro

Katalonya’nın ortalama aylık ihracat geliri.

Yüzde 19

Katalonya’nın geçen yılın rakamlarına göre olan işsizlik oranı, ispanya’nın yüzde 22.2.

Yüzde 8

Katalan hükümet göre, ispanya’ya vergi verilmemesi durumunda gayrisafi iç hasılasının göstereceği artış oranı.

Bağımsızlık ne getirip ne götürecek?

ARTILARI…

* Katalonya, İspanya ortalamasının üzerinde bir zenginliğe sahip. Hatta gayrisafi iç hasılası Portekiz ile hemen hemen aynı seviyede. Kendi paralarını kendileri yönetmek istiyorlar.

İspanya’nın yoksul bölgeleriyle bağlarını devam ettirmek, bir başka deyişle yoksul nüfusu beslemek istemiyorlar.

Aynı düşünce, bir zamanlar İtalya’da da vardı. Zengin Kuzey, yoksul Güney’in yükünü çekmeye yanaşmıyordu. Ama bir referandum bile yapamadılar.

* Bu bölge daha homojen. Bütün nüfus, diliyle, kültürüyle aynı yapıda. Dolayısıyla yönetimi, ispanya’nın diğer bölgelerine oranla çok daha kolay.

* Barcelona’nın karar alma mekanizması, değil Katalonya’ya bütün İspanya’ya yetecek kadar güçlü ve etkili.

* Barcelona, İspanya’nın en büyük limanı. İthal petrolün büyük bölümü ülkeye bu limandan giriyor. Madeni eşya, gıda, kimya sanayi, dokumacılık ve turizm, kent ve çevresinin en çok gelir getiren kalemlerinden.

EKSİLERİ…

* En büyük eksiler, ekonomik dezavantaj ve tanınma. Katalonya bağımsız olursa, küçük bir iç pazar olarak kalacak. Pek çok ülke de, Katalonya’yı bağımsız bir ülke olarak resmen tanımayacak. Örneğin Fransa, tanımayacağını şimdiden ilan etti. Bağımsızlık hem Birleşmiş Milletler’de hem Avrupa Birliği içinde sorun teşkil edecek. AB yetkilileri, ispanya’nın iç işlerine karışmak istemediklerini ama Katalonya’nın bağımsızlığına da sıcak bakmadıklarını belirttiler. Bu durumda Katalonya, AB üyeliği için başvursa bile bu üyelik ya gerçekleşmeyecek ya da sürüncemede bırakılacak.

* Bağımsızlık, Katalonya’da öncelikle bir şok etkisi yaratabilir. Çekoslovakya 1993’te, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olarak “dostça” ikiye ayrılmasına rağmen her iki ülke, uzun yıllar ekonomik olarak bellerini doğrultamamıştı.

* Katalonya’da halkın tamamı, bağımsızlık yanlısı değil. Bağımsızlık, halkı ikiye bölmüş olacak. Katalanlar, hem küçük bir ülkede kendilerini ikinci sınıf vatandaş hissedecek hem de “hayır”cılar toplumdan kendilerini dışlanmış olarak yaşayacaklarını düşünecek. İspanya’ya büyük ölçüde bir göç dalgası bile olabilir. Bu durum Katalonya’yı oldukça sarsacak.

* Yapısal maliyetler, tahmin edilenden çok daha fazla olacak. İspanya’nın kolaylıkla altından kalkabileceği, savunma, eğitim, sağlık, temsilcilik, yönetim birimleri inşaatı gibi masraflar, Katalonya’ya yıkılacak. Hem de bankacılık sisteminin büyük darbe alacağı bir dönemde.

* Bağımsızlık, Katalonya’nın Eurozone’dan otomatik olarak ihraç edilmesi anlamına geliyor. Bu da Katalonya’nın bankacılık sisteminin çökmesine yol açabilir. Hatta İspanya’yı bile güç duruma düşürebilir. “Euro Bölgesi” olarak bilinen Eurozone, AB’nin 28 üyesinden 19’unun resmi olarak kurduğu, euro’yu ortak para birimi olarak benimsemiş ülkelerin oluşturduğu bir bölge.

* Katalonya, yeni bir ülke olarak finans piyasalarında kendini ispat etmek zorunda kalacak. Genelde küçük ülkelerde böyle bir sorun var. En iyi örnek, Avusturya’nın Almanya’ya karşı durumu. Avusturya’nın Almanya’ya oranla çok daha iyi finansal enstrümanları bulunuyor. Ama Almanya, büyüklüğü sayesinde bu enstrümanları çok daha iyi yönetiyor. Amerikalılar boşuna “Size matters” [Önemli olan büyüklük) demiyor.

* Küçük bir ülke olmanın bir başka anlamı, uluslararası arenada daha az politik ağırlık demek. Tarımda, finans sisteminde, sanayide, Avrupa ile ortak karar alınırken Katalonya, İspanya kadar ağırlığını koyamayacak.

* Otomobil endüstrisi, Barcelona’nın Martorell belediyesinde. Bu bir artı gibi gözükebilir. Ama bir fabrika tek başına otomobil üretemez. Otomobiller, modellerine göre 30-35 bin parçadan oluşur. Bu demektir ki otomobil fabrikası, yüzlerce yan kuruluş tarafından desteklenmelidir. Katalonya bağımsız olunca yan kuruluşlar “yabancı bir ülkede” (İspanya’da) kalacak. İşin içine gümrük vergileri de girince otomobilin fiyatı artacak, talep düşecek.

* İspanyollara büyük heyecan yaşatan ve “El Clasico” [Klasik] veya “El Derbi Espanol” (İspanyol Derbisi) olarak bilinen Real Madrid – Barcelona maçları olmayacak. Real Madrid, İspanya Birinci Ligi La Liga’da kalacak. Barcelona, küçük bir ligde olacağından önemini de, dünyanın en zengin kulüplerinden biri olma özelliğini de kaybedecek.

* ispanya açısından bir eksi de, diğer eyaletlerin Katalonya’dan cesaret alarak teker teker bağımsızlığını ilan etmesi. Madrid yönetimi, Yugoslavya Sendromu’ndan korkuyor. Yugoslavya’yı tek devlet olarak birleşik tutan kişi, Mareşal Josip Broz Tito idi. 1980’de öldükten sonra birleştirici bir güç kalmadı ve önce Yugoslavya’yı oluşturan beş devlet [Sırbistan, Bosna-Hersek, Hırvatistan, Slovenya, Makedonya) sonra da Sırbistan’a bağlı olan Karadağ ve Kosova, 1990’lardan itibaren teker teker bağımsızlığını kazandı.

Katalonya hakkında birkaç bilgi

Katalonya, Ispanya’nın 17 özerk bölgesinden biridir. Bu bölge, kendi içinde de idari birimlere ayrılır. Bunlar Barcelona, Tarragona, Lleida ve Sirona’dır. En büyük kentleri bu idari bölgelerin adını almış olan kentlerdir. Diğerleri, sürrealist ressam Salvador Dali’nin müzesinin bulunduğu Figueres, yılda milyonlarca turistin ziyaret ettiği popüler plajlarıyla ünlü Lloret de Mar, Tossa de Mar ve Salou, dünyaca tanınmış Sagrada Familia Kilisesi’nin mimarı Antoni Gaudi’nin doğum yeri olan Reus’tur.

Resmi dilleri Katalanca, İspanyolca ve Aranese dilidir (Aranese, Oksitanca’nın bir diyalektiğidir. Oksitanca, Fransa, İspanya ve İtalya’da kullanılan Latin kökenli bir dildir). Katalanca, aynı zamanda Ispanya’ya ait Balear Adalan’nda [Majorca, Minorca, İbiza), Valencia bölgesinde, Aragon şeridinde, Andorra’da ve İtalya’ya ait Sardinya adasının küçük bir yöresinde de konuşulur. Katalonya’nın Fransa sınırındaki bölgelerde resmi olmamakla birlikte Fransızca da geçerli bir dildir. Ne çeşitti bir dil yelpazesi!..

Katalonya, festivaller bölgesidir. Yılın hemen hemen her haftasında bir festival düzenlenir. Neredeyse 700 yıldan beri. Bu işlerle halk ilgilenir. Belediyeler karışmaz. Böylece festivaller, ticari bir etkinlik olmaz. Halk, sihirli bir ortam yaratmaya özen gösterir.

Katalan mutfağı, basit fakat lezzetli yiyecekleriyle tanınır. En sevilen atıştırmalık, domatesli ekmektir. Bir ekmek dilimi üzerine çok küçük parçalar halinde domates ve suyu gezdirilir. Zeytinyağı ve sarımsak ilave edilir. İsteğe bağlı olarak kıyılmış et de konur. Deniz ürünleri ve Katalan kreması da ünlüdür. Katalan kreması, Fransız krem brüle’nin bir çeşididir. Sünger kek ve çırpılmış krema ile yapılır. Bu haliyle daha çok İsviçre Rulosu’na [Swiss Roll) benzer.

Bölge halkı, yabancı turistlerin kendi yaşam tarzlarına saygı göstermelerini bekler. Kahvaltı 9.00’da, öğle yemeği 13.00-15.00 arası, akşam yemeği de 21.00’den sonra alınır. Saatler size ters gelebilir ama güney kıyılarının güneş saati böyle bir düzenleme gerektirir. Katalanlar, turistlerin yarı çıplak dolaşmasından da hoşlanmazlar. En iyisi turist olduğunuzu fazla belli etmemektir. Son zamanlarda, özellikle Barcelona’da turistlere karşı tepki olduğunu unutmayın.

Katalonya, coğrafî konumu nedeniyle çok fazla kuş çeşidini barındırır. Avrupa’nın en sulak arazileri burada olduğundan ve dağlık bir bölge sayıldığından, İspanya ve Portekiz’in üzerinde bulunduğu İber Yarımadası’ndaki kuş çeşitliliğinin yüzde 95’ine, tek başına sahiptir. Buna rağmen 2006’da tarla kuşlarının nesli tükenmiştir. Birkaç seyahat şirketi, kuş turizmi de yapmaktadır.

Katalonya, “masia” adı verilen geleneksel çiftlik evleriyle de tanınır. Bu binalar iki katlıdır. Özelliği, birinci katında mutfak, yemek odası ve oturma odası işlevi gören tek bir odanın bulunmasıdır. Eski masia’ların, yabancı İstilacılara karşı savunma kuleleri bile olmuştur.

KATALONYA KRONOLOJİSİ

1936

General Franco, İspanya’da yönetimi ele geçirdi ama Katalonya buna direndi. Bu da, üç yıl sürecek iç savaşı tetikledi.

1940

Franco sonunda kazandı. Katalan hükümetin başkanı Lluis Companys’i, Barcelona’daki Montjuic Kalesi’nde idam mangasının karşısına gönderdi. Katalan kimliği, dili ve kültürü, bütün siyasal kurumlarıyla birlikte yasaklandı.

1977

General Franco’nun 1975’te ölümünden sonra Katalonya’da ilk demokratik seçimler yapıldı. Bundan sonraki on yıl, Katalan ruhunun canlandırılmasıyla geçecekti.

2005

Katalan Parlamentosu, bir yıl sonra da İspanya Parlamentosu, bölgenin özerkliğini onayladı.

2010

İspanya Anayasa Mahkemesi’nin, Katalanların özerklik bildirgesindeki “ulus” kelimesini kaldırması, Katalanları kızdırdı.

2012

Katalonya, İspanya ile yeni bir mali anlaşma yapmak için görüşme talebinde bulundu. Ama Madrid reddetti. Bu da 1.5 milyon kişiyi Barcelona’da sokaklara döktü.

2015

Bağımsızlık hareketleri yoğunluk kazanmaya başladı.

Bugün bağımsızlıkta ısrar ederlerse Ispanya’nın Avrupa Birliği (AB) ile başı hayli derde girecek. Öyleyse bundan sonra neler olur?

1-) Katalonya, eskiden olduğu gibi özerk bir bölge olarak fakat eskisinden çok daha güçlü bir şekilde yoluna devam edebilir. Bu durumda referandum, amacına ulaşmamış olsa da bölgenin güçlenmesi için yararlı oldu denebilir.

2-) Katalonya, Ispanya ile varılacak bir anlaşma gereği AB’nin yeni üyesi olabilir.

3-) Katalonya, AB üyesi olmasa bile İsviçre ve Norveç örneğinde olduğu gibi, Avrupa Serbest Ticaret Birliği EFTA’nın (European Free Trade Association) bir parçası olabilir. EFTA, 1960’ta kuruldu. Amacı, Avrupa Ekonomik Topluluğu’na (Avrupa Birliği’nin o zamanki adı böyleydi) alternatif çıkarmaktı.

4-) Düşük bir ihtimal olmakla birlikte İspanya, Katalonya ile birlikte AB’den ihraç edilebilir. İngiltere’nin birlikten çıkması sonrasında böyle bir gelişme AB’yi büyük ölçüde zayıflatır.

5-) Bazı gözlemciler 2030 yılına kadar Katalonya’nm bağımsız bir devlet olamayacağı görüşünü ileri sürmekle birlikte Katalan’larm, Slovenya’nm bağımsızlık taktiğini kopya etmeye çalıştığına işaret ediyor. Slovenya, bağımsızlık için 1990’da kendi parlamentosunun mutlak desteğini arkasına aldı. Ama Belgrad’a gidip Yugoslav yetkililerle boşu boşuna bağımsızlığı konuşmadılar. “Hayır” cevabı alacaklarını biliyorlardı. Sonunda referandum yaptılar. Bunun Yugoslav hükümeti tarafından yasa dışı ilan edileceğini de biliyorlardı. Hiç kimsenin beklemediği bir anda bağımsızlık ilan ettiler. Fakat bağımsızlık kararını hemen askıya aldılar. Amaç, Belgrad’la resmi görüşmeler için daha çok zaman kazanmaktı. Altı aylık görüşmelerden olumlu/ olumsuz hiçbir sonuç çıkmadı. Fakat bu sürede Slovenya, uluslararası platformda yavaş yavaş tanınmaya başladı. Nihayet, bağımsızlık, fiili olarak yürürlüğe girdi.

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu