Güncel Ekonomi Haberleri

Piyasalarda Volatilite Yüksek

İdlib kaynaklı artan jeopolitik riskler

YURTİÇİ piyasalarda son dönemde İdlib kaynaklı artan jeopolitik riskler TL varlıklar üzerinde satış baskısını artıran bir gelişme olurken, Rusya ile yapılan görüşme sonrasında ateşkesin sağlanması riskleri yatıştırdı. Ancak bölgedeki gelişmeler bir süre daha piyasaların takibinde yer almaya devam edecektir. Küresel çapta izlenen temel konu ise salgına ilişkin gelişmeler olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’de henüz koronavirüse rastlanmaz iken, çevremizdeki ülkelerde artış kaydeden vaka sayıları dikkat çekiyor. Türkiye sınırları içerisinde de vakaya rastlanma ihtimali, alman tüm tedbirlere rağmen hafife alınmaması gereken bir durum olarak öne çıkıyor. Salgının Çin dışında yayılma hızının artış kaydetmesi küresel ekonomiye ilişkin endişeleri artırırken, risk iştahı zayıf kalmaya ve güvenli liman talebi gücünü korumaya devam ediyor. Merkez bankalarından faiz indirim adımları gelmesi beklenirken, Fed’in geçen hafta sah günü acil olarak faiz indirimine gitmesi piyasalardaki volatiliteyi artıran bir gelişme oldu. Küresel çapta açıklanan ekonomik veriler ve salgının ekonomiler üzerinde yarattığı tahribat arasında bağlantı kurulacağı ortamda, oynaklığın bir süre daha yüksek kalabileceğini, salgına ilişkin gelişmeler ile merkez bankalarından gelecek hamlelerin yakından izleneceğini değerlendiriyoruz.

İDLİB’TE ATEŞKES SAĞLANDI

Daha önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklamada rejim güçlerinin şubat ayı sonuna kadar gözlem noktaları dışına çıkmaması durumunda Türkiye’nin bu işi bizzat kendisinin çözeceğini belirtmişti. 5 Mart Perşembe günü gerçekleşen Cumhurbaşkanı Erdoğan-Rusya Devlet Başkanı Putin’in görüşmesi yakından takip edildi. Önceki hafta cuma günü artan jeopolitik riskler nedeniyle TL varlıklarda sert satışlar yaşansa da geçtiğimiz hafta görüşmeye yönelik beklentilerin etkisiyle bu kayıplar kademeli olarak geri alındı. 5 Mart’ta Moskova’da gerçekleşen görüşme sonrasında İdlib’te ateşkes kararı alındı. M4 karayolunun kuzeyinde 6 km ve güneyinde 6 km derinliğinde bir güvenli koridor tesis edilmesi konusunda mutabık kalınırken, Türk-Rus ortak devriyelerinin 15 Mart 2020 tarihinde başlaması kararlaştırıldı. Ateşkesin ve varılan anlaşmanın bölgede uygulanması önem taşımakta olup, İdlib konusundaki gelişmeler bir süre.datia yurtiçi piyasaların gündeminde yer alacaktır.

SALGIN ENDİŞESİ YATIŞMIŞ DEĞİL

Koronavirüs salgınının artış hızında yavaşlama görülse de farklı coğrafyalarda görülme sıklığının ve hızının artıyor olması piyasaları endişelendiren ve baskılayan bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Dünyada birçok coğrafyaya yayılan salgın ve bu durumun küresel ekonomi üzerinde yaratacağı olumsuzluk risk iştahını baskılıyor. Ortadoğu ve Avrupa’da salgın hızlı bir şekilde artış kaydederken, özellikle İtalya ve İran’da vaka sayısında ve ölüm oranlarında yaşanan artışlar salgına yönelik korkuları canlı tutuyor. İtalya dışındaki diğer Avrupa ülkelerinde de ölümlerin görülmesi Avrupa’daki gelişmelerin önemini artırıyor. Avrupa’da yayılan salgın zaten kırılgan yapıda olan Avrupa ekonomilerine yönelik endişeleri artıyor. Avrupa’da resesyona girebilecek ülkeler olduğu değerlendirilirken, salgının seyri küresel piyasaların gündemindeki yerini korumaya ve fiyatlamaları belirlemeye devam edecektir.

Özellikle şubat ayının son haftasında salgın ve ekonomilere dair endişeler nedeniyle hisse piyasalarında sert satışlar yaşanırken, 2008 krizinden bu yana hisse piyasaları en kötü haftasını geçirmişti. Geçen haftanın ilk yarısında merkez bankalarına yönelik beklentilerle hisse piyasalarında tepki alımları yaşansa da haftanın kapanışına doğru tekrardan risk iştahının zayıflama kaydettiği ve hisse piyasalarında satışların yaşandığı görüldü. Artan güvenli liman talebiyle altına olan ilgi devam ederken, ABD 10 yıllık tahvil faizleri Fed’in 50 baz puanlık faiz indiriminin de etkisiyle tarihinde ilk kez yüzde 1 seviyesinin altına geriledi. Tüm bu fiyatlamalar güvenli liman talebinin güçlü olduğuna ve risk iştahının baskılandığma işaret ediyor. Covid-19 salgınının hafife alınmaması ve yakından takip edilmesi gerektiği, piyasalarda artan volatilite ve fiyatlamalardan anlaşılırken, önümüzdeki süreçte salgının seyri ve açıklanacak ekonomik veriler neticesinde salgının ekonomiler üzerindeki etkileri yakından izlenecektir.

İNDİRİM DÖNGÜSÜNE GERİ DÖNÜLÜYOR

Salgın dolayısıyla küresel ekonomilerin baskı altında kalacağı ve büyümenin yavaşlayacağı öngörülürken, bu etkinin boyutları henüz kesinlik kazanmış değil. Küresel ekonomi üzerindeki riskler nedeniyle merkez bankalarından büyümeyi ve ekonomileri desteklemeye yönelik hamlelerin gelebileceği mart ayı başından itibaren piyasalarda fiyatlanmaya başlamıştı. Son günlerde de merkez bankalarından gelen söylemlerde, ekonomileri ve büyümeyi desteklemek adına harekete geçmeye hazır oldukları ifade edildi. Salgına ilişkin gelişmeleri değerlendirmek üzere G-7 Zirvesi gerçekleştirildi. Telekonferans şeklinde gerçekleşen G-7 Zirvesi’nde “İhtiyaç duyulduğunda harekete geçmeye hazırız” mesajı verildi.

18 Mart tarihinde toplantısı bulunan Fcd’e yönelik 50 baz puan faiz indirimi piyasalarda beklenmekteydi. Ancak Fed ani bir kararla toplantı tarihini beklemeden salı günü akşam saatlerinde 50 baz puan faiz indirimine gittiğini duyurdu. Daha önce 2001 ve 2008 yıllarında ani faiz indirimlerine giden Fed, 12 yıllık bir aranın ardından tekrar acil bir faiz indirimi gerçekleştirdi. Fed’den yapılan açıklamada koronaviriisün ABD ekonomisi için gelişen riskler oluşturduğu vurgulandı ve virüs riskleri nedeniyle faiz indirimine gidildiği belirtildi.

Fed’in faiz indirimine gitmesini görece olumlu olarak yorumlamak mümkün olsa da toplantı tarihini beklemeden ani olarak faiz indirilmesi ABD ekonomisine ilişkin endişeleri artıran bir etki de yarattı. Kararla birlikte küresel çapta volatilite artış kaydetti. Fed’in ardından küresel çapta diğer merkez bankalarınca faiz indirimlerinin devam etmesi bekleniyor. Mart ayı içerisinde toplantısı bulunan Avrupa Merkez Bankası, İngiltere Merkez Bankası ve Japonya Merkez Bankası’ndan hamlelerin gelmesi beklenirken, 18 Mart’ta gerçekleşecek Fed toplantısında bir faiz indirimi daha tahvil piyasalarında fiyatlanıyor. Salgın devam ettiği ve büyümeye ilişkin endişeler gündemde kaldığı sürece merkez bankalarından faiz indirimlerinin ve ekonomiyi desteklemeye yönelik hamlelerin sürmesi bekleniyor.

BIST-100’de 106.000 desteği kritik

Şubat ayının son haftasında sert satışlara konu olan küresel hisse piyasaları geçtiğimiz haftaya toparlanma çabasıyla başladı. Toparlanmada merkez bankalarına yönelik güç kazanan beklentiler etkili olurken, Fed’in hamlesi de piyasaları destekledi. Haftanın ilk yarısında yurtdışı piyasalardaki toparlanma ve 5 Mart tarihindeki görüşme öncesinde oluşan iyimser beklentiler, BIST-100 Endeksi’nde de yükselişleri beraberinde getirdi. Önceki haftayı 106.000 seviyesinin hemen altında 105.994 puandan tamamlayan BIST-100, geçen haftaya 108 binii seviyelerden başlarken önemli bir direnç olarak izlediğimiz 112.500 seviyesi üzerindekrseviyeleri test etti. Ancak 112.500 üzerinde tutunma sağlanamazken, haftanın ikinci bölümünde yurtdışında tekrar artan satış baskısı cuma günü BIST-100 üzerinde de etkili oldu.

Ara destek olarak izlediğimiz 108.800 seviyesinin test edildiği cuma gününde BIST-100 haftayı 109.601 seviyesinden tamamladı. Küresel risk iştahının seyri ve yurtdışı piyasalardaki fiyatlamanın endeks üzerinde belirleyici olmayı sürdüreceği ortamda, 112.500 altında kalındığı sürece endeksteki teknik görünümün görece zayıf kalmayı sürdürebileceğini değerlendiriyoruz. Geri çekilmelerde 106.000 seviyesi önemli bir destek konumunda olup, herhangi bir nedenle 106.000 desteği altında bir kapanış görülmesi durumunda satışların hız kazanabileceği ve 103.000 seviyesinin gündeme gelebileceği dikkate alınmalıdır. Tekrardan toparlanma çabasının etkili olması durumunda ise 112.500 direncinin aşılması ve üzerinde kapanışlar görülmesi önem taşımaktadır. 112.500 üzerinde 115.000 seviyesine kadar bir yükseliş görülebilecektir.

İndirimin ardından kurda düşüşler görüldü

Çin’de başlayan ve küresel çapta yayılma gösteren virüs salgınının yarattığı endişe ve belirsizlik küresel risk iştahını baskılarken, gelişmekte olan ülke para birimlerinin 2020 Ocak’tan bu yana dalar karşısında değer kaybettiği görülmekteydi. Ayrıca yurtiçinde zaman zaman gündeme taşınan jeopolitik riskler de Türk Lirası’nı baskılayan bir diğer faktör oldu. 5.80’li seviyelerden 6.26 seviyesine kadar yükseliş gösteren doiar/TL kurunda geçtiğimiz hafta aşağı yönlü hareketler etkili oldu. Fed’in 50 baz puanlık faiz indirim kararı doları küresel piyasalarda baskılarken, doların taraf olduğu işlemlerde ilk fiyatlamalarda volatilite önemli ölçüde artış kaydetti. Kararın ardından dolar/TL kurunda 6.03 seviyesi test edilse de tepki alımlarıyla birlikte kur 6.06-6.15 aralığında dalgalanma gösterdi. Fed’in faiz indirimine gittiği ve devam edebileceği bir ortam, kurdaki yükselişleri sınırlayabilecek bir etki yaratabilecektir. Ancak sıkça bahsettiğimiz gündemdeki riskler de aşağı yönlü hareketleri sınırlayacaktır. Gerek küresel gerekse yurt içindeki risklerde anlamlı bir iyileşme görülmediği sürece dolar/TL’de kısa vadede aşağı yönlü hareket alanının sınırlı kalmaya devam ettiğini düşünüyoruz.

6.05-6.15 aralığı arasında fiyatlamaların yaşanabileceğini değerlendirdiğimiz Dolar/TL kurunda kırılma yönünde hareketler hız kazanabilir. 6.05 seviyesi altında 6.01-5.98 ve 5.95 seviyeleri gündeme gelebilecektir. 6.15 üzerinde ise tekrardan 6.26 seviyelerine doğru bir hareket beklenebilir.

ONURCAN BAL

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu