Güncel Ekonomi Haberleri

Türkiye Otomotiv Sektörü ve Hedefleri

Otomotiv sektörü 2002 yılında 431 bin adet üretim yaparken, 2017 sonunda bu rakam 1 milyon 992 bin adede çıktı. Sektör şu sıralar elektrikli yerli otomobil yatırımına odaklanmış durumda…

Geleceğin otomobilleri geliyor

OTOMOTİV sektörünün Türkiye’deki üretim geçmişi 1954 yılına dayanıyor. İlk üretim hattı 1954 yılında Türk Willys Overland Ltd.’nin orduya jip ve kamyonet üretmesi amacıyla kurulmuş, 1955’te kamyon ve 1963’te otobüs üretimi ile devam etmiş. 1956 yılında ise Ford Motor Company’nin Türkiye temsilcisi olan Koç Ticaret A.Ş. montaj hakkına sahip bayi imtiyazıyla üretime adım attı. Bu imtiyaz ile Koç Ticaret ilk üretim hattında günde sekiz adet kamyon, dört adet binek otomobil üretim kapasitesi ile faaliyete başladı. Bu yıllarda yerli bir otomobil üretim çalışmaları da başladı. Devrim’in hikayesini hepimiz biliriz. Devrim adı verilen Türkiye’nin ilk yerli otomobili 1961 yılında Eskişehir Devlet Demiryolları fabrikasında üretildi. Üretimi dört örnek modelle sınırlı kaldı. Söz konusu yıllarda talebin 5 bin adedin altında kaldığı gerekçe gösterilerek üretimden vazgeçildi. 1966 yılında ise bu kez Koç Holding şirketlerinden Otosan Anadol markasıyla yerli bir otomobil üretti ve piyasaya sundu. Anadol markasıyla 1984 yılma kadar 90 bine yakın araç üretilip piyasaya verildi. 1971 yılında ise Tofaş İtalyan Fiat ile Oyak ise Fransız Renault ile Türkiye’de üretime başladı. Uzun yıllar sektörde bu iki üretici firma yer aldı.

Uzunca bir süre otomotiv sektörü devlet tarafından özel olarak korundu. Bu nedenle pazarda başka üretici firmalar yer alamaz. Ta ki Avrupa Birliği ile 1 Ocak 1996 tarihinde Gümrük Birliği Anlaşması yapılana kadar. Türkiye’de bu iki şirketten sonra Japon Toyota, Sabancı Holding ile birlikte Sakarya’da fabrika kurdu. Diğer bir Japon markası Honda da yine takip eden yıllarda Anadolu Endüstri Holding ile ortak yatırım kararı aldı. Japon Toyota ve Honda’nın yatırım kararlarının Gümrük Birliği’nden önce başladığını da belirtelim. Şu anda bu iki marka yollarına yüzde 100 Japon sermayesi olarak devam ediyor. Sektördeki son büyük yatırım ise Güney Koreli Hyundai ile geldi. 2000 yılının başlarında Kibar Holding ile Türkiye’ye gelen Hyundai Türkiye’de yeni yatırımlar yaparak büyümesini sürdürüyor.

Türkiye otomotiv ana sanayiinde otomobilden otobüse tüm segmentleri kapsayan geniş bir yelpazede üretim yapılıyor. Binek otomobiller ağırlıklı olarak ihracata gidiyor. Toplam taşıt araçları üretimi traktör dahil 2000 yılındaki 450 bin adet seviyesinden 2017 yılında 1 milyon 992 bin adet seviyesine yükseldi. Türkiye taşıt araçları üretimi sıralamasında Avrupa’da beşinci, dünyada ise 15’inci sırada yer alıyor. Ticari araç üretiminde ise Avrupa’nın en büyük üreticisi.

Otomotiv Sektörü

ÜRETİMİN LİDERİ TOFAŞ

OSD (Otomotiv Sanayii Derneği) verilerine göre, 2016’da en fazla otomotiv üretimi gerçekleştiren firma 450 bin adetle Tofaş oldu. Ürettiği yeni Egea modelinin sağladığı destekle birinci sıraya yükselen To-faş’ı 415 bin adet ile Ford Otosan, 360 bin adet ile Oyak Renault takip ediyor. 280 bin adetle Toyota dördüncü, 245 bin adet ile Hyundai beşinci sırada. Toplam 1 milyon 992 bin adetlik üretimin 1 milyon 415 bin adedini otomobil oluşturuyor. Ayrıca 387 bin adet kamyonet, 48 bin adet kamyon, 47bin adet minibüs, 7 bin adet midibüs, 12 bin adet otobüs, 75 bin adet traktör üretiliyor.

32 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT

Otomotiv sektörü ihracatı, 1996 yılı dış ticaret verilerine göre 22 imalat sanayii sektörü arasında en fazla ihracat yapan altıncı sektör iken yıllar itibarıyla büyük bir gelişim gösterdi.

Sektör son 12 yıldır, Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştiren sektörü konumunda. Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, 2017 yılında 28.5 milyar dolar ihracat gerçekleştiren sektör toplam ihracattan yüzde 20 pay aldı. Sektörün ağırlıklı ihracatı ise Avrupa Birliği ülkelerine. İhracatın neredeyse tamamı AB üyesi ülkelere gerçekleştiriliyor.

Sektörün 2023 hedefleri ise oldukça yüksek. 55 milyar dolarlık ihracat hedefi koyan sektör bu ihracatı gerçekleştirebilmek için 4 milyon adetlik üretim rakamına ulaşıp bunun 3 milyon adedini de yurtdışı-na satmayı öngörüyor. Bu hedeflere ulaşabilmek için ise Türkiye’nin yatırım çekmesi gerekiyor.

OSD (Otomotiv Sanayi Derneği) Başkanı Haydar Yenigün, ilk üç ayda 425 bin adetlik üretim rakamına ulaştıklarını açıkladı. İhracatın dolar bazında yüzde 18, euro bazında yüzde 2 arttığını belirten Yenigün, 2018 yılına dönük şu bilgileri verdi:

“2017 yılını yüzde 90’a yakın bir kapasite kullanımı ile kapatan sanayimizin, 2018 yılı sonuçlarının da 2017’ye büyük ölçüde benzer şekilde gerçekleşmesini, dolayısıyla başarının sürdürüleceğini öngörüyoruz. Üretimin geçen seneye paralel seviyede gerçekleşmesini beklerken, ihracatın adet bazında hafif azalma göstermesi olasılığına rağmen, değer bazında artış kaydedileceğini tahmin ediyoruz. Bu tahminimizin altında yatan iki temel sebep bulunuyor. Birincisi euro/dolar parkesinde yaşanan değişim, diğeri ise ürettiğimiz araçların ortalama satış fiyatındaki artış. Bu nedenle, ihracatın değer bazında 30 milyar dolar seviyesini geçerek, ağırlıklı bir şekilde pa-riteye bağlı olarak 31 ila 32 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor.”

YAN SANAYİ DE İDDİALI

1990’h yılların başında Türkiye’de otomotiv yan sanayi uzun yıllar ana sanayiden daha çok ihracat yapıyordu. Sektör ihracatının lokomotifi yan sanayi idi. Bir dönem 2.5 milyar dolarlık ihracat rakamlarına da ulaşıldı. Türkiye’deki yan sanayi firmaları Mercedes, BMW, Ford, Renault, Toyota, Honda gibi uluslararası otomotiv devlerine parçalar üretiyor. Bu anlamda da kalitesini dünyaya ispatlamış durumda.

Türkiye’de faaliyet gösteren yan sanayi şirketleri TAYSAD (Taşıt Araçları Yan Sanayi Derneği) çatısı altında örgütlü. TAYSAD’a üye 367 firma var. TAYSAD’ın açıkladığı verilere göre, sektörün iş hacmi 25 milyar dolar seviyesinde. Sektör doğrudan yaklaşık 10 milyar dolarlık ihracat yapıyor. 150 binin üzerinde istihdama ve 80 Ar-Ge Merkezi’ne ulaşan TAYSAD’ın 60 üyesinin 40 ülkede 160’dan fazla tesis yatırımı var. Sektörün başarısı elbet tesadüf değil. Sanayi Bakanlığı onaylı 360 Ar-Ge merkezinin 80’i TAYSAD üyelerine ait.

TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kanca yaptığı değerlendirmede, Türk ekonomisi için tedarik sanayilerinin önemine değinerek, “Bütün sektörlerin dayanak noktası ve temel gücü tedarik sanayileridir, özellikle otomotiv sektöründe son derece belirleyici konumdadır. Tedarik sanayi olmadan otomotiv sektöründe büyüme düşünülemez” diyor.

Kanca, son yıllarda küresel rekabet ile birlikte ana sanayi ve tedarik sanayinin daha fazla işbirliği içerisinde olduğunu belirterek, “An itibariyle Türk otomotiv tedarik sanayi bir otomobilin yüzde 80:ini üretebilecek durumda. Kendi gücümüzü iyi bilmeliyiz. Bugün Almanya bile bir otomobilin yüzde 100’ünü yerli üretimle yapamaz. Otomotiv tedarik sanayimiz önemli bir aşama kaydetmiş, etki alanını arttırmıştır ve global oyuncu olmuştur” diye konuştu.

ELEKTRİKLİ MİNİBÜS ÜRETİYOR

Kamyonet, minibüs, otobüs ve midibüs üreten Karsan son yıllarda üretimini artıran bir marka. Karsan Ticari işler Genel Müdür Yardımcısı Muzaffer Ar-pacıoğlu, “Yılın ilk üç ayında hedeflerimiz doğrultusunda ilerledik, yurtdışındaki otobüs siparişleri bütçelerimizin biraz üzerindeydi. İlk çeyrekte 200 adet Jest+ dağıtımımız oldu, geçen yıl bu rakam 50 idi. Bu yıl için Türkiye’deki hedeflerimiz geçen yıl ile benzer seviyede. Sene başında aldığımız kararlar ve global bir marka olma yolunda önümüze koyduğumuz hedefler doğrultusunda, geçen sene yüzde 45 oranında gerçekleşen ihracat oranımızı, 2018 yılında artırmayı hedefliyoruz” diyor.

Üretimde sürekli yenilikler yapan Karsan bu yıl Türkiye’nin ilk otomatik vitesli minibüsünü de satışa sunmaya hazırlanıyor. Arpacıoğlu, “Türkiye’nin ilk yerli ve elektrikli minibüsü Jest Electric’i ilk kez IAA Hannover Fuarı’nda dünyanın beğenisine sunmuştuk. Bu fuarda çok beğenilen Jest Electric Avrupa’nın en gözde kentlerinden biri olan Madrid’de teste girdi. Modelimiz kentin dar sokaklarına uygun yüksek manevra kabiliyeti ve yolcu kapasitesiyle olumlu yorumlar aldı. Bu aracımızla 2018 yılında ihracat pazarlarının gözdesi olmayı hedefliyoruz” diyor.

YERLİ TRAKTÖR YATIRIMI

Anadolu Grubu’nun otomotiv alanında yerli üretim odaklı çalışmaları traktörle hız kazandı. Grup şirketlerinden Anadolu Motor ve İtalyan Argo Tractors’ün 2017 yılında yüzde 50-50 ortaklıkla kurduğu Anadolu Landini, Kocaeli Şe-kerpınar’daki tesislerinde yerli traktör üretimine başladı. Otomotiv alanında yerli üretime odaklandıklarını belirten Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, “Anadolu Grubu’nun 68 yıllık deneyimini İtalyan ortağımızın traktör tasarımı ve üretimi konusundaki 134 yıllık uzmanlığı ile birleştirerek Türkiye’de yatırım yapmaktan, ülkemizin tarım, ihracat ve istihdamına katkı sağlamaktan mutluluk duyuyoruz” dedi. Anadolu Grubu’nun yerli üretime verdiği öneme dikkat çeken Özilhan, yerli dizel motor üretimi ile başlayan çalışmalarını Şekerpınar’daki tesislerinde traktör üretimi ile zenginleştirerek Türk çiftçisinin ihtiyacı olan kaliteli ürünleri sunmaya devam edeceklerini belirtti.

Babayiğitler harekete geçti

Türkiye’nin Otomobili Ortak Girişim Grubu, Türkiye’nin Otomobili Projesi’nde yerli marka ilk otomobilin prototipinin daha önce açıklandığı gibi 2019 yılında, seri üretime geçişin de 2021 yılının sonunda yapılmasının planlandığını açıkladı. Açıklamada şu bilgiler verildi:

“Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde 2 Kasım 2017 tarihinde imzalanan protokol ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği koordinasyonunda Anadolu, BMC, Kıraça, Turkcell ve Zorlu olarak güçlerimizi birleştirdiğimiz Türkiye’nin Otomobili Ortak Girişim Grubu (OGG) çalışmalarına son hızla devam etmektedir. Üç fazdan oluşan yaklaşık 15 yıllık bir yatırım hamlesine yönelik planlarımızı hazırlamaktayız. Orta vadede tek bir platform üzerinde üretilecek üç farklı elektrikli araç modelinden oluşacak otomobil portföyü, Türk halkının ihtiyaçları ve beklentileri göz önünde bulundurularak detaylandırılmaktadır. Uluslararası markalar ile rekabet edecek yerli marka araçların ilk modelini daha önce açıklandığı gibi 2019 yılında prototip, 2021 yılının sonunda seri üretime geçiş olarak planlamaktayız. Öncelikle Türk halkının beğenisine sunulacak olan Türkiye’nin otomobili en yüksek standartlarda üretilecek ve geliştirilecek olup, sanayimiz ve teknolojimiz açısından da bir kaldıraç vazifesi görecektir. İkinci etapta elektrikli Türk araçlarını sadece ülkemizde değil, aynı zamanda dünya pazarında talep gören uluslararası bir marka haline getirmeyi hedefliyoruz.”

Hiroshi KATO / Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye A.Ş. Genel Müdürü ve CEO’su
“Üretimimiz 280 bin adete ulaştı”

2017 bizim için tarihi bir dönüm noktası oldu.

Üretim ve ihracatımızı bir önceki yıla göre ciddi oranda arttırdık. Üretimimizin yüzde 90’a yakın bölümünü ihraç ediyoruz. 2016 yılında 154 bin adet üretim gerçekleştirirken yeni yatırımın devreye girmesiyle yüzde 81 artış yaparak 280 bin adete ulaştık. İhracatımız da 116 bin adetten 244 bine ulaştı. İhracattaki artışımız da yüzde 110 oldu. Geçtiğimiz yıl, üretimine yeni başladığımız Toyota C-HR’ın önemli derecede etkisiyle Türkiye otomotiv sanayi için 2017 oldukça başarılı bir yıl oldu, üretim ve ihracat anlamında bugüne kadarki en yüksek seviyelerine ulaştı. Kuruluşumuzdan bu güne gerçekleştirdiğimiz toplam yatırım tutarımız 1.8 milyar euro’ya erişti. Otomotiv sektöründe, araçların model ömrü bilindiği üzere 4-6 yıl arasında değişiyor. Bu süreçte mevcut modellerin yenilenmesi için yatırımlar devam ediyor olacaktır. Bununla birlikte yeni projeler üstlenme konusunda da çalışmalarımızı büyük bir istek ve gayretle sürdüreceğiz. 2018’de ve daha sonraki yıllarda kapasite kullanım oranımız ve üretim hacmimizle paralel olarak gerçekleşen ihracat fazlamız ile Türkiye’nin dış ticaretine katkımızı ve ihracat hedefine pozitif etkimizi sürdüreceğiz.

Ali KİBAR / Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı
“Yeni model ve SUV yatırımı yapacağız”

Hyundai Assan olarak İzmit fabrikamızda 2018’in ilk üç ayında planlarımızı gerçekleştirerek 51 bin 400 adetlik üretime ve 47 bin 284 adetlik ihracata ulaştık. Ayrıca Türkiye’de iç pazarda gerçekleştirdiğimiz 9 bin 460 adetlik satış rakamıyla toplamda beşinci ve binek otomobil satışlarında da üçüncü sırada bulunuyoruz.

Pazarda satışlar özellikle kurlardaki artış ve vergi yükü nedeniyle çok istenilen seviyede başlamadı. Ancak canlanan ekonomi ve pazara bir nebze de olsa katkı sağlayacağına inandığımız hurda teşviği ile birlikte yıl içinde hareketlenerek 2018’de pazarın 900-950 binlik adetler seviyesinde gerçekleşmesini öngörüyoruz. Biz de Hyundai olarak 50 bin adedin üstünde satışla yılı kapamayı hedefliyoruz. Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümüne yoğun olarak hazırlanıyoruz. Fabrikamızda yapacağımız yeni model yatırımımız doğrultusunda hem katma değer yaratacağız, hem de Türk ekonomisine ve istihdama büyük katkı sağlayacağız. Bu yatırımımız, şu an olduğu gibi yüksek oranda ihracat ağırlıklı olarak gerçekleşecek.

Böylece ülkemize ihracat girdisi kazandırıp, dış borcun azaltılması anlamında da önemli bir destek sağlayacağız. Şu an İzmit fabrikamızda yıllık 245 bin adetlik kapasiteyle İ10 ve İ20 modellerimizin üretimini gerçekleştiriyoruz. Yakın zamanda yapılacak yatırımımızla birlikte B platformunda yer alan yeni bir SUV modelin üretimine başlayacağız. Ayrıca Türkiye pazarına yönelik bir modelin daha üretiminin gerçekleşebilmesi adına fizibilite çalışmalarımız devam ediyor.

Tarık ALTUNCU / Sampa Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı
“2023’te bir numara olmak istiyoruz”

Geçen yıl yüzde 30 büyüme gerçekleştirdik. Bu yılki büyüme hedefimiz yüzde 35. 2017’nin ilk çeyreği ile karşılaştırıldığında bu yılın Ocak-Mart aylarında yüzde 35 büyümeyi yakaladık. Üretimimizin yüzde 92’sini ihraç ediyoruz. Ford ve BMC ile bu sene çalışmaya başladık.

Şu anda dünya piyasaları 2017 ile aynı seviyelerde gidiyor. 2016’ya göre işler çok daha iyi. ABD ve Meksika gibi yeni pazarlara açılıyoruz. Her sene olduğu gibi kalıp yatırımlarımızı sürdürüyoruz. 2018’te 300 kişi daha alıp, çalışan sayımızı 1.600’e çıkaracağız.

2023’te ağır vasıta yedek parçalarında dünyada bir numara olmayı hedefliyoruz. 2023’te 500 milyon dolarlık ihracat hedefimize çok yaklaşacağımıza inanıyorum. Biz en baştan beri geleceği düşünerek yatırımlarımızı yapıyoruz. Yaptığımız tüm kalıp yatırımları teknoloji ve verimlilik odaklı. Çok üretmek yerine verimli üretmek istiyoruz. Çinli firmalarla rekabet edebilir durumdayız. Bu yıl CNC makinelerde robot uygulamasına geçtik. İnsan yerine robotlarla üretim yapmaya başladık. Dijital çağın olanaklarını yakından takip ediyoruz.

Haydar YENİGÜN / Otomotiv Sanayi Derneği Başkanı
“Cazibemiz devam ederse yeni yatırımlar gelir”

Yeni model yatırımlarının ülkemize çekilmesi için en önemli husus, doğal olarak mevcut yatırımların rekabetçiliğinin korunması. Küresel markaların önemli üreticileri olan üyelerimiz mevcut yatırımların devamlılığını sağlamak için öncelikle kendi markalarının başka ülkelerdeki üretim tesisleri ile sürekli rekabet halindeler. Yeni model ve marka yatırımlarının çekilebilmesi yabancı yatırımcı açısından önemli görülen birkaç husus var. Bunlar iç pazarın cazip olması, büyüklüğü ve büyüme eğilimi, iş yapma kolaylığı, kaynağa ulaşılabilirlik, lojistik avantajı ve ülkenin yatırım ortamını destekleyici fırsatlar içeren ve sürdürülebilir rekabetçilik imkanı yaratan “stratejik plan” ve “yatırım teşvik sistemi” ve öngörülebilirlik. Ülkemizde son yıllarda birçok yeni model yatırımı ile üretimde ciddi bir yükseliş kaydettik. Ancak öte yandan 1995 yılından bu yana sıfırdan yeni bir yatırımın gelmediği gerçeği de söz konusu. Bu kapsamda, belirtilen kriterler çerçevesinde cazibemizi geliştirmek ülke olarak hedefimiz olmalı.

ÎDRİZ ÇOKAL

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu