Makaleler

Devletler de inovatif olmalı

Bir toplumun gelişebilmesi için artık tek bir ölçüt var, “inovasyon kültürünü içselleştirmek”. Bunu gerçekleştiren toplumlar, global başarı öyküleri yazmayı da başarıyor…

TOPLUMUN yeni icatlara ihtiyacı olabilir, ama devletlerin değil. Sebebi çok basit… Özellikle global ekonomik kriz sonrası tüm dünya devletlerinde kamunun finansal ihtiyacı arttı. Ancak burada bir çıkmaz sokak oyunu ortaya çıktı. Zaten iş kurmada zorlanan girişimcilere yönelik vergi oranlarını artırmak hiçbir kamu otoritesinin göze alabileceği bir şey değildi. Nitekim, global ekonomik krizle beraber devletler vergi artırmak yerine insanların daha fazla iş yapmasını kolaylaştırmayı ve böylelikle daha fazla vergi toplamayı temel politika edindiler.

inovasyon kültürü

İNOVASYON KAVRAMI GÜNDEMİMİZDE

işte bu politika beraberinde inovasyon kelimesini getirdi ve bu kavramı günlük hayatımıza soktu. Çünkü ortak akıl şunu söyledi: Artık kamunun icada ihtiyacı yok, tüketici tarafından satın alman icada ihtiyacı var. Yani, artık devletlerin inovasyona ihtiyacı var.

Şu noktada tüm kamu otoriteleri birleşti: icat çıkarmak tek başına anlamlı bir şey değil. Sadece icat çıkaranın ne kadar zeki olduğunu ispatlayan bir çalışma.

Halbuki, çıkan icat pazarda tüketici tarafından kabul görüyorsa işte buna inovasyon diyoruz ki devletlerin asıl ihtiyacı olan bu. Satmayan bir icattan devlet ne KDV alabiliyor, ne de kurumlar vergisi. Ne de bu icat, istihdama yol açıyor. Hatta üstüne devlet boşu boşuna kamu kaynaklarını ‘icat çıksın’ diye harcıyor.

Halbuki ortaya çıkan icat, inovasyona dönüşürse, yani tüketici tarafından kabul görürse, işte bu durumda devlet hem KDV topluyor, hem de kurumlar vergisi artıyor, hem de yeni istihdam imkanları doğuyor.

DEVLETİN YARATMASI GEREKEN EKOSİSTEM

İş böyle olunca, günlük hayatımızda sıkça kullandığımız ‘icat çıkarma’ deyimi farklı bir şeye işaret ediyor, ‘icat çıkarma’ derken büyüklerimiz belki de bugünleri görerek şunu demek istemiş olabilirler: ‘icat çıkarma, inovasyon çıkar’.

Öte yandan, yine devletler girişimcilik ekosistemini dizayn ederlerken şunun da farkına vardılar. Girişimcinin başarıya ulaşması için, yani daha fazla vergi ödeyebilmesi, dolayısıyla kamunun daha fazla vergi toplayabilmesi için tüketicinin işine yarayan yeni icatlara da ihtiyaç var. Ancak mucit ile girişimci farklı yapılarda insanlar olduklarından, bu iki farklı insanı birbiriyle buluşturacak mekanizmaların bir araya gelmesi ve bu iki tarafın ortak hareket etmesi gerektiğinin gereği ortaya çıktı, işte, devletler bu ortaklığın meyvesini daha fazla vergi dönüşü ile toplayacaklarını hesap ettiler.

Ancak ortaya şöyle bir sorun çıktı. Bu ortaklığın sağlanmasını hızlandıracak ortamları hazırlamak kolaydı. Fakat, her toplumda ortaklık kültürü ve takım çalışması kültürü gelişmediği için bazı toplumlarda bu çalışmaların sonucunu almak biraz zor oldu. Nitekim Türkiye maalesef bu noktada kısmi de olsa bir tıkanma yaşadı ve yaşıyor.

BAŞKA HİKAYELERE İHTİYAÇ VAR

ilkokuldan itibaren bireysel başarıya odaklanmış bireylerin yetiştirildiği bir eğitim sisteminin ileride bir birini İliç tanımayan bireylerin bir araya gelip ortak iş kurmalarını kolaylaştıracak bir altyapıyla insanları yetiştirmediği ortaya çıktı. Yanımdaki arkadaşım sorunun cevabını bilirse benden daha yüksek not alabilir ve üniversite sınavında on bin kişiye giremem korkusuyla herkes bireysel başarıya odaklanmış şekilde eğitildi.

Şimdi bu bireylere “gelin bakalım, birbirinizle bir olun ve ortak şirketler kurun” dendiğinde, hiç de alışık olmadıkları bir takım çalışması düzeniyle karşı karşıya kaldılar ve çoğu bu takım çalışmasını beceremedi. Ortaklığı “birbirlerinin eksik yönlerini keşfetmek” olarak algılayan girişimciler ve mucitler maalesef ortaya başarı hikayeleri çıkaramadılar. Halbuki, ortaklığın “birbirlerinin güçlü yönlerini keşfetmek ve bunlardan faydalanmak” olduğunun farkında olsalardı, belki de ekonomimiz çok daha farklı başarı hikayeleriyle dolacaktı.

Sözün özü: ilkokuldan itibaren bireyleri takım çalışmasına odaklarsak, ileride hem ekonomimiz hem de girişimcilerimiz çok farklı global başarı hikayelerine ev sahipliği yapabilirler.

Haftaya görüşmek üzere…

Baybars Altuntaş / Para

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu