Teknoloji ve İnovasyon Haberleri

En Büyük Askeri Güç Olan Uçak Gemileri’nin Özellikleri

Bir uçak gemisi her ne kadar normal bir savaş gemisinden büyük olsa da, bir havaalanına kıyasla çok küçüktür. O yüzden, uçakların inmesi de kalkması da meseledir. 1-2 km’lik pist yerine 100-150 metrede bu işleri başarmak için yardıma ihtiyaç duyarlar.

Kalkarken buhar basıncıyla çalışan bir mancınık imdatlarına yetişir ve uçağı aynen bir sapan taşı mantığıyla tutup fırlatır. Pistonları geminin gövdesinde gizlenmiştir, dışarıdan görülebilen sadece iniş takımını tutup çeken çok küçük bir çıkıntıdır.

ucak gemileri 7

(Dikkat etmezseniz internetteki videolarda uçağın kendi gücüyle kalktığını zannedebilirsiniz.) Böylece uçak havalanması için gerekli 250 km/s’lik hıza 2 saniyede ulaşır, ki bu da pilotların yerçekimi ivmesinin 3-4 katını hissetmesi demektir.

İnmek muhtemelen daha da zordur. Tekerleklerin sürtünmesi o mesafede uçağı durduramayacağı için, uçağın arkasından bırakılan bir kancayla gemideki dört gergin çelik halattan birini yakalaması gerekir. Halat hidrolik basınçla kontrollü olarak gevşerken uçağı da çok kısa bir mesafede durdurur. Üstelik bu sırada uçağın motorları tam güçte çalışmaktadır. Çünkü halatlardan hiç birini yakalayamazsa, yeniden havalanabilmek için gerekli hızı korumak zorundadır.

Bütün bu zorluklar, deniz kuvvetlerinde kullanılan uçakların hava kuvvetlerindekilere oranla daha ağır ve sağlam olmasını zorunlu kılar. Örneğin yeni nesil avcı-bombardıman uçakları JSF (Joint Stri-ke Fighter) F35’lerin havacı versiyonu F35-A’nın boş ağırlığı 13 ton iken, denizci versiyonu F35-C’ninki 16 tondur. (Dolu ağırlıkları aynıdır.) JSF projesinde yaşanan muazzam fiyat artışları ve gecikmeler, belki de teknik gereksinimleri çok farklı iki uçağı aynı ana gövdeye oturtmaktan kaynaklanmaktadır, ama bu başka bir yazının konusu.

ucak gemileri 9

Gerald R. Ford Sınıfı

İlk olarak 1975’te suya indirilen Nimitz sınıfı uçak gemilerinin sonuncusu George H. W Bush 2009’da hizmete girdi. Zaman içinde tıpkı otomobil modellerinde olduğu gibi pek çok iyileştirme yapılsa da, artık sınırlara ulaşıldığı için bu tasarımın yenilenmesi gerekiyor. Gerald R. Ford sınıfından ilk geminin inşası 2008 de başladı, 2016’da suya indirilmesi bekleniyor.

Temel farklılıkları şöyle özetleyebiliriz: Gerald R. Ford sınıfı gemiler otomasyon teknolojilerini daha iyi kullanarak özellikle silah ve cephane taşınması gibi işlerde daha az personele ihtiyaç duyar. Toplam personel Nimitze göre 900-1200 kişi daha azdır. Daha az vana, boru ve pompa içerir. Bakımı daha kolay ve bakım maliyeti düşüktür. Buharla yapılan pek çok işlem elektrikli hale getirilmiştir, böylece paslanma sorunu da azalmıştır. Özellikle mancınığın elektrikli olması, uygulanan kuvvetin anlık kontrol edilebilmesini sağlayacak ve insansız hava aracı gibi çok hafif uçaklar da fırlatılabilecektir. Ayrıca uçağın ağırlığına göre ayarlanan kuvvet, uçağa da daha az hasar verecektir. Uçakların aynı anda hem yakıt hem silah ikmali yapabilmesi, sorti sayısını artıracaktır.

ucak gemileri 6

Elbette radarlar, sensörler, füze savunma sistemleri gibi pek çok alanda da ilerleme olmuştur. Ama belki de bu yeni sınıfın en önemli özelliği, yeni tasarım A1B sınıfı nükleer reaktörlerin eskisinin 3 katından fazla, tam 600 MW güç üretmesidir. Böylece bu sınıftaki gemilerin faydalı ömürleri boyunca geliştirilecek yeni silahlar ve gözlem sistemleri, sorunsuz bir şekilde entegre edilebilecektir. Örneğin lazer silahları veya elektromanyetik raylı toplar henüz deneme aşamasındaki, ancak çok fazla enerjiye ihtiyaç duyacağı açık olan sistemlerdir. Planlanması 1960’larda başlayan Nimitz serisinin son üyesinin 2058 e kadar denizlerde kalmasının beklendiği düşünülürse, projenin ne kadar uzun vadeli düşünülmesi gerektiği ortaya çıkar.

Gerald R. Ford sınıfının planlanma aşamalarında yaşanan tartışmalarda, bazı askeri uzmanların bu devasa gemilere karşı çıktığı açık kaynaklarda okunabilir. Bunun başlıca sebebi, gemilerin çok pahalı olması: İnşası 12 milyar dolar, işletilmesi günde 7 milyon dolar. Yüksek maliyet ABD’yi bir nevi tek taraflı silahsızlanmaya itiyor. Yakın zamana kadar kanun gereği 15 olan uçak gemisi sayısı önce 12’ye şimdi de 10’a indi. O parayla çok sayıda, daha küçük amfibi saldırı gemileri, denizaltılar, füze kruvazörleri üretilebilir. Çok daha küçük gemilerde konuşlanabilecek insansız hava araçlarının giderek önem kazanması, tamamen insanlı uçaklara göre tasarlanmış bu platformun sorgulanmasını gerektiriyor.

ucak gemileri 5

Denizaltılardan atılan Cruise füzeleri, herhangi bir noktayı hiç bir askerin hayatını tehlikeye atmadan vurabilir. Bir de ABD’den kalkıp dünyanın herhangi bir noktasına ulaşabilecek olan Sinsi (Stealth) B2 bombardıman uçaklarını unutmamak lazım. Üstelik 2. Dünya Savaşı’nda bir köprüyü havaya uçurmak için uçaklar ortalama 240 ton bomba atarken, bugün bu miktar 4 tona indi. Silahlar akıllandıkça sayıları da azalıyor. 2. Dünya Savaşı’nın yüzlerce uçağı havada karşı karşıya getiren çatışmaları, belki de bir daha hiç yaşanmayacak, oysa bu gemiler ilhamını oradan alıyor.

Karşı görüş ise şöyle özetlenebilir: Uçak gemilerinin görevini sadece bombardıman olarak görmemek lazım. Hava ve denizde alan hâkimiyeti, yani geniş bir bölgeyi dostun kullanmasını sağlarken düşmanın kullanmasını engelleme konusunda uçak gemileri rakipsizdir.

ucak gemileri 8

Uçak Gemileri Durdurulabilir mi?

Uzmanların ikinci ve daha önemli itirazı ise, uçak gemilerinin vurulabilirliğiyle ilgili. Her ne kadar şimdiye kadar yaşanmamış da olsa, kararlı bir düşmanın bunu denemek için çok fazla motivasyonu var. Irakta 2003-2010 yılları arası toplam 4400 Amerikan askerinin öldüğünü hatırlarsak bir anda 5000 askeri öldürmenin ve 100 kadar uçağı devre dışı bırakmanın askeri ve psikolojik etkisi ortaya çıkar.

Bir uçak gemisini batırmak isteseniz ne yapardınız? Kuramsal olarak mayınlar, denizaltılardan atılan torpidolar, uçaklardan atılan bombalar ve gemi-avcısı füzeler, patlayıcıyla yüklü küçük sürat tekneleri, hepsi de işinizi görebilir. Ama bunlar zaten uçak gemisine en güçlü olduğu açıdan saldırmak demektir. Gerek gemideki gerekse eşliğindeki gemilerdeki ve denizal-tılardaki savunma sistemleri, tam da bu tür tehlikeleri bertaraf etmek üzere tasarlanmıştır ve teknolojik olarak potansiyel düşmanlara göre çok daha ileridedir.

Kendini göstermeden mümkün olduğu kadar yaklaşacak, sonra da yüzeyi yalayarak giden bir Cruise füzesi atacak bir denizaltının daha fazla şansı olabilir. Uçak gemisinin bu füzeyi fark edip durdurması için sadece dakikaları olacaktır.

İranın tatbikat amacıyla uçak gemisi büyüklüğünde dev bir maket üretip, Şubat 2015’te Basra Körfezi’nde buna saldırdığı ve tahrip ettiği biliniyor. İranlı yetkililer, yaptıkları açıklamalarda, muhtemel bir savaşta ABD’nin uçak gemilerini batıracak güçte olduklarını vurguluyor.

Önceki sayfa 1 2 3Sonraki sayfa

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu