En Büyük Askeri Güç Olan Uçak Gemileri’nin Özellikleri
40 yıldır denizlerde hüküm süren Nimitz sınıfı uçak gemileri, 2016’dan itibaren yerlerini Gerald R. Ford sınıfı kuzenlerine bırakacak. Bu çok pahalı ve çok büyük gemileri zamanı geçmiş dinozorlara benzeten kimi uzmanlar ise, bir taraftan alternatif platformların aynı görevleri daha ucuza yapabileceğini, diğer taraftan da kararlı bir düşmanın bu gemileri batırabileceğini iddia ediyor.
Herhangi bir kriz anında ABD başkanının ilk sorduğu sorunun “En yakın uçak gemisi nerede?” olduğunu söylerler. Bu devasa gemilerin 90 uçak taşıyan, günde 200 sorti yaptırabilen, yüzlerce kilometre ötedeki herhangi bir deniz, hava veya kara hedefini vurabilen, hem de uluslarası sularda istediği yere gitme imkânına sahip mobil birer askeri üs olduğu düşünülürse, muhtemelen doğrudur. Çoğu ülkenin toplam hava gücünden daha fazlası, 100.000 tonluk, 25 dönümlük bu yüzen şehirde emrinize amade olsa ve kısa sürede dünyanın herhangi bir köşesine erişebilse, siz de öyle yapmaz mıydınız? Zaten çoğu zaman ufukta görünmeleri bile o kadar büyük bir psikolojik etki yapıyor ki, askeri yöntemleri kullanmadan sorun çözülüyor.
Bu gemiler olağanüstü hareket kabiliyetlerini nükleer reaktörlerine borçlu. Halen denizlerdeki Nimitz sınıfı uçak gemilerinin reaktörlerinin ürettiği güç 194 MW Karşılaştırma için, 2-3 kat daha ağır dev yük gemilerinde kullanılan dünyanın en büyük dizel motorunun 84 MW, bir dizel lokomotifin 2 MW güç ürettiğini belirtelim (1 MW = 1000 kW = 1341 beygir gücü) Eğer nükleer yerine dizel alternatifi kullanılmış olsa, günde 300-400 ton yakıta ihtiyaç duyacak uçak gemisinin, 3 ay sürecek bir görevde, defalarca yakıt ikmali yapması gerekeceği açıktır. Bu da bir çok operasyonel zorluğu beraberinde getirir. Örneğin ikmal gemisi vurulursa savaş geminiz de ortada kalır veya çatışmayı yarıda bırakıp en yakın dost limana gitmesi gerekir. Ayrıca taşınabilecek silah ve cephane miktarı yakıta ayrılan tonaj oranında azalır.
Oysa nükleer güçlü gemiler, tam 25 yıl hiç yakıt ikmali yapmadan gidebiliyor. Zaten ömürlerinin de 50 yıl olduğu düşünülürse, geminin ömrü boyunca sadece bir kere benzinciye (pardon, uranyumcuya) uğraması gerektiği söylenebilir. 30 knot’luk (55 km/s) hızıyla günde 1300 km gidebiliyor. Depoladığı yiyecekler mürettebata 90 gün yetiyor. Günde 1,5 milyon litre deniz suyunu, yine nükleer gücünün verdiği elektrikle arıtıp 5000 kişilik personelinin kullanımına sunuyor. Gemi o kadar büyük ve kalabalık ki kendi posta kodu var!
Gemilerin İşleyişi
Bir deniz subayı uçak gemilerindeki gündelik hayatı şöyle tarif ediyor:
“Bir uçak gemisini anlamak mı istiyorsunuz? San Francisco havaalanını küçültüp bir piste, bir rampaya ve bir kapıya indirgeyelim, hem de çok yoğun bir günde. Uçaklar aynı anda inip kalksın ve iki uçağın kalkışı arasındaki süreyi yarıya indirelim. (Bir uçak kalktıktan 2 dakika sonra aynı pistten başka bir uçak kaldırmak zaten yeterince zor. Bir de süreyi 1 dakikaya indirdiğimizi düşünün.) Pist dalgalar nedeniyle sallanıyor olsun ve kalkan her uçağın o gün geri gelmesini zorunlu tutalım (Havaalanında gönderdiğiniz uçak kalkıp gider, sonrası ise sizi ilgilendirmez. Uçak gemisinde ise gönderdiğiniz her uçak o gün geri geleceği için inişlerini de doğru zamanlamalısınız. Örneğin 1 dakikada bir uçak indirebilirken, havada 20 uçağınız varsa ve hepsinin de 10-15 dakikalık yakıtı kalmışsa işiniz zor!)
Uçakları teknik kapasitelerinin tam sınırında kullanalım, öyle ki bir kaza an meselesi olsun. Sonra yerimiz belirlenmesin diye radarı kapatalım, telsizleri çok sıkı kontrol edelim, uçakların yakıt ikmalini pistte, motorları çalışırken yapalım, havaya bir düşman yerleştirelim, çevreye de bomba ve roketler serpiştirelim. Şimdi tamamını deniz suyu ve petrolle ıslatalım ve bütün personelimizi de, hayatında bir uçağı ilk defa yakından gören 20 yaşındaki gençlerden seçelim. Haa bu arada, kimseyi de öldürmemeye çalışalım.”
Güvertede tek tük bazı kazalar ve yangınlar yaşanmış olsa da, gerçekten bu sistemin sürekli değişen personele rağmen bu kadar güvenilir işlemesi, organizasyon yönetimi konusunda araştırmalara konu oluyor.
Dev asansörlerle hangardan güverteye çıkarılan uçaklar, acil durumlarda 20-30 saniyelik aralıklarla kalkabilir. Menzilleri yaklaşık 300-500 km’dir, ancak havada yakıt ikmaliyle bu değer 1000 km’ye kadar çıkabilir.