Yatırım Yapılacak Meyveler
İçeriğe Ait Başlıklar
Bu Meyvelere Yatırım Yapan Kazanacak
Marta sayılı günler kala, tarım sektöründe özellikle meyvecilik alanında çeşitli yatırım fırsatları ortaya çıkıyor. Ülkemiz, meyve üretimi konusunda avantajlı bir konumda bulunuyor. Dört mevsimi yaşayabilen iklimi ve çeşitli coğrafi bölgeleri sayesinde, geniş bir meyve yelpazesini yetiştirebiliyoruz. Özellikle ceviz, armut, nektarin, kiraz, vişne, üzüm, narenciye, muz, elma, kivi, kayısı ve zeytin gibi meyve türleri, uzmanlar tarafından öneriliyor.
Dünya genelinde tüketilen 150 farklı meyve çeşidinin 90’ı ülkemizde yetişiyor. Yıllık 17 milyon tonu aşan meyve üretimi, dünya üretiminin yüzde 3’ünü karşılıyor. Bu durum, ekonomik olarak da önemli bir değere işaret ediyor ve Türkiye’nin meyve üretimindeki liderliğini vurguluyor.
Ülkemizde meyvecilik yatırımları hızla artıyor. Geleneksel çiftçilik faaliyetlerinin yanı sıra büyük sanayi grupları da bu alana yatırım yapmaktadır. Anadolu Grubu, Öztürk Şirketler Grubu (OPET), Ramsey, Naksan, Bifa gibi firmalar, meyvecilik alanında önemli projelere imza atıyor. Bu kapsamda, dünya ölçeğinde büyük ölçekli plantasyon bahçeleri kurulmaktadır.
Meyve dikimi için en ideal dönem mart ve nisan aylarıdır. Bu nedenle, girişimciler şu dönemde hangi meyve türüne yatırım yapacaklarına karar veriyor ve gelecek dikim sezonuna hazırlık yapıyorlar. Meyvecilik, sürekli artan bir ilgi ve cazibeye sahip olan bir sektördür. Bu yazıda, meyvecilik konusundaki yatırım seçeneklerini ele alarak, kiraz, vişne, nektarin, şeftali, elma, kayısı, üzüm, ceviz, badem, muz, zeytin, kivi, armut, deveci armudu, ayva, erik, siyah incir, Trabzon hurması gibi meyvelerin ticari potansiyeline dikkat çekiyoruz. Bu meyveler, hem üretim hem de satış açısından önemli fırsatlar sunmaktadır.
DEKAR BAŞINA 50-300 TL DESTEK
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, meyvecilik sektörüne önemli destekler sunmaktadır. Bu destekler, meyve çeşidine bağlı olarak değişebilmekle birlikte dekar başına 50 ile 300 TL arasında karşılıksız hibe sağlamaktadır. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı üreticilere, tam veya yarı bodur meyve fidanlarıyla en az 5 dekar; diğer meyve fidanlarıyla ise en az 10 dekar alanda, sertifikalı veya standart meyve fidanı kullanarak yeni bağ ve bahçelerin tesis edilmesi durumunda, alan bazlı hibe desteklemesi yapılmaktadır.
Bakanlık, organik tarım, iyi tarım uygulamaları (ITU), mazot, gübre, toprak analizi, kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi (depolama, ürün işleme paketleme ve ambalajlama, makine-ekipman) programı çerçevesinde yüzde 50 hibe desteği sağlamaktadır. Ayrıca, düşük faizli kredi uygulamalarıyla basınçlı sulama sistemlerine “0” faizli kredi imkanı sunmaktadır. Ar-Ge, tarım sigortası ve tarım danışmanlığı da destek kapsamında bulunmaktadır.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, meyvecilik sektöründeki desteklerin sürekli olarak devam edeceğini belirtmektedir. Özellikle ihracat potansiyeli yüksek, ithal etme ihtiyacımızı azaltabilecek ve farklı endüstri kollarına hammadde sağlayabilecek meyve türlerine odaklandıklarını ifade etmektedir. Bu çerçevede, saha çalışmaları, araştırma enstitüleri, üniversiteler ve sektör temsilcileriyle işbirliği içinde çalışarak, üretim ve kalite artışını hedefleyen projeleri hayata geçirmektedirler.
Meyvecilikte üretimin artırılması, kalitenin yükseltilmesi ve ihracatın artması için havza çalışmalarına da özel önem verilmektedir. Bu çalışmalar, belirli bölgelerde yetiştiriciliğin yaygınlaştırılmasını ve verimliliğin artırılmasını amaçlamaktadır. İç ve dış pazar ihtiyaçlarını dikkate alarak, ekonomik ve ekolojik açıdan en uygun meyve türlerinin yetiştirilmesini hedefleyen bu çalışmalarla, meyvecilik sektörünün sürdürülebilir büyümesi hedeflenmektedir.
100 BİN TON MEYVE SATTI

CEVİZ ÖNE ÇIKIYOR

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Yaşar Akça, ceviz aşığı bir bilim adamı. Zamanının önemli bir kısmını ceviz bahçelerinde geçiriyor. Büyük bahçelere danışmanlık yapıyor. Akça, son dönemlerde Türkiye’nin her yerinde ceviz bahçeleri kurulduğunu, büyük sermaye gruplarının bu alana yöneldiğini vurguluyor. Akça’nın bu işe girecek yatırımcılara önerileri ise şöyle: “Küçük çaplı tica-rt yatırımlara en az 50 dönümle girilmeli. Yoksa para kazanmak zor. Büyük yatırımcılarsa önce dönüm alanda antrenman yapmalı. Orta vadede 500 dönüm, uzun vadede 1.000 dönüme ulaşabilirler. Ancak entegre bir işletme haline gelip markalaşmaları şart. Ölçek ekonomisine göre hareket eden yatırımcı her zaman kazanır. Yatırım doğru yerde ve doğru cinsle yapılmalı. Sıcaklık 40 derecelere çıktığında cevizlerin içi kararabiliyor. Özellikle ilkbaharda geç don olaylarının görüldüğü yerler de uygun değil.”
Prof. Akça, cevizle iki bakanlığın ilgilenmesini hem şans hem de şansızlık olarak değerlendiriyor. Bu durumun bürokrasiyi artırdığını düşünen Akça, “iki bakanlık koordineli hareket etmeli. Hatta Kalkınma Bakanlığı da devreye girip koordinasyonu sağlamalı. Çeşitlere, hangi bölgelerin teşvik edileceğine, desteklere birlikte karar verilmeli. Türkiye’de halen yılda 80 bin ton ceviz üretiliyor. 60 bin ton da ithalat var. En az 25 bin ton da kaçak yollarla giriyor. Ceviz çok değerli bir meyve. Kullanım alanı yaygın. Geleceği parlak. Yatırım yapan kazanır” diyor.
NARENCİYENİN MODASI GEÇMEZ

Akdeniz Yaş Meyve Sebze ihracatçıları Birliği Başkanı ve Kavak Tarım Ürünleri’nin sahibi Ali Kavak, ihracat şansı olan narenciyenin üreticiye her zaman kazandırdığını vurguluyor.
KİRAZIN YILDIZI PARLADI
Kirazda dünya lideri olduğumuzu başta belirtmiştik. Ülkemizde yılda 500 bin tona yakın kiraz üretiliyor. Yıllık ihracat gelirimiz 150 milyon doları aşmış durumda. Kocaeli, Sakarya, Bursa, Bilecik, Kütahya, Ankara, Amasya, Tokat, Manisa, İzmir, Uşak, Afyon, Denizli, İsparta, Konya, Antalya, Karaman, Niğde, Mersin, Adana, Malatya, Elazığ ve Kahramanmaraş’ta kiraz üretilebilir. İhracat şansı yüksek bir ürün.

Yavuz Taner, iyi ürün yetiştiren yatırımcının hiç kaybetmediğini hatırlatıyor ve “Pazar isteklerine göre üretim yapanlar her zaman kazanır” diyor. Babasının izinden giden Kerim Taner ise yeni yatırımcılara şu önerilerde bulunuyor:
“Her işte olduğu gibi yeni yatırımcılar başarı kriterlerini çok iyi analiz etmeli. Başlangıç ölçeğini çok iyi belirlemeli ve öğrene öğrene, tecrübe kazana kazana büyüme planları yapmalı. Ziraat için lokasyon da çok önemli. Tabiatın doğal olarak yatırımınızı destekleyici olması gerek. Seçtiğiniz arazi kaliteli olmalı; verimli ve sürdürülebilir üretimi desteklemeli. Seçtiğiniz çeşitler pazar taleplerini karşılayabilmen. Büyük bütçeli yatırım modellerinde farklı bölgelere orta ölçek yatırımlar, tek yere tüm yatırımı kanalize etmekten daha doğru olabilir. İklim riskini bu şekilde dağıtabilirsiniz.”
ELMA SUYU, ÜRETİMİ ARTIRDI

Bu noktada, Karaman’daki bu atılıma Bifa Bisküvileri’nin sahibi Necati Baba-oğlu’nun bin 500 dönümlük örnek bir bahçeyle öncülük ettiğini belirtelim… Babaoğlu, “Tamamen hobi amaçlı başladığımız elma bahçemiz, adı gibi örnek bir bahçe oldu. Karamanlı hem-şerilerimiz bugün meyvecilikte iddialı hale geldiyse bu bahçenin katkısı büyüktür” diyor.
Karaman Ziraat Odası Başkanı Ercüment Yılmaz, ilde elma üretimi ve üretici sayısı hızlı artsa da bu üründe hala şans olduğunu düşünüyor. Buna gerekçe olarak elma tüketiminin her geçen gün artmasını gösteriyor.
Yine sanılanın aksine elma üretiminde ikinci sırada Denizli var. Bu ile bağlı Çivril ilçesinde yeni elma bahçeleri kuruluyor. Çivril Ziraat Odası Başkanı Mehmet Özkul, elma üretiminde önemli mesafe aldıklarını söylüyor. Çivril’de 60 bin tonluk soğuk hava deposu bulunduğunu hatırlatan Özkul, meyve bahçeleriyle birlikte işleme tesislerinin de hızla arttığını vurguluyor.
NAR’IN PÜF NOKTASI

Kolay tanelenebilen türlerin tercih edilmesi gerektiğini vurguluyorlar. Aksi halde yaptığınız yatırım hüsran olabilir. Ayrıca sofraya mı meyve suyu şirketine mi üretim yapacaksınız ona göre fidan seçimi yapmalısınız. Geçmişte moda olan nara yatırım yapanların önemli bir kısmının bahçelerindeki ağaçları sökmek zorunda kaldığını belirtelim.
Türkiye’nin hemen her bölgesinde nar yetişebiliyor. Ancak her yerde aynı verim alınamıyor. Ticari üretim yapmak ve yüksek verim almak istiyorsanız incir ve zeytinin yetiştiği bölgelerde bu ürünü dikmelisiniz. Nar üreticisi Çukurova, Akdeniz, Ege ve Marmara’nın bir bölümünde daha verimli ürün alabilir.
Bu arada, nar bolluğu meyve suyu üreticilerini de harekete geçirmiş durumda. Nar suyuna hem iç hem de dış ^ piyasadan ciddi talep var.
Aroma Genel Müdürü Mahmut Duruk, nar suyunun dünya genelinde kabul gören bir ürün haline geldiğini hatırlatıyor ve “Sağlık açısından yararlı olduğuna dair bilgiler tüketimi körükledi. Avrupa ve Amerika pazarlarında ciddi fırsatlar var. Üreticilere k ihracat şansı yüksek olan Hicaz ve Amerikan tipi nar dikmelerini öneriyorum” diyor.
KİVİ TÜKETİMİ ARTIYOR

Kivi bahçesi kuracaklar için de ciddi fırsatlar var. Rize’de başlayan üretim, za-manla bu ilin ilçele-rine ve Karadeniz’in diğer bölgelerine de yayıldı. İç talebe bağlı olarak Ege ve Akdeniz kıyılarında da yaygınlaşıyor.
Önemli kivi tedarikçilerinden Kivi-ta’nın sahibi Yılmaz Çoruh, bu ürünü Karadeniz’de çay ve fındığa önemli bir alternatif olarak görüyor. Kivi’nin Türkiye için yükselen bir değer olduğunu düşünen Çoruh, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Halen üretim, tüketimin ancak dörtte birini karşılayabiliyor. Rize’nin ardından Trabzon, Ordu ve Giresun’da bahçeler kuruluyor. Ege ve Akdeniz’de de yeni bahçeler yapılıyor. 5 yıl sonra Türkiye ihracatçı konumuna bile gelebilir.”
Ancak Çoruh’un bu işe gireceklere bir de uyarısı var: “Geçmişte erken hasatlar yapıldı. Umduğu tadı bulamayan tüketici küstü. Erken toplanan meyve acımsı oluyor. İlk defa yiyen de bu meyveden soğuyor. Kendi bacağımıza kurşun sıkmayalım.”
Markalı meyveleriyle tanınan îdeal Tarım, Türkiye’nin ilk kivi markasını Veri-ta ismiyle 1996 yılında piyasaya sunmuştu. ideal Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Birincioğ-lu’nun bu meyveyle ilgili değerlendirmesi şöyle:
“Kivi, çay ve fındığın alternatifi olmaya başladı. Üretim sahaları sürekli genişliyor. Yakın zamanda kivide kendi kendimize yeten bir ülke olacağımızı düşünüyorum. Kivi fidanı 3 yılda meyve vermeye başlar. Fındığı kendin toplarsan kazanırsın. O da kendi çalıştığını yevmiyeye sayarsan. Kivi dönüm başına 4 bin 500 TL kazandırabilir. Ticari olarak satı-labilen tek kivi türü hayvvard. Türkiye’de de bu tip üretiliyor. Kivi üretimine girip de pişman olan yok.”
YERLİ MUZ ÖNE ÇIKTI

Türkiye’nin yıllık muz üretimi 200 bin ton civarında. Toplam tüketimse yaklaşık 400 bin ton. Türkiye muz pazarının hacmi 1.2 milyar TL olarak hesaplanıyor.
Muzda ciddi bir ithalat olduğu için yerli üreticinin şansı yüksek. Ancak Anamur Muz Üreticileri Derneği Başkanı Niyazi Sinanoğlu, “Maliyeti yüksek olduğu için üretim artmıyor. Örtü altı dediğimiz sera yatırımları da yavaş gidiyor. Bu noktada kredi desteğine ve teşviklere ihtiyaç var” diyor.
Alanya Muz Üreticileri Birliği Başkanı Hüseyin Güney ise üreticiyi bilinçlendirmek amacıyla eğitimler düzenlediklerini söylüyor: “Onları muz üreticisi ülkelere götürerek yerinde incelemeler yapıyoruz. Muz ülkemizde sınırlı bir bölgede yetişiyor. Bu yüzden metrekare başına üretimi artırmanın yollarına bakmalıyız.”
DEVECİ ARMUDU

Yetişkin bir santa maria ağacı, yılda 200-300 kilo armut verirken, deveci armudunda bu miktar 350-400 kiloya kadar çıkabiliyor. Bir dönüm araziye 40 deveci armudu dikilebiliyor. Yetişkin bir bahçeden ağaç başına 150 kilodan 6 ton armut alınabiliyor. Ancak deveci armudu her yerde yetişmiyor. Yetişse de belirgin özelliklerini ortaya çıkaramıyor. Bu meyvede en iyi sonuç Samsun ve Bursa ovalarında alınabiliyor. Ekim ayında hasat ediliyor ve 7 ay depolama ömrü olduğu için çok makbul sayılıyor.
KAYISIDA LİDERİZ

Türkiye kayısı üretiminde söz sahibi herkesin bildiği gibi Malatya. Şehir halkı ‘mışmış’ ya da ‘mişmiş’ olarak adlandırdığı bu meyve seyesiııde önemli bir ekonomik güce hükmediyor. Bu sözcük Arapça-da kayısı anlamına geliyor. Kayısı pazarının yıllık büyüklüğü 350 milyon dolar olarak hesaplanıyor.
Malatya’da 35 bin aile bu işten geçimini sağlıyor. İlde 7 milyona yakın kayısı ağacı var. Her yıl buna 100 bin ağaç ekleniyor.
Kayısı ağacı dikecekler için halen fırsat var. Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hasaıı Erkoç, kayısının bir ihracat ürünü olduğunu vurguluyor ve “Hem içeride hem de dış piyasada ilgi gören bir meyve. Üretimin yüzde 20’si iç piyasada tüketiliyor. 300 milyon dolarlık İhracat söz konusu. Yeni ağaçların gelmesi pazarı büyütür” diyor.
KIRMIZISI DAHA CAZİP

Türkiye üzüm piyasasının 3 milyar TL’yi bulduğu tahmin ediliyor. Türkiye bu rakamlarla dünya üzüm üretiminde beşinci sırada yer alıyor. Sofralarımızda artık sadece siyah ve yeşil üzüm görmüyoruz. Koyu mor, açık mor gibi rengarenk türler de sofralarımızı süslüyor. Ülkemizde özellikle sofralık ve kurutmalık türleri yaygın olsa da son dönemlerde kaliteli şarap bağları da hızla artıyor. Bu alanda doğru üzüm seçimi yapılırsa fırsatlar söz konusu. Diren Şarapçılık Yönetim Kurulu Üyesi Erol Diren, şu tavsiyelerde bulunuyor:
“Anadolu’nun her yerinde farklı isimlerle çeşitli kalitelerde üzümler yetişebiliyor. Son dönemde kırmızı üzüm ve kırmızı şarap trendi var. Bazı kırmızı üzüm çeşitlerinin kıymetli şarap verdiğini ve sofralık olarak da değerli olduğunu biliyoruz. Üzüme, bağcılığa girmek isteyenler bunlara dikkat etmeli. Bağ kurmak isteyenler bölge şartlarını göz önünde bulundurup iklime, bölgeye uyumlu, kolay adapte olabilen üzüm çeşitlerini tercih etmeli.Sanayiye yönelik çeşitlere gitmekte fayda var. Sadece sofralık çeşit üretenler satış ve pazarlamada güçlük çekebiliyor. Pazarlama sıkıntısı yaşamamak adına önce şaraplık kırmızı üzümün tercih edilmesi avantajlı olabilir.”
ŞEFTALİ VE NEKTARİN

“İlçemizde ciddi bir elma üretimi var. Türkiye üretiminin yüzde 6’sını karşılıyoruz. Ancak son dönemlerde nektarine yoğunlaştık. Bayramiç Beyazı diye de ismini tescilledik. Diğer bölgelerde yetişenlerden farklı. 11 bin tonluk üretime ulaştık. Halen 6 bin dekarda üretim yapıyoruz. Nektarin karlı bir meyve. Ancak bu işe gireceklere en az 30 dekarla başlamalarını tavsiye ediyoruz. Bir dekar bahçeye 50-65 fidan dikilebilir. Arsa hariç bir dekar bahçenin maliyeti 2 bin 500 TL’yi geçmez. 1 dekardan 3 ton ürün alınabilir. Kilosu 3-4 TL’den satılıyor.”
ZEYTİNDE DOĞRU ÇEŞİT ÖNEMLİ
Deyim yerindeyse Anadolu’nun dağı taşı zeytin ağacı oldu. Çok değil 10 yıl önce 90 milyon civarında olan zeytin ağacı sayısı 180 milyona yaklaştı. Özellikle Mut, Tarsus, Osmaniye, Kilis ve Şanlıurfa’da muazzam bir atak var. Bu bölgeler çok değil önümüzdeki birkaç yıl içinde çok önemli zeytin merkezleri haline gelecek.
Söz konusu bölgelerdeki yeni üretim alanları asıl bu sezon devreye girecek. Bu yıldan itibaren hem yağlık hem de sofralık zeytinde bolluk yaşanabilir.
Peynirleriyle tanınan Kaan Gıda, aynı zamanda önemli bir zeytin üreticisi. Kaan Gıda’nm kurucularından Haşan Kaan, zeytin ağacı dikeceklere şu uyarıyı yapıyor: “Bu saatten sonra ancak sanayi tipi yeşil zeytin dikenler için fırsat olabilir. Tril-ye ve siyah zeytinde doyuma ulaşıldı.”
HER MEVSİM ÇİLEK VAR

Çilek üretiminde Silifke ve Anamur öne çıkıyor. Türkiye çilek üretiminin neredeyse yarısını bu ilçeler karşılıyor. Silifke Çilek Üreticileri Birliği Başkanı Ahmet Özmen, aynı zamanda büyük çilek üreticilerinden biri… Acem Tarım’ın ortaklarından olan Özmen, halen 2 bin dönüm arazide çilek yetiştiriyor. Ahmet Özmen, “Silifke’nin ova köylerinin yüzde 80’i bu işten geçimini sağlıyor. 2004 yılından itibaren üretim arttı ve bütün köyler bu alana yöneldi. Ürettiğimiz çileğin 25 bin tonu ihracata gidiyor. Çilek, üreticisinin yüzünü güldürüyor” diyor.
Tarım Bakanlığının meyvecilik destekleri

■ Mazot desteği: 2003 yılından itibaren üreticilere dekar başına mazot desteği yapılıyor. 2009’da ÇKS’ye (Çiftçi Kayıt Sistemi] kayıtlı üreticilere 2.93, geçen yıl ise 3.25 TL/dekar mazot destekleme ödemesi yapıldı. Bu yılki destekler henüz açıklanmadı.
■ Gübre desteği: Çiftçilere kimyevi gübre desteklemesi, ürün grupları üzerinden yapılıyor. 2009’da ÇKS’ye kayıtlı üreticilere 3.83, geçen yıl ise 4.25 TL/dekar kimyevi gübre destekleme ödemesi yapıldı. Bu yılki destekler henüz açıklanmadı.
■ Organik tarım ve iyi tarım uygulamaları desteklemeleri: 2005’te doğrudan gelir desteğine (DGD] ek olarak, organik tarım üreticilerine dekar başına 3 TL ek destek verildi. Geçen yıl da organik tarım uygulamaları yapan çiftçilere 20, iyi tarım uygulamaları yapanlar ise 15 TL/dekar ödemesi yapıldı. Bu yılki destekler henüz açıklanmadı.
■ İndirimli faizli kredi destekleri (yüzde 25-100 faiz indirimi]: Kırsal kalkınma yatırım destekleri yüzde 50 hibe olarak veriliyor. İşleme, paketleme, ambalajlama, soğuk hava depolan, soğuk taşımacılık gibi yatırımlarda kullanılabiliyor.
■ Sigorta desteği: Tarım üreticilerinin poliçe bedelinin yüzde 50’si bakanlık tarafından karşılanıyor.
ÎDRIZ ÇOKAL









