Akıllı Cihazların Kötü Tarafları

Aleyhte Canıtlar

Akıllı saatler ve bileklikler dijital seçkinler arasında pek moda ama kitlesel pazarla ilgili bazı sıkıntılar var: Çirkinler!

Bu yıl giyilebilir bilgisayarların anaakım ürünler arasına katılması bekleniyor. Ocak ayındaki tüketici elektroniği fuarı Consumer Electronics Show’da (CES) yüzlerce akıllı gözlük, saat, mücevher, fitness bilekliğin yanı sıra Web bağlantılı bir külot bile tanıtıldı. Eğer bu varyeteye aldanırsak haftanın yedi günü içimizden dışımızdan Internet’e bağlanıp kalp ritmimizden uykumuza, attığımız adımlardan seks hayatımıza, diş fırçalayışımıza, maruz kaldığımız morötesi ışın miktarına kadar herşeyimize dair veri dalgaları yayacağız.

Sorun şu: Abartılı tanıtım kampanyaları pazarın yıllarca önünde. Fiyatlama (fazla yüksek), pil ömrü (fazla kısa), yararlılık (fazla sınırlı), görünüm (fazla çirkin) ve mahremiyete (fazla ürkütücü) ilişkin önemli sorular hala cevaplanmamış durumda.

Yaklaşık 3 milyar dolar değerindeki bir piyasada bu yıl 10 milyon giyilebilir cihazın satılacağını (bunu 2013’te satılan 1 milyar akıllı telefonla kıyaslayın bir) tahmin eden Deloitte Consulting’in teknoloji başyöneticisi Bili Briggs, “Tüketicinin Borglaştırılmasından henüz çok uzaktayız” diyor, “Önce yeni kategorilerin ortaya çıkması ve var olan kategorilerin gelişim kaydetmesi gerekiyor.”

Çaktırmadan video kaydedebilen Google Glass artırılmış gerçeklik gözlüklerini giyenlerin bazı restoran, kumarhane, sinema, striptiz kulüpleri ve hastanelere girişi şimdiden yasaklanmış durumda.

Geçen yılın gürültülü kampanyalarla tanıtılan Samsung Galaxy Gear akıllı saati, uygulama yetersizliği, silik tasarımı ve teknolojisi esas olarak aynı ya da daha az fiyata satılan akıllı telefonlara dayanan bir cihaz için 300 dolarlık başlangıç fiyatı nedeniyle eleştirilere maruz kalıyor.

“Bu cihazların birçoğunun akıbeti yeni yılda tutulmak üzere verilen sözlere benzeyecek yani ilk birkaç hafta bolca kullanılıp ilk hevesleri doyurduktan sonra çekmeceyi boylayacaklar” diyor Broadcom’unGEO’su Scott McGregor. Broadcom, giyilebilir teknolojiyi mümkün kılan düşük maliyetli yongalar üretiyor.

Pazarda dedikoduları dolaşan iWatch’u bu yıl piyasaya çıkaracağı konuşulan baş rakibi Apple’dan daha hızlı hareket edebileceğini göstermek isteyen dünyanın en büyük akıllı telefon üreticisi Samsung giyilebilir bilgisayar işine erken atıldı. Galaxy Gear, Blutooth üzerinden bir avuç Android telefonla senkronize olabiliyor ve kullanıcıyı metin mesajları, aramaları ve e-postaları konusunda uyarıyor.

Ne var ki eleştirmenler cihazın bir günlük pil ömrünü ve kemerindeki baş vermiş sivilcelere benzer kamera merceklerini sevmedi. “Görünümü daha iyi olabilirdi,” diye itiraf ediyor Samsung’un küresel mobil cihazlar işine yönelik pazarlama bölümünün başkanı Young-hee Lee. Bileğinden 10 pırıltılı elmasın gömülü olduğu cafcaflı, krem rengi bir Gear sallanan Lee, tüketicileri Samsung’un giyilebilir aletlerine aşık etmekten sorumlu. Lee’nin sorumluluğu bu yıl akıllı gözlükleri de içerebilir.

Samsung’un karşılaştığı ve bu kategorideki her şirketin yaşadığı en büyük zorluk, mühendislik ve tasarım arasında denge kurmak. Bileklik ve gözlükler için cebinizde duran bir akıllı telefondan çok daha önemli bir mesele bu.

Samsung, akıllı telefonunun Lee’nin bileğinde durduğu kadar iyi görünmesini sağlamak için modaevleri ve Swarovski gibi mücevherat şirketleriyle görüşüyor.

“Pebble” adlı genç bir şirket, CES’te “Steel” adlı Rolex tarzı 249 dolarlık bir saat tanıttı; sağlık takip bileziği üreticisi Fitbit ise bu ilkbaharda piyasaya çıkarmayı planladığı “süper şık” bir fitness aksesuvarı üzerinde tasarımcı Tory Burch ile işbirliği yapıyor.

Gear’ı eylül ayından bu yana 1 milyondan biraz fazla satan Samsung bir sonraki amiral gemisi Galaxy telefonunu piyasaya çıkaracağı ilkbahar aylarında yeni versiyon Gear’ı tanıtacak. Yeni Gear, pil ömrü 24 saat gibi manasız bir seviyede kalacak olsa bile daha ince ve daha hafif olacak ve müşterilerin kemerlerini değiştirebilmelerine imkan sağlamak için kamerasını saatin üzerine yerleştirecek.

Cihazın ayrıca hayati bir özellik olarak arama yapıp kabul edebilmesini mümkün kılacak kendine ait bir SİM kartı içermesi de bekleniyor.

Bu çoğu giyilebilir cihazda bulunmayan ve yerleşene kadar daha büyük pazar payı sağlayacak olan bir özellik.

Şimdiye kadar arama yapabilen anaakım tek akıllı saat olan Filip, minik bir SİM kartın gömülü olduğu ve çocukları hedefleyen plastik bir bileklik.

Filip önceden belirlenmiş beş numarayı arayabiliyor. Bu cihaz aslında Norveçli girişimci Sten Kirkbak’in 2009’da küçük oğlunun bir alışveriş merkezinde 30 ürkütücü dakika boyunca kayboluşu sonrasında yarattığı bir GPS izleme cihazı.

Kirkbak, saati sadece çocukları izlemek için değil arama kabul edebilecek ve önceden belirlenmiş beş numarayı arayabilecek şekilde geliştirmiş. AT&T, cihazı kasımda ayda 10 dolarlık ödeme planıyla 199 dolara satmaya başladı.

Filip Technologies’in CEO’su Jonathan Peachey, ayrı ses ve veri bağlantılarını içerebilecek küçüklükte ve giyilebilecek kadar şık bir ürün geliştirmenin iki yıllık bir mühendislik çalışmasını gerektirdiğini söylüyor. Üzerinde çalışılan birkaç sorun: Bilek çevresinde kavislenen bir anten geliştirmek ve aşırı ısınmayacak bir güç modülü bulmak. Mamafih Filip yine de iri ve şişkin.

Accenture’e göre giyilebilir dijital ürünlerin görünüşteki çeşitliliğine karşın satışlar neredeyse bütünüyle fitness monitörlerinden geliyor: Her 10 satıştan dokuzu bu kategoriye ait. Fitbit, Nike ve Jawbone gibi bileklik tarzında ürünlerde hakim bulunan firmalar, ellerinin altında bolca sermaye bulunsa (Fitbit ağustos ayında 43 milyon dolarlık girişim sermayesi topladı) ve bilekliklerinin içine her türden algılayıcıyı tıkıştırmış olsalar dahi bu şirketleri Kickstarter’dan 10 bin dolar toparlamış bir isimsiz şirketin rekabetinden koruyabilecek pek az şey var.

Broadcom’dan McGregor, akıllı telefonlar için malzeme maliyeti yaklaşık 100 dolar veya üzerini bulurken giyilebilir bir dijital ürünün malzeme faturasının işlemci, bağlanabilirlik ve belleği bütünleşik hale getiren yongalar sayesinde artık 10 dolar ya da daha az bir miktara mal olabildiğini söylüyor. “Herhangi bir fikriniz varsa, bir yıldan daha az bir mühendislik çalışmasıyla basit bir prototip üretebilirsiniz. İno-vasyon için bir tür Petri kabı bu.”

Kuşkusuz sırf geliştirilmiş olmaları tüketicilerin bu ürünleri giymek isteyecekleri anlamına gelmiyor.

“Üç aydan sonra insanların sadece yüzde 40’ı bu şeyleri giymeye devam ediyor” diye tahmin ediyor giyilebilir teknolojinin pazara taşınması konusunda çok sayıda girişim sermayecisi ve üreticiye hizmet veren bir teknoloji danışmanı olan Chander Chawla.

IRC analisti Jonathan Gaw da, “Eğer çözdüğünüz şey, telefonumu cebimden çıkarmak zorunda olmamam sorunuysa bunun pazarı ateşleyecek önemde bir kıvılcım olduğundan kuşkuluyum” diyor.

İnsanlar özellikle sağlık takip bilekliklerinin reel yararını ancak cihazlarını her gün takıyorlarsa görebilir. Üreticiler kullanıcılara eğlence ve tiryakilik yatacak sosyal deneyim sağlamak zorunda. Mobil uygulaması sayesinde arkadaşlarınızı izleyip onlarla yarışmanıza imkan veren Fitbit, müşterilerinin arkadaş ekledikçe cihazlarını daha fazla kullandığını keşfetmiş.

Bir başka değer kancası ise para tasarrufu. Fitbit, 2010 başlarından bu yana koruyucu sağlık ve kurumsal sağlık programlarının bir parçası olarak çalışanlarını izlemek isteyen binlerce şirkete yazılım satmış.

Ortalamada çalışanların yüzde 20’si sağlık programlarına katılıyor; programların yürütülmesine katkıda bulunan Amy McDonough, işin içinde Fitbit olduğunda programlara daha fazla çalışanın kaydolduğunu söylüyor.

Petrol devi BP, 2013’te 1 milyon adım yürümeyi kabul eden çalışanlarına bedava Fitbit vermiş. Programa 23 bin çalışan kaydolmuş ve hedefi yakalayan yaklaşık dörtte üçü 500 “sağlık puanı” kazanmış. Yılda bin puan, çalışanların standart sağlık planının yarı fiyatında olan BP’nin HealthPlus Plan’ine hak kazanmalarını sağlamış. BP, sağlık programının sağlık hizmetleri maliyetlerini yüzde 3,5 düşürdüğünü iddia ediyor. McDonough, sonunda bireysel primlerini ayarlamak için Fitbit’i kullanan tüketicilerle doğrudan çalışan sigortacılar göreceğini umuyor.

Olumsuz taraf: Şirketler bilekliklerden elde ettikleri verileri ödülden çok cezalandırma yönünde kullanmaya başlayabilir.

Bakkaliye ürünleri zinciri Safeway’in sendikalı çalışanlara yönelik gönüllü programına katılanlar bir biyometrik izleme testinin belirli safhalarını geçemedikleri takdirde yüklü bir prim ve Kongre’nin övgüyle karşıladığı sağlık giderlerinde indirim cezasıyla karşılaşıyor.

Giyilebilir dijital ürünler konusunda en ciddi sorun onları ilk başta tanımlayan şey: Görünümleri. Fitbit ve Nike+ FuelBand basit plastik bileklik görünümünü seçerken sadece Jawbone Up bir dereceye kadar şıklık kaygısı taşıyor.

Silikon Vadisi’nin mühendislik çevrelerinde başarının hala büyük ölçüde satılan birim sayısı ya da takip cihazlarının adım hesaplama hassasiyeti üzerinden ölçüldüğünü söylüyor danışman Chawla.

Tüketicilere giyilebilir ürünler satma işinin temelinde yatan zevk ve davranışsal içgörülere ise az sayıda üretici odaklanmış durumda.

Bütün gözlerin Apple’ın üzerinde olmasının nedeni de bu. Akıllı telefon ya da tablet pazarlayan ilk şirket olmasa da, diğerlerinin izlediği standartları tasarım duygusu ve cihaz, uygulama ve online hizmetleri bütünleşik hale getirme konusundaki yeteneğiyle Apple kuruyor.

FITBIT FORCE

10 üzerinden 8 Yeterince hoş bir cihaz ama asıl hikaye arkadaşlar arasında kişisel istatistiklerin paylaşımını ve karşılıklı motivasyonu mümkün kılarak fitness’ı sosyalleştirmek. Fiyatı 130 $.

PEBBLE6

Kickstarter başarısı şimdi Rolex tarzı kemeriyle Steel’i sunuyor ama yeni teknoloji eksikliği bu cihazın, Apple ve Samsung’dan çıkacak ürünlerin gerisinde kalmasına neden olabilir. Fotoğraftaki model 249 $.

NIKE+ FUELBAND 7

Pilini bir yandan senkronizasyon tüketiyor diğer yandan sürekli kontrol edilmesi. Şık tasarımı, takip işinden bıktığınızda cihazı sadece bileklik olarak da (muhtemelen bir erkek için) kullanabilmenizi amaçlıyor. Fiyatı 149 $.

IHEALTH7

Bir tutam makul tasarımla renklendirilen glikoz monitörleri ve puls oksimetreleri özel tıbbi ihtiyaçların nasıl izlenebileceğini gösteriyor. 60 dolardan başlıyor.

GOOGLE GLASS 5

Gözlerinizin önündeki optik ekran Matrix’e bağlı kalmanızı sağlıyor. Cihaz sinema salonlarından atılmanıza neden olabilecek bir bütünleşik kameraya sahip. Bakışların üzerinize dikilmesine şaşırmayın. Bin 500 dolar civarında fiyatla satılıyor.

FILIP 8

Çocuklara yönelik olup arama da yapabilen takip cihazı. Biraz fazla iri görünse de ebeveynlerin içini rahatlatacağı kesin. Fiyatı 200 $.

PEBBLE 6

Kickstarter başarısı şimdi Rolex tarzı kemeriyle Steel’i sunuyor ama yeni teknoloji eksikliği bu cihazın Apple ve Samsung’dan çıkacak cihazların gerisinde kalmasına neden olabilir. Fotoğraftaki model 249 $.

META PRO GLASSES 6

Mağaza raflarına bu yaz ulaşan artırılmış gerçeklik gözlüğü havada asılı yansıtılmış görüntüler arasında gezinme imkanı sağlıyor. Ev kullanımına yönelik ilk teknoloji. 3 bin 650 $.

JUNEBY NETATMO6

Güneşin etkisini izleyen havalı bileklik çekici bir şıklığa sahip ancak UV algılayıcıları diğer türden giyilebilir ürünlerde standart hale gelirse pabucu dama atılabilir. Fiyatı 99 $.

CSR AKILLI KOLYE 4

Bluetooth mühendisleriyle bir İngiliz mücevheratçı arasındaki işbirliği kıyafete uyacak şekilde renk değiştiren bir ışık üretti. Hoş görünüyor. Değişikliği sevenler için birebir. Fiyatı belli değil.

PROTEUSO8

FDA onaylı sindirilebilir algılayıcı, ilaç tedavisi ve aktiviteyi izleyen bir dijital geribildirim sisteminin parçası.

SAMSUNG GEAR 6

Bu cüsseli akıllı saat bir Samsung telefonuyla senkronize olup tek seferde bildirimleri gösteriyor. Pili sadece bir gün dayanıyor ama yeni Gear bu ilkbaharda piyasada olacak. Fiyatı 250 dolardan başlıyor.

VOYCE 5

İrice tasma bir hafta boyunca köpeğinizi izleyebilse de ucuz değil. Fiyatı 300 $.

Whistle 7

Köpeğin faaliyetlerini ve uyku istatistiklerini ölçüyor ki sahibinin içi rahat olsun. FitBark gibi rakipler hemen ardından geliyor. Fiyatı 130 $.