Güncel Ekonomi Haberleri

Analistlerden 20 Soruda Altın Yorumları

Altın fiyatlarındaki balon tam inmedi
AFA BORAN

Geçen ağustos ayında Ekonomist dergisine verdiği değerlendirmede, altın fiyatlarındaki balondan bahseden ve ilk etapta 1400 dolar/ons sonrasında ise 1.200 dolar/ons seviyelerini hedef olarak gösteren ünlü fon yöneticisi Afa Boran’la konuştuk. Afa Boran son durumda şu mesajları verdi:

■ Altında yaşanan düşüşü Güney Kıbrıs’ın altın rezervlerini satması ve bunun zincir etkisi yapması olarak açıklamak çok da doğru değil. Altın, bir yatırım aracından öte spekülatif paranın değerini koruma aracı.

2008 krizi sonrası MB’lerin para basmasıyla bol likidite ve düşük faiz ortamı oluştu. Bu ortamda bollaşan para, arzı sınırlı varlıklara kaydı. Altın, bu süreçte olması gerekenden çok daha fazla değerlendi.

■ Altın 1900 dolar/ons zirve seviyelerindeyken hesaplarımıza göre uzun vadede olması gereken seviyeye kıyasla yaklaşık yüzde 50 civarında primliydi. Geçen ağustos ayında da bu balonun sönebileceğini söylemiştik. Son dönemde yaşanan düşüşlerle bu şişkinlik biraz inmiş olmakla birlikte primli hali hala devam ediyor.

■ Kısa vadede (1-2 yıl daha) parasal genişlemeyle birlikte düşük faiz ortamı devam edebilir. Ancak büyük fon yöneticileri 2008 krizi sonrasındaki parasal genişleme sürecinde ‘Ne alırız’ sorusunu, bundan sonra ‘Ne yapmalıyız’ şeklinde sorgulamaya başladı. Çünkü bu kadar parasal genişlemenin artık kontrol altına alanması gerekeceği dönemin yaklaştığının farkındalar. ‘Ne Yapmalıyız’ sorusuna ise para arzının kısılmasıyla oluşabilecek enflasyonist ortamdan etkilenmeyecek şirketlere yatırım yapma şeklinde yanıt buluyorlar.

Fiyatı son 12 yıldır yükselerek ‘güvenli liman’ özelliğinin hakkını veren altında ‘Lale Devri’nin sonuna gelindi. Geçen hafta iki günde yüzde 10’un üzerinde gerileyerek Mart 2011’den bu yana en düşük fiyatlarına çekilen altın, artan taleple biraz toparlansa da, ‘altın balonu’nun söndüğü yorumları ağırlık kazanıyor. Sarı metalin ışıltısının her zaman parlayacağını düşünen sadık yatırımcıların kafasında ise belki de ilk kez bu kadar büyük soru işaretleri var. Yerli ve yabancı analistler, yatırımcılar ve piyasa oyuncularının görüşlerini alarak, akıllardaki tüm soruları en basit ve açık haline indirgeyerek yanıtlarını aramaya çalıştık. Son haftalarda piyasaları kasıp kavuran altında en çok merak edilen

20 soru ve yanıtını sunuyoruz…

1- Altının düşüşüne yol açan konjonktürel nedenler neler?

Altın son bir haftada 1983 yılından bu yana en büyük ayı piyasası düşüşünü yaşadı. Sonrasında ise yatırımcıların aşağı fiyatlardan altın alma eğilimiyle, biraz olsun toparlandı. Altında uzun dönemli boğa piyasasının sonuna gelinmesinde etkili olan üç ana faktör oldu. Bunların başanda ETF (Exchange traded fonları) likiditesinin satışlarla artışı ve COMEX’teki (vadeli altın kontradan) fiziksel altın satışları geliyor.

Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) altın satışı yapacağı yönündeki spekülasyonların yanı sıra ABD Merkez Bankası’nın (FED) parasal genişlemeyi tahminlerden önce sonlandıracağı yönündeki endişeler düşüş konjonktürünü oluşturan başlıca faktörler olarak dikkat çekti.

2- Altında son iki haftadır yaşanan büyük düşüşün geçmiş dönemlerdeki büyük düşüşlerle benzer ve ayrışan yönleri nedir?

Analistlerin işaret ettiği üç dönem var:1980 altın, 1999 Nasdaq ve 1987 Dow Jones çöküşleri. İlk ikisinde altın ve Nasdaq iki ay içinde yüzde 100’e yakın prim yapıyor, sonrasında benzer bir sürede çöküyor. Dow Jones düşüşünde ise ani bir çöküş var, ancak boğa piyasası bitmiyor, sadece sekteye uğruyor.

“Şu anda yaşanan örnek Dow çöküşüne daha paralel” diyen Iş Yatırım Uluslararası Piyasalar Genel Müdür Yardımcısı Şant Manukyan, “Elbette altının iki günde bu derece sert düşmesi çok önemli bir gelişme, ancak altın 2011 zirvesinden yüzde 29 geride seyrederken bakır gibi endüstriyel bir emtia da yüzde 30 düşmüş durumda. Olan biteni sadece altın özelinde düşünmek hatalı olur” değerlendirmesini yapıyor.

3- Makro göstergeler, altında son dönemde yaşanan sert düşüşleri destekliyor mu?

Altın son bir haftada yüzde 10’un üzerindeki sert düşüşlere sahne oldu. Makro ekonomik veriler sert düşüşü desteklemese de son dönemde küresel ekonomilere duyulan güven arttı. Bu da altına güvenli liman olarak bakan yatırımcı sayısının azalmasına yol açtı. En büyük altın alıcısı Hindistan ve Çin olmak üzere gelişen ülkelerde, çeşitli kaygılar nedeniyle altına olan talep düştü. Bu gelişmeler, fiziksel talebin zayıf seyretmesine neden oluyor.

Garanti Yatırım Stratejisti Tufan Cömert, kısa vadede altın fiyatında görülen aşırı sert düşüşe net bir anlam yüklemenin güç olduğunu söylüyor. “Bu faktörler bir günde görülen şeyler değiller” diyen Cömert, ilginç şekilde COMEX’teki (vadeli altın kontratı) fiziksel altın satışlarının, EFT (exchangetraded fonları) stoklarının düşüşten kat be kat hızlı olduğuna dikkat çekiyor. Cömert’e göre öncelikle spekülatörlerden kaynaklanan bir satış yaşanıyor.

4- Altın fiyatlarına kısa ve uzun vadeli beklentiler nasıl?

Şant Manukyan, altında kısa vadede 1.270 dolar/ons seviyesinin görülmesini olası görüyor. Manukyan’a göre yukarı bir hareketten bahsedebilmek için 1.430 dolar seviyesinin aşılması gerek. Manukyan, FED’in likidite musluğunu istihdamda yaşanacak gelişmelere bağlı olarak kısacağını açıklamasını hatırlatarak, “Hızlı bir toparlanma altın satışlarının sürmesine ve 1.100 dolara kadar gerilemesine neden olabilir” sözleriyle kötümser bir tablo çiziyor. Manukyan’ın işaret ettiği seviyeler ise 1.430 – 1.270 veya 1.430-1.530 dolar aralıkları.

Kısa vadede altın fiyatında görece iyimser olan Tufan Cömert ise global likidite genişlemesinin devamı, Avrupa ekonomisinin hala riskler açık olması ve Kuzey Kore gibi risk faktörlerinin etkisiyle bir süre altın fiyatlarında yeniden yukarı yönlü bir seyir izlenebileceğini düşündürüyor.

5- Büyük yatırımcılar içinde altın ile ilgili iyi senaryo beklentisi olan var mı, argümanlan nedir?

Altın fiyatlarında iyimser analizlerin temeli, küresel ekonomide devam eden gerginlik ve zayıflıklara dayanıyor. Küresel likidite genişlemenin devam etmesi (son olarak Japonya Merkez Bankası da parasal genişlemeye gideceğini açıklamıştı), Avrupa ekonomisinde devam eden riskler (Güney Kıbrıs’tan sonra domino etkisinin görüldüğü son ülke Slovenya oldu) ve Kuzey Kore’nin nükleer programı konusundaki gerginlik, altın fiyatlarında yukarı yönü işaret ediyor. Ancak yine de küresel ekonomide çok ciddi bir sarsıntı olmadıkça altının bir önceki yıllara benzer çift haneli bir yükseliş sergilemesi güç olabilir.

Ünlü yatırımcılardan Euro Pacific Capital’in CEO’su Peter Schiff de, borç krizindeki gelişmiş piyasalara olan bağımlılıklarını azaltan gelişen ülke merkez bankalarının, altın satın alarak fiyatların yükselebileceğini savunuyor.

6- Bu seviyelerden sonra ciddi bir düzeltme hareketi gelir nü? Bu ne kadar gerçekçi?

Finansinvest Yatırım Danışmanlığı Birim Yöneticisi Serdar Pazı, geçen haftaki iki günlük büyük satışın teknik anlamda düzeltmesinin olduğunu ifade ediyor. Ancak orta vadeli görünümün bozulması ve yatırım bankalarının yıl sonu tahminlerini aşağı revize etmeleri, yukarı yönde kalıcı fiyat hareketlerinin önünde engel olacak. Ak Yatırım Ekonomik Araştırma-lar Birimi Yöneticisi Şahin Zuluğ, raporunda altın fiyatının son günlerde hızlı düşmekte birlikte, küresel likidite bolluğunun özellikle Japonya kaynaklı olarak artmaya devam edecek olması nedeniyle, altın fiyatlarının bir seviyeden destek bulmasını beklediğini açıklıyor,

7- Altın için önümüzdeki iki yıl için ciddi bir düşüş öngören büyük yatırım şirketlerinin öngörüleri nedir?

Altında düşüş öngören uluslararası yatınm bankalarından Goldman Sachs, bir süre önce fiyat tahminlerini geriye çekti. Altın piyasası için karamsar görüş bildiren Sachs, öngörüsünü 1.550 dolara indirdi. Credit Suisse Group AG de 21 Şubat tarihli raporunda, altının bu yıl ekonomik verilerin iyileşmesi, hisse senetlerinin değer kazanması ve bazı FED yöneticilerinin teşvik programının daha esnek olması gerektiğini savunmaları nedeniyle yüzde 5 düştüğünü açıklamıştı. EFT’lerdeki altın varlıkları, Ocak 2011 ’den bu yana en hızlı aylık düşüşünü gerçekleştirdi.

ABD’li yatırım bankası Morgan Stanley da geçen hafta yayınladığı raporunda, altın tahminlerini düşürenlerden. 2013 sonu için önceki tahminlerinin yüzde 16 altına, yani onsu 1.487 dolara, 2014 sonu için ise yüzde 15 düşüşle 1.563 dolara indirdi. Rapora göre Euro Bölgesi’nde devam eden kriz ve Kore yarımadasında devam eden siyasi gerilimler, yatırımcıların bu tür güvenli limanlara talebinin azalmasının önemli etkenleri.

8- Bugün altın alış ve satışı göz önünde bulundurulduğunda, hangi ülke ya da fonlar satıcı, hangi ülke ya da fonlar alıcı konumunda?

Yaşanan sert satışlardan sonra altın için beklentiler giderek kötüleşirken, altın fonlarından bu yıl yaşanan çıkış, 2012 yılında yaşanan girişin yüzde 80’ine yaklaştı. Çin’den gelen veriler de ülkeden gelecek altın talebinin azalacağı beklentisini doğurdu. Çin’de yüzde 8 olarak beklenen ilk çeyrek büyüme rakamının yüzde 7.7 gelmesi, yavaşlamaya işaret olarak görüldü. Çin küresel sanayi metallerinin yüzde 40’ını alıyor. Büyümedeki yavaşlama, talebin düşebileceğine işaret olarak değerlendirildi.

9- Fiyatlardaki düşüş yalnızca altında mı, yoksa diğer emtialar da mı düşüyor?

Fiyatlardaki düşüş yalnızca altında değil, diğer emtia ürünleri de, bu kez altındaki algının tersine, düşük küresel büyüme verilerinden dolayı düşüyor. Öyle ki, Uluslararası Para Fonu (IMF), Euro Bölgesi risklerine işaret ederek, 2013 için küresel büyüme tahminlerini yüzde 3 5’ten 3.3’e düşürdü. Diğer emtialardan bakır, Ekim 2011’den bu yana en düşük seviyesine gerilerken, Brent ham petrolün fiyatı 97 dolar ile son dokuz ayın en düşük seviyesine geriledi.

Altın, temettü vermediğinden fi-yatlanması zor bir varlık.

Yatırımcısına nakit sağlamadığından yatırımcı psikolojisinden çabuk etkilenmesine yol açıyor. Altındaki düşüşü açıklayan tüm bu argümanlar, bu miktardaki bir satışı açıklayacak kuvvette değil.

10- TCMB’nin altın rezervi ne 9. %W kadardır, yastık altında ne kadar altın olduğu tahmin ediliyor?

Türkiye’deki yastık altı altın miktarının 5 bin ton, parasal değeriyle yaklaşık 270 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Merkez Bankası’nın ise 5 Nisan itibariyle rezervlerinde yaklaşık 21 milyar dolar altın bulunuyor. Altının onsu Nisan ayına 1.600 dolar seviyesinden başlarken, fiyatlar 1.348 dolara kadar gerilerken, hafta sonunda 1.360 seviyelerinin üzerinden işlem gördü. Gelinen seviyeler, Merkez Bankası’nın rezervlerini 3 milyar dolar eritti.

Merkez Bankası, uluslararası rezervlerini çeşitlendinnek ve yükseltmek amacıyla Ekim 2011’de alınan kararla, bankalara zorunlu karşılıklarının yüzde 10’una kadar bölümünü altın olarak tutma imkanı tanımıştı.

Bu sayede Merkez Bankası’nın altın rezervlerini artırmasının yanı sıra bankaların da iç ve dış piyasalardan altın alarak zorunlu karşılıklarını karşılayarak, TL likiditesini güçlendirmiş olması amaçlanıyordu. Bankaların altın toplama faaliyetlerindeki ivmenin nedenlerinden biri bu olmuştu.

11- Son yıllarda bankaların açtığı altın mevduat hesaplan ne ka darlık büyüklüğe ulaştı?

Altın mevduat hesapları Şubat sonu rakamlarıyla son iki yılda yüzde 546 artışla,2011 yılında 3-1 milyar TL’den 20 milyar TL’nin üzerine yükseldi. Aynı dönemde fiyatlar ise yüzde 25 artış gösterdi.

12- Fonlar ve BES yatırımcıları » kapsamında ne kadarlık bir kitle bugün altına yatırım yapıyor?

Son yıllarda altında yaşanan yüksek getiriler, bu alanda ürün çeşitliliğini de beraberinde getirdi. Finans kuruluşları altına dayalı fonlar çıkardı. 2012 yılına kadar yatırımcılar bu fonlarda da yüksek getiriler elde etti. Ancak 2012’de negatif getiriler söz konusu oldu. 2013’te de olumsuz tablo devam ediyor.

Türkiye fon pazarına bakıldığında altın fonların büyüklüğü 2 yıl önce 632 milyon TL iken, son verilere göre yüzde 8’lik bir artışla 688.5 milyon TL’ye çıktığı görülüyor. Bunun yanında fonlardaki katılımcı sayısına son bir yılın ortalamasına göre bakıldığında 67 bin 600 kişi varken, bu sayı son altı ayın ortalamasında 64 bin kişiye düşmüş. Son üç ayın ortalaması ise 63 bin kişi. Yani altın piyasasında yaşanan olumsuz eğilim, emtiaya dayalı fonlarda yatırımcı sayısında düşüşü beraberinde getirdi. Altın fonlarının rating’lerini, fon büyüklüğünü ve katılım sayılarını sayfa 83’te Fonmetre’de bulabilirsiniz.

13- Altına yatırımda hangi yöntem tercih edilmeli? Fiziki altın ile fon ve mevduat hesaplan arasındaki risk farklan neler?

Yatırım fonları, tuttukları altınları, yasal yükümlülükleri nedeniyle TL cinsinden değerlendirmek zorundalar. Bu yüzden altın fonu yatırımcıları, altının kendi fiyatındaki dalgalanmalara ek olarak dolar/TL kurundaki dalgalanmaya da açık. Yani hem altın fiyatının hem de dolar/TL kurunun yukarı gitmesi durumunda altın fonu yatırımcılarının kâr etmesi mümkün.

İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Alaattin Kameroğlu, fiyatların düşmesiyle artan talep nedeniyle altın verip yüklü mal bastıranların fiyatları yükselttiğini belirterek, bazı kuyumcuların ellerindeki altına işçilik fiyatı da eklediği, talepten dolayı fiyatların da arttığı uyarısında bulunuyor. “Yalnızca Cumhuriyet altını ile çeyrek altın almasınlar, Darphane’nin diğer ürünlerinden 22 ayar tel bilezik, ya da gram altın almalarını öneriyorum” diyen Kameroğlu, Darphane Genel Miidürlüğü’nden aldığı bilgiye göre piyasadaki altın arzını artıracaklarını ifade ediyor.

14- Altına yatırımda riskler nasıl en aza indirilir?

Altın fiyatlarındaki sert düşüşün risk yönetiminin (hedging) önemini bir kez daha ortaya koyduğunu belirten ALB Menkul Genel Müdürü Metin Aytekin, “Firmalar risk yönetimi yapsalardı hem Türkiye hem şirketler kazanacaktı” diyor. Altında son bir hafta içerisinde yaşanan yüzde 13 değer kaybı ile birlikte birçok kuyumcunun zor duruma girmesi, risk yönetiminin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi.

15- Halen portföylerinde gramı yaklaşık 95-100 liradan aldıklan altını bulunduranlar için bu seviyeler ortalama düşürmek için uygun mu, yoksa biraz daha düşüş olduktan sonra mı bu yapılmalı?

Son iki yılın dip seviyesine bu kadar kısa süre içinde gelinmesinin önceki kâr satışları ile farklılık arz ettiğini söyleyen Finansinvest’ten Serdar Pazı, uzun yıllardır devam eden yükseliş trendinin kırılmasının etkilerinin de aynı ölçüde büyük olacağını öngörüyor. Yapılan değerlendirmelere bakıldığında sert satışların ardından tepki alımları gelebilir. Ancak 1-2 aylık sürede 1.300 dolar/ons seviyelerinin altına da gelebiliriz.

16- Altın düşerken, bu emtiaya doğrudan etki eden ve etkilenen dolar kuru ile ilgili beklentiler nasıl şekilleniyor?

Altının TL bazlı seyrinde belirleyici faktörlerden biri de dolar üzerinden fiyatlandığından dolar/TL’nin seyri. TL’nin dolar karşısında değer kaybettiği, yani dövizin yükseldiği dönemlerde altın, TL’nin değer kaybına karşı bir korunma aracı olabilir. ABD dolarının altından bağımsız olarak Euro Bölgesi, Japonya’nın ekonomik ve siyasi karışıklıkları gibi nedenlerle orta vadede değer kazanması bekleniyor.

17- Altının bundan sonraki olası düşüş ve yükselişleri için hangi parametreleri takip etmeli?

Çin ve ABD’den imalat sanayi ve büyüme verileri yakından izlenmeli. Ayrıca ABD’den işsizlik ve tarımdışı istihdam verileri de altın fiyatlarında etkili oluyor. Ayrıca reel faizler de uzun vadeli eğilim için altın yatırımcılarının izlemesi gereken önemli göstergelerden.

18- Bugüne kadar altın yatırımına sıcak bakmayanlar için altın alma zamanı geldi mi?

Son dönemdeki ciddi gerilemeler, küresel ekonomide azalan kaygılarla ilişkilendirildi. Ancak “işler iyiye gidiyor, artık altının güvenli liman özelliği kalmadı, altın tutmanın eski anlamı yok” demek doğru değil. Çünkü eğer veriler ciddi bir toparlanmaya işaret etseydi, endüstriyel emtialara talep arttığından, fiyatlar gerilemezdi. Bakırın fiyatına bakıldığında 2011 seviyelerinin yüzde 30 altında bulunuyor.

Dolayısıyla altında fiyatların bu oranda gerileyişi, yüklü bir yatırım için hala risk unsurlarını ortadan kaldırmıyor. Ancak portföyünde hiç altın bulundumıayanlar, bir miktar alabilir. Ama analistler, örneğin portföyünde yüzde 20-30 altın bulunduran bir yatırımcının bu oranı yüzde 35’e çıkarmasını tavsiye etmiyor. Küresel ekonomide ciddi bir kötüleşme, fiyatları önemli ölçüde yukarı taşıyabilir; ki buna dair göstergeler belirgin değil.

19- En büyük altın rezervi olan merkez bankaları hangileri ve bu durum, son düşüşle nasıl açıklanıyor?

Dünya Altın Konseyi raporuna göre, merkez bankaları 2009 yılından bu yana altın alıyor. Gelişmiş ekonomilerdeki büyümenin sekteye uğraması ile başta dolar olmak üzere kağıt paralara karşı oluşan güvensizlik nedeniyle güvenli limanlara doğru portföy çeşitlendirmesine gidilmek isteğinden merkez bankaları da nasiplendi.

Özellikle sermaye çıkışlarına maruz kalması durumunda sorun yaşayabilecek, kısa vadeli sermaye hareketlerinin yoğun yaşandığı Türkiye gibi ülkeler bu süreçte rezervlerinin bir kısmını altın cinsinden tutmaya başladılar. Merkez bankalarının altın alimini etkileyen ana belirleyici fiyat değil, belirsizlik ortamında risk yönetimi ve rezerv çeşitlendirmesi.

20- Merkez bankalarının elinde ne kadar altın var?

Toplam 31 bin 694 tonluk rezervle merkez bankaları dünyada üretilen altının yüzde 19’unu ellerinde tutuyor. Ellerindeki yüksek miktardaki altın nedeniyle bankalar fiyatlardaki düşüşten en çok etkilenen kurumlar oldu. Dünya Altın Konseyi, 13 Mart’ta yayınladığı raporda resmi varlıkların 2012 yılında 12 trilyon dolardan daha fazla arttığını ve altın ve dolar hariç dövizin payının 2008’den bu yana üçe katlandığını kaydetti.

Merkez bankalan, Konsey’in Şubat ayında yaptığı açıklamaya göre ise 2012 yılında 534.6 ton altını rezervlerine ekledi. Bu miktar, 1964‘ten bu yana en yüksek tutarı işaret ediyor.

Altınlarının yüzde 55’ini sattı
GEORGESOROS

Açıklamalarıyla petrolün varil fiyatını 140 dolara kadar ulaşmasını sağlamasıyla ünlenen bir yatırımcı, aynı zamanda spekülatör. “Balon gördüğümde, yatırırım” sözüyle hatırlanan Soros, uzun zamandır long pozisyonda olduğu altın pozisyonlarını 2012 sonunda yüzde 55 oranında sattı. 12 yıllık boğa piyasasından en çok kâr edenlerden biri olarak gösterilirken, başta Euro krizine işaret ederek “Alttnın artık güvenli liman özelliği kalmadı” dedi. Soros, altının kısa dönemli dalgalanmalarına işaret ederek, uzun dönemli bir trendden bahsedilmeyeceğini düşünüyor.

1.200 dolardan alıma geçecek
jim rogers

“Emtia gurusu” olarak da bilinen Jim Rogers da “Altının onsu 1.200 dolara düşerse yeniden almayı düşünürüm” diyerek altında düşüşün sürebileceğini öngörenlerden. Global ekonomide çok ciddi bir sarsıntı olmadıkça altının bu yıl içinde önceki yıllara benzer çift haneli bir yükseliş sergilemesi zor görünüyor. Altın için en kötü senaryo, kuşkusuz FED’in parasal genişlemeden vazgeçip faiz artırmaya başlaması olacak. Görünen o ki, henüz bunun için 2015 sonuna kadar vakit var, ancak FED’in böyle bir eğilimi belli etmesi bile piyasada bir deprem etkisi yaratabilir.

Kıvanç Özvardar / Ekonomist Dergisi

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu