Güncel Ekonomi Haberleri

Ekonomi yedi çeyrektir kesintisiz büyüyor

Türkiye ekonomisi 2018 ikinci çeyreğinde yüzde 5.2, yılın ilk altı ayında ise yüzde 6.2 büyüdü. İç talep, ihracat ve yatırımlar büyüme performansında etkili oldu. Ekonomistler 2018 genelinde yüzde 3.5-4 bandında büyüme bekliyor…

TÜRKİYE İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 5.2, yılın ilk altı ayında ise yüzde 6.2 büyüme performansı yakaladı. Büyüme hızı önceki çeyreklere göre ivme kaybetse de, bu performansıyla Türkiye ekonomisi Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri arasında ilk sıraya yerleşti. TÜİK, birinci çeyrek büyüme hızını yüzde 7.4’ten yüzde 7.3’e revize etti. Tüketim ve yatırımdaki ılımlı yavaşlamaya rağmen, Türkiye ekonomisinin yüzde 5.2’lik büyüme performansında vatandaşm ve kamunun nihai tüketim harcamaları ve ihracat öne çıktı. Yatırımların büyümeye katkısı azalarak da olsa sürdü. Tarım sektörü yüzde 1.5 daralarak büyümeye olumsuz katkı yaptı.

Büyüme hızında ikinci çeyrekte beklenen yavaşlamanın ılımlı kaldığına dikkat çeken ekonomistler, gelecek döneme ilişkin öncü göstergelerin baz etkisinin de katkısıyla büyüme hızında daha sert bir yavaşlamaya işaret ettiğini vurguluyor. Yılın ikinci çeyreğinde net ihracatın büyümeye katkısının artıya döndüğüne işaret eden ekonomistler, 2018 üçüncü ve dördüncü çeyreği ile 2019 büyüme kompozisyonunda net ihracat katkısının belirleyici rol üstleneceğinin altını çiziyor.

2018 üçüncü çeyrekte yüzde 3 bandında büyüme beklentisini dile getiren ekonomistler, 2018’in yüzde 3.5-4 bandında büyüme ile kapatılacağı görüşünde.

BÜYÜME VERİLERİ GÜNCELLENDİ

TÜİK, bu yılın ikinci çeyreğine (ni-san-haziran) ilişkin gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) sonuçlarını açıkladı. Buna göre, GSYH tahmini, zincirlenmiş hacim endeksi olarak, bu yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5.2 arttı. Beklentilere paralel büyüyen Türkiye ekonomisi, 2016’da darbe girişiminin olduğu üçüncü çeyrekteki gerilemesinin ardından yedi çeyrek üst üste büyüme başarısı gösterdi. Üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH tahmini, bu yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 20.4 artışla 884 milyar TL’yi aştı. GSYH zincirlenmiş hacim endeksi takvim etkisinden arındırılmış verilerle bu yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5.5, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilerle bir önceki çeyreğe yüzde 0.9 arttı.

TÜİK 2017 yılının tüm çeyrekleri ve 2018 yılı birinci çeyrek verilerinde güncellemeye gitti. Buna göre TÜİK, 2018 yılı birinci çeyrekte ise daha önce yüzde 7.4 olarak açıkladığı büyüme hızını yüzde 7.3’e revize etti. Zincirleme hacim endeksi olarak 2017’nin birinci ve ikinci çeyreklerinde daha önce yüzde 5.4 olarak açıklanan büyüme hızı yüzde 5.4’ten yüzde 5.3’e çekilirken, daha önce yüzde 11.3 olarak duyurulan üçüncü çeyrek verisi yüzde 11.5’e yükseldi. 2017 son çeyreğinde yapılan revizyon ise oransal bir değişim olarak yansımadı.

Bu arada yıllık bilançolara ve gelir tablolarına dayalı olarak üretim yöntemine göre hesaplanan bağımsız yıllık GSYH, zincirlenmiş hacim endeksiyle 2017’de bir önceki yıla göre yüzde 7.4 arttı. Kişi başına GSYH 2017 yılında cari fiyatlarla 38 bin 680 TL, ABD doları cinsinden 10 bin 602 dolar olarak rcvize edildi.

BÜYÜMENİN KAYNAĞI İÇ TALEP

Bir önceki çeyreğe göre yavaşlamanın dikkat çektiği hane halkları ve hane halkına hizmet eden kar amacı olmayan kuruluşların nihai tüketim harcamaları ile devletin artan tüketim harcamaları büyümeye katkı yaptı. Zincirleme hacim endeksi olarak vatandaşın nihai tüketim harcamaları yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6.3 artarken, devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 7.2 artış gösterdi. Revize verilerle bu yılın birinci çeyreğinde vatandaşın nihai tüketim harcamaları yüzde 9.3, devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 4.9 artmıştı. Kamu ve özel sektör yatırımlarından oluşan gayrisafi sabit sermaye oluşumu da bir önceki çeyreğe göre hız kaybetse de ikinci çeyrekte artış gösterdi.

Birinci çeyrekte yüzde 7.9 katma değer artışıyla dikkat çeken yatırımlar, bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 3.9 büyüdü. Vatandaşın yaptığı nihai tüketim harcamalarının büyümeye katkısı 3.8 puan, devletin harcamalarının katkısı 0.96 puan, toplam yatırımların katkısı 1.21 puan oldu. Zincirleme hacim endeksi olarak mil ve hizmet ihracatı yüzde 4.5, ithalatı yüzde 0.3 arttı. Yılın ikinci çeyreğinde net ihracat büyümeye 0.96 puan ile pozitif katkı sağladı.

MAKİNE YATIRIMI YÜZDE 0.6 ARTTI

Yatırım harcamalarının detaylarına baktığımızda zincirlenmiş hacim endeksi olarak inşaat yatırımları bu yılın birinci çeyreğindeki yüzde 10.5’lik artışın ardından ikinci çeyrekte yüzde 6.6 arttı. Birinci çeyrekte yüzde 6.4 artan makine ve teçhizat yatırımları ise ikinci çeyrekte yüzde 0.6 artış gösterdi.

Cari fiyatlarla, ikinci çeyrekte vatandaşın tüketiminde dayanıklı mallarda yüzde 14.9’luk artış yaşanırken, yarı dayanıklı tüketim mallarına yapılan harcama yöiz-de 22.8 arttı. İkinci çeyrekte vatandaş dayanıklı tüketim mallarına 54.1 milyar TL, yarı dayanıklı tüketim mallarına 61.6 milyar TL harcadı. Dayanıksız tüketim mallarına yapılan harcamalar yüzde 25.3 artışla 190.5 milyar TL, hizmetlere yönelik harcamalar ise yüzde 14’lük artışla 212.4 milyar TL düzeyinde gerçekleşti.

GSYIT’yi oluşturan faaliyetler incelen diğinde bu yılın ikinci çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla zincirlenmiş hacim endeksi olarak tarım sektörünün katma değeri yüzde 1.5 azalırken, sanayi sektörünün yüzde 4.3, inşaat sektörünün ise yüzde 0.8 arttı. Ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinin toplamından oluşan hizmetler sektörünün katma değerinde yüzde 8 artış yaşandı.

Gelir yöntemiyle GSYH bileşenlerinin gayrisafi katma değer içerisindeki payları değerlendirildiğinde, ikinci çeyrekte iş gücü ödemeleri ikinci çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19.4 artarken, net işletme artığı/karma gelir de yüzde 19.4 yükseldi.

DENGELENME SÜRECİ

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, ikinci çeyrekte büyümenin, tüketim ve yatırımdaki ılımlı yavaşlamaya rağmen iç talep kaynaklı olmaya devam ettiğini söyledi. Güçlü ihracat ve turizm gelirlerindeki yüksek performansın net dış talebin büyümeye pozitif katkı vermesini sağladığını belirten Albayrak, “Bu durum, ekonomi politikalarımızdaki temel hedeflerimizin başında gelen, ekonominin dengelenme sürecinin başladığını gösteriyor. Aynı şekilde büyümede temel hedef olan ihracata dayalı büyüme istikametinde ilerlendiğini de ortaya koydu” dedi.

Albayrak, yapısal reformlarla desteklenen maliye politikasındaki sıkı duruş ve makroekonomik dengelenme politikasının büyümeyi orta vadede daha sağlıklı bir patikaya getireceğini kaydetti.

CARİ AÇIK 1.75 MİLYAR DOLAR

Geçen haftanın önemli verilerinden biri de ödemeler dengesi istatistikleri oldu. TCMB verilerine göre cari işlemler açığı Temmuz’da geçen yılın aynı ayına göre 2.96 milyar dolar azalarak 1.75 milyar dolar, ilk yedi ayda 7.1 milyar dolar azalarak 33.1 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Son dokuz yılın en düşük temmuz cari açığının gerçekleşmesiyle, Temmuz itibarıyla 12 aylık cari işlemler açığı 54.56 milyar dolar oldu. Temmuz’da dış ticaret açığı geçen yılın aynı ayına göre 2.53 milyar dolar azalarak 4.78 milyar dolara, birincil gelir dengesi açığı 25 milyon dolar azalarak 592 milyon dolara geriledi. Bu dönemde hizmetler dengesinden kaynaklanan net girişler 673 milyon dolar artarak 3.59 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu gelişmede, seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirlerin 578 milyon dolar artarak 3.1 milyar dolara yükselmesi etkili oldu. Doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler ise Temmuz’da 707 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti.

TÜİK geçen hafta Temmuz ayına ilişkin dış ticaret endekslerini açıkladı. Buna göre Temmuz’da ihracat birim değeri endeksi geçen yılın aym ayma göre yüzde 2.1 artarak 95.8 olurken, ihracat miktar endeksi yüzde 9.3 artışla 154.9 değerini aldı. Temmuz’da ithalat birim değer endeksi yüzde 5.9 artışla 92.7 değerine ulaşırken, ithalat miktar endeksi yüzde 11.8 azalışla 139.9 düzeyinde gerçekleşti.

Yılsonu büyüme beklentisi yüzde 3.4

Merkez Bankası’nın reel sektör, fınansal sektör temsilcileri ve profesyonellerden oluşan 68 katılımcıyla gerçekleştirdiği Eylül ayı beklenti anketine göre 2018 yılı GSYH büyüme beklentisi, bir önceki anket dönemine göre azalarak yüzde 3.9’dan yüzde 3.4’e geriledi.

2019 yılına ilişkin büyüme beklentisi de yüzde 3.5’ten yüzde 2.7 düzeyine indi. Beklenti anketine göre Eylül ayı TÜFE beklentisi, yüzde 1.25’ten yüzde 2.13’e yükseldi. Ekim ve Kasım ayı TÜFE beklentileri ise sırasıyla yüzde 2.05 ve yüzde 1.33 olarak gerçekleşti.

Cari yılsonu TÜFE beklentisi yüzde 19.61’e yükseldi. Katılımcıların yıl sonu dolar/TL beklentisi, bir önceki anket dönemine kıyasla artarak 5.9663’den 6.5938’e ulaştı.

Prof. Dr. Taner BERKSOY / Piri Reis Üniversitesi Öğretim Üyesi
“Üçüncü çeyrekte yüzde 3-3.5 büyüme olabilir”

Türkiye ekonomisinin büyümesini desteklemek amacıyla 2017’nin sonuna doğru büyük destekler verildi. Bu destekler büyümeye sıçratıcı etki yaparken, enflasyonu da zıplattı. Seçimlerin ardından parasal desteklerin hızla geriletilmesi bekleniyordu.

Ancak bunda biraz yavaş hareket edildi. Beklendiği üzere bu hamle ikinci çeyrekte büyüme hızını yavaşlatarak, 5.2 büyüme ortaya çıktı. Desteklerin tamamen geri çekilmemesi, kurda ise kur geçişkenliğinin devreye girmesiyle enflasyon geri çekilemedi.

Önümüzde yerel yönetim seçimleri var. Dolayısıyla üçüncü çeyrekte enflasyon ile büyüme arasındaki ‘itişmenin’ biraz daha ısınacağını düşünüyorum. Enflasyon hızlanmaya başladığı zaman, talepte daralma ortaya çıkar. Bu büyümeyi biraz daha frenler. Üçüncü çeyrekte böyle bir frenleme olabileceğini düşünüyorum. Üçüncü çeyrekte büyüme belki negatife dönmez ama ikinci çeyreğin altında gerçekleşir. Muhtemelen yüzde 3-3.5 civarında bir büyüme olabilir. İhracatın büyümeye katkısının üçüncü çeyrekte devam edip etmeyeceği önemli. Petrol fiyatlarında artış sürüyor. Bu da ithalat» ğ artırabilir. Dördüncü çeyrek büyüme ise bir soru işareti. Türkiye ekonomisinin büyüme ile enflasyon arasındaki sıkışmasına bağlı. Ekonomi yönetiminin bu sıkışmayı nasıl algılayacağı, ne tür politikaların devreye sokulacağı, ne tür destekler sağlanacağı önemli. Büyümenin yavaşlaması, enflasyonun artma riskini yükseltiyor.

Risk, dış kaynak girişini azaltıyor. Özel şirketlerin borçluluk düzeyi fazlasıyla yükseldi. Dış fınans ortamı bizim borç ödemeleri için gerekli kaynağı sağlamakta biraz isteksiz davranıyor. Bu isteksizliğin yılsonuna doğru daha da artacağını düşünüyorum. Dördüncü çeyreği küçülerek veya sıfıra yakın bir büyüme ile bitirebiliriz.

Doç. Dr. Atılım MURAT / TOBB ETÜ İİBF İşletme Bölümü Öğretim Üyesi
“2018 büyümesi yüzde 4 civarında olabilir”

Türkiye ekonomisinde yılın ilk yarısında büyüme oldukça güçlüydü. Özellikle kamu harcamalarının ve net ihracatın bunu desteklediği görülüyor.

İç talebin zayıfladığı bir dönemde ihracatın verdiği katkı önemlidir. Tabii yılın ikinci yarısında bu performansı yakalamak zor gözüküyor. Zaten öncü göstergeler de bu sinyali veriyor. Son çeyrekte büyüme yüzde sıfıra düşebilir. İlk altı aydaki rakamlarla 2018 büyümesi yüzde 4 civarında olabilir. Yüksek büyüme, enflasyonu da destekliyor.

Kur tarafından gelen enflasyon baskısını dengelemek için daha dengeli bir büyüme oranına razı olmalıyız. Ekonominin stabilize olması açısından bu gerekiyor. Türk lirasında oluşan değer kaybını ihracat üzerinden önümüzdeki dönemde avantaja çevirmeliyiz.

Prof. Dr. Burak ARZOVA / Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi
“Planlı bir tarım politikasına ihtiyaç var”

Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış çeyreklik büyüme birinci çeyrekte yüzde 1.5 iken, ikinci çeyrekte yüzde 0.9 ofdu.. Bu beklentiler çerçevesinde gerçekleşmiş bir geri çekilme. 2018 ikinci çeyrek büyüme verisine baktığımızda büyümenin en büyük destekçisi olarak hane halkı tüketimi gözüküyor. İkinci çeyrekteki yavaşlama, beklentilere paralel gerçekleşen düşük iç talep katkısının olduğu, net ihracatın ise pozitif katkı verdiği bir yapıyı bize gösterdi. Özel tüketim harcamalarında ve dayanaklı tüketim mallarında birinci çeyreğe kıyasla bir gerileme söz konusu. Hizmetler sektörünün ise güçlü kaldığını gördük. Tarım büyümeye katkı yapmak yerine yüzde 1.5 daralarak büyümeye olumsuz katkı yaptı. Bu denli bir geri çekilme sıra dışı bir durum. Türkiye’nin artık planlı bütünleşik bir tarım politikasına ihtiyacı var.

Bu veriler şimdi geçmişte kaldı. Esas beklenti kur şoku sonrasında büyümenin üçüncü ve dördüncü çeyrekte nasıl şekilleneceğinde. Üçüncü çeyrekte büyümenin daha da yavaşladığını göreceğiz. Ancak tarımın büyümeye olan etkisinin ne olabileceğini kestirmek güç. Geleneksel olarak tarım, üçüncü çeyrekte büyümeye diğer çeyreklere nazaran daha fazla katkı sağlıyor. Ancak bu kez tam tersine daralma daha da büyük olabilir. 0 zaman üçüncü çeyrek büyümesi beklentinin altında kalabilir. Dördüncü çeyrekte ise bîr daralma olasılığı çok yüksek. Üstelik bu daralmanın 2019 birinci çeyrek ve küçük bir büyüme olarak 2019 ikinci çeyreğe de sirayet etmesi olası. Bence esas gösterge dördüncü çeyrekteki daralmanın şiddeti olacak.

Hülya Genç Sertkaya

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu