Kariyer ve İş

İş Bulma Garantili Teknoloji Ağırlıklı Fakülte ve Bölümler

İşte, geleceğin mesleklerine giriş kapısı aralayan adresler

TALEP FAZLA

Halihazırda teknoloji fakültelerinde yürütülmekte olan uygulamalı eğitimin başarılı olması, fakültenin fiziksel altyapı, laboratuvar, atölye imkanları, öğrenci sayısı, öğrenci başına düşen öğretim elemanı sayısı ve işyeri uygulamasının yapıldığı işletmeyle doğrudan alakalı. Bu anlamda, her yıl öğrenci kontenjanları bildirilirken bu hususlar göz önüne alınıyor ve öğrenci sayıları yukarıda bahsedilen imkanlar doğrultusunda belirleniyor, Ancak, teknoloji fakültelerinin özellikle bazı bölümlerine olan talebin çok fazla olması nedeniyle karar verici merciinin belirlediği kontenjanlar daima fakültenin öngördüğü kontenjanların üzerinde oluyor. Uygulama ağırlıklı eğitim veren ve yukarıda da belirtildiği gibi el becerisi yüksek, özellikle uygulama alanında çalışacak mühendis yetiştirme görevini üstlenen teknoloji fakültelerinin, öğretim üyesi ihtiyacının yanında özellikle araştırma görevlisi düzeyindeki öğretim elemanına olan ihtiyacı daha fazla ve uygulamalı eğitim öğretimin verimliliği açısından bir an önce bu ihtiyacın karşılanması gerekiyor.

Teknoloji fakültelerinden mezun olan öğrenciler şu an için iş bulma konusunda çok fazla problemle karşılaşmıyor. Öğrencilerin birçoğu işyeri eğitimini yaptıkları firmalarda çalışmaya devam edebiliyor. Öğrencilerimizin iş hayatında karşılaştıkları en önemli problemin başında yabancı dil konusu yer alıyor. Bazı teknoloji fakültelerinde yüzde 30 İngilizce eğitim kapsamında derslerin bir kısmı İngilizce olarak işleniyor. Yine bu kapsamda yabancı dil hazırlık sınıfı da bulunuyor. Diğer teknoloji fakülteleri de yabancı dil problemini çözmek adma değişik çözüm yöntemleri üzerinde çalışıyor.

GELECEĞİN MESLEKLERİ

“Çağın gereklerine uygun eğitimin, iş bulma sorununa en önemli çözüm olduğu apaçık bir gerçek. Teknoloji ağırlıklı yeni nesil mesleklere yönelik bölümler de bu yıl öne çıkıyor. Bu çerçevede kısa süre önce YÖK yeni açılan geleceğin meslekleri bölümlerini duyurdu. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, lisans ve ön lisansta geleceğin meslekleri olarak gösterilen programların açıldığını ve bu yılki Yükseköğretim Kurumlan Sınavı (YKS) tercihlerinde yer aldığını bildirdi. Saraç yaptığı yazılı açıklamada, 21. Yüzyıl’ın hakim gücü Endüstri 4.0 ve dijitalleşme ile insan hayatının tüm noktalarında süreklilik gösteren değişkenlik ve akışkanlıkların oluştuğunu vurguladı. Durağan bir sistemden daha dinamik sistemlere geçildiğine işaret eden Saraç, eğitimde bilgi kadar yeteneklerin kazandırılması, geliştirilmesi ve yetenek eğitimlerinin hızla uygulanmaya başlanması beklentisinin ön planda olduğunu belirtti. Saraç, yükseköğretimin planlayıcılarının, politikacılar ve iş dünyasını yönetenlerin 21. Yüzyılın yetişecek bireylerini hazırlamak amacıyla yoğun ve entegre çalışmalar yürüttüğünü ifade ederek, “Dünya Ekonomik Forumu’nun ‘2018 İşlerin Geleceği’ raporuna göre yüksek hızlı mobil internet, yapay zeka, bulut teknolojilerinin ve büyük veri analizlerinin adaptasyonunun, iş dünyasını hızlı, derinden ve yaygın olarak etkilediği net olarak ortaya konulmaktadır” değerlendirmesinde bulundu. Bu kapsamda, 16 üniversitede öğretim elemanları ve öğrencilere yönelik dijital dönüşüm programları başlattıklarını hatırlatan Saraç, şunları kaydetti:

“Bu proje ile bu yıl 30 bin 2 öğrenci, 3 bin 112 öğretim elemanı eğitim aldı. Böylece, dijital dünyanın algoritmasına aşina bip4şgücü yetiştirmeyi hedefliyoruz. Bu sistemle 2019’un sonunâ kadar 100 bin öğrenci bu programı almış olacak. Bir Türkiye projesi olarak sunduğumuz 100/2000 YÖK Doktora Projesi’nde geleceğin meslekleri ile ilgili ülkemizin ihtiyacı olan öncelikli alanlarda (büyük veri, veri madenciliği, yapay zeka, robotik) doktora programları açarak akademiye, iş dünyasına ve sanayiye, doktoralı, nitelikli insan kaynağı yetiştiriyoruz. Bu programdan gün itibarıyla 3 bin 721 öğrenci yararlanıyor. Program bu yıl mezun vermeye başlayacak ve öncelikli alanlarda çok sayıda doktoralı elemanımız olacak.”

ARANAN YETENEKLER DEĞİŞECEK

Saraç, dijital çağ okuryazarlığı, temel, bilimsel ve ekonomik teknoloji okuryazarlığı, dijital medya ve ortamların kullanılması, etkili iletişim, heterojen gruplarla etkileşim, büyük resim içinde davranabilme ile esneklik ve uyumun 21. Yüzyıl’da edinilecek tüm mesleklerde ana beceriler ve ana kavramlar olarak sunulduğunu belirtti. Üniversitelerin eğitim programlarında bu kavramların da yer bulduğuna işaret eden Saraç, “Endüstri 4.0 vc dijital dönüşümün etkileri birçok yeni meslek alanlarının oluşmasına veya mevcut iş alanlarının dönüşüme uğramasına neden oluyor. Bu değişimler bölgesel coğrafya ile de ilgili. Türkiye’ye bakıldığında, Türk iş dünyasında, iş hayatı için gerekli görülen temel yeteneklerin yüzde 41’inin 2020 itibari ile değişeceği ifade ediliyor. Türkiye’de yükseköğretim politikalarını yürüten kurum olarak biz de yetiştirdiğimiz gençlerin kariyer yollarında daha başarılı olmaları ve ülkenin ekonomik ve sosyal refahına mutlak katkı koyabilmeleri saikini önemle önde tutuyoruz” dedi.

21. Yüzyıl’da, teknik kadar sosyal yeteneklerin de önemli olduğunu belirten Saraç, iş dünyasına sundukları iş gücünün niteliğini artırırken sosyal yetenekler kavramının da üniversitelerin önemli hedefleri arasında olduğunu kaydetti. Saraç, bilginin sınırım kaldıran en önemli etkenin dijitalleşme olduğuna işaret ederek, “Bu durum onca değerin yanında ne yazık ki denetimsizliği ve bilgi kirliliğini de beraberinde getirebilmektedir, yani bilgi sınırsızlık karakteri kazanmıştır. Dolayısıyla bu konunun da gözden kaçırılmaması gerekiyor. Bütün bu konuları tartışmak amacıyla 2019-2020 eğitim yılının başında İstanbul’da üniversitelerimiz, iş dünyası ve sendikalarla birlikte ‘Geleceğin Meslek-leri-Bölgesel Değerler ve Türk Yükseköğretimi’ adlı kongre çalışmalarını başlattık. Gençlerimiz ülkemizin geleceğidir. Onları geleceğin meslekleri ile tanıştırmak ve onların bilim ile yoğrulmuş beyinleri ve yetenekli elleri ile büyük Türkiye idealine katkı sağlamak istiyoruz” açıklamasında bulundu.

NELERE DİKKAT ETMELİ?

Üniversite seçiminde nelere dikkat edilmesi gerektiği konusunda aydınlatıcı açıklamalarda bulunan Arel Üniversitesi Mütevelli Heyet Danışmanı Nur Erdem Özeren’in aktardıklarına göre, Türkiye’de 100’den fazla devlet üniversitesi var. Bunların bir kısmı son 10-15 yıl içinde kuruldu. Burada adaylar genellikle hangi kriterlere bakması gerektiğini bilmediği için sadece puanlara bakıyor. Oysa bölüm bazlı değerlendirmek gerekiyor. “Örneğin, tıp fakültesi başta olmak üzere diğer tüm sağlık bölümlerinde uygulama hastanesi kampüse ne kadar yakın ve uygulama hastanesinde ne kadar hasta görme şansları oluyor, buncaları öğrensinler. Tıp fakültesi dışında sağlık bölümleriyle ilgili de dikkat edilmesi gerekiyor. Hemşirelik veya iki yıllık sağlık programları fakülte hastanesiyle hiç alakası olmayan ilçelere kurulabiliyor” diyen Özeren, mühendislik fakültesi seçiminde ise sanayi bölgelerine yakınlığın göz önünde bulundurulması gerektiğine işaret ediyor. Mühendisliklerde sanayiyle işbirliği anlamında Bursa, Kocaeli, Gebze, Sakarya bölgelerinin avantajına değinen Özeren, bilgisayar mühendisliği okumak içinse İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyük şehirlerin ilk tercihlerde yer alması gerektiğine değiniyor. Lojistik ve dış ticaret bölümleri okumak için en uygun illerin İzmir ve Kocaeli gibi liman bölgeleri olduğunu vurgulayan özeren, “Gaziantep tek başına Türkiye’nin dış ticaretinin yüzde 40’nı yapıyor. Gaziantep başta olmak üzere İzmir, İstanbul gibi dış ticaret rakamlarımızda önde giden şehirler öncelikle tercih edilmeli” diyor.

İŞ İMKÂNI YOK SANILANLAR

İş imkanı olmadığı düşünülen ama aslında iş imkanı olan bönlümler hakkında da bilgi veren Özeren şunları aktarıyor: “örneğin harita mühendisliği küçük şehirlerde bile iş imkanı bulunabilen bir bölüm. Tarih bölümü mezunları eğer dil bilirlerse turizm sektöründe çok ciddi çalışma imkanları var. Turizm gelirinin büyük bir kısmı tarih turizminden geliyor. Türk dili ve edebiyatı okumak isteyenler öğretmen olamazlarsa başka bir iş bulamayacaklarını sanıyor. Oysa şu anda bütün web sitelerinin, bütün kurumsal sosyal medya hesaplarının düzgün metin yazan kişilere ihtiyacı var. Aynı şekilde İngiliz dili ve edebiyatı, Alman dili ve edebiyatı gibi iki farklı dil bilen ve bunlarla ilgili metin yazabilecek olan mezunlara da özellikle dijital medyanın ihtiyacı var. Bir başka iş imkanı yok diye düşünülen bölüm de sosyoloji. Özellikle pazar araştırma alanında sosyoloji mezunlarının çalışma imkanı var. Sosyoloji ile işletmenin pazarlama alanında yan dal, çift anadal veya yüksek lisans yapan bir mezunun iş bulması oldukça kolay. Kimya bölümü mezunları sadece laboratuvarda çalışmıyor. Temizlik ve kozmetik sektörünün gerçekten ciddi bir insan kaynağı açığı var. Moleküler biyoloji ve genetik bölümü mezunları için de iş bulamazlar gibi bir söylem var. Özellikle artık kötü beslendiğimiz için, temiz hava değil kötü hava aldığımız için, stresli bir ortamda yaşadığımız için kanser olabiliyoruz. Kanser kişiye öz bir teşhisi konulan, kişiye özgü türü bir hastalık olduğu için moleküler biyoloji ve genetik mezunları kanser araştırma merkezlerinde çalışma imkanına sahip. Biraz daha geç evlendiğimizden tüp bebek merkezlerinde moleküler biyoloji ve genetik mezunlarına ihtiyaç duyulduğu da söylenebilir.”

Önceki sayfa 1 2 3 4Sonraki sayfa

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu