Reklamlar-Reklamcılık

Sosyal medya ünlüsü köşe yazarı olunca…

Hayranlıkla takip edilen re satın alma kararlarını etkileyen sosyal medya ünlülerinin bir süre önce başlayan köşe yazarlığı maceraları kısa sürede sona yaklaşmış görünüyor…

SOSYAL medya ünlüsünden gazeteci veya köşe yazarı olur mu? Elbette olur. Ancak sadece popüler diye bir sosyal medya ünlüsünün aynı zamanda çok başarılı bir köşe yazarı olmasını beklemek doğru mudur? Elbette hayır. Bunu yakın zamanda farklı örneklerle deneyimleme şansımız oldu. En yakın örnekler kısa süre öncesinde bir günlük gazetede yaşandı. Sosyal medyada çok takip edilen zey-zoy (Zeynep Zor) ve Selen Işık (Pucca)’nın, köşe yazarlıkları yaptığı gazeteyle ilişkilerine son verildi. Sebep, iki ünlü ismin sosyal medya hesaplarından reklam alması… Kulislerde dönen söylentilere göre Pucca olarak tanıdığımız Selen Işık’m sosyal medya hesaplarında küfürlü söylemlerde bulunması (ki pek şaşırmadım, benim bile bu küfürlerden nasibimi almışlığım var) da gazetedeki yazılarına son verilmesinin bir diğer sebebi…

HER GAZETEYE BİR FENOMEN

Sosyal medyaların artmasıyla ve hayatımıza daha fazla girmeye başlamasıyla güçlenen fenomenlerin köşe yazarlığına terfi etmelerinin üzerinden çok da zaman geçmemişti aslında. Ancak okuyucuların gösterdiği ilgi çok yoğun olunca, ulusal gazetelerin her biri, popülerliği yüksek bir sosyal medya fenomeninden köşe yazarı seçmeyi ihmal etmedi. Buraya kadar her şey normal. Ne de olsa önce kalemleri, ardından vizyon ve sosyal hayata bakışlarıyla fenomenleşen bu isimlerin köşe yazılarının da aynı ölçüde beğenilmesi hiçbirimizi şaşırtmadı. Ancak tamamıyla kendine ait hesaplarda özgürce davranan fenomenler, elbette rekabet ve ahla- m ki sınırlan bulunan gazetelerde aynı özgürlük alanını bulamadı.

KALEME REKLAM BULAŞTI

Kendi hesaplarındaki küfür, ideolojik söylemler, bazı kesimleri rahatsız Zeynep Zor edebilecek davranışlar bir yana, en büyük sıkıntı sosyal medya ünlüsünün reklam ve pazarlama ile yaşadığı sınırsız aşkta yaşanıyor. Yurtdışı ömeklerini çok takip etmediğimi itiraf etsem de, Türkiye’de bu ilişkinin biraz dozu ve tadı kaçmışa benziyor. Çok kısa süre öncesine kadar yorumlarını, tercihlerini ve eleştirilerim dikkate alarak satın alma kararı verdiğimiz bu isimlerin hesaplarına ürün yerleştirme, reklam ve PR girdiğinden bu yana, kendi güvenirlikleri ve popülerliklerinin de kaybolduğunu söylesek hiç de abartmayız. Öyle ki yedikleri çikolatanın hediye, kullandıkları kozmetik markasının PR, gittikleri ve asla eleştirmeyi tercih etmedikleri restoranlarla ile reklam dolu bir ilişki yaşadıklarım artık kolayca gözlemlemek mümkün. Sosyal platformlardaki hakimiyetleri sağlamlaştıkça markalarla işbirliklerinin de arttığını söylemek mümkün. Hatta birçoğu ajansla çalışıyor; kozmetik, giyim, teknoloji ve otomotiv başta olmak üzere birçok sektörde etkililer.

Rakamlar ise bu ilişkinin maddi değerini de açıkça ortaya koyuyor. Öyle ki sıkı bir Instagram fenomeninin proje başına bin ila 2 bin dolar aldığı konuşuluyor. Youtube’da ise rakamlar bunun biraz üstünde; en sık kullanılan mecra ise Twitter ve hashtag pazarlaması. Bu arada hemen ekleyeyim; sosyal medya ünlüleri kazandıklarından çok daha fazlasını markalara kazandırıyor. Yani pazarlama ve dijital PR bakış açısıyla bu yeni dönemi eleştirmek elbette mantık dışı. Ancak etik bir gazetecinin asla bulaşmadığı bu ilişkinin, dönemin bu yeni ve popüler kalemlere bulaşıyor olması ahlaki açıdan soru işaretlerini barındırıyor. Doğru dengeler kurulmadığı takdirde, bu soru işaretlerinden yakın zamanda kurtulamayacağımız ve “bir sosyal medya ünlüsü daha köşesinden kovuldu” haberlerine daha sık rastlayacağımız ise aşikar.

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu