Dünyadan ve Türkiyeden Güncel Haberler

Tarımsal üretim ve ihracat potansiyeli giderek artıyor

COVID-19 salgını tarım ve gıdanın stratejik bir sektör olduğunu tüm dünyaya hatırlattı. Tarımsal üretimin ve tarıma dayalı ekonomik yatırımların önemini bir kez daha ortaya koydu. Salgın döneminde köyüne tarımsal üretim için dönene, genç nüfusu tarımda tutmaya, hayvancılığı geliştirmeye, küçük aile işletmelerine desteklemeye yönelik projelere ve teşviklere ilgi arttı. İşte böyle bir dönemde tarımsal üretime yönelik verilen teşvikler ile sektör temsilcilerinin öneri ve taleplerini derledik.

Türkiye’de tarımsal ürünlerin ekolojik ve ekonomik olarak uygun alanlarda verimli ve kaliteli olarak üretilmesi, tarımsal hasılanın artırılması, arz talep dengesinin sağlanması, toprak ve su kaynaklarının korunarak sürdürülebilirliği, ihtiyaç duyulan stratejik ve arz açığı olan tarım ürünlerinin öncelikle kendi kaynaklarından karşılanması amacıyla Havza Bazlı Destekleme Modeli uygulanıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, 945 tarım havzasında ekolojik ve ekonomik olarak en uygun olan 21 ürüne destek veriyor.

“HER KESİM İÇİN DESTEK VAR”

Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, üreticilerin girdi maliyetlerini düşürmek, üretimde kalmalarını sağlamak ve üretimde sürdürülebilirliği temin etmek amacıyla alan bazlı ve fark ödemesi şeklinde ürün destekleri verildiğini, ayrıca, üretim tekniklerine bağlı olarak organik tarım, iyi tarım gibi uygulamaların da desteklendiğini söyledi. Pakdemirli, “Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı üreticilerimize verdiğimiz bu desteklerin yanında stratejik öneme sahip ve arz açığı olan ürünler, yem bitkileri, bölgesel önemi olan ürünler ve dış pazarda rekabet gücü olan ürünler de destekleme anlamında önceliklerimiz arasında yer alıyor. Verdiğimiz destekler ve uygulanan politikalarla tarımsal üretimimiz ve ihracat potansiyelimiz artmaya devam ediyor. Her geçen gün artan tarımsal üretimimizle 83 milyonu bulan insanımızın besin ihtiyacı karşılanıyor ve üstüne de 18 milyar dolara varan ihracat yapıyoruz” dedi.

DEKARA 100 TL DESTEK ÖDEMESİ

Tarım ve Orman Bakanlığı, 2016 üretim yılından bu yana ÇKS’ve kayıtlı ve işletme büyüklüğü toplam 5 dekar veya altında olan, açıkta veya örtü altı ünitelerinde meyve, sebze, süs bitkisi ve ıtri-tıbbi-aro-matik bitki yetiştiriciliği yapan (fındık ve çay üretimi hariç) küçük aile işletmelerine dekara 100 TL destek ödemesi yapıyor. Bakan Pakdemirli’nin açıklamalarına göre bu çerçevede, geçen yıl 74 ilde, 36 bin 743 işletmeye, 116 bin 786 dekar alan için 11.7 milyon TL destekleme ödemesi gerçekleştirildi. Son dört yılda üreticilere toplam 24.1 milyon TL ödeme yapıldı.

Pandemide, yaz dönemi ekilişlerinde kesinti olmaması ve mümkün olan tüm işlenebilir arazilerde ekiliş yapılması için “Bitkisel Üretimin Geliştirilmesi” projesini hayata geçirerek, 21 ilde yazlık ekiliş programı başlatan Tarım ve Orman Bakanlığı, şimdi de programın Türkiye genelinde güzlük ekiliş şeklinde uygulanması için çalışmalar yapıyor. Pandemi sürecinde tarım ve gıdanın ülkeler için ne denli stratejik olduğunun bir kez daha görüldüğünü vurgulayan Pakdemirli, “Bir karış toprağımız bile boş kalmasın istiyoruz ve adımlarımızı buna göre atıyoruz” ifadelerini kullandı. 21 ilde başlatılan “Yazlık Ekiliş Programı” ile kısıtlı zamanda yaklaşık 13 bin çiftçiye 6 bin 100 ton buğday, arpa, mercimek, kuru fasulye, mısır, ayçiçeği, çeltik tohumlarını yüzde 75 hibe şeklinde dağıttıklarını ve böylece 350 bin dekar alanın ekimini sağladıklarını vurgulayan Pakdemirli “Tarım takvimine elverişli illerimizde yem bitkisi ekilişlerinin yapılmasını temin ettik. Bu uygulamalarımızın yanında 81 ilde sertifikalı tohum desteklerimiz de devam ediyor. Ayrıca, hazine arazilerinde örnek ekilişler yapılarak üretimi artırmayı hedefliyoruz” dedi. Pakdemirli, Hazine arazilerinin örnek ekilişler için üreticilere tahsisinde başvuruda bulunan üreticiler arasında yapılacak değerlendirme kriterlerinde gençlere ve kadınlara pozitif ayrımcılık yapıldığını hatırlattı.

KIRSAL KALKINMAYA “UZMAN ELLER”

Geçen yıl Tarım ve Orman Bakanlığı “Kırsal Kalkınmada Uzman Eller Projesi”ni hayata geçirdi. Projeyle kırsal alanda tarım, hayvancılık, ormancılık, gıda ve su ürünleri eğitimi veren meslek yüksekokulları veya üniversitelerin bu bölümlerinden mezun genç nüfusun istihdamına katkı sağlamak; tarım, hayvancılık, ormancılık, gıda ve su ürünleri sektörlerinde girişimciliği destekleyerek bu faaliyetlerin uzman kişiler tarafından yapılmasını teşvik etmek, eğitimli işgücü ile tarımsal üretimin miktarını, kalitesini ve verimliliğini artırmak, kırsal alanda tarımsal üretim yapan işletmelere örnek ve önderlik oluşturmak için yatırımlara destek sağlanıyor.

Gençlerin sektöre kazandırılmasını hedefleyen projeyi pilot olarak İzmir, Düzce, Mardin ve Amasya illerinde başlattıklarını açıklayan Bakan Pakdemirli, alınan başvurulara göre uygun olan 100 kişiye, 100’er bin TL’ye kadar hibe ödemesi yapacaklarını kaydetti. Olumlu etkilere göre projeyi Türkiye genelinde uygulamayı planladıklarını söyleyen Pakdemirli, “Tarımda gelecek hedeflerimize gençlerimiz sayesinde ulaşabiliriz. Genç nüfusu bitkisel ve hayvansal üretime yönlendirmek amacıyla mevcut desteklerimizin yanında çeşitli hibe destekleriyle kendilerine pozitif ayrımcılık da yapıyoruz.

Bu çerçevede, 2016-2018 yılları arasında Genç Çiftçi Projelerinin Desteklenmesi Programı yürütüldü. Program ile 18-40 yaş aralığındaki 47 bin 775 genç çiftçiye proje başına 30 bin TL olmak üzere toplam 1.43 milyar TL destek sağlandı” dedi.

KIRSALA 10.5 MİLYAR TL HİBE

2006’da başlatılan Kırsal Kalkınma Yatırımlarını Destekleme Programı (KKYDP) ile kırsal alanda gelir düzeyinin yükseltilmesi ile alternatif gelir kaynaklarının oluşturulması maksadıyla çeşitli alanlardaki yatırımlara yüzde 50 oranında hibe desteği veriliyor. Hibe desteklerine gerçek ve tüzel kişiler başvurabiliyor. 2006-2020 arasında bu alanda 4.1 milyar TL hibe kullandırıldı. Modern sulama sistemlerinin desteklenmesi amacıyla yapılan yaklaşık 625 milyon TL’lik hibe ile bu rakam 4.73 milyar TL’ye ulaştı. Önceki hafta Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararma göre 1 Ocak 2021 ile 31 Aralık 2025 döneminde kırsal kalkınma destekleri kapsamında tarıma dayalı ekonomik yatırımlarla kırsal ekonomik altyapı yatırımlarına, hibeye esas proje tutarı üst limitinin yüzde 50’sine kadar hibe yoluyla destek verilecek.

Türkiye’de tarım sektörü ve kırsal alanların sürdürülebilir adaptasyonuna katkı sağlamayı amaçlayan Kırsal Kalkınma Programı da (IPARD) uygulanıyor. 1PARD-1 ve IPARD-2 programlarıyla son 10 yılda yaklaşık 16 bin 500 projeyle sözleşme imzaladıklarını, bu projelere 4.3 milyar TL hibe desteği ödediklerini açıklayan Pakdemirli, böylece kırsalda 12.5 milyar TL yatırım yapıldığını, 67 bin yeni istihdam oluştuğunu kaydetti. Pakdemirli bugüne kadar kırsala toplam yaklaşık 10.5 milyar TL’lik hibe desteği sağladıklarının altını çizerek, bu desteklemelerin bundan sonra da devam edeceğini ifade etti.

NADAS ALANLARI DARALIYOR

Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de 23.1 milyon hektar işlenen tarım alanı varlığı bulunuyor. Pakdemirli’nin verdiği bilgiye göre 2015’te 4.1 milyon hektar olan nadasa bırakılan alan geçen yıl 3.3 milyon hektara düşürüldü ve böylece 727 milyon dekar nadas alanı tarımsal üretime kazandırıldı. Nadas alanlarının etkin şekilde tarımsal üretime kullandırılması ve arz açığı olan bitkisel ürünlerde sözleşmeli üretim modeli ile üretimin geliştirilmesi amacıyla, 2018 bahar döneminde, baklagil ve hububat münavebe şartı ile Kayseri, Yozgat, Aksaray, Nevşehir, Konya, Karaman, Niğde, Sivas ve Kırşehir’de 42 bin 873 dekar alanda üretime başlandı. Proje ile üreticilere baklagil tohumunun yüzde 50’si, hububat tohumunun ise yüzde 100’ü hibe olarak verildi. Tarım Kredi Kooperatifi ise hasat sonrası ürün alım garantisi veriyor. Pakdemirli, projenin bu yıl da devam edeceğini ve 200 bin dekar alanda ekim yapılmasının planlandığını açıkladı.

ÖZEL AĞAÇLANDIRMAYA DESTEK

Atıl durumda olan Hazine arazilerini tarıma kazandırmak amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı çalışma yürütüyor. Bu kapsamda, çiftçilerin, tarım takviminin elverdiği yedi ilde (Bingöl, Erzincan, Erzurum, Kars, Kayseri, Muş ve Sivas) örnek ekilişler yaptığını dile getiren Bakan Pakdemirli, “Diğer taraftan, 3083 Sayılı Kanun kapsamında, Tarım ve Orman Bakanlığı’nm tasarru funa geçen Hazine arazileri, aranan şartlara uyan ve çiftçilik yapmak şartıyla çiftçilere yıllık olarak kiralanıyor. Bu kapsamda 2019-2020 yıllarında, dört ilde, 643 köyde, 593 bin 788.8 dekar hazine arazisi 11 bin 301 çiftçiye 19.6 milyon TL bedel karşılığında kiralandı.

Özel ağaçlandırma destekleri de veriliyor. özel ağaçlandırmalarda proje yatırım bedelinin yüzde 25’i proje sahibine hibe olarak veriliyor. Özel ağaçlandırma yapan kişinin, orman köyü nüfusuna kayıtlı olması ve o köyde ikamet etmesi durumunda, proje yatırım bedelinin yüzde 65’i hibe olarak veriliyor” dedi.

Fehmi KİRAZ / Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı
“Yüzde 100 SGK prim desteği verilebilir”

Tarıma ilgiyi artırmak kentten kıra tarımsal göçü başlatmak, genç nüfusu tarım sektöründe artırmak için öncelikle kırsalı sosyoekonomik olarak yaşanabilir kılmak gerekir. Örneğin, belli bir yaşın altındaki çiftçilere 10 yıl yüzde 100 SGK prim desteği verilebilir. Tarımsal işletme büyüklükleri yeter gelirli hale getirilebilir, bitkisel üretimin yanında hayvansal üretim yaptırılarak üretim çeşitliliği sağlanarak riskler azaltılabilir. Çiftçi, maliyetlerine göre yüzde 20-30 arası kar edebilir duruma getirildiğinde gerçekten köyünde kalmak isteyecektir.

Kırsaldaki çiftçilikle uğraşanların yaş ortalaması 57. Toplam GSYİH içerisindeki tarımsal GSYİH’nin payı yüzde 5.4 civarında. Bu payın 10 yıl önce olduğu gibi yüzde 8-12 arasına çıkarılması tarıma yatırımları artırır ve genç nüfus oranını yükseltir.

Nihat ÇELİK / Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı
“İlgiden çok sürdürülebilirlik önemli”

Son yıllarda tarıma ilgi var. Organik tarıma, sağlıklı besine bir yönelme bulunuyor. İnsanlar, doğal, katkısız ürün tüketmek istiyorlar. Burada ilgiden çok, sürdürülebilirlik önemli. Çünkü tarımı bilmeyen, sermayesine güvenen çok sayıda kişi, holding bu alana girdi ama kar edemeyip bıraktı. Tarım, meşakkatli bir alan; özellikle hayvancılık 365 gün süren bir iş.

Bu kadar yükün altından ancak tarımdan başka mesleği olmayan, kanaatkar, verdiği emeğin hesabını yapmayan aile işletmeleri kalkabiliyor. Aile işletmesi gerektiğinde karın tokluğuna çalışıyor ama bir işletme bir yıl kar etmezse o işi bırakıyor. Aile işletmelerini desteklersek, insanlarımızı tarımda olsun olmasın kırsalda tutabilirsek, kır ile kent arasındaki ekonomik ve sosyal farkları en aza indirirsek kırsalı yaşanabilir hale getiririz. Tarım ve hayvancılık genç nüfus isteyen bir alandır. Destek ve teşviklerde, genç nüfusa, aile işletmelerine, hayvancılığa öncelik tanınmalı.

Baki Remzi SUİÇMEZ / TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı
“Tarımsal önlemler paketi açıklanmalı”

Ülkemizde genç nüfusun tarımsal üretime yönlendirilmesi bir gereklilik. Gıda güvencesinin sağlanması için ivedilikle kapsamlı ve somut desteklerle yönlendirilecek bir ‘tarımsal üretim seferliği’ ilan edilmeli. Tarım sektörü reel bir sektör olarak kabul edilmeli ve ivedilikle ‘tarımsal ekonomik önlemler paketi’ açıklanmalı.

Tüm ülkede girdi maliyetleri düşürülmeli, düşük faizli kredi olanakları yaratılmalı, destekler artırılmalı ve zamanında ödenmeli, çiftçilerin sosyal güvenlik sorunu kalmamalı, tarımsal kamu yönetimi önceden fiyat açıklayıp ürün alım garantisi vermeli, küçük çiftçiler ve aile işletmeciliği mutlaka desteklenmeli, önünü görmekte zorlanan üreticilerimizin morali yükseltilmeli, kırsalın fiziki altyapısı iyileştirilmeli. Bu koşullar sağlanırsa genç nüfusun tarımı ekonomik getirisi olan bir sektör olarak görmesi mümkün olur.

Hüseyin DEMİRTAŞ / Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı
“Teşvikler artırılsın”

Türkiye’de tarımla uğraşanların yaş ortalaması giderek yükseliyor. Çiftçilerimiz içinde 65 yaş üzerinde olup da tarlada bilfiil çalışanların oranı başka iş kollarına göre çok daha fazla. Türkiye’de kayıtlı çiftçi sayısı son on yılda yüzde 38 azaldı. Bu süreci tersine çevirmek, ülkemizin geleceği açısından çok önemli. Tarımı geliştirmenin birinci koşulu, tarımsal yapıyı modernleştirmek, üretim tekniklerini geliştirmek ve pazarlama alanında tarım ürünlerine talep yaratmak. Bunun yolu da kaynak yaratmak ve bu kaynağı verimli bir şekilde kullanmaktan geçmektedir. Kaynak sağlamada üç temel faktör var: Devletin verdiği teşvikler, üreticinin öz kaynakları ve krediler. Verimli bir gelişme için bu üç kaynak dengeli bir biçimde birleştirilmen. Bizde devletin verdiği teşvikler ve üreticinin öz kaynakları giderek azalmakta, bunun yerini banka kredileri doldurmakta, u durumu düzeltmenin yolu söz konusu dengeyi yeniden kurmak, devletin verdiği teşvikleri artırarak Tarım Kanunu’nun öngördüğü düzeye çıkarmak, çiftçinin imkânlarını kooperatifler içinde birleştirerek geliştirmektir.

HÜLYA GENÇ SERTKAYA

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu