SON haftalarda Türkiye’nin neredeyse tek gündem maddesi altın ve dolar oldu. Bayramdan hemen sonra tırmanışa geçen ve neredeyse her gün tarihi zirvelerini birer birer deviren bu iki tasarruf aracını bugünlerde işadamından üreticiye, memurundan işçisine, hatta emeklisinden ev kadınına kadar her kesim an be ^-an’takip etmeye başladı. Hatta artık neredeyse tüm sohbetlerin tek konusu altm ve dolar oldu, özellikle son 10 günde tırmanıcını hızlandıran altının onsu bir ara dünyada tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 2.075 dolara kadar fırlarken, Türkiye’de ise gram altının fiyatı dolardan da aldığı güçle yine tarihinde gördüğü en yüksek seviye olan 487 TL’ye kadar çıktı. Dünyada güç kaybı süren dolar kuru ise TL karşısında bir ara yine tarihi zirve olan 7.30 TL’ye hatta Kapalıçarşı’da 7.49 TL’ye kadar fırladı.
Ancak gerek yurtiçinde Merkez Bankasının almış olduğu parasal sıkılaştırma önlemleri, gerekse Rusya’dan gelen “aşı bulundu” açıklaması ile tansiyon biraz düşmüş gibi görünüyor. Özellikle haftanın ikinci yarısından sonra çok dalgalı bir seyir izleyen bu iki tasarruf aracında en azından şimdilik kesintisiz çıkış kesilmiş gibi görünüyor. Tansiyondaki bu hafif düşüş fiyatlara da yine zayıfta olsa yansımaya başladı. Bunun etkisiyle geçen hafta cuma gününü ons altm 1.946 dolar, gram altın 465 TL, dolar ise 7.376 TL’den kapattı.
BELİRSİZLİK ÇOK
Yine de pandemiye ilişkin belirsizlikler, ABD Çin ticaret savaşının kızışması, yaklaşan ABD seçimleri, pandeminin dünya ekonomileri üzerinde yarattığı tahribata yönelik kaygılar gibi daha birçok stres yaratan gündem maddesi nedeniyle hem dünyada, hem Türkiye’de stres özellikle altm fiyatlarını desteklemeyi sürdürüyor. îçerde ise enflasyonun hedefleri bir türlü yakalayamaması, faiz artsın mı artmasın mı tartışmaları gündeme damgasını vuruyor…
İşte gerek yurtiçi, gerekse tüm dünyadaki belirsizliklerin bu kadar yoğun olduğu bir dönemde biz de herkesin kafasındaki soruları bankacılar, portföy yöneticileri, akademisyenler ve Kapalıçarşı’nın yetkin isimlerine sorduk. Altm ve dolar için yılsonuna kadarki yakın dönem tahminlerini aldık. Yine yakın dönem için “altın mı yoksa dolar mı” sorusunun yanıtım aradık. İşte yanıtlar…
GLOBAL PORTFÖY……
Küçük yatırımcı beklemeli
Global Portföy Genel Müdürü Barış Subasar, ons altında 2011’de yaşanan hızlı çıkışı hatırlatarak yatırımcıları uyarıyor. Altının 2011-2012 yılındaki rallisinde ons altının L900 dolarları geçtiğini hatırlatan Subasar, şu tespitte bulunuyor:
“Altının onsu o günlerde 1.900 dolara kadar çıkıp ondan sonra 1.050 dolarlara kadar geriledi. Altına yatırım yapanlar ya büyük zararlar yazdı ya da uzun yıllar beklemek zorunda kaldı. Bugünlerde Türkiye’de bugüne kadar altın pozisyonu almamış olanların bile ya altın aldığım ya da altım sorduğunu görüyoruz. Ancak ben bu kesimin talebini çok da mantıklı bulmuyorum. Bugün piyasalardaki volatilitc çok yüksek. Önümüzdeki günlerde altında bir miktar daha yükseliş yaşanabilir. Ancak daha sonra yüksek fiyattan satın alanlar zarar edebilir veya 1-2 yıl beklemek zorunda kalabilir. Bu nedenle bu hareket nerede bitecek bunu görmeleri lazım diye düşünüyorum. Geçmişte de sıkça rastladığımız gibi bu tarz volatilitenin yüksek olduğu dönemlerde piyasalara yeni girenlerin genelde zarar ettiğini veya beklemek zorunda kaldığım görüyoruz. Buna karşın, altın pozisyonu olanlar ise bu ortamda da taşımaya devam edebilirler. Pandemi nedeniyle tüm dünya için geçerli olan şey önümüzü görememek. Pandemide böyle bir yeni dalga beklentisi yoktu. Ancak tahminler gerçekleşmedi ve yeni dalga tüm dünya piyasalarını çok fazla etkiledi. Bu nedenle altına ilişkin fiyat tahmininde bulunmak oldukça zor.”
Subasar, yalnız altın değil döviz piyasasının da çok volatil olduğu görüşünde. Doların hafta içinde bir ara 7.30’u görerek yeni bir tarihi zirveye ulaşıp andından hızla gerilediğini hatırlatan Subasar, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“O yüzden ben dövize yeni yatırım yapmayı düşünenlere volatilitenin azalmasını ve marjların daralmasını beklemelerini öneriyorum. Dolar kuru 7.30’un üzerinde iken alışta olmakta fayda var. Ancak 7.30’un altındaki kurlarda durulma hatta gerileme riski olduğunu düşünüyorum. Tüm sermaye piyasaları şu anda çok volatil. Bu nedenle özellikle küçük yatırımcılar bu piyasa ortamında işlem yapmaktan kaçınmalılar ve piyasalar dengeye gelene kadar beklemeliler.”
ATA YATIRIM
Altın bu seviyelerde dalgalanır
Ata Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş, altın ve dövizdeki harekete ayrı ayrı bakmak gerektiği görüşünde. Altının global merkez bankalarının faiz indirdiği ve likiditeyi artırdığı bir ortamda güvenli liman algısıyla tüm dünyada talep gördüğünü hatırlatan Demirtaş, “Bu algı halihazırda değişmedi. Covid-19’la ilgili endişeler sürdüğü müddetçe de altının onsu bugünkü mevcut seviyelerine yakın dalgalanma yaşar diye düşünüyorum. Burada ancak işler iyiye döner, global likidite çekilmeye başlarsa altın fiyatları inişe geçer. Altın bir yatırım aracı değil ancak portföylere koruma amacıyla alınabilir” diyor.
Ata Yatırım döviz tarafında yılsonu kur tahminlerin değiştirmedi. Hali hazırda yılsonu dolar kur tahminlerinin 7.15, euro içinse 8.44 olarak koruduklarını ifade eden Demirtaş, ağustos sonuna kadar tahminlerini değiştirmeyeceklerini belirtip şunları söyledi:
“Kurum olarak yılsonu enflasyon tahminimiz ise yüzde 9’du. Hali hazırda kur tahminlerimizi değiştirmedik. Burada mesele aiz artırmak değil. Türkiye’de salgın önlem-eri kapsamında likidite ve harcamalar arttı. Örneğin, otomotiv sektörü temmuz ayını rekorla tamamladı. Temmuza kadar işler iyi gitti. Buna karşın enflasyonda yükseliş gözlemliyoruz. Bu da kurda soru işaretleri oluşmasına neden oldu. Türkiye’de son iki haftada psikolojik rahatsızlık oluştu. Bu ruh hali sürdürülebilir değil. Faiz artırın demiyorum ama kur böyle dalgalanınca hesap yapılamıyor ve fiyat istikran oluşmuyor. Bu duruma çözüm bulunması gerekiyor. Diğer yandan enflasyona baktığımızda reel faizin üç puan ekside olduğu bir dönem yaşıyoruz. Bugün benim de görüşmeler yaptığım Türkiye’ye pozitif bakan yabancı fonlar ‘neden negatif faiz alayım’ diyor. Önümüzde 20 Ağustos’ta toplanacak olan Merkez Bankası PPK toplantısı var. Politika yapıcı ne yapabilir, bu onun seçimi. Ancak bu ruh durumu kendiliğinden geçmeyecek. Burada Merkez Bankası’nın ne yapacağı merakla beklenecek. Çünkü onun elindeki veri seti bizde yok bu yüzden tahmin yapmak istemiyorum.”
AHLATCI YATIRIM
Döviz yerine altın alın
Ahlatcı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş’a göre ons altındaki yükselişin temel nedenleri düşük faiz ortamı, dünyada yaşanan rekor likidite bolluğu, ABD Doları’nda yaşanan değer kaybı ve özellikle Covid-19 ile Çin-Amerika gerginliği. Yılsonuna kadar geçecek süreçte altının yükselişini destekleyen bu başlıklarda yaşanacak değişimlerin fiyatları aşağı yönlü baskı-layabileceği uyarısında bulunan Erbaş, yılsonuna kadar geçecek sürece ilişkin şu tahminde bulunuyor: “Bunların dışında aşı çalışmalarında zaman içerisinde ciddi anlamda seri üretime geçilmesi ve geniş kitlelerde kullanılmaya başlanması durumunda her iki ürün yönünü aşağı çevirebilir. Yılsonu için ons altında mevcut durumun daha kötüye gitmemesi, olası ikinci dalga beklentilerinin ekonomilerde genel kapanışlara neden olmaması durumunda ons altın için 2.100 dolar, gram altın içinse 500 TL maksimum seviyeler gibi gözüküyor. Önümüzdeki dönemde piyasalarda olası risk algısındaki olumlu görünümün artması ons için 1.800 dolar gram altın için 430 TL seviyelerinde kapanışları beraberinde getirebilir.”
Erbaş, yılın geri kalanında geri çekilmeler yaşansa bile dolar/ TL’de 7.30-7.40 TL aralığında yılsonu kapanışı yapılabileceği tahmininde bulunuyor. Özellikle ons altında 2.000 dolar ve dolar kurunda 7.30 TL seviyelerinin üzerinde gerçekleştirilecek alımlarm getiri anlamında daha az kar marjı bırakabileceğini söyleyen Erbaş, yatırımcılara şu öneride bulunuyor:
“Altının hala döviz yatırımından daha iyi bir alternatif olduğunu söyleyebiliriz. Her iki ürün içinde mevcut seviyelerden yatırım yerine geri çekilmeler ve ana destek seviyelerinde kademe-^ ^ li’alış yönünde yatırım daha mantıklı olacaktır. Mevcut durum içinde altın veya dövize göre hisse yatırımı daha mantıklı gözü-1 küyor. Döviz portföyde düşünmüyorum, altın için hala yüzde 30 diyebilirim.”
Merkez Bankası’nın ise bu volatil dönemde art arda adımlar attığına dikkat çeken Erbaş, “Merkez Bankası özellikle kur üzerinde yaşanan dalgalanma sonrasında piyasaya sağladığı likiditeyi azaltarak ve fonlama faizlerini yukarı çekerek 20 Ağustos’ta-ki PPK toplantısı öncesi gerekli adımları attı. Bunun yanı sıra aktif rasyosunun gevşetilmesi ve fiyatlamaların yakından takip edildiğinin belirtilmesi üzerine şimdilik TL tarafında sakinleşme yaşanıyor. Merkez Bankası bir süre daha piyasaları takip etmeye devam edecektir, ihtiyaç duyulması durumunda geç likidite penceresini tekrar kullanabilir. Faiz artışı için oynaklığın düşmesi durumunda bir sonraki toplantıyı bekleyebilir” diyor.
GCM YATIRIM
Portföylerde yüzde 40 olmalı
GCM Yatırım Araştırma Müdürü Dr. Tuğberk Çitilci’ye göre, döviz ve altın negatif mevduat faizleri dikkate alındığında portföylerde mutlaka yer almalı.
Altın ve dövizin portföylerdeki ağırlığının yüzde 20’şer olabileceğini söyleyen Çitilci, “Bu noktada yatırımcıların ilgili varlıklarda getiri arayışında mı, yoksa paranın değerini korumak için mi yatırım yaptıkları sorusunun cevapları önemli olacaktır. TL bazında paranın değerini yani satın alma gücünü korumak adına cazip olabilir.
Getiri arayışında olanlar içinse aşı ve teşvik paketi haberlerini takip edeceğiz” diyor. Çitilci bugün altın için iki ana dinamiğin fiyatlar üzerinde etkili olduğu görüşünde. Bunlardan birincisi Rusya’nın “aşıyı bulduk” açıklaması, ikinci ise ABD’nin ekonomisini desteklemek adına devreye almayı planladığı teşvik paketi. Aşı haberinin ilk etkisinin altın fiyatlarında sert geri çekilme olarak görüldüğünü hatırlatan Çitilci, yakın dönem altın ve dövizin seyrine ilişkinse şu değerlendirmede bulundu:
“Bundan sonra aşının tıbbi yönden ne kadar başarılı olup olmadığına ilişkin haber akışı altının fiyatı üzerinde etkili olacaktır. Ayrıca teşvik paketinin halen devreye alınmamış olması ilave likidite sağlamadığından altın fiyatını olumsuz baskılıyor. Yine dolardaki olası güçlenme ve ABD tahvil faizlerinde yükseliş altının yukarı yönlü hareket potansiyelini sınırlandırıyor.
Dolar tarafında durum ise yurtiçi faktörlere dayanıyor. Burada yabancı çıkışının devam edip etmeyeceği ve güçlü dolar-zayıf euro fiyatlamasının etkin olup olmayacağı takip edilebilir. Ayrıca beş yıllık ülke risk primi için 600 referans seviyesi önemli. Göreceli normalleşme için 600 seviyesi altında hareket takip edilebilir.”
Çitilci ons altında yaşanan son düşüşlere rağmen yükseliş eğiliminin halen korunduğu görüşünde. Yeni dönemde olası tepkilerin 1927 seviyesine göre “tamam mı, devam mı” sorusuna cevap vereceğini ifade eden Çi-tilci, ons ve gram altın bazında teknik olarak şunları söylüyor: “Uzun vadeli olarak olası tepkilerde 1690-1765 bölgesi öncesi ara destek 1835 olarak kaydedilmiştir. 1927 üzerindeki fiyatla-manın devam etmesi durumunda ise 1985 ve 2075 zirvesine doğru trend hareketi gündeme gelebilir. Orta vadeli baktığımızda iseons altının ana destek bölgesi 1830-1875 seviyesinde. Bu böl-*'”ge üzerinde kaldığı müddetçe avantajlı konumunu koruyor. Bu . düşünce ile 1980 başta olmak üzere 2030 ve 2075 seviyelerine .doğru yeni fiyatlama görebiliriz.
Önümüzdeki süreçte, gram altın fiyatları ise kısa-orta vadede 21 periyotluk üstel hareketli ortalamanın desteklediği 435, orta-uzun vadede 75 ve 89 periyotluk üstel hareketli ortalamaların desteklediği 400 seviyesi üzerinde kaldığı sürece pozitif hareket edebilir. Yukarı yönlü fiyatlamanm devam etmesi halinde 470-487.75-500 ve 510 seviyelerine yönelik çıkışlar kaydedilebilir. Özellikle son tarihi zirve 487.75 seviyesinin aşılması halinde, pozitif yönlü görünüm pekişecektir.”
Son dönemde Merkez Bankası’nm likiditeyi piyasadan çekerek sıkılaşma adımlarını devreye aldığım da hatırlatan Çitilci, bu tarz adımların devam edebileceği, faiz artışı içinse henüz erken olduğu görüşünde.
ÜNLÜ & CO
Altının ağırlığı az olmalı
ÜNLÜ & Co, Araştırma Bölüm Müdürü Murat Akyol, küresel piyasalarda durgun bir performans sergileyen doların içerde ise yukarı yönde tepki verdiğine dikkat çekiyor. Yılm geri kalanında doların diğer paralar karşısında anlamlı bir değer kazanımı sağlamasının zor olduğu tespitinde bulunan Akyol, “İçerde ise dolar/TL’nin performansında daha çok TCMB’nin izleyeceği para politikasının belirleyici olacağına inamyoruz” diyor. Altın fiyatlarında ise özellikle korona virüs tedavisinde ilerleme sağla-‘ nıp sağlanamayacağına yönelik gelişmenin yön gösterici olacağını söyleyen Akyol, altına ilişkin beklentisini şöyle özetliyor:
“Bu konudaki pozitif gelişmelerin ons altında belirgin bir düzeltmeyi beraberinde getirmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Böyle Murat AkV0’ bjr senaryoda, 1.750-1.800 dolar bandı ilk güçlü destek noktası olarak izlenebilir. Dolar/TL kurunun mevcut seviyelerde kalacağı varsayımı altında bu durum gram altın fiyatının 400-420 TL seviyelerine kadar gerilemesine neden olabilir. Aksi bir senaryoda ise 2.000 doları tabana dönüştürmeye çalışarak hareket edecektir, j Yılbaşına kadar geçecek süreçte aşı tedavisinin yanı sıra ABD-Çin ilişkileri ve ABD başkanlık seçimi altın fiyatları üzerinde belirleyici olacaktır.”
Altının hem güvenli liman arayışında olanlar için, hem de enflasyonist baskının arttığı dönemlerde hedge özelliği ile öne çıktığını hatırlatan Akyol, “Dolayısıyla, portföylerde altm bulundurulmasını önermekle birlikte, altına verilen ağırlığın portföyün toplamının yüzde 5-10’unu geçmemesinin doğru bir yaklaşım olacağını düşünüyoruz. Kimi zaman volatilitenin oldukça yüksek seyrettiği bir enstrüman olması nedeniyle döviz ağırlığının ise yatırımcınm risk profiline de bağlı olmakla birlikte mevcut şartlarda yüzde 20’yi aşmaması gerektiği görüşündeyiz” diyor.
Akyol bu ortamda, TL’deki değer kaybı ve yüksek volatite, TCMB’yi sıkılaştırma yapmaya yöneltse bile şimdilik faiz artırımı yapmasını beklemiyor. Buna karşın Akyol’a göre, ilk etapta ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti faiz koridorunun üst bandı olan yüzde 9.75 seviyesine yaklaşana kadar TCMB sıkılaştırma adımlarına devam edebilir.
NOORCM
Temkinli olunmalı
NoorCM Araştırma Birim Müdürü Tuğba Özay’a göre, bugünkü fiyatlamalarla gerek kurda gerekse altında hala yükseliş eğilimi korunuyor. Ancak rekor seviyeler nedeniyle yapılacak alımlarda temkinli olmakta ve pozisyonları kademeli taşımakta fayda olduğuna dikkat çeken Özay, “Fiyatlamalardaki volatilite nedeni şu süreçte mutlaka stoploss ile çalışılmalı. Portföy oluştururken yüzde 20 sabit getirili menkul değerler, yüzde 20 altın, yüzde 10 döviz ve yüzde 50 hisse senedi tercih edilmeli” diyor. Piyasalarda çok hızlı dalgalanmalar yaşandığına dikkat çeken Özay, örneğin 2.075 dolara kadar yükselen ons altının Rusya’dan gelen aşı açıklamaları ile 1.860 dolara kadar gerilemesini örnek gösteriyor.
Bugün ikinci dalga endişelerinin hala ön planda olduğu şu süreçte”gerek düşük faiz ortamının devam edecek olması gerekse ABD-Çin geriliminin tırmanma ihtimali yüzünden onsta hala ana trendin yukarı yönlü olduğunu söyleyen Özay, altına ilişkin beklentilerini şöyle özetliyor:
“Küresel ekonomilerdeki normalleşme sürecinin 2021 ortasına kadar süreceğini, bu süreçte de altında güvenli liman arayışı nedeniyle 2.100 dolar seviyelerinin üzerinde fiyatlamalar görebileceğimizi düşünüyoruz. Teknik olarak baktığımızda uzun vade fiyatlamalarda onsta 2.200 dolar seviyeleri test edilebilir. Geri çekilmelerde ise hala 1.850 dolar seviyesi önemli destek. Bu seviyenin aşağı yönlü kırılması halinde 1.745 dolara kadar geri çekilme devam edebilir. Gram altında ise Mart ayı itibarıyla 300 seviyesinde olan fiyatlar onsa paralel yükselişle 490 TL’ye kadar yükseldi. Bu seviyelerden gelen satış baskısı neticesinde 450 TL seviyesinde tutunmaya çalışan gram altında da yükseliş trendinin önümüzdeki dönemde devam edebileceğini ve 540 TL seviyesinin akabinde 600 TL’nin test edileceğini düşünüyoruz.” Özay, dolar/TL’de ise yükseliş trendinin korunduğu görüşünde. TCMB’nin likiditeyi azaltmaya yönelik attığı adımlar sonrası kurda bir miktar geri çekilmeler yaşandığını hatırlatan Özay, kura ilişkin beklentileri hakkında ise şunları söylüyor:
“Ancak dolar/TL’de hala 7.20’nin üstünde fiyatlamaların devam ettiğini görüyoruz. Merkez Bankası’nın adımlarına rağmen kurda eğilimin yükseliş yönünde olduğunu görüyoruz. Şu süreçte yükseliş bir süre daha devam edebilir, özellikle yurtiçinde Bayram tatili öncesinde yurtiçi yerleşiklerin döviz talebinde ciddi bir artış vardı. Bu eğilimin önümüzdeki günlerde de devam etmesi halinde ilk etapta 7.44 ve akabinde 7.50 seviyesinin üstünü test etmemiz muhtemel gözüküyor. Geri çekilmelerde ise 7.18 seviyesi önemli destek olmaya devam ediyor. “ özay, pandemi nedeniyle ekonomik aktivitenin yavaşladığı bu dönemde kurda aşırı bir hareket yaşanmaması durumunda Merkez Bankası’ndan bir faiz artırımı beklemediklerinin de altını çiziyor.
YATIRIM FİNANSMAN
Altın ve döviz mutlaka olmalı
Yatırım Finansman Strateji ve Yatırım Danışmanlığı Müdürü Serhan Yenigün, risk toleransı düşük veya yüksek fark etmeksizin, tüm yatırımcıların portföylerinde mutlaka bir miktar altın ve bir miktar döviz bulundurmaları gerektiği görüşünde. Buna karşın fiyatların rekor seviyelerde seyrettiği bu dönemlerde oranların görece daha düşük tutulması gerektiğine dikkat çeken Yenigün, bunun nedenini şöyle özetliyor:
“Pandemi etkileriyle mücadele amaçlı kararların altın fiyatlarını desteklediği bir dönemi geride bıraktığımızdan, pandeminin sona ermesi umudunu besleyecek her türlü aşı, ilaç, tedavi vb. gelişmelere yönelik haber akışı da ons altın fiyatlarında kâr satışlarına ve volatiliteye neden olacaktır. Ancak, merkez bankaları tarafından sağlanan yüksek likidite ve düşük faiz ortamının pandemi bitse bile hemen geri çekilmesi mümkün olmadığından ons altın fiyatlarının ara ara geri çekilmeler görülse de destek bulmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Bu süreçte, ons altın için 1.800-1.850 dolar/ ons bölgesi önemli bir destek alanı, 2.050-2.100 dolar/ons bölgesi ise kritik direnç alanı olarak izlenebilir.”
İç piyasada ise TCMB’nin finansal piyasalardaki dalgalanmalara ve aşırı fiyat hareketlerine müdahale edebilecek çok çeşitli araçları bulunduğunu hatırlatan Yenigün, “20 Ağustos PPK toplantısı öncesinde, kısa vadeli TL fonlama maliyetlerini yukarı çeken uygulamaların devam ettiğini görebiliriz. Bunlara ek olarak, likidite kısma amaçlı yeni tedbirler de gelebilir” diyor.
Ziya AKKURT / Nurol Yatırım Bankası A.Ş. Genel Müdürü
“Kâr satışları yakından takip edilmeli”
Global anlamda altın ons fiyatının son dönemdeki artışının en büyük etmenlerinden birisi Dolar Endeksi’nin (DXY) gelmiş olduğu tarihi düşük seviyeler ve gelişmiş ve gelişmekte olan merkez bankaları ile hükümetlerinin salgının olumsuz etkilerini hafifletmek adına uygulamış olduğu genişlemeci para ve mâliyeleri politikalarıdır. Ayrıca ekonomik belirsizliğin dünya geneline yayılmış olması, koronavirüs salgınında hala en kötünün geride kaldığını teyit edecek bir verinin olmaması, reel faizlerin tarihi düşük seviyelere inmesi yatırımcıları alternatif ve güvenli yatırım araçlarına yöneltiyor. Yurtiçi tarafa bakacak olursak, son dönemde yatırımcıların mevduat faizlerindeki negatif reel getirilere alternatif olarak altına yöneldiklerini söyleyebiliriz. Gram altın fiyatlarına etki eden altın ons ile birlikte dolar/TL hareketi de fiyatları yukarı yönde destekliyor. Bunun neticesinde hem ons fiyatı hem de dolar/TL’nin seyri, altının gram fiyatına olumlu yönde yansıyor.
Sonuçta, altın fiyatlarında hem yurtiçi, hem de yurtdışı talebin hale güçlü devam ediyor olması, ABD seçimlerinin belirsizliği, koronavirüs salgınındaki ümit verici haberlerin hala gelmemiş olması ve negatif reel faizlerin uzunca bir süre devam edecek olması altın fiyatlarındaki yükselişi destekleyici yönde olmaya devam edecektir. Yatırımcılar açısından dikkat edilmesi gereken husus kar satışlarının yakından takip edilmesi olmalıdır. Merkez Bankası ve Düzenleyici kurumların zamanında almış olduğu aksiyonlar neticesinde pandemi sürecini en hafif hasarla atlatmış ender ülkelerinden biriyiz. Merkez Bankası’nın yine enflasyon gerçekleşmeleri paralelinde uyumlu adımlar atarak elinde bulundurmuş olduğu araçları en etkin şekilde kullanacağı görüşündeyiz.
Zeki AKILLIOĞLU / Ekonomist
“DTH’lerde 130-150 milyar dolar var”
Etibank eski Genel Müdürü ve Vakıf bank eski Yönetim Kurulu Üyesi Ekonomist Zeki Akıllıoğlu, bugün yatırımcıların Türk bankalarında bulunan vadeli döviz tevdiat hesaplarının (DTH) 130-150 milyar dolar seviyesinde olduğunu hatırlatıyor.
Bu mevduatlardan küçük bir bölümünün bile satılması durumunda kurlarda aşağı yönlü sert fiyat hareketleri yaşanabileceğini savunan Akıllıoğlu, bugün altın ve dolarda gelinen seviyelerin nedenlerini şöyle sıralıyor:
“Türk insanı için altın, döviz ve gayrimenkul her zaman ilk üç yatırım aracı oldu. Ve her belirsizlik döneminde öncelikle talep altın ve dolara yöneldi. İçinde bulunduğumuz dönemde de benzer bir hareket yaşadık. Üstelikte bu kez doğrudan Türkiye kaynaklı değil globalde yaşanan gelişmelerle bu etki daha da arttı. Bugün dünya ticareti daralmış durumda, merkez bankaları trilyonlarca dolar basarak piyasaya verdiler. Ve başta Fed ve ECB olmak üzere daha ne kadar para basacakları belli değil. Basılan paraların ekonomilere etkisi ne olacak o da belli değil. Bir de pandemi var. Bu da büyük bir belirsizlik yaratıyor. Tüm bu belirsizlik ve endişeler altını tarihi zirvelerine taşıdı. Türkiye’de de altın ve dolar zirvelere tırmandı.
Bugün Türkiye’de 3.2 trilyon TL’lik mevduatın yüzde 50’sinden fazlası DTH. Yani 225 milyar dolarlık döviz hesabında. DTH’ye yatırım yapanların üçte ikisi ise bireysel yatırımcılardan oluşuyor. Bunun büyüklüğü de 130-150 milyar dolar civarında. Çok devasa bir rakam. Bu kesim bu DTH’lerin küçük bir kısmını bile satsa kurlar hızla inişe geçer. Çünkü Türkiye’de döviz piyasaları hacimsel anlamda oldukça sığ.”
Akılıoğlu, döviz kurlarının bugün bu seviyelere gelmesinin ekonomik bir mantığı bulunmadığı görüşünde. Bugün Türkiye’de enflasyon yüzde 30-40’lara çıksaydı veya diğer majör kalemlerde bozulma olsaydı bu seviyelerin anlaşılabilir olabileceğine dikkat çeken Akıllıoğlu, şu tespitte bulunuyor: “Bunun tek açıklaması var; endişe ve güvence arayışı. Ancak diğer taraftan korunması gereken bir de enflasyon ile faiz dengesi olduğu unutulmamalı. Bu anlamda piyasa ile barışık olunması lazım. Piyasa size mesajı veriyorsa kabul etmek lazım. 2-3 puan için TL’nin bunu yaşamasına gerek yok. Yıllardır süren bu başarının korunması lazım. Hatırlarsanız faizler 70-80’lerden buralara geldi. Bu yüzden 2-3 puan için piyasalarla zıtlaşmamak lazım. Bunun dışında zaten Merkez Bankası sıkılaştırmaya yönelik birçok adım attı, atmaya da devam ediyor.”
Prof. Dr. Kerem ALKİN / İstanbul Medipol Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı
“Altın 2.100-2.150 rallisini deneyebilir”
Dolar/TL kuru, Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Mavi Vatan, Libya, Suriye stratejileri, Lübnan’la ilgili gelişmeler ve bu gelişmelerin Türkiye-ABD, Türkiye-Rusya, Türkiye-Fransa ve Türkiye-Almanya ilişkilerine olası yansımaları, uluslararası ekonomi medyasındaki kimi çevrelerin bu başlıkların gerginlik amaçlı kullanmasına bağlı olarak, belirli aralıklarla yeni dalgalanmalara sebep olabilir. Yılsonuna kadar, Türkiye ekonomisiyle ilgili, ihracat ve turizm gelirleriyle ilgili her iyi haber, dolar/TL kurunda 7.2 TL bandında ilk etapta bir normalleşme ve sakinleşmeyi beraberinde getirebilir. Uluslararası yatırımcıların Türk hisse senetlerine ve tahvillerine yeniden ilgilerini yoğunlaştırmaları halinde 7 TL ve hatta bir miktar altına kadar düzeltme gelebileceği gibi, Türkiye’ye net sermaye girişinin sıkışık kalmaya devam etmesi halinde, yılsonunda 7.5 TL kur düzeyini görebileceğimiz ihtimalini de göz ardı etmemek gerekir.
Altında ise, küresel spekülatörler altının ons fiyatında 2.100-2.150 dolar düzeyine kadar bir ralli deneyebilirler. Sonrasında, altında daha büyük çaplı kar amaçlı satış gelebilir.
TCMB ise, hiç şüphesiz Türkiye ekonomisinin küresel virüs salgınının etkilerini bertaraf etmek için uyguladığı genişletici para politikası tedbirlerini, ekonomideki hızlı ve güçlü toparlanmayla, kademeli, ama daha seri olarak geri çekme, piyasadaki bol TL’yi daraltma anlamında geri çekecektir. TCMB’nin temel para politikası faiz oranı olan bir haftalık repo faizini, yüzde 8.25’e yükseltmek konusunda acele etmek yerine, dört ayrı para politikası aracılığıyla piyasaya verdiği TL likiditesinin maliyetini yükseltecek farklı tedbirleri tercih edeceğini düşünüyorum. Para politikası faiz oranını yükseltmek, muhtemelen en son adım olarak bir kenarda tutulacaktır.
Mustafa KAMAR / Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı
“Küçük yatırımcı çok dikkatli olsun”
Ben 35 yıldır bu piyasanın içindeyim. Küçük yatırımcının çok dikkatli olması gereken bir dönemdeyiz. Ne altın, ne döviz… Ben hisse senedi öneriyorum. Altın çok gereksiz yükseldi. 2011 yılındaki gibi bir durum var. 0 dönemde de gereksiz bir yükseliş olmuş sonra tekrar geri gelmişti. Altınla ilgili olarak 2019 yılında pozisyon alınmaya başlandı. Pandemi bu pozisyon alanlar için acayip bir fırsat oluşturdu. ABD ve Çin’in ticaret savaşı da bunlara yaradı. Bu alanda yapılan yayınlar da altında yükselişi tetikledi. Bir yerde kuyruklar oluşmaya başladıysa orada sıkıntı var demektir. Geçmişte de insanlar kredi çekip döviz, hisse senedi aldılar. Büyük zararlara uğradılar. Yine aynı durum olmasın. Özellikle altın en fazla yüzde 10 daha yükselir. Ama düşüşü hızlı olur. Onun da işaretleri geliyor.
Altın pozisyonunda olanlar satış yapıyor olabilir. Kredi çekerek altın alanlar olduğunu duyuyoruz. Bunlar yanlış hareketler. Ortalık toz duman. Küçük yatırımcılar dikkatli olsun. Gramı 325, 350 TL’den altın alanlar şimdi satış yapıyor. Gümüş tarafı daha spekülatif bir yapıya sahip. Büyük spekülatörler var. Ne olduğunuzu anlayamazsınız. Benim önerim halen hisse senedi. Bankacılık ve sanayi hisseleri ağırlıklı. BIST-30 endeksi içinde yatırım tercih edilebilir. Yılsonuna dönük şu anda beklenti ve tahmin yürütmek ise çok zor. Burada hem uluslararası, hem de yerel dinamikler önemli.
Mehmet Ali YILDIRIMTÜRK / Altın ve Para Piyasaları Uzmanı
“Bayram ikramiyeleri altın ve dolara gitti”
Dünyada altın fiyatlarının pandemide ikinci dalganın yanı sıra ABD-Çin ticaret savaşındaki sertleşme ve son olarak Beyrut’ta yaşanan patlama ile tarihi zirvesi olan 2.072 dolara kadar yükseldiği gördük. Buna karşın geçen salı günü Rusya’dan gelen “aşı bulundu” açıklaması ile altının bu kez sert bir düşüş yaşayarak 1.880 dolara kadar gerileyip yeniden 1.930 dolarlar seviyesine kadar yükseldi. Aslında bu düşüşe son haftalarda yaşanan hızlı yükselişin bir düzeltmesi olarak bakmak lazım. Normal bir hareket olarak değerlendirmek lazım. Kısa vadede bakarsak ABD seçimlerine kadar ben altının onsunun 1.900-1.950 dolar bandında hareket edeceğini düşünüyorum. Hızlı çıkış hazmedilecek. ABD seçimlerinden sonra yaşanacak gelişmelere göre yeni seviyelerden bahsedebiliriz. Ancak ben seçimlerden sonra da ticaret savaşlarının devam edeceği görüşündeyim. Bu nedenle yılsonuna kadar altının onsu için tahminim 2.000-2.100 dolar aralığında. Önümüzdeki dönemde pandemi azalacak ancak pandeminin ekonomilerde yarattığı olumsuz etki sürecek gibi duruyor. Bu süreçte dolar zayıf kalmayı sürdürecektir. ABD seçimlerine kadar yaklaşık 1-2 aylık süreçte euro/dolar paritesinin 1.1850-1.1350 arasında dalgalanmasını bekliyorum. İç piyasada ise bayramda verilen bin TL’lik ikramiyenin altın ve dolarda talep yarattığını gördük. Dışarda dolar gerilerken içerde bu talebin etkisi ile yükseliş sürdü.
Ayrıca düşen mevduat oranları yüzünden bankadan parasını çeken vatandaşın altına yöneldiğini de gördük. Bu nedenle serbest piyasada bir ara dolar 7.49 seviyelerine kadar yükseldi. Ben 1-2 aylık süreçte dolar/TL’de 7-7.50 bandında bir hareket bekliyorum. Yine aynı dönemde gram altın ise 510 TL’ye kadar yükseldi. Altındaki bu hızlı tırmanışa rağmen bireysel yatırımcılar çok istekliydi. Altına ve dövize getirilen vergi nedeniyle de yatırımcı son dönemde serbest piyasayı tercih etmeye başladı. Bu nedenle alım satım arasındaki marjlar açıldı. Bir ara 480 TL’ye kadar yükselen gram altının önümüzdeki birkaç aylık süreçte 420-480 TL arasında dalgalı bir seyir izlemesini bekliyorum. Tabii burada doların seyri ve dış piyasalardaki gelişmeler belirleyici olacak.
Ömer NİZİPLİOĞLU / Niziplioğlu Yönetim Kurulu Başkanı
“Yılsonuna kadar altın yatırımı tavsiye ediyorum”
Pandemi nedeni ile finansal genişleme yapılıyor, halkın ve piyasanın para ihtiyacı bu şekilde basılarak karşılanıyor. Dolayısıyla para piyasaları değer kaybetmek durumunda kalıyor. Finansal piyasalar değer kaybetmeye devam edecek.
Aynı şekilde değerli madenler altın, gümüş ve benzeri yatırımlar değerini koruyacaktır. Mevcut koşullarda ekonomik değerimizi korumak için yılsonuna kadar altın yatırımını tavsiye ediyorum. Altının onsunda 2-.500-3.000’leri hedef olarak görüyorum. Değişen dünya düzeninde en güvenli yatırım aracı altın.
Esin Çetinel