Güncel Ekonomi Haberleri

Türkiye ekonomisinin yeni yol haritası (OVP) yürürlüğe girdi

Türkiye ekonomisinin yeni yol haritası belirlendi. Yeni OVP’ye göre Türkiye ekonomisi üç yıl boyunca yüzde 5.5 büyüyecek. İşsizlik oranının 2019 da tek haneye inmesi, kişi başı milli gelirin ise 2020 yılında 13 bin doları aşması bekleniyor…

TÜRKİYE’YE “sınıf atlatacak” 3 yıllık Orta Vadeli Program (OVP) yürürlüğe girdi. Yeni Orta Vadeli Program’da (2018-2020), 2017 yılı büyüme hedefi yüzde 4.4’ten yüzde 5.5’e çıkarılırken, program dönemi boyunca büyüme hedefi yüzde 5.5 olarak öngörüldü. 2017 sonunda kişi başına milli gelirin 10 bin 579 dolar olacağı, 3 yıllık program dönemi sonunda ise bu rakamın 13 bin doları aşacağı ve böylece Türkiye’nin yüksek gelirli ülkeler grubuna gireceği tahmin edildi.

Yeni OVP’de işsizlik oranının 2019’da tek haneye ineceği, enflasyonun ise kademeli olarak gerileyerek 2020 sonunda yüzde 5 seviyesine ineceği öngörülüyor. 2016’da milli gelire oranı yüzde 3.8’e kadar gerileyen cari işlemler açığının da bu yıl sonunda yüzde 4.6 olması, program döneminde kademeli olarak düşerek 2020’de yüzde 3.9’a düşmesi hedefleniyor. Yeni OVP’ye göre, bu yıl sonunda ihraç 156.5 milyar dolar, 2018’de ise 169 milyar dolar olacak. Yeni OVP’de 2017 yılı bütçe açığı hedefi 47 milyar TL’den 61.7 milyar TL’ye çıkarıldı. 2018 yılı bütçe büyüklüğü de 762.8 milyar TL olarak öngörülmüş durumda. 2018 yılında kamuya 74 bin ilave personel alınması planlanırken, bu alım-larm öğretmen, sağlık personeli, savunma ve güvenlik personeli ağırlıklı olması bekleniyor. Özelleştirme gelirlerinin ise önümüzdeki 3 yılda 10’ar milyar TL olması hesaplanıyor.

BÜYÜME TAHMİNİ YÜZDE 5.5

2018-2020 Orta Vadeli Program (OVP), Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek tarafından geçen hafta Maliye Bakanı Naci Ağbal ve Kalkınma Bakanı Lütfi Elvanın yanı sıra kamu kuruluşlarının üst düzey yöneticilerinin katılımıyla düzenlenen basm toplantısında açıklandı. Program, 27 Eylül tarihli mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Büyümenin hızlandırılması, istihdamın artırılması ve gelir dağılımın iyileştirilmesi amacıyla hazırlanan yeni OVP’de 3 yıllık program döneminde Türkiye ekonomisinin sırasıyla 2018,2019 ve 2020 yıllarında yüzde 5.5 büyümesi öngörülüyor.

OVP’de Türkiye ekonomik büyüklüğünün 2017 yılı sonunda 847 milyar dolar olacağı, 2018,2019 ve 2020 yıllarında sırasıyla 923 milyar dolar, 988 milyar dolar ve 1 trilyon 74 milyar dolara yükseleceği hesaplanıyor.

TÜKETİMİN BÜYÜMEYE KATKISI

Küresel iktisadi faaliyette gözlenen ılımlı toparlanma eğilimi dikkate almarak, 2017 yılı genelinde net ihracatın büyümeye yaklaşık 1.3 puan katkı vermesi bekleniyor. 2018 yılı büyüme hedefine ulaşılmasında üretim sektörleri yoluyla hizmetler sektörünün 3.4 puan, sanayi sektörünün 1.1 puan, tarım sektörünün ise 0.3 puanlık katkı sağlayacağı hesaplanıyor.

2018’de toplam talep açısından büyümeye toplam tüketimin 2.9 puan, sabit sermaye yatırımlarının 1.6 puan katkı vereceği, 2017 yılma göre net mal ve hizmet ihracatının katkısında ise nispi bir gerileme olacağı tahmin ediliyor. OVP’de turizm sektöründe canlanmanın büyümeye daha fazla katkı vermesinin beklendiği vurgulanıyor.

2019 ve 2020 yıllarında hedeflenen büyüme oranlarına ortalama olarak hizmetler sektörünün 3.5 puan, sanayi sektörünün 1.2 puan ve tarım sektörünün 0.3 puan katkı vermesi bekleniyor.

2020’DE ZENGİNİZ

Yeni OVP’de 2017 yılı kişi başı milli geliri 9 bin 529’dan 10 bin 579 dolara yükseltildi. 2018 ve 2019 kişi başı büyüme verisi de yukarı yönlü güncellenerek sırasıyla 11 bin 409 dolar ve 12 bin 100 dolar olarak öngörüldü. Bu rakamın 2020’de ise 13 bin 24 dolar olacağı tahmin ediliyor. Dünya Bankası yüksek gelir sınırının 12 bin 235 dolar olduğunu vurgulayan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, bu seviyenin bugün itibarıyla Dünya Bankası tanımına göre, üst gelir grubuna çıkmak için belirlenen eşik değerin üzerinde olduğunu kaydetti. Şimşek “Bu program Türkiye’ye sınıf atlatacak, yüksek gelirli ülkeler grubuna sokacak” dedi.

YILSONU TÜFE ARTIŞI YÜZDE 9.5

Sürdürülebilir büyüme için kalıcı fiyat istikrarının sağlanmasının hedeflendiği yeni OVP’de yılsonu TÜFE artışı tahmini yukarı yönlü güncellendi.

Buna göre 2017 TÜFE yılsonu tahmini yüzde 9.5’e çıkarıldı. 2018-2020 OVP döneminde enflasyonun kademeli iyileşerek yüzde 5 seviyesine gerilemesinin öngörüldüğü OVP’de 2018,2019 ve 2020 yıllan için ise yılsonu TÜFE artışı sırasıyla yüzde 7, yüzde 6 ve yüzde 5 olarak tahmin ediliyor. Enerji fiyatlarında sınırlı artışın öngörüldüğü programda, brent petrol varil fiyatının yıllık ortalama 54.5 dolar olacağı hesaplanıyor.

İŞSİZLİKTE TEK HANE 2019’DA

OVP’de, 2017 yılsonu işsizlik oranı tahmini yüzde 10.8, 2018 tahmini ise yüzde 10.5 olarak belirtiliyor. İşsizlik oranının 2019 itibarıyla yüzde 9.9 ile yeniden tek haneye düşmesi, 2020 yılında ise yüzde 9.6 oranında gerçekleşmesi bekleniyor. İşgücüne katılma oranının program döneminde artarak 2020 yılında yüzde 54.7, istihdam oranının OVP dönemi boyunca ekonomik aktivitedeki gelişmelere paralel artarak yüzde 49.5’e ulaşması hedefliyor.

SÜRDÜRÜLEBİLİR CARİ AÇIK

Dengeli büyüme kompozisyonuyla cari açığı sürdürülebilir seviyede tutmak önceliğine yer verilen yeni OVP’de, cari işlemler açığının GSYH’ye oranı bu yıl için yüzde 4.2’den yüzde 4.6’ya yükseltildi. 2016 yalında milli gelire oranla yüzde 3.8’e kadar gerileyen cari işlemler açığının, 2017’de altın ve enerji dengesindeki bozulma nedeniyle bir miktar artması bekleniyordu. Yeni OVP’de 2018 ve 2019 yılları için cari işlemler açığının GSYH’ye oram yüzde 4.3 ve yüzde 4.1 olarak öngörüldü. OVP’de program dönemi sonunda cari açığın GSYH’ye oranının kademeli olarak düşerek 2020 yılında yüzde 3.9 seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor.

2018 jalmda 169 milyar dolar olması hedeflenen ihracatın program dönemi sonunda 195 milyar dolara, 237 milyar dolar olması beklenen ithalatm ise 272 milyar dolara ulaşacağı kaydediliyor. Program dönemi boyunca yıllık ortalamada reel olarak ihracatın yüzde 5.8, ithalatın ise yüzde 4.7 artacağı öngörülüyor.

BÜTÇE AÇIĞINDA ARTIŞ

Yeni OVP’de 2017 yılı bütçe açığı hedefi 47 milyar TL’den 61.7 milyar TL’ye çıkarıldı. Ekonomiyi desteklemek için alman tedbirlerin etkisiyle 2017 yılında merkezi yönetim bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 2’ye yükselmesi tahmin edildi. Yeni OVP’de bütçe gelirlerinin kalitesinin ve cari harcamalarda tasarrufların artırılması ve yatırım harcamalarının etkinleştirilmesi sonucunda program dönemi boyunca bütçe açığının kademeli olarak iyileştirilmesi öngörüldü. 2018’de GSYH’ye oranla yüzde 1.9 olması öngörülen merkezi yönetim bütçe açığının, program dönemi sonunda yüzde 1.6’ya düşmesi bekleniyor. 2018 yılı sonunda GSYH’ya oran olarak yüzde 1.9 olması öngörülen genel devlet açığının 2020’de yüzde 1.3’e gerilemesi, 2018 sonunda GSYH’ya oran olarak yüzde 2.1 olması öngörülen kamu kesimi borçlanma gereğinin 2020’de yüzde 1.3’e gerilemesi öngörüldü. 2016’da yüzde 28.1 olan AB tanımlı borç stokunun GSYH’ye oranının 2017 sonunda sınırlı artarak yüzde 28.5 seviyesinde gerçekleşeceği, 2018’de de bu seviyede kalarak program dönemi sonunda yüzde 27.5 seviyesine gerileyeceği tahmin edildi.

2018 BÜTÇESİ 762.8 MİLYAR TL

2018 yılı bütçe büyüklüğü 762.8 milyar TL olacak. OVP’de 2018 bütçesinde faiz dışı harcamalar 691.1 milyar TL, faiz harcamaları 71.7 milyar TL öngörülürken, toplam gelirlerin 696.8 milyar TL, 2018 yılı vergi gelirlerinin ise 599.4 milyar TL olacağı tahmin edildi. OVP’de 2018 yılı bütçe açığının 65.9 milyar TL olacağı öngörüsüne yer verildi. 2018 yılı bütçesinin büyümeye destek vereceğini söyleyen Maliye Bakanı Naci Ağbal, yatırıma, üretime, istihdama, ihracata, sanayiye, hizmetlere ve tarım sektörüne de hizmet vermeye devam edileceğini vurguladı. 2018 bütçesinin Türkiye’nin karşı karşıya olduğu bütün jeopolitik riskleri yönetecek ve bu risklerin getirdikleri yükleri karşılayabilecekleri bir görünüme de sahip olacağını kaydeden Ağbal, 2018’de 2017’ye göre yılsonu itibarıyla harcamaların 89 milyar TL, faiz dışı harcamaların 74 milyar TL, faiz giderlerinin de 14.2 milyar TL artacağım ifade etti.

TOPTANCI HAL YASASI ÇIKIYOR

2018-2020 OVP’de büyüme ve istihdamı destekleyen öncelikli politika alanları da belirlendi. Bunlar makroekonomik istikrarın sürdürülmesi, beşeri sermaye ve işgücünün kalitesinin artırılması, yüksek katma değerli üretimin yaygınlaştırılması, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi ve kamuda kurumsal kapasitenin artırılması olarak sıralanıyor.

Gıda enflasyonundaki oynaklığın azaltılmasına yönelik olarak lisanslı depoculuk hizmetleri özel sektör eliyle yaygınlaştırılacak. Tarladan son tüketiciye kadar soğuk zincir yatırımları desteklenecek. Toptancı hal yasası çıkarılacak. KOBİ’lerin finansmana erişimini kolaylaştırmak için banka teminat mektubu yerine kefalet sigortası kullanmasına imkan sağlayacak düzenleme yapılacak. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin yaygınlaştırılacak. Yeni uydularla iletişim kapasitesi artırılacak.

EMLAK VERGİSİNE YENİ DÜZEN

Kamuda mali sürdürülebilirlik için kamu harcamalarında ve yatırımlarında etkinlik artırılacak. Taşıt kullanımında tasarruf sağlanacak. Süreklilik arz etmeyen gelirlerle kalıcı mahiyette harcama programları yaratılması önlenecek. Çok zorunlu haller dışında kamu hizmet binası yapımına izin verilmeyecek, yine çok zorunlu haller dışmda acele kamulaştırma yapılmayacak. Verimsiz kullanılan veya atıl kamu varlıklar değerlendirilecek. Atıl durumdaki tahsisli taşınmazlar kiralanacak. Kamu konutları ve sosyal tesisler ekonomiye kazandırılacak. Kamuda yeni kurum kurulması sınırlandırılacak, mevcut kurumlar da yeniden yapılandırılacak.

ÖZEL AR-GE MERKEZLERİ

Finansal piyasalarda istikrar korunacak ve yurtiçi tasarruflar artırılacak. Finansal sistem derinleştirilecek, yurtiçi tasarruflar artırılacak. Faizsiz finans sistemi geliştirilecek. Emlak Bankası yeniden yapılandırılacak. Altına dayalı tahvil ve kira sertifikası ihracı hayata geçirilecek. Bireysel emeklilik sistemi gözden geçirilecek ve kapsamı genişletilip sistemden erken ayrılmamayı teşvik edici düzenleme yapılarak katılımcı sayısı artırılacak. Cari dengede sürdürülebilirlik için enerjide ithalata olan bağımlılık azaltılacak, finansman imkanları iyileştirilecek, lojistik hizmetler etkinleştirilecek. İhracat artırılacak. Bunun için uluslararası doğrudan yatırım stratejisi hazırlanacak, e-ihracat stratejisi uygulamaya geçirilecek. İhracatçıya tek noktadan ihracat kolaylığı sağlanacak. Turizmde dönüşümü sağlamak amacıyla Turizm stratejisi yenilenecek. Yerli marka otomobil destek programı hayata geçirilecek. Madencilik arama yatırımları artırılacak. Cazibe merkezi olarak belirlenen bölgelerde yatırımların artırılması için gerekli teşvik ve imkanlar yürürlüğe konulacak. Özel Ar-Ge ve tasarım merkezleri sayısı bine çıkarılacak. Büyük OSB’lerde tasarım ve dijital dönüşüm merkezleri kurulacak.

74 bin yeni personel alınacak

2018 yılında kamuya 74 bin ilave personel alınacak. Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın verdiği bilgiye göre sayıları belli olmamakla birlikte bu kadrolar öğretmen, sağlık, savunma ve güvenlik personeli ağırlıklı olacak.

Özelleştirme uygulamaları yeni program döneminde de devam edecek. 2018, 2019 ve 2020 yılı özelleştirme geliri hedefi 10’ar milyar TL olarak olacak. Özelleştirmelere, Türkiye Şeker Fabrikaları’na bağlı fabrikalarla devam edilecek.

2018 bütçesinde Cazibe Merkezleri Programı’na artan ölçüde kaynak tahsis edilecek. Orta Vadeli Programla birlikte açıklanan tedbirler kapsamında elde edilecek gelirlerden 8 milyar TL’lik bir kaynak Savunma Sanayi Destekleme Fonu’na ilave gelir olarak aktarılacak.

Prof. Dr. Hakan YETKİNER / İzmir Ekonomi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğr. Ü.
Kişi başı milli gelir hedefi gerçekleşebilir

2018-2020 dönemini kapsayan OVP sonunda kişi başı milli gelirin 13 bin doların üzerine çıkması hedefleniyor. Eğer dolar bazında büyüme oranı her yıl yüzde 5.5 olursa, bu hedef gerçekleştirilebilir bir hedef olarak görülüyor. Ancak ABD’nin alacağı parasal sıkılaştırma kararları neticesinde TL değer kaybederse, dolar bazında kişi başı gelirin 13 bin doları aşması için çok daha büyük bir çaba gerekecek. OVP’de işsizlik oranının yeniden tek haneye düşürülerek 2020’de yüzde 9.6 oranında gerçekleşmesi öngörülüyor. İşsizlik oranlarının orta vadede yüzde 10+1 aralığında salınması gerçekçi bir hedef olarak görülmeli. Ancak enflasyon hedefleri çok iyimser. Programda 2020 yılında enflasyonun yüzde 5’e gerileyeceği tahmin ediliyor. Ancak enflasyon iç nedenler kadar döviz oynaklıkları ve petrol fiyatları gibi Türkiye’nin kontrolü dışındaki nedenlerden de kaynaklanıyor. Önümüzdeki yıllarda özellikle dolar ve petrol fiyatlarındaki olası oynaklıklar dikkate alındığında enflasyonu aşağıya çekmek çok kolay olmayabilir. Cari açığın milli gelire oranının yüzde 3.9’a gerileyeceği tahmin ediliyor. Geçmiş yıllardan biliyoruz ki Türkiye ekonomisi ısındıkça ithalatı ihracatından hızlı artmakta ve cari açık büyümekte. Dolayısıyla yapısal değişiklikler gerçekleştirilemediği sürece cari açığın milli gelire oranının düşmesini başarmak zor. Kamu kesimi borçlanma gereğinin milli gelire oranının yüzde 1.3’e gerilemesi de ulaşılabilir bir hedef olarak görülüyor.

Büyükşehir Belediye Kanunu değişiyor

Kamuda kurumsal kalitenin artırılmasına yönelik yeniden yapılanma ve koordinasyon için önümüzdeki 3 yıllık süreçte, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi uygulama esasları ve yol haritası hazırlanacak. Kurumlar arası görev, yetki ve sorumluluk paylaşımı daha da netleştirilecek. Kamuda yeni kurum kurulması sınırlandırılacak, mevcut kurumlar ihtiyaç doğrultusunda yeniden yapılandırılacak. Kamu sermayeli kuruluşlar için yönetişim kanunu çıkartılacak. Büyükşehir Belediye Kanunu yeniden düzenlenecek, büyükşehir belediyelerinde personelin uzmanlaşma düzeyini yükseltecek bir program haztrlanacak. Kalkınma Ajansları başta olmak üzere bölge kalkınma idarelerinin rol ve yetkileri güçlendirilerek yönetim, denetim ve mali yapıları daha da güçlendirilecek.

Doç. Dr. Atılım MURAT / TOBB ETÜ İİBF İşletme Bölümü Öğretim Üyesi
“Program biraz iyimser”

Orta Vadeli Program’ın, dışarıda ve içeride iyimserlik’ üzerine dizayn edildiği görülüyor. Enflasyon konusunda, büyüme ve istihdam taraflarında ekonomi yönetiminin beklentileri pozitif. En önemli ihracat pazarımız olan Euro Bölgesi’nde toparlanmanın devam edeceği öngörülüyor. Dış finansman ihtiyacımızın yüksek olacağı önümüzdeki dönem için, Fed’in faiz artırımı konusunda aceleci olmayacağı varsayımı yapılmış. Bütçe açığının daha fazla yükselmesi istenmiyor. 2019’da iki seçimin yapılacağı göz önünde bulundurulursa, 2018 sonu bütçe açığı tahmini biraz düşük kalmış. Seçim dönemlerinden önce, ekonomiyi desteklemek için kamu harcamaları genelde artar. Zaten ekonomi tam anlamıyla toparlanana kadar bütçe açığının yüksek kalması gerektiğini savunuyorum. Yüzde 5.5’lik sabit büyüme tahminiyle, ithalattaki artış oranı düşük gözüküyor. Türkiye’nin hızlı büyüdüğü dönemlerde, ithalattaki artış hızı yüksek oluyor.

Hülya Genç Sertkaya

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu