Yeni Nesil Pratik Mobil Restoran Açmak
İçeriğe Ait Başlıklar
BİR ZİNCİRE BAĞLANABİLİRSİNİZ
ABD’de bu sınıfın temsilciliğini yapan girişimciler alışveriş merkezi, sinema, stadyum gibi yerlerde konuşlanıyorlar. Çoğu marka olmuş fast-food işletmelerinden lisans alarak franchising anlaşmasıyla faaliyet gösteriyor. ‘Ben&Jerry’s’ ve ‘Baskin-Robbins’ gibileri en tanınmışları. Avrupa koşullarında organize olmuş yatırımcılar da şimdi bu türden markalara büyük rağbet gösteriyor.
Uygulamaların yaygınlığı portatif gıda sektörünü milyarlarca dolarlık hacme ulaştırmış durumda. Yiyecekler önceden hazırlanıyor ya da satılmaya hazır şekle getiriliyor. Bazılarının ayrıca dondurma ve sütlü ürün satan üniteleri de var. Son yıllarda sadece Italyan menülerine yer açan girişimciler büyük rağbet görüyor.
Dev boyutta römork haline getirilmiş arabaların yönetimi oldukça kolay. Birkaç arabaya sahip olunduğunda tek çekici yeterli oluyor. Çekicileri bu iş için organize olmuş yerlerden kiralamak mümkün. Sistemin aile işletmesi olarak çalıştırılması ise kazancı artırıyor.
Amerika Seattle’daki ‘Skillet Street Food’ bunun tipik örneklerinden biri, içinde tam mutfağı olan bu sistem ‘airs-tream’ tipi bir römorkla çalışıyor. Sadece bu faaliyet için üretilen römorkun içinde her türlü donanım var. Bu gruptan römorklar bağımsız bir arabadan daha fazla seçenek sunuyor ve bir kamyona kıyasla daha ucuz.
Geleneksel ‘mobil fast-food işliği’ tipik olarak sandviç, burger gibi standart menüler satıyor. Şimdi ise bazıları sağlıklı ‘vejetaryen’ ve ‘vegan’ sunumları da yapabiliyor.
Bunlar büyük restoranlara erişimi sınırlı olan yerlerde iyi para kazanıyor. Çoğu isim yapmış bir zincire bağlı, işliklerin yarı işlenmiş ürün ikmalini yine imtiyaz sahibi franchising merkezi yapıyor. Amerika’da son yıllarda pratik fast-food sayılabilecek tek ürünle sınırlı daha küçük zincirler de var.
Örneğin Amerika’da ‘Califomia Pizza Kitchen’ bunun tipik örneklerinden biri.
HER BÜTÇEYE UYGUN
Amerika’da son trendlerden biri de ‘mobil fast-food işliği’ çalıştıranların tıpkı bir trenin vagonları gibi iki çeşit kabine sahip olmaları. Birincisi müşterilerle temasta olan bölüm diğeri ise mutfak bölümü… Geçişler özel hazırlanmış bir körük vasıtasıyla yapılıyor. Ancak bu sistem diğer benzerlerine göre daha pahalı ve geniş bir konuşlanma alanı gerektiriyor.
İşini çok daha basit biçimde yapan girişimciler de yok değil. Örneğin, kullanılmış bir hotdog arabası 15 bin doların altına mal olabiliyor. Buna karşın daha büyük çekicisiz bir araba için en az 50 bin dolara ihtiyaç var. Gelişmiş motorize nitelik taşıyan bir işletmenin maliyeti ise ABD’de en az 150 bin dolar civarında.
Dünyadaki gelişmelere baktığınızda ‘mobil fast-food işliği’ ne yatırım yapanların çoğu genç kuşaktan insanlar. Farkları yenilik inancıyla yola çıkmış olmaları. Çoğunun bir franchising merkezine bağlı olduğu görülüyor. Bireysel olarak ilk yaptıkları şey hareketli, ışıklı ve sıra dışı bir görüntü yaratmak.
Yenilikler renkli led levhalarla başlıyor, pratik ışıklandırmalarla devam ediyor. Farklılıklar temel olarak iş yapma biçiminde ortaya çıksa da her girişimci lisans, sağlık sertifikaları ve ürün kaynağına çok dikkat ediyor. Çoğunun iş planı var, kendilerini iyi yetiştiriyorlar. Girişimciler içinde özellikle Kuzey Avrupa ve Amerika’da kadın girişimcilerin giderek artması ise çok dikkat çekiyor.
Paslanmaz çelik mutfak, portatif masalar, ütülü giyim ve olağanüstü temizlik işin olmazsa olmazlarından. Aracın görünümünden diğer aksesuarlara, yiyecek sunma şekline kadar tutarlı temaların olması şart.
Çoğu ‘mobil fast-food işliği’ günde 12 saat çalışıyor. Ayrıca, tam gün çalışanları da var. Bunlar genellikle üç vardiya halinde kesintisiz iş yapıyor. Amerika’da ‘Par-fait Ice Cream Truck’ adıyla bilinen sadece sütlü tatlılar ve dondurma üzerinde uzmanlaşan zincirler 24 saat iş yapabilme kapasitesine sahip.
Çin’de yüzyıllardır yapılıyor
Sanılanın aksine mobil restoran fikri ABD ya da İngiltere gibi batı ülkelerinde değil ilk kez Çin’de ortaya çıkmış. Daha ortaçağdan itibaren Çinli ustalar portatif yeme içme üniteleri üretiminde uzmanlaşmışlar. Sokakta yeme içme kültürü belki de fast-food alışkanlığı burada başlamış. Halen aynı anlayış tümden motorize olmuş şekliyle Çin’de yine çok yaygın. Ayrıca bu işin adeta bir borsası oluşmuş. Yenisinden kullanılmış olanına kadar onlarca çeşit araç var. Satışlar genellikle ‘Alibaba Platformu’ üzerinden ilan edilip satılıyor.
Türkiye’de örnekleri çok ama…
Tüm bu anlattıklarımızın yakın geçmişteki ufak yansımaları bizde de var. Büyük alışveriş merkezlerinin bu anlamdaki popüler işleri ‘soslu mısır satıcılığı’ ile ‘meyve suyu büfeleri’ oldu. Katların belli noktalarında sonradan ‘pratik gıda büfeleri’ ve ‘çiğköfte satış stantları’ açıldı. Hepsi ucuz fiyatları ve kolay ulaşılabilir olmalarıyla dikkat çekti. İnsanlar yürürken, vitrin seyrederken bir şeyleri tüketmeye alıştılar. Sadece birkaç metrekarelik alanlarda faaliyet gösteren bu sempatik işyerleri, alışveriş merkezlerinin vazgeçilmezleri arasına girmeyi başardı. İlginç yenilikler tüm sosyoekonomik tüketim gruplarının ilgi odağı oldu.
Bizdeki bu sistem gerek ağırlık gerekse boyutlar açısından ‘mobil fast-food işliği’ne göre önemli farklılıklar gösteriyor. Modeller beşgen ya da altıgen şeklinde dizayn edilmiş durumda. Kabinler alışveriş merkezlerindeki köşelere ve yaya arterlerine yerleştiriliyor. Bunları özellikle daha pratik fastfood ve pizza satıcıları tercih ediyor. Bu minik üniteleri alışveriş merkezlerinin açık otoparklarına ya da giriş noktalarında çeşitli yerlere serpiştirerek ilgi çekmek hala ilginç projeler arasında.
Açıkhava büfelerinde tezgâhı oluşturan ana gövde ve köşeli kubbe biçimindeki tepe örtüsü dış koşullara dayanıklı bir maddeden yapılıyor.
Aynı zamanda su geçirimsizliği sağlayan tekstil dokusunun içinde silikon elyafı var. Bu dokunun üzerine çok renkli djjital görüntüler giydirilebiliyor.
Tüm bu yapılanları yukarıda anlattığımız ‘mobil fast-food işliği’nin bizdeki küçük boyutlu prototipleri arasında sayabiliriz. Yakında motorize olmuş, caddelere sokaklara yayılmış markalı, rengârenk ışıklı ‘mobil fast-food işlikleri’ni görebilmeyi ümit ediyoruz. Artık sadece ‘AVM’lerde değil, cadde ve sokakların köşe başlarında değişik projeleri hayata geçirmeyi düşünen girişimcilere şimdiden başarılar diliyor, kolay gelsin diyoruz.
Mutlaka önce araştırma yapın!
ABD’de New York, Los Angeles ve San Francisco gibi büyük şehirlerin sokaklarında görülen ‘Portatif Fast-Food İşletmeleri’ arasındaki rekabet zincirleşme yoluyla kurumsal hale gelmiş. Buralardan girişimci işletmecilerin marka kiralaması veya imtiyaz satın alarak Türkiye’de franchising merkezleri oluşturmaları mümkün.
Başlangıç aşamasında parklar, plajlar, turistik mahaller, otobüs ve tren istasyonları, okullar, üniversite kampüsleri ve sanayi bölgeleri satış için uygun yerler olabilir.
Buluşlarınız her şeyden önce size özgü olmalı. Temanıza uygun yiyeceklerinize de özel adlar vermeyi unutmamalısınız. Tüm bunlar sizi rakiplerinizden ayıracak, girişiminiz hem basılı hem de sosyal medyanın büyük ilgisini çekecektir.
Büfe tipi ve daha küçük işlikler hedefinizde ise sektörle ilgili teknikleri ve gerekli regülasyonları öğrenmek için şu internet sitelerini ziyaret etmenizi öneriyoruz: ‘DC Food Truck Association’, ‘California Mobile Food Vendors’ ve ‘Convenience Caterers 6 Food Manufacturers Association’ Ayrıca, girişiminize ilham vermesi açısından işin uzmanı Natalie Boyd’ın seçtiği büfe tasarımlarını incelemenizde yarar var. Buraya ‘Print Dergisi’nin ilgili sayfalarından ulaşabilirsiniz.
Amacınız sadece mobil araçlarla bir franchising çatısı altında iş yapmaksa Amerika’da basılan ‘Mobil Cuisine’ dergisine de abone olabilirsiniz.
Konuyla ilgi tartışmalar yapmak ve bloglardan bilgi edinmek için ‘Gourmet Streets’ sitesine göz atmanız bakış açınızı sürekli yenileyecektir.
Nur Demirok / Para