Bağ Otelleri ve Gastronomi Turizmine Yatırım Yapın
Türkiye’deki ilk büyük bağ oteli
Bakucha Vineyard Hotel & Spa ve Arcadia Bağları’nın Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Arca Şailıel, aileden turizmci. Babası Özcan Arca, Robinson Club Sarıgerme Park tatil köyünün sahibi GBH Turizm A.Ş’nin kurucusu. Arca ailesi 2006 yılında kıyı turizmi işine giriyor. Kırklareli’nde aldıkları 2 bin dönüm arazide üzüm üreten Arca ailesinin son yatırımı yine turizme olmuş. Zeynep Arca Şailıel, üzüm ürettikleri arazi üzerinde geçen yılın nisan ayında Bakucha Vineyard Hotel’i açmış. Şailıel, 11 yıl önce araziyi satın aldıklarında daha bağları dikmeden bu oteli kurma planı yaptıklarını aktarıyor. “Bağlar, otel ve çiftliklerden oluşan bir hayalimiz” vardı diyen Şailıel, bağlarda Bakucha Oteli açarak ikinci ayağı tamamladıklarını, şimdi de sıranın çiftlik evlerini yapmaya geldiğini söylüyor. Oteli açmanın tahminlerinden daha uzun sürdüğünü anlatan Şailıel şunları anlatıyor:
“Araziyi aldığımızın yedinci yılı oteli açarız diye tahmin ediyorduk fakat olmadı. Türkiye’de bu tip bir yatırımın başka bir örneği olmadığı için projeyi anlatmak ve izinlerini almak için çok uzun zaman harcamamız gerekti. Bir de altyapı sorunları çoktu, otele geliş için yol yoktu o yüzden oteli ancak 10’uncu yılda açabildik.” Bakucha Vineyard Hotel’in açıldığından bu yana çok ilgi gördüğünü ve böyle bir yatırıma çok ihtiyaç olduğunu anladıklarını belirten Şailıel, “Bağ otelleri genelde üç-beş odalı pansiyon şeklinde olabiliyor. Ama biz Bakucha’da farklı bir tarz yapmaya çalıştık. İtalya’da olduğu gibi gerçek bir bağ oteli ülkemizde hiç yoktu, bunu Türkiye’de ilk biz hayata geçirdik. 28 odası ve restoranıyla büyük bir yatırım oldu” diye konuşuyor.
Geleceğin turizm şekli
Bağ otellerinin sayısının çoğalmasını dileyen Şailıel, bu alanın Türkiye’de bakir olduğunun altını çizerek bağ otellerinin gastronomi turizmi olarak ele alınması gerektiğini ifade ediyor. Gastronomi turizminin katma değeri en yüksek turizm şekillerinden biri olduğunu kaydeden Şailıel, Kaliforniya’daki Napa bölgesinin yıllık turizm gelirinin 2.2 milyar dolar olduğu örneğini veriyor. Şailıel, “Napa Kadıköy’den bile küçük bir yer. Amerika’da endemik olarak üzüm bile yetişmiyor. Bağ fidelerini dışarıdan almışlar ve turizmden de böyle bir gelir elde etmeyi başarmışlar” diyor. Bakucha’ya yaptıkları yatırımı bir kıyı oteline yapsalardı daha hızlı dönüş alabileceklerini vurgulayan Şailıel, ama burayı geleceğe yatırım olarak düşündüklerini ifade ederek, “Geleceğin turizm şekli bu” diye konuşuyor.
Urla’da hedef 50 otel
Urla’da üzüm bağı işleten ve turizm yatırımı bulunan Can Ortabaş, bölgenin bu alanda çok büyük potansiyel barındırdığını söylüyor.
Bu konuda bağ evi sahiplerinin birleşerek “Urla Bağ Yolu” projesini hayata geçirdikleri bilgisini veren Ortabaş, bölgenin bir süre sonra gastronomi turizmi konusunda benzersiz bir konuma ulaşacağına inanıyor. Uzbaş Çiftliği’nin sahiplerinden girişimci Ortabaş, Urla’nın üzüm üretimi konusunda benzersiz bir konumda olduğunu, topraklarının bu işe çok uygun olduğunu belirtiyor. Ortabaş, “Üzüm üretimi konusunda buranın hem tarihi var hem de topraklan uygun. Yamaçlara uzanan topraklar, daha az ürün verir ama kaliteli olur. Bunu görerek bağ kurmaya başladık” diyor. Bağ evi ve üzüm yetiştiriciliği konusunu sosyal ve bölgesel kalkınma projesi olarak gördüklerini belirten Ortabaş, gastronomi turizmi konusunda Fransa ve İtalya’daki çeşitli bölgeleri örnek olarak gösteriyor. Ortabaş “Bölgemiz, İyonlar, Persler, Romalılar ve son olarak Türkler tarafından eşsiz kabul edilmiş. Günümüzde Fransa ve İtalya’nın ilgili bölgelerinin hayat standardı, yeşillikler içindeki bağlardan elde edilen ürünler ve yan sanayileri sayesinde ülke ortalamasının yüzde 30 üstünde. Biz de bunu başarırsak, Urla’nın geçmişi, geleceği olabilir” diyor. Urla Bağ Yolu projesini hayata geçiren girişimciler, bölgeye bağ ve gastronomi turizmi kapsamında yılda 150-200 bin ziyaretçi çekmeyi hedefliyor. Bölgede butik konaklama tarzının yaygınlaştırılıp, 10 veya en fazla 30 odalı, 50 kadar butik otel yapılması için çalışmalar yürütülüyor.
