Teknoloji ve İnovasyon Haberleri

İnovasyon Nedir? 50 Soruda İnovasyon

İçeriğe Ait Başlıklar

13-) Yenilikçi (İnovatif) Kişilerin Ortak Özellikleri Var Mıdır?

Tam tamına herkes için birebir örtüşmese de genel anlamda ortak olan birçok özellik var. Bu kişilerin özellikle karmaşık düşünebilen, soyut düşünebilme becerileri olan, çelişkilerle baş edebilen, esnek, geniş perspektife sahip kişiler olduğu biliniyor. Ancak, tüm bunların üstünde çok önemli birkaç özellik bizim danışmanlık çalışmalarımızda ve çalıştaylarımızda firma çalışanlarının arasından inovasyon yetkinliğinde ileri olanları ayırt etmemizi sağladı.. Bunları şu maddelerle sıralamak mümkün: Meraklı olmak: Kişinin çevresine, olaylara duyarlı olması, araştırmacı bir ruha sahip olması ve içten gelen bir merak duygusunu hissetmesi hem fikir geliştirme hem de fikri yaşama geçirebilme becerisini inanılmaz etkiliyor. Varsayımları sorgulayabilmek: Herkesin baktığı perspektifin dışına çıkabilmeyi beraberinde getiriyor. Marcel Proust’un bunu vurgulayan “buluşun gerçek yolculuğu, yeni diyarlar arayarak değil, farklı gözle bakarak gerçekleşir” diye güzel bir sözü var. Cesaret, risk alabilme ve kararlılık: Unutmamak lazım ki her inovasyon mevcut düşünme sistemini ve alışkanlıkları zorlayan bir süreç. Tıpkı bağışıklık sistemimizin mikroplara reaksiyon gösterdiği gibi toplum, firma, yöneticiler, iş arkadaşlarımız, müşteriler, hatta kendimiz tarafından bile önce dirençle karşılanır. Eğer kişi yeterince cesur, risk alabilen ve fikri savunabilmek için direnebilen, dayanabilen bir kişi değilse de fikir genellikle iyi bir fikir olsa da heba olabilir.

14-) İnovasyon Sadece Gelişmiş Ülkelerin Sahip Olduğu Bir Lüks Müdür?

Gelişmiş ülkelerin bu alanda hem avantajı hem de dezavantajı var. Belli bir altyapı ve maliyet gerektiren inovasyon için gerekli bütçeyi ayırabilecek ülkelerin sayısı kısıtlı. Ayrıca, ileri ülkeler mevcut teknolojik ve sermaye birikimlerini ileriye dönük olarak diğer ülkeler için giriş bariyeri olarak kullanıyorlar, pastayı kendilerinde tutuyorlar.

Diğer yandan, ileride olan genellikle rehavete kapılabiliyor. Geçmiş ve mevcut başarısı yüksek yapılar ki buna ülkeler ve insanların bizzat kendileri de dahildir- yeni atılımlar konusunda isteksiz ve statükoyu koruyucu davranabiliyorlar. Yüksek işgücü maliyetleri de firmaların ürün geliştirme süreçlerini ve yeni projelerini gelişmekte olan ülkelere kaydırıyor.

Ayrıca, ABD, Avrupa ve Japonya son yıllarda başta Hindistan, Çin, Kore gibi ülkelerden çok daha sert tehditler almaya başladı. Burada en önemli konu bence eğitilmiş iş gücü ile ülkenin inovasyon konusunda ne kadar istekli ve azimli olduğudur.

15-) Türkie’nin İnovasyonda Durumu Nedir?

Her ne kadar son yıllarda eskisine göre Tersine Beyin Göçü projesi, arttırılan Ar-Ge teşvikleri, inovasyon Girişimi’nin kurulması, firmaların bu konuya olan duyarlılığının artması gibi dinamiklerin yardımıyla ülkemizde de bu konuda kımıldama olsa da inovasyon konusunda yaptıklarımız henüz çok yetersiz kalıyor.

Batı’da çalışanlar ve onları koruyan sistem çok katı. ABD ve Avrupa mavi yakası ve beyaz yakası ile karşılaştırıldığında Türk insanı çok daha çalışkan, üretken ve esnek. Hem maliyet, hem çalışan yetkinliği, hem de mesafe yakınlığı gibi nedenlerle son 4 yıldır ülkemize özellikle otomotiv sektörüne çok uluslu firmaların genel merkezlerinden birçok proje geldi. Ford Otosan, Oyak Renault, Tofaş, Mercedes-Benz Türk A.Ş. gibi otomotiv firmalarımızdaki son yıllarda gerçekleşen istihdam artışının en temel nedeni bu dinamiktir.

16-) İnovasyonla Hızlı Gelişen Ülkelerin Tehdidini Dengeleyebilir Miyiz?

Türkiye’nin inovasyona ihtiyacı sadece rakiplerinin ucuz işgücünü dengeleyebilmekle değil, daha da kötüsü yaşayabilmesi ile ilgili. Çünkü bu ülkeler inovasyonda da ciddi bir atılım içerisindeler.

Ülkemizde birçok kişi Hindistan’ı, Çin’i sadece ucuz iş gücü merkezi olarak görüyor ama gelen tehdit inanılmaz yüksek ve inovasyona yönelik. Çin üretim kalitesini ve teknolojisini çok hızlı oranda yükseltiyor. Çin’in teknolojik ve inovatif tehdit olmasına az kaldı.

İşin ilginci, hükümetleri yabancı sermayeye bir taraftan çok cazip olanaklar sunuyor. Diğer taraftan da onların Çin’e teknolojiyi getirmesini şart koşuyor. Çin bugün nano teknoloji yatırımlarında en hızlı gelişmeyi kaydeden ülke konumunda. Dünyada nano teknoloji yatırımları toplamı 2006 yılında 12.4 milyar dolardı. Bu yatırımlarda en büyük pay ABD’nin olmakla birlikte yatırım hızını en fazla arttıran ülke Çin olduğu gibi, satın alma gücü paritesi ayarlaması sonrası Çin dünyada bu alanda yatırım konusunda Japonya ve Almanya’yı bile sollayarak 2’nci sıraya yerleşti. Sadece yatırımda değil, nano teknoloji üzerine yapılan yayınlarda da şu anda 2’nci sırada. Patent sayılarında da hızlı bir artış var. Bu alanda benzer bir yükseliş Kore’de de gözleniyor.

17-) İnovasyon Neden Önemlidir ve Gereklidir?

Gelişme ve ilerlemenin hızlı ve sürekli olduğu dünyamızda gündemi takip edebilmek ve yaşama ayak uydurup yerimizi koruyabilmek için inovasyon önemli ve gerekli. Bu bağlamda, inovasyon çok daha az kaynak, emek ve efor sarf ederek, çok daha fazlasını edinebilmenin en önemli yolu. Bunu biz yapmazsak, başkaları mutlaka yapacak, ki zaten yapıyorlar.

18-) İnovasyonda İstek ve Azim Neden Kritik?

En zor işlerden biri ‘Çarpıcı inovasyon’ yapabilmek…Çarpıcı inovasyon dünyada o güne kadar kimsenin düşünemediği, uygulayamadığı bir şeyi başarıyla ve (tüketici alışkanlıkları, yerleşmiş yargılar, yönetim engellemesi gibi) yine tüm mevcut zihni engellere rağmen gerçekleştiriyor olmanız demek. Bu yarış bir maratondur ve vazgeçmeyen, inanan, pes etmeyen, sürekli daha iyisini deneyen kazanıyor.

19-) Yaratıcı Fikirler Nerede Geliştirilebilir?

Her yerde! Fikir geliştirmeyi sadece ofisinize, mesai saatleri içine sıkıştırmayın. Fikir geliştirme bizler için artık bir yaşam biçimi bir alışkanlık olmalı. Zaten ilginçtir, yaratıcı fikirler insanın aklına konu ile ilgili düşünmediği zamanlarda daha etkin gelebilmektedir. Çünkü rahatladığımız anlarda, yani zihnimizin Alfa modunda, yaratıcı kıvılcımları oluşturan beynimizdeki nöral bağlantılar kontrollümüz dışında birbirleriyle birçok gelişigüzel bağlantı kurmakta, sonra tekrar ayrılmaktadır, ilham gelmesi aslında böyle bir sürecin sonucudur ve bağlantı yapılabilecek mevcut bir problemin, algının ve daha da önemlisi bilginin (yani hammaddenin) varlığını gerektirir, ilham boş ve gözlemci olmayan beyinlere gelmez. Louis Pasteur’ün dediği gibi “şans (burada yaratıcı fikir) sadece hazırlıklı zihne isabet eder”.

20-) Basit Bir İnovasyon Tekniği Olarak Beyin Fırtınası Nedir?

Beyin fırtınası beynin özellikle beynin sezgisel, birleştirici, iletişimsel sağ bölümünden ve katılımcıların birbirleriyle etkileşiminden daha da fazla yararlanan, basit bir sistematik düşünme metodudur. Zihni kalıplarımızın dışına çıkabilmemiz kendi başımıza kolay olmadığı için başka kişilerin fikirlerinden de birer uyarıcı, tetikleyici olarak yararlanmamızı sağlar. Bu nedenle de bireysel yaratıcı düşünme tekniklerinden daha etkilidir.

21-) Beyin Fırtınaları’nın Başarılı Olması İçin Nelere Dikkat Edilmeli?

Toplantının başında konuyu çok iyi tanımlayın. Gerekirse detaylar hakkında geniş bilgi verin, hizmetin/ sürecin elementlerini/parçalarını sıralayın. Konusu net belirlenmeyen Beyin Fırtınası oturumları çok zaman kaybedilmesine rağmen konu için işe yarayacak iyi fikirlerin çıkmasını zorlaştırıyor.

Oturumlara olabildiğince fazla sayıda fikir üretmeyi hedefleyin. Çıkan fikirlerin mantıklı, uygulanabilir veya kaliteli olması gerekmez. Toplam çıkan bir fikir sayısı için alt sınır rakamı belirleyin. Bu, performansı yukarı doğru çekilebilir.

Belirtilen kavramlardan veya fikirlerden yola çıkarak yeni fikir ve kavramların ortaya atılmasına olanak tanıyın.

Fikirlerin çıkma aşamasında yargılanmasına ve değerlendirilmesine izin vermeyin. Bu, Beyin Fırtınası oturumlarının başarısı için en önemli unsurdur.

Ortaya atılan fikirlerin kişilerin kendileri tarafından sahiplenilmesine ve daha sonraki süreçlerde tercih edilmesine olanak tanımayın. Buna dikkat edilmezse, Beyin Fırtınası oturumları kişilik savaşına dönüşüyor. Grup çalışmasını takip eden 1-2 gün içerisindeki beyin üretimlerinden de yararlanın.

Oturumlarda bireylerin alacakları stimulasyonları (uyarıları) olabildiğince artırın. Türk insanı görsel uyarılardan çok etkileniyor ve böyle ortamlarda fikir geliştirme potansiyeli artıyor.

22-) İnovasyonda Şansın Rolü Ne?

Yaratıcı bir fikir genellikle zihnin daha önce ulaşmadığı bir zihni bağlantıya ulaşması veya daha önce kurulmamış bir bağlantıyı kurmasıyla ortaya çıkıyor. Burada, doğal olarak tesadüflere de yer olabiliyor. Örneğin, poşet çay 1904 yılında Thomas Sullivan tarafından, patates cipsi de 1853 yılında George Crum tarafından yüzeylerin kir tutmalarını engelleyen Scotchguard ise 1952 yılında 3M araştırmacısı Patsy Sherman tarafından yanlışlıkla bulunmuş ürünlerdir.

Ancak, inovasyonda esas önemli olan parlak bir fikri düşünebilmekten daha çok onu ticari ve başarılı bir ürün, hizmet veya sürece dönüştürebilmek. Thomas A.Edison dünyanın 2’nci en fazla patent sahibi kişisidir (sıralamada birinci kişi Japon Dr. Yashiro Nakamatsu). Ancak, inovasyona dönüşmüş icatlarının birçoğu orijinalinde kendi fikri değildir. Örneğin, ampul sanılanın aksine Edison’un fikri değildir.

Joseph Svvan adlı bir İngiliz bilim adamınındır. Ancak, uzun denemeler ve geliştirmeler sonucunda onu ticari olarak satılabilir ürün haline Edison getirmiş, başkalarının zorlandığı inovasyon sürecini iyi yönetebilmiş ve ürün üzerinden ciddi de bir gelir elde etmiştir. Özetle, yaratıcı bir fikri şansın yardımıyla buluyor olabilirsiniz. Ancak, bunun inovasyona dönüşmesi çaba, emek, bilgi, cesaret ve süreç yönetimi gerektirir ki burada şanstan çok daha fazlası gerekir.

23-) Çıkan Fikirleri Başarı Şansını Yükseltmek ve Büyük İnovasyon Yatırımınızın Geri Dönüşünü Garanti Altında Almak İçin Ne Yapılabilir?

Sektörler arası doğru ilişkilendirmeleri yaparak, ister süreç, ister ürün veya hizmet olsun inovasyonda doğru yöne yatırım yapmak, projeyi tesadüflerin insafına bırakmamak mümkün. Bu metodlojimize Sistematik İnovasyon yaklaşımı diyoruz ve P&G, Ford gibi büyük firmalar yurtdışı ortağım aracılığıyla bu yaklaşımı kullanıyor, inovasyonu şansa bırakmıyorlar.

24-) İnovasyon Ar-ge ve Ür-Ge’nin (Ürün Geliştirme) Mi Yoksa Tüm Çalışmaların Görevi Midir?

Birçok farklı departman ve farklı görüşteki kişinin varlığı kurum için çok ciddi bir zenginlik aslında. “Akıllı adam aklını kullanır, ama daha akıllı adam başkalarının da aklını kullanır” sözünü unutmamak gerekli. Özetle, bu herkesin görevidir.

25-) İnovasyon Girişimini Kimler Tetikleyebilir?

En önemli etken, elbetteki üst yönetim ve patron. İnovasyon Yönetimi özünde bir Değişim Yönetimi’dir. Bu da, kişilerin konfor alanını, alışkanlıklarını, hatta endişe ve korkularını zorlar. Bu tür ortamlarda da bazen çok açık, genellikle de gizli bir muhalefet oluşuyor. Ama, fikirlere, ama uygulamalara, ama bunların getirdiği kurumun yapısındaki değişikliklere. Hatta, bazen toplantıda herkesin mutabakat sağladığı bir konuda bile bir türlü ilerlenemiyor.

Bu nedenle, inovasyon girişiminin tepeden yönlendirilmesi ideal durumdur.

Önceki sayfa 1 2 3 4Sonraki sayfa

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu