Kariyer ve İşŞirket Haberleri

İşçileri Ev Sahibi Olabilsin Diye, 36 Milyon Lirayı Gözden Çıkardı

Japonlara benziyor

İbrahim Erdemoğlu pek çok girişimci versiyonundan daha müspet bir resim sunuyor. Nihai amacı ne olursa olsun, çevresindekilere karşı dostane bir söylemi var. Sanki sufiliğin dilini, girişimcilikten ve yöneticilikten yana bir dille birleştiriyor: “İşinizin, ailenizin, bindiğiniz arabanın sizin olduğuna inanırsanız, yanılırsınız. Aksi olsaydı rahmetli babacığım giderken yanında götürürdü. Bütün bunlar bu dünyaya aitlerdir, üzerlerinde sadece sorumluluklarınız vardır. Benim demez, sorumluluk isterseniz, karşılığını alırsınız. Aldığınız sorumluluk sadece kendinizinki ve aileııizinki değildir. Çalışanlarınızın ve müşterilerinizin hatta bazen rakiplerinizin sorumluluğu omuzlarınıza yüklenir.”

Dışarıdan otoriter ve mesafeli, katılığı suskunluğunun işlevi gibi… Mütevazı köklere sahip, alçakgönüllü ve yumuşak bir kalbi var. Çevresindekilere karşı hoşgörülü, adilane ve sabırlı bir tavır sergiliyor. Adından önce çalıştığı şirketi söyleyen Japonlara benziyor. İşine karşı derin bir saygı besliyor. Meseleye, “Merinos’u ben bir yere getirmedim, işim beni bugüne getirdi” gözlüğünden bakıyor. Şirketlerinde güven üzerine kurulu bir yönetim modeli hüküm sürüyor. Yöneticilerine sorumluluk alanlarında sınırsız yetki verip, onları izlemekle yetiniyor. İş dünyasında, meselelere farklı gözle bakabilen, hiçbir şeyi sürüncemede bırakmayan ve hızlı karar alabilen, cesur biri olarak tanınıyor. İç dünyasında da ailesiyle işini keskin çizgilerle ayırmış, sevgisini fazla göstermeyen ama saygı bekleyen biri. Köklerine bağlı, çocuklarını dededen kalma katı bir disiplin çizgisinin nispeten yumuşatılmış şekliyle yetiştiriyor.

Tüm bunlar bir gecede geliştirdiği şeyler değil. Ortaya çıkışı ve olgunlaşması uzun zaman almış; pek çok zorlukla aynı anda mücadeleye tutuşmuş hayatlara dayanıyor. Altında daha eski kültürlerin gömülü durduğu antik şehirler gibi, babasından, dedesinden izler taşıyor, Erdemoğlu. Galiba en doğrusu hikayeyi baştan anlatmak.

Ahilik kültürüyle yetiştiler

Dedesi Terzi İbrahim eski adamlardandı. Uç çocuğu oldu, onlara karşı hep mesafeliydi. Hüseyin’i ayakkabı, Mehmet’i dokuma, Mustafa’yı iplik boyama ustasının yanına verdi, daha ilkokul yıllarında. Ahilik kültürüyle yetiştiler. Aza kanaat, tevazu, hayır işleme, komşusunu gözetme, yalan söylememe, ticarete hile karıştırmama ve sözünde durma erdem değil zorunluluktu. Aksi davranan ayıplanırdı.

Mehmet Erdemoğlu yumuşak huylu, kurallara saygılı, büyüğünün sözünden çıkmayan sakin bir çocuktu. İki kişilik çalışır, savanlarını do-kurdu. Geleneksel olarak 20 yaşından sonra verilen kalfalık unvanını henüz 14’ündeyken almıştı. Öğrenme, çalışma ve üretmeye dayalı bir hayattı onunki. Mehmet Erdemoğlu için kırılma noktası iki yıl sürecek acı dolu olaylar zinciriyle başladı. Kardeşi Hüseyin askerdeydi, ayağında çıkan bir yaranın kangrene dönüştüğü ve bacağının kesildiği haberi geldi önce. Babaannesi Hapba Hanım’ın kalbi buna dayanamadı. Peşinden ağabeyinin eşi ve küçük kızını da toprağa verdi Mehmet Erdemoğlu.

Birkaç ay geçmişti ki annesi Gülsüm Hanım’ın acı haberi çöktü üzerine. Annesinin vefatından 17 gün sonra babası yeniden evleneceğini duyurdu. Kardeşleri isyan ederken, Mehmet Erdemoğlu acıya boyun eğiyor, babasının düğün hazırlıklarıyla ilgileniyordu.

Aralıksız dokuduğu savanları tutunduğu bir dal ve bütün çileleri aşmak için sarıldığı bir umut olarak gördü. Yoksulluk ve ölümle birlikte büyüyordu. Bu yüzden sahip olduğu hiçbir şeye “Benim!” diyerek bakmadı. Mal, mülk, iş yeri, çocuklar da dahildi buna.

Dört çocuğu oldu, Mehmet Erdeıııoğlu’nun. Gülsüm, Ali, İbrahim ve Mahmut. Hayatını çalışmaya adamıştı, seyyarlık yapıyor, sırtına vurduğu kilimleri şehir şehir dolaşıp, satıyordu. Çocukları, Mehmet Erdemoğlu’nu uzun seferlere çıkan, arada bir göründüğünde 3-5 gün beraber yaşadıkları, bir yabancı gibi algılayacaklardı. Birlikte olunan kısa süreler içinde son derece geleneksel, katı ilişkiler hüküm sürmekteydi. Sofra onun için kurulur, eşi ve çocukları kalanı yerdi. Evde olduğu saatlere korku ve çekinme hakimdi, çıt çıkmazdı. Mehmet Erdemoğlu, çocuklarından hiçbirini kucağına alıp sevmemiş, yanaklarını bile okşamamıştı. Sözle de olsa sevgisini belli etmeyen biriydi.

Oğullarım derinden etkiledi

Prensiplerini ödün vermeden uygulardı. Sarsılmaz bir adalet duygusu ve eşitlik anlayışına sahipti. Maddi durumu düzelmiş olmasına rağmen, küçük oğlu Mahmut’a çok istediği bisikleti almamıştı mesela. Çünkü, geçmişte ağabeyleri ve ablasına bisiklet almak istemiş ama gücü yetmemişti. Kardeşler birbirine göz kulak olmayı erken yaşlarda öğrendiler. Çünkü babaları yaramazlık yapanı değil, üçünü birden karşısına dizip, sıkıya almayı kural haline getirmişti. İçlerinden bir tek kızını ayrı rutardı. Çocuklarının birilerinin koltuğu altına girip, haklı çıkma felsefesine sığınmalarını istemezdi. Bu yüzden mahallede diğerleriyle kavga ettiklerinde, daima kendi çocuklarını suçlu çıkartırdı. Mehmet Erdemoğlu, hayatı boyunca yaşadığı fakirliği bir fazilet olarak sakladı, inkar etmedi ve unutmadı. Oğullarının her birini ayrı ayrı ve derinden etkiledi. En çok da İbrahim Erdemoğlu’nu. Kuzeni ve Erdemoğlu Holding’iıı finansmandan sorumlu yönetim kurulu üyesi Ergıın Özcan, “İbrahim Erdemoğlu babasına çok benzer, disiplin konusunda kardeşlerin arasında en katı olandır. Evinde de aynı şekilde disiplinli ve prensiplidir” diyor. Erdoğan Şeker, “Evi ile işini birbirinden tamamen ayırmıştır. Dedeleri vefat edene kadar çocukları, babalarının holdingin yönetim kurulu başkanı olduğunu bile bilmiyordu. Şirket dedesiııindi, babası da orada çalışanlardan biriydi. Aile anayasası hazırladılar. Buna göre çocuklarının holdingde çalışabilmesi için, holdingin faaliyet alanları dışında bir işte çalışıp, kendilerini ispat etmeleri gerekiyor.”

Kızlarını da kendi gibi yetiştiriyor

İbrahim Erdemoğlu üç kız babası. Büyüğü Neslihan 20 yaşında, Bahçeşehir Üniversitesi’nde ekonomi okuyor. İkiz kız kardeşleri henüz 13 yaşında ve Koç İlköğretim Okulıı’nda eğitim görüyorlar. Neslihan Erdemoğlu, “Bize karşı çok anlayışlıdır, her derdimizi dinler ama en ufak saygısızlığa affı yoktur. 7-8 yaşla-rındaydım, çok uykum gelmiş ve koltukta dedemin yanında uzanmıştım. Öyle sert bir bakış fırlattı ki, hemen toplanmak zorunda kaldım. Babamın tahammül edemediği üç şey vardır: Yalan, saygısızlık ve başkalarını hor görme” diyor.

Her fırsatta kızlarına hayatı öğretiyor İbrahim Erdemoğlu, “13 yaşındayken cep telefonuna heves etmiştim. Çok modaydı, bütün arkadaşlarımda vardı. Telefon alması için sürekli ısrar ediyordum. Bir pazar beni yanına alıp, kenar semtlerden birine götürdü. İnsanların ayağına giyeceği ayakkabıları yoktu, evlerinin pencerelerini naylon ile örtmüşlerdi.” İki seçenek sunmuş Erdemoğlu kızı Neslihan’a, “istersen hemen şimdi gidip beğendiğin telefonu alalım. Ya da onun parasını burada bulunan insanlardan birkaçına paylaştıralım.” İkincisini tercih etmiş Neslihan Erdemoğlu, birkaç ay sonra doğum gününde babasından aldığı hediye ise beğendiği cep telefonu olmuş. İbrahim Erdemoğlu ve kardeşleri bugün, “Bizi biz yapan ne varsa, onun o ödünsüz eğitim anlayışının sayesindedir” diyor. Gelecek on yıllarda da Mehmet Erdemoğluınun hatırası, ailesine büyük bir özgüven vermeye ve onları bir arada tutmaya yetecek gibi görünüyor.

Krizlerde sıçrama yaptı

Erdemoğlu Holding nakit varlıklarını yüksek tutan bir kaide üzerinde iş yapıyor. Şirket anayasasında borcunun nakit varlığını geçemeyeceğine dair bir kural var, Bu durum pek çok şirketin ekonomik çöküşle mücadele ettiği kriz dönemlerinde, holdinge nakit gücüne dayalı sıçrama stratejileri uygulama imkanı tanıdı, Nakit gücü sayesinde işçi çıkarmadı, bayilerinin ödeme vadelerini kısmadı, S Nisan kararlarını takip eden günlerde rakipleri işçi çıkarıp, küçülme yoluna giderken, üretimi durdurdu ama işçilerinin maaşlarını ödemeye devam etti. 3 ay sonra krizin etkileri azalıp, siparişler yeniden gelmeye başladığında rakiplerinden daha çabuk oyuna dönebildi, Her krizden büyüyerek çıktı. Krizlerden önceki ve bir sonraki yıllara ait ciro değişimlerine bakın.

94 krizinden dolar bazında yüzde 84 büyüme ile çıkmış, 99’dan sonra yüzde 52,2001’in ardından yüzde 20,2008 krizinin ardından dolar bazında yüzde 27 büyümüş, 2001 krizinden sonra İzmir’de mobilya fabrikası kurmuş, 2005 yılında da Akkök Grubu’ndan Dinarsu Halı’yı satın almış.

İş dışında

İbrahim Erdemoğlu, kesinlikle bir sabah insanı değil, Uykuyu seviyor. Güne geç başlıyor, gece ikiden önce de uyuyamıyor. Sabahları yatakta ekonomi kanallarını zaplarken, ağırdan alıp zihnen açılmayı bekliyor, Sonrasında meyve yiyor ve birden geç kaldım diye oradan oraya koşuşturmaya başlıyor, Günlük mesaisi öğleden önce 11 gibi ancak başlıyor. Nadiren öğle yemeğine çıkıyor, akşam sekiz gibi Sarıyer’deki evine dönüyor. Haftanın üç günü fabrika gezileri nedeniyle İstanbul dışında konaklıyor, Hafta sonlarında ise ailesine zaman ayırıyor. Her fırsatta ailesini bir araya topluyor, onlara elleriyle kebap hazırlayıp, bizzat kendi servis ediyor, Dişine göre bir rakip bulduğunda beş saati aşan tavla partileri veriyor. Yenildiğinde ağzını bıçak açmıyor, kazandığında ise kimse onu susturamıyor, Bazen okey, bazen kağıt oynuyor, arada bir de televizyon karşısında zihnini boşaltıyor. Futbol izlemeyi seviyor. Aslında Fenerbahçeli ama arada bir politik davranıp Gaziantepliyim dediği de oluyor. Türk Halk Müziği dinliyor, keyiflendiği zamanlarda da söylüyor. Üç favori mekanı var. Balığı Yüksel Restoran’da ya da Park Fora’da, eti ise Eminönü’ndeki Hamdi Usta’da yiyor.

Önceki sayfa 1 2

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

3 Yorum

  1. siznegüzel insanlarsınız ALLAH IMDA babana sana cümlenize cennetinde 800 tane saraydan evler yaptısın helalolsun

  2. ibrahim abi ben diyarbakırlıyım ve benim evim harebeye dündü ben cok zordurumdayım allah icin banada yardım edin benim cocuklarım cok zordurumdalar benim cok acil işe ihtiyacım var allah aşkına ben şuanda istanbuldayım ve iş bulamıyorum ne olur abim banada yardım et cünkü ben kütü yola düşmek istemiyorum şu anda ben dışarıda yatıyorum benim cocuklarım cok zordurumda 05315860749 allah icin bunu ibrahim abiye iletin

  3. Allah böyle yöneticeleri başımzdan eksik etmesin. Başarılarının devamını diliyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu