Dünyadan ve Türkiyeden Güncel Haberler

Türk Lojistik Sektöründe Yatırım Fırtınası

Dünya ölçeğinde büyük şirketlere sahip Türk lojistik sektöründe büyümeyen, yatırım yapmayan firma yok. Sektörde adeta yatırım patlaması yaşanıyor. Kamyon ve çekici sektörü de lojistikle paralel yatırım yapıyor…

Lojistik Sektörü

TÜRKİYE ekonomisi 2001 yılında yaşanan ağır krizden sonra geçen 15 yılda önemli mesafeler kaydetti. Milli geliri 230 milyar dolarlardan 800 milyar doların üzerine çıktı. Dış ticaret ise beş kat arttı. İhracat 155 milyar doları yakalayarak büyümenin lokomotifi oldu. 2023 hedefleri ise çok daha büyük. 500 milyar dolarlık ihracat, 2 trilyon dolarlık milli gelir hedefi bulunuyor. Türkiye ihracatının dünya ticaretinden aldığı pay 2016’da yüzde 0.89’a çıktı. Hedefimiz 2023’te dünya ticaretinden aldığımız payı yüzde 1.5’e yükseltmek. 2023’te 500 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirip, G-20 ülkeleri içinde ilk 10’da yer almak istiyoruz.

Tabii bu iddialı hedefler için en olmazsa olmazların başında lojistik sektörü geliyor. Ülkede üretilen malların pazarlara ulaşması yaşamsal önemde.

Bu anlamda lojistik sektörü stratejik öneme sahip. Ticaretin gelişmesi demek lojistik sektörünün de gelişmesi anlamına geliyor. Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye, Asya ile Avrupa kıtası arasında bir köprü olurken, Avrupa ve Ortadoğu arasında coğrafi olarak doğal bir hub konumunda. Dünya ticareti ve kendi ticaretimizin gelişme hedeflerine uygun olarak lojistik altyapımızı geliştirebilirsek, Türkiye’nin bölgesinde önemli bir “lojistik üs” olması kaçınılmaz.

AVRUPA’NIN EN BÜYÜK FİLOSU

Türk lojistik sektörü bugün sahip olduğu 1.500 şirket ve 47 bin araçla Avrupa’nın en büyük filosuna sahip. Sektörün Gayri Safi Yurtiçi Hasılası içerisindeki payı ise yüzde 12-13 seviyesinde. Türkiye’nin 2023 yılı hedefi olan 500 milyar dolarlık ihracat rakamına uygun bir ivme sergileyen sektördeki firmaların 2023 yılında 50 milyar dolar ciro sağlaması bekleniyor.

Sektörün bu hedeflere ulaşması için lojistik şirketlerinin de yatırım yapması gerekiyor. Para Dergisi olarak sektörün önde gelen firmalarına gelecek planlarını sorduk. Sektörün önde gelen birçok firması yeni yatırımlarla büyüme planlan yapıyor. Bu planları sadece Türkiye ile sınırlı değil. İhracatın yapıldığı birçok ülkede ofisler açıp, lojistik merkezleri ve depoları kuruyorlar. Sadece Türkiye’nin değil birçok ülkenin mallarını taşıyorlar. Lojistik şirketlerinin gelecek hedeflerine bakarsak, 2023 yılında dünyanın ilk 10’u arasına girmeye aday şirketler olduğunu söyleyebiliriz. İlerleyen sayfalarımızda lojistik şirketlerinin geleceğini ve yatırımlarını detaylı bir şekilde bulabilirsiniz. Sektörün büyük firmalarının gelecek planlarına geniş olarak yer verdik. Burada sadece iki firma ile ilgili bilgileri aktaracağız.

Lojistik sektöründe son dönemlerde dikkat çekici yatırımlar yapan Reysaş Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Döven, “Ciro olarak 2016 yılını yaklaşık yüzde 15 büyüme ile kapattık. Özellikle son 10 yaldır devam eden depo yatırımlarımız artarak devam etti.

Bunlara ilave olarak demiryolunda üstyapı ekipmanları, vagon, istasyon ve özellikle de yeşil lojistik kapsamında karbon salımmını azaltan depolarımızın çatılarımızda güneş enerjisinden elektrik üretimi ve doğal gazın ağır ticari vasıtalarda kullanımı ile ilgili yatırımlarımız devam etti. Sektöre yatırım yapmaya devam edeceğiz” diyor. Yurtiçi Kargo Genel Müdürü Metin Kocael de yaptığı değerlendirmede, 2017’de yabancı iş ortaklı teknoloji yatırımlara ağırlık verdiklerini bu çerçevede “Mobil Kurye’ uygulaması ile endüstriyel mobil cihazların yerine standart cep telefonlarını kullanmaya başladıklarını söylüyor. Kocael, “Araştırma ve geliştirme konularında niteliği yüksek, yenilikçi, akıllı ve ileri teknoloji vasıflarına sahip, müşteriler için katma değerli kazanım sağlayacak ve verimliliğini arttıracak projeler ile çalışmalarımıza son hızıyla devam edeceğiz” diyor.

TAŞIMACILIĞIN CAN DAMARI

Tabi bu lojistik sektörü için üretim yapan bir de kamyon ve çekici sektörü var. Adeta lojistik sektörünün can damarı konumunda. Lojistik sektörü ile iç içe olan kamyon ve çekici pazarı son iki yıldır inişli çıkışlı bir grafik sergiliyor. Ağır ticari araç pazarında 2016’da 24.137 adet satış gerçekleşti. Ocak-Ekim 2017 döneminde 17.389 adet oldu. Bu değeri 18.591 adete ulaşılan Ocak-Ekim 2016 ile karşılaştırdığımızda pazarda yüzde 6,47 oranında daralma söz konusu. Ocak-Ekim 2017 döneminde satılan araçların 11.209 adedi yerli, 6.180 adedi ithal araçlardan oluşuyor.

Kamyon ve çekiciden oluşan ağır ticari araç sınıfı uzun yol, dağıtım ve şantiye yani inşaat kamyonu olarak üç ana gruba ayrılıyor. Uzun yol taşımacılığında sürücüler, günlerce aracın içerisinde kalıp binlerce km yol kat ediyor. Bu nedenle uzun yol araçlarında sürücü için yatak, eşya dolabı gibi seçenekler varken adeta bir ev konforu sunuluyor. Özellikle son yıllarda yaygınlaşan multimedya sistemleri de bu araçların konfor standartlarını arttırıyor.

Kamyon ve çekicilerden oluşan uzun yol araçlarında 4×2, 6×2 ya da 6×4 aktarma seçenekleri ile alçak ya da yüksek kabin özellikleri bulunuyor. Uzun yol kamyonlarında 300 HP’den 750 HP’ye kadar uzanan farklı motor seçenekleri bulunurken bu araçlar, 19 ton ile 60 ton arasında değişen azami yüklü ağırlık ve çekme kapasiteleri sunuyor. Yeni nesil çekici ve kamyonların çoğu otomobil kadar konforlu ve pratik sürüş özelliklerine sahip. Düşük yakıt tüketimi, uzun bakım süresi, düşük bakım maliyeti ile öne çıkan yeni nesil ağır ticari araçlarda görev yapan Euro 6 emisyon standartlarına uygun motorlar çevreye karşı da duyarlı. Bu araçlarda artık sürücü havayastığı, geliştirilmiş acil fren sistemi, ABS, ASR ve ESP, hız sabitleme, şerit izleme, mesafe takip sistemi gibi güvenlik sistemleri de yer alıyor.

Emre ELDENER / Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği Bşk.
”Liman yatırımları hız kazandı”

2017 yılını bir önceki yılın olumsuzluklarının silkelenmeye çalışıldığı bir yıl olarak değerlendirmek mümkün. Uluslararası ‘ taşımacılık ve lojistik faaliyetlerin ekonomik gelişmeler paralelinde eğilimler gösterdiği göz önüne alındığında gerek ekonomik istikrarın gerekse çevre ülkelerdeki siyasi sorunların geride bırakılması ile lojistik sektörünün daha iyi performans gösterdiğini söyleyebiliriz.

2018 yılında sektör olarak beklediğimiz önemli mevzuat çalışmaları var. 4458 sayılı Gümrük Kanunu, 2016 yılında Avrupa Birliği Gümrük Kodu’nda yapılan değişiklikler ile uyumlaştırılması amacıyla değiştiriliyor. Taslak kanun metninin yayınlanması sonrası UTİKAD Yönetim Kurulu ile Gümrük ve Antrepo Çalışma Grubu titiz bir çalışma ile tüm taslak metni inceledi ve hazırlanan UTİKAD görüşü idare ile paylaşıldı. Gümrük Kanunu’na yönelik gelişmeler, biz uluslararası lojistik hizmet sağlayıcılarının iş yapış şekillerini derinden etkileyecek bir husus olması sebebiyle yakından takip edeceğimiz bir konu olacak. Sektörde yatırımlar devam ediyor. Çin’in Bir Yol Bir Kuşak projesinin son yıllarda canlılık ve önem kazanması ile ülkemizde liman yatırımlarının hız kazandığı görülüyor. Özellikle yabancı yatırımcıların ülkemizdeki liman yatırımları önemli ölçüde arttı. Bu durum liman kapasitemizin artışını mümkün kılacak ve dolayısıyla limanlarımızda elleçlenen yük miktarına da olumlu etki edecek. Demiryollarının serbestleşmesi ve alt mevzuatın yayınlanmış olması ile birlikte kendi lokomotiflerini işletmek isteyen firmaların da lokomotif ve vagon parkı yatırımları önümüzdeki dönemde konuşacağımız bir diğer konu olacak.

1 2 3 4 5 6Sonraki sayfa

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu