Dünyadan ve Türkiyeden Güncel Haberler

Türkiye Plastik Sektörü ve Geri Döndürülmüş Plastik

Türkiye’de plastik sektörü ne durumda? Plastikte geri dönüşüm çalışmaları ve teknolojik yenilikler. ALEXANDER Parkes 1860’ların başında plastiği icat ettiğinde dünyayı her anlamda dönüştüreceğinden habersizdi. Parkes’in nitroselüloz, kafur ve alkolün karışımıyla icat ettiği plastik o dönem kauçuk maliyetlerin yüksek olması nedeniyle oldukça ilgi gördü. Plastik ilk başlarda tarak, kalemlik, bıçak sapı gibi çok sayıda eşyanın yapımını kolay ve kaliteli yapar oldu. Zaman içerisinde kalitesi artırıldıkça daha esnek ve güçlü, basınca ve ısıya dayanıklı hale geldi.

Kullan-geri dönüştür-tekrar kullan

Bugün küçük eşyalardan ağır silah yapımına kadar hayatın her alanında plastiği kullanıyoruz.

Plastiğin hayatımıza girmesiyle birlikte plastik atık kavramıyla karşılaştık. Doğada yüzlerce yıl kaybolmayan plastik atıkları çevre kirliliğine sebep olmaya başladı. Zamanla bu durum büyük bir çevre sorunu haline geldi. Dünyanın her yerinde plastik dağları oluştu, denizlerde plastik adaları yüzer oldu. Bu büyük sorunu hiç olmazsa bir ölçüde gidermek için çeşitli kampanyalar yürütülüyor. Dönüştürülmemesi halinde dünyayı büyük bir çöp kutusuna dönüştürecek olan bu atıkların yarattığı tehlike doğrultusunda dünya genelinde geri dönüşüm çalışmaları yapılıyor. Bu da geri dönüşümü geleceğe damga vuracak sektörler arasında ön sıralara taşıyor.

Geri Döndürülmüş Plastik

Teknolojinin ulaştığı yeni noktada geri dönüştürülmüş plastik hammaddelerle yapılmış ürünlerle, orijinal malzemeden yapılan ürünler arasında kullanım gereksinimlerini sağlamak noktasında kayda değer bir fark kalmadığı görülüyor. Dolayısıyla bu tür ürünler artık birçok ülkede orijinal malzeme gibi değerlendiriliyor.

ATIK ENDÜSTRİSİ GELİŞİYOR

Türkiye de gelişip modernleştikçe plastik tüketimini artıran ülkelerin başında geliyor. Türkiye, plastik üretim kapasitesi konusunda Avrupa’da Almanya’dan sonra ikinci sırada. 10 binin üzerinde üretici firma çeşitli sektörlere plastik girdi üretiyor.

2015’te 80.8 kilogram olan kişi başı plastik tüketimi geçen yıl 90.1 kilograma ulaştı. 2016 yılı itibariyle ülkede 751 geri dönüşüm tesisi bulunuyor. Plastik üretimi ve geri dönüşümüyle ilgili rakamlara bakacak olursak, Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı’nın (PAGEV) 2017’de yayınladığı sektör izleme raporuna göre, Türkiye’de plastik sektörü 9.6 milyon tonluk toplam üretime, 36.5 milyar dolarlık ciroya ve 150 ülkeye 5 milyar dolara yaklaşan direkt ihracata sahip. Irak, Almanya, Ingiltere, İsrail ve Fransa ihracat yapılan ülkelerin başında geliyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın “Ambalaj Bilgi Sistemi” verilerine göre, 2016’da plastik, kağıt, cam, metal, kompozit ve ahşap olmak üzere pazara sunulan ambalaj atığı toplam 3 milyon 850 bin ton düzeyinde. Bu rakam kişi başı 48.2 kilogramlık ambalaj atığına denk geliyor. Aynı dönemde üretilen 3 milyon 850 bin tonluk ambalaj atığının 2 milyon 226 bin tonu geri dönüştürüldü. Bu da kişi başı geri kazanılan ambalaj atığının 27.9 kilogram olduğunu gösteriyor. Türkiye’de 2016 yılında 911 bin 705 ton plastik ambalaj piyasaya sürüldü ve bu ambalajların 499 bin tonu dönüştürüldü.

Türkiye’de geri dönüşüme verilen önem ve dolayısıyla geri dönüşüm çalışmaları da düzenli olarak artış eğilimi gösteriyor. Kamuoyunun farkındalığının artması bu noktada büyük önem taşıyor. Bireyler artık geri dönüşümü sadece çevresel boyutu ile görmüyor, ekonomik olarak da dönüşümü olmazsa olmaz bir faaliyet olarak kabul ediyorlar. Dünya genelinde de ‘kullan-geri dönüştür-tekrar kullan’ anlayışı yaygınlaşıyor. Böylece büyük bir geri dönüşüm endüstrisi oluşuyor.

“DÖNÜŞÜM DAHA ÖNEMLİ”

Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, plastik bir hayatın mümkün olduğunu ancak bunun ilkel olacağını söylüyor. Sağlıktan ulaşıma, tarımdan tekstile her alanda plastiğin hayatımızı kolaylaştırdığını belirten Eroğlu,

“içerisinde yüzde 15 plastik kullanıldığında araç hafifliyor ve daha az yakıt tüketiyor. Bir araçta bir kilo hafifleme sağlansa kullanım ömründe 750 litre daha az yakıt tüketiyor. Seralar plastik endüstrisi sayesinde var. Plastik olmazsa yaşamda refah sağlanması oldukça güçleşir. Plastiğin bize kattığı artılar var. Hayatın her alanında kullanıyoruz. Her ürünün bir kullanım şekli vardır. Örneğin, araba insanı öldüren bir şey değildir; kuralına uygun kullanırsan onun faydasını görürsün. Evet, plastik çevreye zarar veren bir madde ama aynı zamanda geri dönüşümü en kolay olan madde” diyor.

Cam, kağıt ve metalle kıyaslandığında plastik geri dönüştürülürken kullanılan eneıji, diğerlerinden daha az. Bir camı dönüştürmek için 1.700 dereceye ısıtmak gerekiyorken, plastik için 250 derece yetiyor. Plastik ısıtüdığında yeni bir ürüne dönüşüyor. Eroğlu, Türkiye için plastik geri dönüşümünün diğer ülkelere kıyasla daha önemli olduğunu belirtiyor. Plastiğin hammaddesi olan petrol yerine, plastiğin yeniden geri dönüştürülmesiyle hammadde sorunu ortadan kalkıyor.

610 MİLYON TL KATKI SAĞLADI

Eroğlu plastik geri dönüşümünde çocuklardan başlayarak bu bilinci yerleştirmenin ve halihazırda doğada olan atıklar için organize olmanın önemli olduğunu belirtiyor ve vakıf çatısı altında kurulan Türkiye’nin ambalaj atıkları konusunda yetkilendirilmiş kuruluşu olarak faaliyetlerini sürdüren PAGÇEV ile birlikte çevre ve geri dönüşüm konusunda projeler hayata geçirdiklerini, eğitimler verdiklerini ve kamuoyunu bilinçlendirmeye çalıştıklarını söylüyor. PAGÇEV olarak 2017 yılında yaklaşık 12 milyon kişinin ambalaj atığına ulaştıklarını, ambalajdan kâğıda, metalden kompozit ürünlere kadar birçok ürünü geri dönüştürdüklerini belirtiyor. Eroğlu sözlerini şöyle sürdürüyor:

“2017’de bir önceki yıla göre yüzde 22.2 artışla 220 bin ton ambalaj atığını geri dönüştürerek ekonomiye 610 milyon TL katkı sağladık. Bu atıkların içerisinde sınırsız kez geri dönüştürme özelliğine sahip olan plastikler 89 bin tonla ilk sırada geldi. PAGÇEV olmasaydı bu miktarda plastiği yeniden üretmek için 1.3 milyon kilovat elektrik enerjisi tüketilecek ve 531 bin ton karbondioksit salımı olacaktı. Yalnızca bu miktardan yola çıkarak bile geri dönüşümün sürdürülebilir bir çevre ve ekonomi için nasıl bir değer yarattığını anlayabiliriz. 2018 için hedefimiz 240 bin ton atık toplamak.”

“HAYATIMIZIN BİR PARÇASI”

Plastik geri dönüşümü ülkemizde son 10 yılda oldukça gelişti. 2009 yılında Avrupa Birliği (AB) ile açılan Çevre Faslı sonrasında kayda değer bir büyüme gerçekleşti. FAT Eurasia Çevre Teknolojüeri Fuarı Proje Müdürü Namık Sarıgöl, sektöre makine ve teçhizat üreten yerli firmaların, makinelerin çeşitliliğinin, üretim adedi ve teknolojilerin, geri dönüşüm tesislerinin sayılarının ve teknolojilerinin geçmiş ile karşılaştırma yapılamayacak noktaya geldiğini vurguluyor. Sarıgöl, ne var ki bu durumun geri dönüşümde daha almamız çok yol olduğu gerçeğini ortadan kaldırmadığını da sözlerine ekliyor. Sarıgöl, “Türkiye’de ambalaj atığı istatistikleri senelere göre değişiklik gösteriyor. Plastik ambalaj atıklarının toplam ambalaj atıklarına oranı yüzde 30 seviyesinde. Piyasaya sürülen plastik ambalajların yüzde 40’ı geri kazanılıyor. 2015 rakamlarına göre geri kazanılan plastik ambalaj atığı miktarı yarım milyon tonun üzerinde” diyor. Sarıgöl’ün atık konusunda oldukça çarpıcı değerlendirmeleri var.

“Plastik de dahil, ambalaj atıkları diğer tüm atık türleri ile birlikte çevre kirliliğinin nedenlerinden birisi. Bu durum ambalaj olarak hangi malzemenin kullanıldığından ziyade bir malzemenin veya ürünün atık haline geldiği aşamadan sonra hangi işlemlerden geçtiği veya nasıl değerlendirildiği ile alakalı. Temizlik kağıtlarından eski mendil ve bez çocuk bezlerine, motorlu taşıtlardan binek hayvanlarına, kimyasal boyalardan kök boya kullanımına dönüşümüz nasıl mümkün değilse, oluşan ve oluşacak ambalaj atığı miktarlarında kayda değer düşüş beklememiz de çok gerçekçi değil. İnsanoğlu eskiye göre daha çok üretip tüketiyor ve nüfusu da artıyor. Atıklar hayatımızın bir parçası olmaya devam edecek. Tüketim alışkanlıklarımızda gerçekleşebilecek nisbi değişiklikler, depozito uygulamaları, tek kullanımlık ürünlerin tercih edilmemesi veya ambalaj malzemesinin değiştirilmesi oluşacak ambalaj atığı miktarının azalmasında yüzdesel olarak fayda sağlayabilir. Gerekli insan ve teknoloji yatırımını yaptığımız zaman tüm atık türlerinde problemlerimizi kalıcı olarak en aza indirebiliriz.”

Atıklar çevre kirliliği olarak görülüyor ancak geri dönüşüm sayesinde bir ekonomik değere de dönüşebiliyor. Sarıgöl, “milli servet” olarak tanımladığı atıklar değerlendirildiğinde çevre kirliliğin de doğrudan önünün kesileceğini belirtiyor.

“Çok güzel hareketler bunlar”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen “Pet şişe karşılığı İstanbulkart bakiyesi” uygulaması ile plastikleri geri dönüştürme kültürü kazandırılması amaçlanıyor. İBB iştiraklerinden İŞBAK tarafından üretilen makinelere atılan pet şişe karşılığında bir miktar bakiye İstanbul kartlara yükleniyor. Geçen aylarda atık toplama konusunda bir dizi sevindirici haber basında yer aldı. Bulundukları yerlerdeki atıkları görüp bunlardan rahatsız olan birçok ünlü isim, ellerine bir poşet alıp bu atıkları toplamaya başladı. Sosyal medyada büyük yankı uyandıran bu harekete çok sayıda duyarlı vatandaş da katıldı.

“Plastikten yuvaya”

Plastik sanayi geri dönüşüm noktasında sosyal sorumluluk projeleri de yürütüyor. Bunlardan biri de pek çok şirketin de çalışmaya dahil olduğu “Yuvaya Dönüşen Plastikler” projesi. Plastik Sanayicileri Derneği [PAGDER] dört yıldır plastik geri dönüşümüne dikkat çekmek için projeyi yürütüyor. Projeyle plastik atıklarından kedi ve köpek kulübeleri yapılıyor. Proje kapsamında 49 kurumun sponsorluğu ile ülke genelinde 53 belediye ile işbirliği yapıldı. Toplamda 200’ü aşkın kurum proje içerisinde yer aldı.

PAGDER Yönetim Kurulu Üyesi Melih Ateşcan, “Kağıt, cam gibi diğer malzemelerden daha az katı atık yaratan plastiklerin defalarca geri dönüşüm özelliği bulunuyor ve hem üretiminde hem de geri dönüşümde hepsinden çok daha az karbon salımı bulunuyor. Hayatımıza çok yönlü katkı sağlayan plastiklerin kullanım ömürleri sonunda yeterli eğitim bilinci oluşmamasından ve ulusal bir atık yönetimi stratejisine sahip olunmamasından kaynaklı meydana gelen çevresel sorunlar neticesinde bilinçlendirme yerine kolay yoldan yasaklama, engelleme çalışmalarına tanıklık ediyoruz. Yuvaya Dönüşen Plastikler gibi proaktif kampanyalar kamuoyunda bilinç oluşturuyor” diyor.

Anıl TÜRKSOY / Narsan Plastik Genel Müdür Yardımcısı
“Atıklar düzgün toplanmıyor”

1998’de yaklaşık 2 bin ton plastiği geri dönüştürürken şu anda bu rakam 6 bin ton civarında. Hollanda’ da bu rakam yıllık 20 bin ton düzeyinde. Avrupa’da atıklar daha bilinçli bir şekilde bertaraf ediliyor. Türkiye’deki atık kapasitesi düşük olduğu için geri dönüşüm de fazla olmuyor. Atıklarda fire ve zayiat oluyor. Yurtdışında olduğu gibi eğitimine anaokulundan başlayarak atık yönetimi konusunda farkındalığı artırabiliriz. 20 yıl içerisinde istenilen seviyeye bu şekilde gelebiliriz. Toplanan atıkları çeşitli işlemlerden geçirip erittikten sonra ikinci kalite hammadde üretiyoruz. Orijinal hammaddenin kilosu 10 TL iken geri döndürülmüş plastikten elde edilen hammadde 3.5 TL oluyor. Ambalajlarda geri dönüştürülmüş hammadde zorunlu olursa atığın değeri daha da artar. Devlet tarafından geri dönüşüm sektörüne daha çok hibe verilmeli. Devletin atık için harcadığı bedellerin yerine geri dönüşüm bedeli vermesi geri dönüşüm firmalarını ekonomiye kazandırır. Firmalar Endüstri 4.0’a yakın hale gelirse sektör kalkınır. Daha az atık çıkar. Emine Erdoğan Hanımefendi’nin başlattığı sıfır atık projesinin iyi ilerlemesi lazım.

EDA GEZMEK

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu