Güncel Ekonomi Haberleri

Türkiye’de Gıda Sektörü’nün Büyümesi

2023 HEDEFLERİ

TGDF (Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu) başkanı Şemsi Kopuz, yaptığı değerlendirmede 2017 yılında temkinli iyimser olduklarım söylüyor. Sektörde yatırımların kesintisiz devam ettiğini belirten Kopuz, 2017 ve 2023 yıllarına dönük şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Sektörde teknolojiye yatırımla sürekli modemize edilen Türkiye gıda ve içecek sanayi işletmeleri, ulusal ve uluslararası standartlarda üretim yapmakta, bu manada üretim itibariyle sektörümüzde bir sıkıntı bulunmuyor.

Diğer yandan iç tüketimde paketli, ambalajlı, sağlıklı gıda ürünlerinin tüketiminin artmasının yanı sıra sektördeki gelişmenin asıl belirleyicisi, sanayi ihracatımızın artmasıdır. 2016 yılında yukarda saydığım gelişmeler nedeniyle, Türkiye’nin dış ticaretine paralel olarak düşen ihracatımızı artırmak en büyük hedefimiz. Ancak iç ve dış siyasi gelişmeler, yaşadığımız coğrafyadaki gerilim ve krizler, sektör ihracatımızı etkiliyor. Nitekim sıcak bir gündem başlığı olarak Rusya’nın tarım ve gıda ürünleri ambargosunu tamamıyla sona erdirmesi yönündeki beklentimiz gerçekleşmedi. Özellikle Türkiye’nin söz konusu ülkeye tarım ürünleri ihracatında en büyük kalemi oluşturan domates ihracatında yasağın sürmesi, ihracattaki temkinli iyimserliğimizin başlıca sebebi. Bu açıdan gıda ve içecek sanayi ihracatımızın yeni ve beklenmeyen olumsuzluklar yaşanmaması durumunda 2016 yılı rakamının üzerine çıkacağını umut ediyoruz. Sektörümüzün 2017 yılında da dış ticaret fazlası vereceğini şimdiden söyleyebilirim. Türkiye’nin 2023 vizyonu doğrultusunda 150 milyar dolarlık tarımsal hasıla, 40 milyar dolarlık tarım ve gıda ihracatı hedefi ortaya konulmuş bulunuyor. İçerde ve dışarda beklenmedik olumsuzluklar yaşanmaması durumunda bu hedeflerin tutturulacağım inanıyoruz.”

SÜT ÜRETİMİ İKİYE KATLANDI

Gıda sektörü içinde sütün yeri hem halk beslenmesi hem de istihdam açısından ayrıdır. Sütle tüm Türkiye protein kaynağına ulaşırken, 100 binlerce aile de geçimini buradan sağlar. Süt sektörü Türkiye’deki istikrarla birlikte geçtiğimiz dönemde hızla büyüdü. 2001 yılında 9.4 milyon ton olan çiğ süt üretimi 2016 sonu itibariyle 18.5 milyon tona ulaştı. 2001 yılında süt ve süt ürünleri ihracatı 12 bin ton (23.3 milyon dolar) iken 2016 yılı sonunda 176 bin ton (323 milyon dolar) oldu.

SETBİR (Türkiye Süt Et Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Demeği) Başkanı Tarık Tezel, kişi başı süt tüketimini artırmak için çalıştıklarım belirterek.

2023 yılında yılda kişi başı 350 litre süt tüketimine ulaşmayı hedeflediklerini söylüyor. Tezel şu değerlendirmeyi yapıyor:

“2023 için öngördüğümüz yılda kişi başına 350 litre süt tüketim hedefine ulaşabilmek için önümüzdeki dönemde üretim, tüketim ve ihracatta yüzde 50 oranında artışı hedefleme, çiğ süt kalitesini yükseltme ve bunu yaparken rekabetçi maliyetle üretme zorunluluğumuz vardır.

Ülkemizde süt sektörü, tarım sektörünün en önemli alt sektörlerinden biri olup ekonomik büyüklük olarak tarım içinde yüzde 14 civarında bir paya sahip. Ülkemizde süt ve süt ürünleri sektöründe faaliyet gösteren yaklaşık 2 bin işletme bulunuyor. 40 bin çalışanı olan sektör, yılda 15 milyar TL ciro üretiyor.”

YATIRIMLAR DEVAM EDİYOR

Sektörün önemli kuruluşlarından biri olan ASÜD (Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Demeği) Başkam Harun Çallı da sektörde yatırımların devam ettiği bilgisini veriyor. Üretim anlamında herhangi bir sıkıntının olmadığım söyleyen Çallı, toplanan çiğ sütlerin yarısının fabrikalarda işlendiğini söylüyor. Çiğ süt üretiminde yüzde 6.7 oranında bir artış olduğunu söyleyen Çalh, sanayi tesislerinin yıllık 12-13 milyon ton çiğ sütü işleyebilecek kapasitede olduğunu belirtiyor. Çallı, şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Türkiye’deki süt ve süt ürünleri sanayi işletmeleri, teknolojiye devamlı yatırım yaparak sürekli modernize ediliyor, ulusal ve uluslararası standartlarda üretim yapıyor. Bu manada üretim anlamında sektörümüzde bir sıkıntı bulunmuyor. Diğer yandan, iç tüketimde sağlıklı gıda ürünlerinin tüketiminin artmasının yanında, sektördeki gelişmenin asıl belirleyicisi, sanayi ihracatımızın da artmasıdır. 2016 yılında yukarıda saydığım gelişmeler sayesinde, Türkiye’nin dış ticaretine paralel olarak düşen ihracatımızı artırmak en büyük hedefimiz. Ancak iç ve dış siyasi gelişmeler, yaşadığımız coğrafyadaki gerilim ve krizler, sektör ihracatımızı etkiliyor. Nitekim sıcak bir gündem başlığı olarak Rusya’nın tarım ve gıda ürünleri ambargosunu tamamıyla sona erdirmesi yönündeki beklentimiz gerçekleşmiş değil. Ayrıca güney komşularımızda yaşanan olumsuzluklar da ihracattaki temkinli iyimserliğimizin sebeplerinden. Bu açıdan bakıldığında ihracatımızın, 2016 yılı rakamının üzerine çıkacağını umut ediyoruz. Sektörümüzün 2017 yılında da dış ticaret fazlası vereceğini şimdiden söyleyebiliriz.”

FAALİYET ALAN! GENİŞ

Pınar, gıda sektörünün en güçlü markalarından biri. Et, süt ve içecek sektöründe güçlü bir şekilde yer alıyor. 44 yıldır faaliyet gösteren Pınar süt sektörünün de ilk markası. 1973 yılında Ortadoğu’nun en büyük, Avrupa’nın en gelişmiş tesislerinden biri olarak faaliyete başlayan Pınar, Türkiye’yi uzun ömürlü süt ile tanıştıran marka özelliğine de sahip. 2001 yılından sonra da hızlı bir büyüme sergileyen Pınar Süt, o yıl bin 75 çalışanla 154.2 milyon TL ciro yaparken, 2016 yılında bin 700 çalışan ile 1 milyar TL’lik ciroya ulaştı.

Bu yıl da büyümelerini sürdüre^ çeklerini belirten Pınar Süt Genel Müdürü Gürkan Hekimoğlu, “1973 yılında İzmir’de başladığı yolculuğuna 1997 yılında faaliyete geçen Eskişehir fabrikası ile devam eden Pınar Süt, son olarak 2015 yılında Şanlıurfa Fabrikası’m hizmete açtı. «SeS Süt, yoğurt, ayran, peynir, meyve suyu, tereyağı, krema, puding, ketçap, mayonez, bal, sos, reçel, tatlı ve toz ürünlerin üretimi ve satışı faaliyet alanlarımızı oluşturuyor” diyor.

Pınar, et sektörünün de öncülerinden. 34 yıldır sektörde olan firma, bugün, Türkiye şarküteri, dondurulmuş et ve dondurulmuş deniz ürünleri pazarlarının lider markası durumunda. Pınar Et Genel Müdürü Tunç Tuncer, şirketin 2016 yılını 900 çalışan ve 637.5 milyon TL ciroyla kapattığını söylüyor. Tuncer’in verdiği bilgiye göre, şirketin 2001 yılındaki cirosu 117.7 milyon TL imiş.

Pınar, su sektörünün de güçlü oyuncularından biri. 1984 yılından bu yana su sektöründe faaliyet gösteren Pınar Su’nun, Bursa İnegöl’de Uludağ kaynağı, Aydın Bozdoğan’da Madran kaynağı, Sakarya Hendek’te Gökağaç kaynağı ve İsparta Eğridir’de Ak-çaağaç kaynağında dört şişeleme fabrikası bulunuyor. Pınar Su Genel Müdürü Hüseyin Karamehmetoğlu, Pınar Su nun 2001 yılında 18.6 milyon TL ciro yapan bir şirket olduğunu belirterek, 2016 yılı sonunda cironun 163.9 milyon TL’ye çıktığım söylüyor.

12 MİLYON TL’DEN 300 MİLYON TL’YE

Sektörün önemli firmalarından biri de Teksüt. 1956 yılında Balıkesir’in Gönen ilçesinde kurulan Teksüt, 80 bin metrekare üzerine kumlu fabrikada günde 550 ton süt işleyerek, beyaz peynirden kaşara, yoğurttan tereyağına, labne peynirinden ayrana dek sekiz kategoride 40’ı aşkın ürün sunuyor. İstanbul Sanayi Odasının ‘Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşları (2015)’ listesinde 444’üncü sırada yer alan firma ayrıca süt ve süt ürünleri sektöründe Türkiye’nin en büyük 10 kuruluşu arasında.

2001 yılında günde 80 ton süt işleyip 75 kişiyle 12 milyon TL ciro yapan Teksüt, 2016 yılında 420 kişiyle günde 550 ton süt işleyip yıllık 300 milyon IL ciroya ulaştı. Teksüt A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Cevdet Arınık,2017 yılında da büyümeyi sürdüreceklerini belirterek, “Teksüt olarak sürekli yatırım yapıyoruz.

Makine-ekipman-cihaz, kapasite artırımı, standardizasyon ve hijyen gereklilikleri, satış-pazarlama faaliyeti gibi çalışmalar adına 2016’da 10 milyon TL’lik yatırım yaptık. 2017’de de yine benzer gereklilikler için 15 milyon TL yatırım yapacağımızı öngörüyoruz” diyor.

Muharrem YILMAZ / Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı
Beş yılda 250 milyon dolar yatırım yapacağız

2001 yılında, çalışan sayımız bin 329, yıllık süt işleme miktarımız 186 bin ton, satışlarımız 101 milyon TL, ihracatımız 304 bin TL düzeylerinde gerçekleşmişti.

2016 sonu itibariyle, çalışan sayımız 4 bin 700’e ulaştı. 2016’da yıllık süt işleme miktarımız 800 bin tona yükselirken, satışlarımız 2.6 milyar TL’ye, ihracatımız ise 39 milyon TL’ye ulaştı. Böylece İstanbul Sanayi Odası’nın açıkladığı ‘En Büyük 500 Sanayi Kuruluşu’ arasında 49’uncu sırada yer aldık.

2016 sonunda İzmir-Tire’de üçüncü entegre tesislerimizin açılışını Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız Binali Yıldırım’ın katılımlarıyla gerçekleştirdik.

Gelecek beş yıl içinde, ‘Çiftlikten Sofralara’ entegre iş modelimizi geliştirmeye ve yaymaya devam etmek üzere, 250 milyon dolar daha yatırım planımız var. Bu kapsamda, gübrelerimizden enerji üretme kapasitemizi artıracak ve entegrasyonumuzun yeni adımı olan organomineral gübre üretimine ilişkin yatırımlarımıza hız vereceğiz.

Ayrıca, modelimizi yaymaya devam ederek Doğu ve Güneydoğu Anadolu Sütçülük projemizi Bingöl’de faaliyete geçirmeyi planlıyoruz. 2017’de Türkiye ekonomisindeki büyümenin hızlanmasına bağlı olarak Sütaş’ta çift haneli büyüme öngörüyoruz. 2017’de özellikle ihracata daha fazla odaklanarak AB ve Ortadoğu ülkelerindeki faaliyetlerimizi artıracağız.

Organizasyon yapımızı da bu hedefi gerçekleştirmemize katkı sağlayacak şekilde yeniden düzenledik. Sütaş’ın, 50’inci yılımızı kutlayacağımız 2025’te, dünyada ilk 25 süt ürünleri şirketi arasına girmesini hedefliyoruz.

Mete ÖZ / Uludağ İçecek Genel Müdürü
“500 milyon TL sınırını geçtik”

1930 yılında kurulmuş olan Uludağ İçecek bugün “Uludağ” ana markası altında altı kategori, 18 alt marka, 42 değişik ürün ve 125 farklı ambalajı ile iç ve dış pazarlarda faaliyet gösteriyor. 2001 yılında Uludağ içecek’in iki üretim tesisi ve üç ana ürünü mevcuttu.

Pazarda sade maden suyu markası Uludağ Doğal Maden Suyu, portakallı ve sade gazoz markaları Efsane Uludağ Gazozu ile faaliyet gösteriyordu.

Şirket bünyesinde 292 kişinin çalıştığı o yıllarda şirketin cirosu 17 milyon TL idi. Firmamızın cirosu 2016’da 100 milyon TL’si ihracat olmak üzere toplamda 500 milyon TL sınırı aşıldı. 2017’de de yine çift haneli büyüme rakamlarını yakalayacağımızı ön görüyoruz. Beş yıllık planımız içerisinde mevcut ciromuzu iki misline çıkarmak var.

Kola kategorisi hariç, Türkiye, Ortadoğu ve Balkanlar’ın en güçlü içecek firması olmayı hedefliyoruz. Maden suyu ve alkolsüz içecek kategorisinde faaliyet gösteren aile şirketleri arasında Avrupa’da ilk 10 şirket arasında yer alıyoruz ve önümüzdeki 3-4 yıl içinde ilk beş içine girmeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki beş yıllık dönemde yerinde üretim yapmamıza imkan sağlayabilecek bir üretim tesisi için doğu illerinde kaynak arayışına devam ediyoruz.

Abdülkadir KÜLAHÇIOĞLU / Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği Başkanı
Yakında makarna satmadığımız ülke kalmayacak

TÜİK verilerine göre, 2001 yılında makarna üretimimiz 445 bin ton, ihracatımız 35 bin ton, ihracattan elde ettiğimiz gelir 11.6 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Makarna pazarının toplam büyüklüğü ise 220 milyon TL civarındaydı. Makarna sektöründe 27 firma faaliyet gösteriyordu.

Sektörün kurulu kapasitesi yıllık 920 bin tona ulaşmış; kurulu kapasitenin yüzde 39’u Orta Anadolu, yüzde 38’i Güneydoğu Anadolu ve yüzde 23’ü de Ege bölgesine aitti. Ortalama kapasite kullanım oranı ise yüzde 60 civarındaydı. Aradan geçen 15 yılda sektör büyümeye devam etti.

2016’da tüm olumsuzluklara rağmen Türk makarna sektörü büyük bir başarıya imza atarak üretim, ihracat ve tüketim rekoru kırdı. Türkiye’nin 2016 yılında makarna üretimi bir yıl öncesine göre yüzde 10 artışla 1 milyon 509 bin tona ulaşırken, aynı dönemde 152 ülkeye gerçekleşen ihracatı yüzde 23 artışla 831 bin tona yükselerek tarihi yeni bir rekor kırdı. Bu rekorların elde edilmesinde, kalite ve kapasite olarak üst seviyelere ulaşmamızın, küresel pazarlarda fiyat rekabeti yapabilmemizin etkisi büyük. Yine 2016 yılında makarna tüketimimiz de kişi başına 8.5 kilogramla tüm zamanların en yüksek değerine ulaştı. Sektörümüzün geçen yıl toplam cirosu 1 milyar doları aştı.

Bugün makarna sektörü doğrudan ve dolaylı olarak 30 bin kişiye istihdam sağlıyor. Makarna sektöründe hem iç pazarda hem de dış pazarlarda büyüme potansiyeli mevcut. 2017 ihracat hedefimizi 1 milyon ton olarak belirledik. 2023 yılı ihracat hedefimiz ise 2 milyon ton. Türk makarnasını 2016 yılı itibariyle dünyanın 152 ülkesindeki makarna severlerin sofrasına taşıma başarısını gösterdik. 2023 yılında, sofrasına Türk makarnası koymadığımız ülke kalmasın istiyoruz.

Rint AKYÜZ / Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Şeker fiyatları düşecek

OECD-FAO verilerine göre, 2013’te 30.1 kg olan kişi başına düşen şeker tüketimi 2025’te 32.3 kg’a çıkacak. Türkiye’de kişi başına düşen şeker tüketiminde 2016-2025 arasında yüzde 0.62’lik bir büyüme bekleniyor. Aynı verilerde Türkiye’nin şeker üretiminin 2016’dan 2025’e kadar yüzde 1.5 oranında artarak 2 milyon 762 bin tona ulaşması öngörülüyor.

Diğer yandan, AB’nin bu yıl içerisinde şeker kotalarını kaldırmasının Avrupa’daki üreticileri ve küresel şeker ticaretini ne şekilde etkileyeceği kesin olarak bilinmiyor. Ancak bilinen tek şey şeker arzının ve bunun yanında ithalatın artacağı, şeker fiyatlarının düşeceği [şu anda 400 euro civarındadır), dolayısıyla dış piyasalarda Türkiye ile rekabet eden AB gıda sanayisinin daha cazip fiyatlarla hammadde kullanacağı ve rekabet avantajı sağlayacağıdır. Bizim temennimiz daha verimli bir üretim ve istikrar için ülkemizde de şeker kotalarının kaldırılarak serbest piyasa ekonomisine geçiş yapılmasıdır. Bu hem şeker sektörünün, hem şeker kullanan sektörlerin, hem de sektörümüze hammadde sağlayan çiftçilerimizin önlerini görebilmelerini sağlayacak, dış piyasalarda rekabet gücümüzü artıracaktır.

İDRİZ ÇOKAL

Önceki sayfa 1 2

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu