Başarılı Girişimcilik

Savunma Sanayi Girişimcilere İş Fırsatları Sunuyor

Savunma Sanayiinden Kobi'lere Çağrı

İHA MOTORLARI

Türkiye’nin, 21. yüzyılın en önemli sektörlerinden olması öngörülen insansız ve akıllı sistemler sektöründe dünyada lider konumdaki ülkelerle aynı teknolojik seviyeye ulaşması ve uluslararası pazarda rekabetçi ve söz sahibi bir sektöre sahip olması hedefleniyor. Bu çerçevede insansız ve akıllı sistemlere yapılacak yatırımların Türkiye için katma değer yaratan önemli bir ihracat kalemi olacağı değerlendiriliyor. Strateji Dokümam’na göre IHA sistemleri birçok unsuru ihracat kısıtlamasına tabi olup, yurtiçinde üretilen ürünlerin üçüncü bir ülkeye satışında kısıtlamalara maruz kalabiliyor. Ayrıca askeri harekât bağımsızlığı için bazı kabiliyetlerin mutlaka yurtiçinde kazanılması gerekiyor. Bu nedenle, ÎHA sistemlerindeki ihracat kısıtlamalarına tabi olan kritik kabiliyetlerin, öncelikli olarak yurtiçinde kazanılması hedefleniyor. Kritik kabiliyetlerin başında IHA motorları geliyor. Bu kapsamda, hâlihazırda yürütülen içten yanmalı motor geliştirme çalışmalarının, geleceğin IHA sistemlerinin ihtiyaçları dikkate alınarak daha ileriye götürmenin ve gaz türbinli motorların geliştirilmesine yönelmenin uygun bir hal tarzı olacağı mütalaa ediliyor. ÎHA motor çalışmalarının, mümkün olduğunca diğer askeri ve sivil havacılık tedarik projeleri ile koordineli bir şekildc gerçekleştirilmesi de büyük önem taşıyor.

PATLAYICILARLA MÜCADELE

TSK, el yapımı patlayıcılarla (EYP) mücadeleye yönelik olarak karıştırma sistemleri tedarik ediyor ve halihazırda yoğun olarak kullanıyor. Gelecekte EYP tehdidinin önemini koruyacağını değerlendiriliyor. Karıştırıcı sistemler ve zırhlı araçların enyantere alınmasıyla EYP ile mücadelemde acil ihtiyaç kısmen karşılanmış olurken, fEYP ile mücadele konseptinin, tehdidin teknolojik gelişimi de göz önünde bulundurularak, bir bütün halinde yeniden ele alınması gerekliliğinin ortaya çıktığı ifade ediliyor. Strateji Dokümanı’na göre, EYP ile mücadelede, önleme ve korunma teknolojilerine ilave olarak tespit etme, etkisiz hale getirme ve tahmin etme teknolojilerine de yönelinmesi gerektiği değerlendiriliyor.

Anılan teknolojilere yönelik olarak önleme/karıştırma sistemlerinin tedarik faaliyetlerinde ASELSAN, ATEL Teknoloji ve Sav. San. A.Ş. TAMGÖR/SDT İş Ortaklığı firmaları ana yüklenici olarak yer almakta olup, orta ve uzun vadede bahse konu sistemlerin tedarikinde mevcut ve yeni KOBl’lerin aktif görev alması öngörülüyor. Diğer taraftan; tespit etme, etkisiz hale getirme ve tahmin etme teknolojilerinde ise öncelikli olarak ASELSAN ve TÜBİTAK’ın kabiliyetlerinin kullanılması, bununla birlikte alt sistem/ teknoloji geliştirme yeteneğine sahip olan firma/KOBî’lerin de alt yüklcnici olarak görevlendirilmesi hedefleniyor.

“YENİ PAZARLARA HAZIRIZ”

Savunma ve havacılık sanayinin, cirosundan en fazla Ar-Ge yatırımı yapan sektör olarak diğer sektörlerden ayrıldığını vurgulayan Savunma ve Havacılık Sanayi ihracatçıları Birliği (SSI) Yönetim Kurulu Başkanı Latif Aral Aliş, bu alana yatırılan her kaynağın, daha ileri teknoloji, daha nitelikli insan kaynağı, daha çok ihracat ve daha fazla istihdam olarak geri döndüğünü belirtti. Bu alanda faaliyet gösteren firmaların, dünya ölçeğinde ayrıcalıklı ürünlerini satarken, yakın zamanda daha iyisini üretmek zorunda olduklarını bildiklerini söyleyen Aliş şunları kaydetti:

“Çünkü bu sektörün doğası var olanı geçmek üzerine kurulu. Bu kadar kısa sürede dünya genelinde talep gören, beğeni toplayan ürün ve hizmetleri sunan firmalarımızı canı gönülden tebrik ediyorum. Rekabet için firmalarımız daha cesur, daha güçlü. Artık yeni pazarlara girmek için hazırız. Savunma sanayimiz gerçekten çok geniş bir yelpazede ürün ve hizmetler sunabilmekte. Bunlar başlıca kara, deniz platformları, havacılık ve uzay sistemleri, elektronik-muhabere-bilgi sistemleri, silah sistemleri ve mühimmat, destek sistemleri ve lojistik hizmetleri, askeri kıyafet ve ekipmanlar, Ar-Ge, tasarım, yazılım ve simülatör ve nano aygıtlar.”

KOBİ’LERE TEŞVİK ÇOK

TOBB Savunma Sanayi Sektör Meclisi Başkanı, Savunma ve Havacılık Sanayi İmalatçılar Derneği (SASAD) Genel Sekreter Yardımcısı Yılmaz Küçükseyhan, savunma ve havacılık sektörünün yüksek teknoloji ile iş yapan, her bakımdan hassas bir sektör olduğunu vurgulayarak, sektörde sabır ve dikkatle takip edilmesi gereken teknoloji yoğun projelerin yürütüldüğünü ifade etti. Sektörün cazip olan tarafının ödeneği olmayan hiçbir proje ihalesine çıkılmaması olduğunu söyleyen Küçükseyhan, “Belirli koşulların yerine getirilmesiyle ürünleri KDV muafiyetine ve Kamu ihale Kanunu’nun 3.b maddesi ile ayrı bir tedarik sistemine bağlıdır. Nitelikli insan gücü ağırlıklı olup katma değeri diğer sektörlerle mukayese edildiğinde oldukça yüksektir” dedi.

Küçükseyhan, son 10 yıl içerisinde sektöre ilginin arttığını, devletin sağladığı üretim yatırım ve ihracat desteklerinin önemli ölçekte artış gösterdiğini kaydetti. KOSGEB’in stratejik ürün ile tekno yatırım teşviki, KOBİ’lere verilen teşvikler yanında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın altı bölge için verdiği teşviklerin sektörün hayat pınarı olduğunu kaydeden Küçükseyhan, “Yerlilik ve Millilik konsepti kapsamında üretilen veya üretilecek olan dışarıdan ithal edilen ürün üretimi yanında milli ürün üretiminde özellikle yüksek teknoloji ürünlerine önemli miktarlarda teşvik verildi. Hükümetimizin ‘muadili Türkiye’de üretilen hiçbir ürün ithal edilmeyecek’ şeklindeki yaklaşım ve talimatının, büyüklüğü ne olursa olsun tüm sektöre ürün geliştirme ve üretim için açık bir çek olduğunu değerlendiriyoruz. İthal edilen ürünlere ilişkin envanter sektör olarak SSB yayınlarından ve duyurularından öğrenilebilir veya Sanayileşme Dairesi Başkanlığı ile Ar-Ge ve Teknoloji Yönetimi Dairesi Başkanlığı ile irtibata geçilerek bilgi alınabilir. Yüksek ve orta teknoloji listesi (3 bin kalemden fazla) Kamu İhale Kurumu ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın internet siteleri üzerinde alınabilir. Bu açıklama ile sanırım girişimciler için önemli adresleri de vermiş oluyoruz. Ayrıca çeşitli etkinliklerde tedarik makamları tarafından proje bazlı olarak girişimcilere ve yatırımcılara ışık tutacak bilgiler çok sık verilmekte” şeklinde konuştu.

MUHAREBE DENEYİMİ

Küçükseyhan, Türk savunma ve havacılık sanayii gelişimi ve performansı yurtiçi ihtiyaçlarına bağlı olduğu kadar, sektörün birinci hedefinin ihracata dönük performans gösterme çalışmaları olduğunu söyledi. Savunma sanayini ülkelerin politika ve stratejilerinden ayrı düşünmenin, sadece ekonomik bir enstrüman olarak dikkate almanın yanlış olduğunu dile getiren Küçükseyhan, “Arz etmek istediğim dünyada pek çok ülkenin uygulamakta olduğu politika ve stratejileri nispeten kısa aralıklarla değişiklik gösterebiliyor. Bugün bir numara olan hedef ülke, bir anda değişebilmekte, yönünü başka ülkelere çevirebilmekte. Bu bağlamda sektördeki firmalarımızın planlamaları ile ihtiyaçları bu tür değişimlerden etkilenebiliyor. Sektörümüz çok yakın geçmişteki döviz hareketlerinden sağlam sermeye yapısı ve devletin süratle almış olduğu tedbirlerle pek etkilenmeyen bir duruş sergiledi. Yılın ilk çeyreğinde savunma ve havacılık sanayii ihracatçı birlikleri rakamları

2019 için ümit vermekte, alman siparişler ve tahminen önemli sıçrama yapan ihracat üretimi diğer bir ifade ile ciroyu artıracak diye değerlendiriyoruz, ihraç ürünlerimizin muharebe deneyimlerinin olması diğer ülkelere nazaran önemli bir avantaj olarak görülüyor. Çok önemli bir durum olmazsa bütün değerlerde yüzde 10 gibi bir artış beklenebilir” dedi.

NASIL İHRACATÇI OLUNUR?

Küçükseyhan, Türkiye savunma sanayinde faaliyet gösteren firmaların, özellikle KOBl’lerin nasıl ihracatçı olacağını da anlattı. Sektörde yer alan özellikle küçük ve orta ölçekli firmalar alt sistemler bazında ve ürünün ömür devrine ilişkin yedek parça ve bakım onarım alanında ana sistem satıcısı firmalar ile birlikte çalıştığına işaret eden Küçükseyhan, bazı ithalatçı ülkelerin alt sistemleri değişik ülkelerden alabildiğini vurguladı, ihracatçı ana yüklenici ölçeğindeki firmaların çözüm ortağı olan KOBI’leri koltuklarının altına alıp onlarm ihracatına vesile olmaları gerektiğini belirten Küçükseyhan, “Tam olarak oturmamış bir sistem olmakla birlikte yavaş yavaş bu iş birliktelikler gelişiyor. KOBl’ler projelere uygun olarak teknolojiyi takip etmeli, kalite konusunda ve fiyat teslimat konularında hassas olmalılar. Devlet büyüklerimizin hedef ülkelere yaptıkları ticaret heyetleri ziyaretlerine katılmalı, fuar ve sergilere, uluslararası etkinliklere katılmalılar. Verdikleri sistem ve alt sistemleri devamlı takip edip markalaşmayı hedeflemeleri ve bunu başardıktan sonra markalaşmalarını korumalıdan Kara ve deniz platformlarına ilişkin alt sistemler, yazılımlar ve bakım onanın yenileştirme hizmetleri konuları ihracatta önemli hizmetler. Kişisel koruma, güvenlik konularındaki ihtiyaçlar ve hafif silahlar, giyim kuşam malzemeleri genelde Afrika, deniz ve kara platformlarına ilişkin ürünler Ortadoğu ve Asya Okyanusya bölgelerinde alıcı buluyor. ABD ve Avrupa genelde sanayi katılımı off-set kapsamında yazılım mal ve hizmet talep ediyor. Pazarlama stratejileri, destekleri ve hedef ülke lisanı da yardımcı vasıtalar” diye konuştu. Küçükseyhan, ihtiyaç duyulan önemli alanlardan birinin de nitelikli insan gücü kaynaklarının desteklenerek sektöre uygun insan gücü istihdamı olduğunu dile getirdi.

TOP ŞAHİ 209 BLOK 2 GÖRÜCÜDE

Savunma sanayinde üretici olmayı başaran genç girişimciler ve başarılarına da kısaca değinmekte fayda var. İDEF 2019 Fuarı’nda Top ŞAHI 209 BLOK 2’yi görücüye çıkaran Yeteknoloji A.Ş., Türkiye’de savunma sanayi alanında özellikle “Yönlendirilmiş Enerji Sistemleri ve İleri Teknolojilere Sahip Sistem Entegrasyonları” yapmak ve geliştirmek üzere kuruldu. ŞAHI 209-BLOK 2 sistemi tüm testleri tamamlandığında ve tam kapasiteye çıktığında 50 km menzile, etkili olacak bir mühimmatı sevk edebilecek bunu mobil ya da platform (gemi-karakol) konuşlu olarak yapabilecek. Entegre güç yönetim sistemi ile çok sayıda salvo atışı artarda gerçekleştirecek bir sistem olacak.

Firmanın kurucusu Fazıl Hızal, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi mezunu. Hı-zal, yüksek gerilim ve yüksek akım konularında yüksek lisans programlarına katılmış. Firmasının savunma sanayi alanlarında öncelikli olarak yönlendirilmiş enerji teknolojisinin savunma sanayi uygulamaları olan çalışmaları yaptığını söyleyen Hızal, “Kurulduğumuz günden bu yana çalıştığımız en önemli ve hayat geçirmiş olduğumuz projemiz elektromanyetik fırlatma sistemi olarak ŞAHI 209 Elektromanyetik Top Silah Sistemi’dir. Ayrıca yüksek güçlü mikro dalga sistemleri ve karşılık koruma tedbirleri ile robotik sistemlere yönelik ilgili çalışmalarımız da var” dedi.

DÜNYADA İLK 3’TE

“ŞAHI 209-BLOK2, Türkiye’de ilk olarak bizim başladığımız Elektromanyetik Fırlatma Sistemi (E.M.F.S.) ile ilgili 2008’den bu yana süren çalışmalarımızın son aşaması” diyen Hızal, ŞAHI 209-BLOKİ Saha Prototip’i ile bu teknolojinin sahada şartlarında ve mobil olarak uygulanabilir olduğunu, teknolojik yetkinlik gösterimini 2018’de yaptıklarını aktardı. SSB’nin tedarik ettiği bu şekilde de teknolojilerin geleceğine teknoloji hazırlık seviyesinin altı ve üstü olabileceğini gösteren bu proje ile E.M.F.S.’nin silah platformu olabilecek yetkinlikte olduğunun gösterildiğini dile getiren Hızal, “Bu aşamadan sonra 2019 içinde BLOK2 çalışmasını gerçekleştirdik. BLOKİ sistemde 1 megajul enerji depolayarak gözle görünür hedeflere zırh delici kinetik özelliklerde mermileri iletebilir iken, BLOK2 ile 10 Megajul enerji depolayarak artık topçu menzili ve ötesinde hedeflere etkili olabilecek yüksek kalibrede mermileri iletebileceğiz. Buna uygun olarak da sistemin namlu boyu, güç depolama ve şarj kaynakları da oldukça büyümüş durumda. Bu teknolojinin en büyük avantajı olan barutlu silahlardan çok daha yüksek enerji ve hızlarda mermileri hipersonik olarak atılabilmesi yanı sıra bunun çok daha ucuz ve güvenli ve kolay bir şekilde olması. Dünyada şu anda daha yüksek güçlerde olmak ile birlikte sadece ABD ve Çin bu şekilde bir silah sistemini sahada test edebiliyor” diye konuştu.

DEMİRHAN, İDEF 2019’DAYDI

Sektörün dikkat çeken yeni oyuncularından biri de İDEF 2019’da ilk defa ürünlerini görücüye çıkaran firmalardan biri olan Oguzkagan Savunma Teknolojileri. Şirket, Türkiye’nin en büyük orta sınıf silahlı insansız kara aracı “DEMİRHAN” ve Türkiye’nin ilk ve tek kamikaze insansız kara aracının “DELÜ” tasarımından üretimine kadar bütün süreçlerini kendi bünyesinde gerçekleştirdi. Şirket, insansız sistemler alanında araştırma yapan iletişim ve tasarım mezunu Ahmet Coşkun ile bilgisayar mühendisi Atıf Yılmaz tarafından 14 Kasım 2018’de kuruldu.

DEMÎRHAN’ın bugün Türkiye’nin orta sınıf en büyük silahlı insansız kara aracı olduğunu söyleyen Coşkun, geliştirme aşamasında bizzat asker ve özel harekatçıların deneyimleri, sıkıntıları ve isteklerinden yararlanarak tasarımı ve üretimi gerçekleştirdiklerini söyledi. Araçta “ve milliliğin ön planda tutulduğunu belirten Coşkun, “Yazılım, iletişim, tasarım kendi bünyemizde gerçekleştirildi. Aracımızdaki silah sistemi ve motor dahi yerli ve milli ürünler” dedi.

Bilkent Üniversitesi tahsillerini bitirdikten sonra Atıf Yılmaz ile şirket kurma faaliyetlerine hız verdiklerini söyleyen Coşkun, dört ay gibi kısa bir sürede dört silahlı ve silahsız insansız kara aracı geliştirip, üretimini yaptıklarını söyledi.

AR-GE BÜTÇELERİ ARTTI

Technopc Kurucu Ortağı Murat Yücel ise, son yıllarda bilişim sektöründeki değişimler ve yeniliklerin özellikle 20. yüzyılın ortasından itibaren daha önemli bir rol oynamaya başladığını vurgulayarak, paralelde bilimsel ve teknik ilerlemenin özellikle silahlı kuvvetlere sağladığı bu potansiyelin çoğu sanayi ülkesinin Ar-Ge bütçelerini artırmasına sebep olduğunu kaydetti. Savunma sanayisinin teknolojik üstünlük ve yenilik arayışı sebebiyle gelinen noktada, savunma sektöründe kullanılan ürünlerin yüzde 45’inin BT ürünleri olduğunu dile getiren Yücel, “Savunma sanayimdeki bu gelişmeleri takip eden, sektör özelinde birçok ürün geliştiren ve tasarlayan bir firma olarak, her sene daha fazla ülke ve firmanın katıldığı IDEF Savunma Sanayii 2019 Fuarı’nda yer aldık. Böylece fuardaki yenilikleri, önemli fırsatları tespit edebilme ve önemli işbirlikleri gerçekleştirme imkanına sahip olduk” dedi.

KÜMELENME DOPİNGİ

Yurt içi savunma sanayi firmalarının teknolojik yetkinliklerini arttırmalarının yanı sıra tedarik zincirlerinin geliştirilmesi, firmaların ürün ömür devrinin tamamında etkin rol alması, ihracatın teşvik edilmesi ve sektörde rasyonelleşmenin sağlanması adına kümelenme yaklaşımının uygun bir model olduğu değerlendiriliyor. Bu nedenle kümelenmeler ve teknoparklar teşvik ediliyor. OSTİM Savunma ve Havacılık Kümelenmesi (OSSA) üyesi Yeteknoloji Kurucusu Fazıl Hızal, kümelenmelerin özellikle savunma sanayi gibi çok dinamik ve rekabetçi bir sektörde sinerjinin ve mümkün olan maddi manevi ortak paydaların paylaşılabilmesini sağlayarak faaliyet gösteren firmaların ufkunu, çözümlerini, işbirliklerini geliştirdiğini, büyümeleri, gelişmeleri ve projelerde çözüm ortaklıkları kurarak çalışmalarına çok ciddi bir imkan sağladığını söylüyor. Hızal, kümelenmelerin sektöre girmek isteyen firmalara da ihtiyaç duyulan alanlara ve konulara, özellikle bürokrasi ve sektörde ilgili yetkili noktalara ilk erişimlerini sağlamakta çok ciddi bir avantaj sağladığına dikkat çekiyor.

Önceki sayfa 1 2 3Sonraki sayfa

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu