Dünyadan ve Türkiyeden Güncel Haberler

Sözleşmeli tarım, üreticiye de sanayiciye de kazandırıyor

Sözleşmeli üretimle, planlı tarım

ÜRÜN ÇEŞİTLERİ ARTIRILACAK

Ürün değerlendirme faaliyetleri kapsamında alınan ürünlerde sözleşmeli üretim payının artırılması ve sözleşmeli üretim yapılan ürün çeşitlerinin artırılması çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Poyraz, yıldan yıla sözleşmeli üretim miktarlarını artırarak orta vadede 5 milyar TL’lik sözleşmeli üretim hacmine ulaşılmasının hedeflendiğini kaydetti.

Sözleşmeli üretim modeli ile üretim sürecinin planlanması, bu sayede üreticinin ihtiyaç duyduğu tarımsal girdileri doğru zamanda tedarik edebilmesinin sağlandığım dile getiren Poyraz, “Üretici elde edeceği ürünü pazara ulaştırma kaygısı yaşamadan üretimini gerçekleştirmekte ve hasat döneminde eder fiyattan pazarlama imkânına kavuşmakta. Tüketiciler açısından ise sözleşmeli üretim uygulamaları ile ihtiyaç duyulan ürünler istenen zamanda belirli bir kalite standardında olmak üzere uygun fiyatlı olarak temin edilebiliyor” dedi.

Poyraz, Tarım Kredi’nin bazı tarımsal ürünlerin yurtdışma ihracı noktasında da sözleşmeli üretim girişimlerinden bahsetti. 2019 içerisinde şirketleri Tarım Kredi Birlik A.Ş.’nin Çin Halk Cumhuriyeti’nin ticaret merkezi olan Şanghay şehrinde ihracat ofisi açtığını söyleyen Poyraz, “İlerleyen dönemde Çin pazarında yer almak adına sözleşmeli üretim ürünlerinin ihracatı konusunda çalışmalar yapılabilecek. Ayrıca Rusya Federasyonu ve Balkan ülkeleri ile sözleşmeli üretim ürünlerinin ihracatı konusunda görüşmeler devam ediyor” dedi.

“UYGUN FİYATLI TEDARİK”

Poyraz, Tarım Kredi’nin yaptığı örnek çalışmalardan da bahsetti. Meyve suyu üreticileriyle, Kütahya’da vişne alımı yaptıklarını aktaran Poyraz, şunları kaydetti:

“Üretici üretiyor, 1 TL’ye satıyordu, sanayici 3 TL’ye alıyordu. Sanayici pahalı alıyor, çiftçi ucuza satıyordu. Biz piyasaya girdik. 1.6 TL’den aldık, başka illerde fiyat 1.2 TL’ye düştü. Sanayiciye de 1.9 TL’den verdik. Meyve suyu üreticileri projeyi başarılı buldu ve dört ürün için daha 2019’da birlikte çalışalım dediler. Vişne, kayısı, şeftali ve kirazda da aynı şeyi yapacağız. MEYED’e (Meyve Suyu Endüstrisi Derneği) bağlı şirketlerle yıllık 2Ü0 bin ton meyve suluk meyve tedarik edeceğiz. Makarna firmalarıyla da benzer bir işbirliğine gittik, tüm makarna sanayileriyle protokol imzaladık. Yıllık 3 milyon ton civarında buğday talepleri var, bunun 600 bin tonu ithal. Onlar adına tüm Türkiye’den ortaklarımızdan alım yapacağız. Böylece hem fiyat hem de güvenilirlik açısından vatandaşlarımıza en uygun gıdayı temin edeceğiz.”

“MİLLİ TARIMDA ÖNEMLİ ADIM”

Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Külahçıoğlu, Tarım Kredi Kooperatifleri ile yaptıkları protokol çerçevesinde bu yıldan itibaren alım yapmaya başlayacak-^ ^rlahnı vurguladı. Tarım Kredi’nin üretimciyle sanayici arasında hakem rol üstle-> neceğini belirten Külahçıoğlu, “Bu yıl mevcut tarlalarda yapılan ekimlerden yaklaşık 500 bin ton makarnalık buğdayı Tarım Kredi üzerinden almayı öngörüyoruz. Önümüzdeki yıl itibarıyla Tarım Kredi, istediğimiz sertifikalı tohumların üretici tarafından ekilmesini sağlayacak. İlk etapta talep ettiğimiz tohumların üretilip çoğaltılması da gerekecek. Onun için ilk etapta tahminen yine 500 bin ton makarnalık buğday ile üretime başlanır. 2018’dc üretim ve satış potansiyelimiz 2 milyon ton. Sözleşmeli üretimle, daha sonraki yıllarda sektörün toplam ihtiyacının tamamını bile yurt içinden karşılayabiliriz. Bu bir yönüyle, milli tarımın geliştirilmesi konusunda da önemli bir adım olacak” diye konuştu.

KAMUYA HEDEF VERİLDİ

Sözleşmeli üretimde “kamuya tedarik” pazarlama seçeneklerini artırıyor. Poyraz, sözleşmeli üretimin ilk aşamasının çiftçiler ile kooperatifler arasında yapılan ürün yetiştirme planlaması olduğuna dikkat çekerek, son aşamasının ise üretilen ürünlerin pazara sunulması olduğunu vurguladı. Çiftçiler tarafından üretilen ürünlerin kamuya tedarik imkânı ile pazarlama seçeneğinin artmasının, yıllar bazında gerçekleşen sözleşmeli üretim hacmini artırdığını kaydeden Poyraz, bu çerçevede Milli Savunma Bakanlığı, Kredi Yurtlar Kurumu, üniversiteler ve iş yurtları ile çalıştıklarını vurguladı. Türkiye’nin önemli tarımsal ürünlerinden susamda da benzer bir çalışma yapıldığını dile getiren Poyraz, “2018’de ürün değerlendirme faaliyetleri kapsamında İzmir, Kütahya, Antalya ve Gaziantep Bölge Birliklerine bağlı kooperatif ortaklarından toplam 513 ton yerli susam alındı. Tamamı yerli susamdan elde edilen helva, Vakıflar Bölge Müdürlükleri, Adalet Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı gibi birçok kamu kurum ve kuruluşlarına veriliyor” dedi.

Poyraz’ın verdiği bilgiye göre, Tarım Kredi, 2018’de kamu kurum ve kuruşlarına 262 milyon 469.5 bin TL tutarında, 2019’un 5.5 aylık döneminde ise 134 milyon 26.2 bin TL tutarında ürün tedariği gerçekleştirdi. Poyraz, 2019 sonu ürün tedarik tutarı hedefini ise 320 milyon TL – olarak açıkladı.

“GENÇLER SIKI SARILIYOR”

Sözleşmeli tarım genç nüfusun tarıma yönelmesi, köyden kente göçün önlenmesi, hatta tersine göç sürecinin başlanması noktasında önemli bir model olarak değerlendiriliyor. Tekfen Tarım Genel Müdürü Emrah İnce, günümüz gençlerinin sözleşmeli tarıma çok yakın olduklarını belirterek, gençlerin daha kesin sonuçları olan işlerle ilgilenmek istediklerini vurguladı. înce, gençlerin ne ekeceği belli olmayan, teknik desteği bulunmayan, alım ve fiyat garantisi olamayan bir üretim modeli yerine, tüm bu sayılan olumsuzluklardan arındırılmış ve uzun soluklu biliş modeli olan sözleşmeli üretime daha sıcak baktığını ifade etti. Gençlerin sözleşmeli üretim modeliyle üretime katkı sağlar hale getirilebileceğinin altını çizen İnce, “Uzun süredir devam eden sözleşmeli tohum üretim modelimizde ilk yıllar bizimle çalışan üreticilerimizin artık çocukları ve hatta torunları ile aynı model ve alanlarda üretime devam etmekteyiz. Bu da bize sürdürdüğümüz sözleşmeli tohum üretim modelinde dededen toruna devam ettiğini ve bir parça olsun köyden kente göçü önlediğini, gençlerin tarımsal üretime daha sıkı sarıldığını göstermektedir” dedi.

İnce, gelecek yıldan itibaren gençleri daha fazla tarımsal üretime almak ve sorumluluklarını anlamalarını sağlamak için belirli yaşın altında olan sözleşmeli üreticilerinin öncelikle teknik konularda daha fazla eğitim almalarını sağlayarak üretime katkılarının arttırılmasının planlandığını açıkladı.

TERSİNE GÖÇÜ TEŞVİK EDER…

Tat Konserve CEO’su Arzu Aslan Kesimer sözleşmeli üretimin köyden kente göçü önleyeceği görüşünde. Tarımsal üretimde çiftçinin ekim öncesinde kazanç tahmini yapabildiğinde daha doğru kararlar verebildiğini ve sözleşmeli tarımdaki fiyat garantisi sayesinde kazancını güvence altına alabildiğine dikkat çeken Kesimer, “Bu durumun tarımsal üretimi teşvik ederek köyden kente göçü engelleyeceğini hatta tersine kentten köye göçü teşvik edeceğini tahmin ediyoruz” dedi.

Doğru uygulanırsa sözleşmeli üretim çiftçinin lehine bir üretim şekli olduğunu dile getiren TZOB Genel Başkanı Bayraktar, sözleşmeli üretimin tarımda sürdürülebilirlik açısından da önemli olduğunu kaydetti. Ürününe fiyat garantisi verilen çiftçinin üretimi bırakmayacağını belirten Bayraktar, “Tarımda risk yüksektir ve yapısal sorunlar nedeniyle gelir diğer sektörlerin gelirlerinin çok altındadır. Üretici bu yüzden tarımdan kopmaktadır. Yeniden tarıma dönüş ve gençlerin tarımda istihdam edilmeleri doğru işleyen bir sözleşmeli tarımla artabilecektir. Gelirde istikrarı yakalayan gençler ve üreticiler geleceğin en önemli sektörü tarımdan kopmayacaklardır” dedi.

Bu arada sözleşmeli üretimde kooperatiflerin, birliklerin daha aktif rol alması, gerektiği görüşünde olanlar da var. Altı yıldır sözleşmeli üretim uygulamaları yapan Güneyliler Gıda Sanayi Şirket Ortağı Erdinç Güneyli, “Kooperatif modeli olması en uygunu. Bir bölgede sözleşmeyi yapıp kooperatif ile işi yürütmek daha kolay olur” ifadelerini kullandı.

Sözleşmeli üretim mevzuatla düzenleniyor

Türkiye’de 1960’lı yıllardan beri, tarımın çeşitli kollarında uygulanan sözleşmeli üretime yönelik çeşitli düzenlemeler yayınlandı. 25 Nisan 2006 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Tarım Kanunu’nda, sözleşmeli üretim, “üretici ve yetiştiriciler ile diğer gerçek ve tüzel kişilerin karşılıklı menfaat esaslarına dayalı yazılı akitlerle yürütülen tarımsal üretim şekli” olarak tanımlandı. Tarım Kanunu’na dayanılarak, 26 Nisan 2008 tarihli Resmi Gazete’de, “Sözleşmeli Üretim İle İlgili Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” yayınlanmış olup, bu yönetmelikle, sözleşmeli üretimin belirli usul ve esaslar çerçevesinde düzenlenerek verim ve kalitenin artırılması, tarımda sürdürülebilirliğin sağlanması, standartlara uygun ürün elde edilmesi, plânlı üretim yapılması, yeni üretim teknikleri konusunda bilgi aktarılması ve özendirici olunması amaçlandı. Bu yönetmelikle, sözleşmede yer alacak hususlar ve sözleşme ile ilgili esaslar hükme bağlandı. Süt sektörüne yönelik olarak da 16 Nisan 2015’te “Çiğ Sütün Sözleşmeli Usulde Alım Satımına İlişkin Yönetmelik” Resmi Gazete’de yayımlandı.

Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Başkanı Tarık Tezel, bu yönetmeliğin sanayiye arz edilen çiğ sütün alım ve satımının sözleşmeli usulde yapılması, üretici-üretici örgütü ve alıcı arasında uyulması gereken kuralların belirlenmesi, üretim ve pazarlamada sürdürülebilirliğin sağlanması, arz talep dengesinin oluşturulması ve çiğ süt üretiminde izlenebilirliğin sağlanması ile ilgili usul ve esasları belirlediğini vurguladı. Tezel, sözleşmeli üretimle sanayiye giden sütün denetim altına alındığını kaydetti.

Önceki sayfa 1 2 3 4Sonraki sayfa

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu