Turizm Sektöründen Haberler

Turizm sektörünün dertlerine iki çare

Çalışma mevzuatında turizm sektöründe kriz döneminde yararlı olabilecek iki önemli araç var. Bunlar sektördeki krizin aşılmasında yardımcı araçlar olarak kullanılabilir…

ÜLKE genelinde bir ekonomik krizden söz edilmemekle beraber, Rusya ile olan uçak krizi ve terörist eylemlerden kaynaklanan güvenlik konusundaki belirsizlikler, özellikle turizm sektöründe çok zor bir dönemin yaşanmasına yol açtı. Hafta içinde açıklanan rakamlara göre, Antalya’ya gelen Rus turist sayısında önceki yıla göre yüzde 98 ve Alman turistlerde ise yüzde 46.5 azalma oldu. Diğer unsurlarla birlikte değerlendirildiğinde bu durum genelde yüzde 58’lik bir turist azalması söz konusu ki, zaten çok düşük karlılıklarla yürüyen turizm sektöründe bir kriz ortamı oluşmasına yol açıyor. Ekonomik anlamda alınması gereken önlemlerin yanı sıra hukuki anlamda da hangi araçların kullanılabileceğine bakmak gerekir.

turizm

ÇAĞRI ÜZERİNE ÇALIŞMA

Özellikle turizm sektöründeki bu krizi en az zararla atlatmak için mevzuatımıza baktığımızda iki aracın varlığından söz edebiliriz: Çağrı üzerine çalışma ve kısa çalışma ödeneği.

Çağrı üzerine çalışma kavramı çalışma yaşamımıza ilk olarak 4857 Sayılı Iş Kanunu ile girdi. 4857 sayılı Kanun m. 14 hükmüne 6715 sayılı Kanun ile ayrıca uzaktan çalışma da eklendi. Yazılı sözleşme ile işçinin yapmayı üstlendiği işle ilgili olarak kendisine ihtiyaç duyulması halinde iş görme ediminin yerine getirileceğinin kararlaştırıldığı iş ilişkisi, çağrı üzerine çalışmaya dayalı kısmi süreli bir iş sözleşmesidir. Hafta, ay veya yıl gibi bir zaman dilimi içinde işçinin ne kadar süreyle çalışacağını taraflar belirleyebilecekleri gibi, taraflar belirlemedikleri takdirde, yasal düzenlemeye göre haftalık çalışma süresi 20 saat kararlaştırılmış sayılır. Çağrı üzerine çalışmada, çalıştırılmak için belirlenen sürede işçi çalıştırılsın veya çalıştırılmasın ücrete hak kazanacağı ve çağrı üzerine çalışma konusunda tarafların daha öncesinden yazılı bir sözleşme yapması gerektiği için mevcut işçilerin yükünün işverenin üzerinden alınması bakımından efektif bir yol olmayacaktır.

6715 sayılı kanunla, turizm sektöründe denkleştirme süreleri dört aya çıkartılmıştır. Turizm sektöründe dört aylık periyotlarla, işçilerin çalıştıkları saatler denkleştirilebilecektir.

Bu dört aylık periyotlar toplu iş sözleşmeleri ile altı aya kadar da artırılabilecektir. Yani bir işçi, bir ay normalden fazla çalışmış ve ertesi ay iş olmadığı için az çalışmışsa, her iki ayın toplamı normal çalışma süreleri içinde kalıyorsa, sorun olmayacak ve fazla mesai ödemek de gerekmeyecektir. Ancak bunun için işçinin yazılı rızası alınmalıdır. Toplu iş sözleşmesi yapılan yerlerde de sendikalar denkleştirmeye olumlu bakmadıkları için, toplu iş sözleşmelerine almamaktadırlar.

Bu kriz dönemine ilişkin olarak turizm sektöründeki çalışma hayatının taraflarına daha olgun ve uyumlu düşünmelerini öneririz. Herkesin katkılarıyla bu sorun aşılmalıdır.

KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ

Bir diğer araç kısa çalışma ödeneğidir. Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak önemli ölçüde azaltılması veya işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen geçici olarak durdurulması hallerinde, işyerinde üç ayı aşmamak üzere kısa çalışma yapılabilir. Kanuna göre kısa çalışma halinde İşsizlik Sigortası Fonu’ndan kısa çalışma ödeneği ödenecektir. Memnuniyetle duymaktayız ki, işsizlik sigortasında biriken kaynak, turizm sektöründeki bu geçici krizi atlatmak için kısa çalışmanın kullanılması halinde fazlasıyla yeterli olacaktır.

Genel bir ekonomik krizden bahsetmesek de, turizm sektöründeki zorlayıcı durumlar kısa çalışma uygulanmasını haklı kılmaktadır, ilgili yönetmelikte zorlayıcı sebepler, işverenin kendi sevk ve idaresinden kaynaklanmayan, önceden kestirilemeyen, bunun sonucu olarak bertaraf edilmesine olanak bulunmayan, dışsal etkilerden ileri gelen, geçici olarak çalışma süresinin azaltılması veya faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulması ile sonuçlanan deprem, yangın, su baskını, salgın hastalık, seferberlik ve benzeri nedenler olarak tanımlanmıştır. O halde; ilgili bakanlık veya Bakanlar Kurulu’nun, zorlayıcı sebebin varlığı konusunda biraz daha esnek olması ve kısa çalışmanın turizm sektörü için uygulanmasına izin vermesi, bu sektördeki krizin aşılmasına büyük katkı sağlayacaktır.

Av. Doç. Dr. MEHMET KOKSAL

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu